Salgınla İlgili 14 Kitaplık Listede 2019 yılında ortaya çıkan Covid ile bizimde şahit olduğumuz bir felaket senaryosunu içeren kitapları bulunuyor. İyi okumalar dileriz.
Salgınla İlgili 14 Kitaplık Liste
Mahşer
Yazar: Stephen King
Çevirmen: Canan Kim
Yayınevi: Altın Kitaplar
Sayfa Sayısı: 1216
Biyolojik denemeler yapılan bir kuruluştan kaçan biri, kısa süre sonra domino etkisiyle insanların yüzde doksan dokuzunu yok edecek mutasyona uğramış ölümcül bir grip mikrobunu yaymaya başlar. Hayatta kalmayı başaran korku ve şaşkınlık içindeki bir avuç insan kendilerini kurtaracak bir lider arayışı içine girer. Ve iki aday ortaya çıkar… Colorado’da bir halkevi kurmakta ısrar eden 108 yaşındaki hayırsever rahibe Abagail ve kötülükten başka bir şey düşünmeyen, kargaşadan mutlu olan şiddet yanlısı “kötü adam” Randall Flagg…
Yalnızca düşlerde var olabileceğini sandığımız karanlık bir hikâye…
“Mahşer, macera, aşk, kehanet, alegori, fantezi ve realizm öğeleriyle harmanlanmış harika bir roman.”
The New York Times Book Review
Güzellik Salonu
Yazar: Mario Bellatin
Çevirmen: Şevin Gülman
Yayınevi: Notos
Sayfa Sayısı: 72
Güzellik Salonu, Meksikalı yazar Mario Bellatin’in Türkçedeki ilk kitabı. Kadın giysileri giymekten hoşlanan bir anlatıcının sahibi olduğu güzellik salonu, zamanla salgın hastalıklardan mustarip, hastanelerde hor görülen, saldırılara maruz kalan ve toplum dışına itilen erkek hastalar için bir düşkünlerevine dönüşüyor. Kendisi de hasta olan anlatıcının biricik uğraşıysa, özenle dekore ettiği akvaryumlarda balık beslemek.
Körlük
Yazar: Jose Saramago
Çevirmen: Işık Ergüden
Yayınevi: Kırmızı Kedi
Sayfa Sayısı: 336
Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır.
Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da vardır.
Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için inanılmaz bir mücadele verir. Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesi.
Antilop ve Flurya
Yazar: Margaret Atwood
Çevirmen: Dost Körpe
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 424
“Bunları kim yaptı? İçlerinde kimler yaşadı? Kim yıktı? Tac Mahal, Louvre, piramitler, Empire State Binası…”
Sağ kalan son insan Kar Adamı’nın ayakta kalabilmek için mücadele ederken bir yandan da yok olan insanlığa yaktığı ağıttır Antilop ve Flurya.
Dünyada doğal kaynaklar tükenirken büyük şirketlerin tek derdi insanları aptallaştırarak sentetik yaşamın “daha iyi” olduğuna inandırmak ve kasalarını doldurmaktır. Şirketlere ait Sitelerde yaşayanlar olan biteni izler ve Site Yöneticilerine korkuyla itaat ederler. Zaten düşünmelerine gerek yoktur, eğlenmeleri için malzeme hazırdır: internetten canlı canlı izlenen cinayetler, intiharı bir şova dönüştürmeyi vaat eden web siteleri, çocuk ve hayvan pornoları… “Reyting”, şiddet ve cinselliğin dozuna bağlıdır, doz arttıkça reyting artar.
Hâlâ düşünebilen ve isyan edebilenler ise Avam Diyarı’ndadır ve şiddetle cezalandırılırlar. İnfazları da Sitelerde yaşayanlara internetten izletilir.
Flurya ve Jimmy’nin, ilkgençliklerinde izlediği çocuk pornosunda gördükleri Antilop, hayatlarına girdiğinde üçü de geri dönülmez bir yola çıkarlar…
Bedenlerin Göçü
Yazar: Yuri Herrera
Çevirmen: Bülent Kale
Yayınevi: Notos
Sayfa Sayısı: 110
Sokaklarda ölümün kol gezdiği ama kimsenin ölüm korkusuyla hareket etmediği, insanların adlarından çok lakaplarıyla bilindiği suç kokan bir şehir burası. Hükümet “Endişelenecek bir şey yok” dese de halkı her türlü ilişkiden kaçınmaya, yerlerinden kıpırdamamaya çağırıyor. İnsanların bir kısmı eve kapanırken bir kısmı da randevuevlerine gitmeyi, kafayı bulup belaya bulaşmayı sürdürüyor.
Tüm bu karmaşanın içinde iki mafya ailesi birbirlerinin çocuklarını esir tutuyor. Bedenlerin takasını ayarlamaksa bir zamanların avukatı, şimdinin sorun çözücüsü Elfekkak’ın omuzlarında. Hikâyeler katman katman çözülürken iki ailenin gizemli geçmişini öğreniyor, Elfekkak’ın iç çatışmalarına ve suçla kaynayan bir şehrin doğasına tanıklık ediyoruz.
Bedenlerin Göçü sessizliklerle örülü, kısa ama zengin anlatımıyla sürükleyici bir narko-noir örneği.
İstasyon On Bir
Yazar: Emily St. John Mandel
Çevirmen: Ferhan Ertürk
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 368
Şehirlerin altında hızla geçip giden trenler artık yok… Artık şehirler yok… Telefon yok… İnternet yok…
1. GÜN
Ölümcül bir grip virüsü dünyanın yüzeyinde bir nötron bombası gibi patlar. Haberler ölüm oranının % 99’un üzerinde olduğunu bildirirler.
2. HAFTA
Medeniyet yıkılır.
20. YIL
Seyyar Senfoni adındaki aktör ve müzisyenlerden kurulu bir grup, konserler vermek ve Shakespeare oynamak için yerleşim yerlerini dolaşırlar. Salgından yirmi yıl sonra, hayat göreceli olarak güvenlidir. Ama yeni bir tehlike belirir ve hayatta kalan herkesin tekrar inşa etmeye çalıştığı umut dolu dünyayı tehdit eder.
İstasyon On Bir, altı kişinin hayatlarının kesişmesini anlatır. Bunlar: meşhur aktör Arthur Leander; son anda grip konusunda uyarılan Jeevan; Arthur’un ilk eşi Miranda; Arthur’un en eski dostu Clark; Seyyar Senfoni’deki bir oyuncu olan Kirsten ve kendi kendini peygamber ilan eden esrarengiz kişidir…
“Çok iyi bir roman. Oldukça güzel… Bu yıl okuduğum kitaplar arasında diğerlerinin önüne çıkanlardan biri: İstasyon On Bir… Güzel yazılmış ve müthiş melankolik, uzun zaman unutulmayacak ve tekrar okunacak bir kitap.”
George R. R. Martin
Bul Beni
Yazar: Laura van den Berg
Çevirmen: Ferhat Kohen
Yayınevi: Encore
Sayfa Sayısı: 264
Ağır unutkanlığa neden olan ölümcül bir hastalık hızla yayılmaktadır. Virüs kaptığı halde hastalığa yakalanmamış bir genç kadın olan Joy kendi gibilerin tecrit edildiği hastanede mücadele verir. Bir yandan da doğduğunda kendisini terk eden annesinin izini sürmeye başlar. Hiç unutmayacağım şeyler: adım, uydurma doğum tarihim, bir trenin tüneldeki gümbürtüsü. Diş macununun tatlı pütürleri. Kahve ve kanın acı tadı. Geceleri Hastanenin karanlığı. Annemin gençliğindeki yüzü.
Başka insanların unutacağı şeyler: nereli oldukları, yaşları, sevdikleri insanların yüzleri. Kâseye ve güneş ışığına ve kaldırıma ne dendiği. Başlangıcın ne olduğu ve sonun ne olduğu. Ödüllü yazar Laura van den Berg’in hatırlama, unutma, kaybetme ve kapatılma üzerine bir romanı Bul Beni.
“Işık saçan bir şiirsellik… Unutulamaz dehşetli ilk paragrafından gizemli sona kadar Laura van den Berk muhteşem bir şey keşfetmiş.”
Elizabeth Hand, The LA Times
“Bul Beni hayatımızda unutmak istemediğimiz olguların güçlü bir araştırması. ‘Bazı insanlar hiç ummadığımız şekilde yapışırlar bize, her ne kadar silkip atmaya çalışsak da hafızamız terk edemez onları’ der Joy. Aynısı van den Berg’in kendisi için de söylenebilir, bu ilk romanı hafızalarda dolaşır durur.”
Nicole Lee, The Guardian
“Bul Beni’de Laura van den Berg 400.000 kişiyi yok eder ama saydığı bedenlerin dışında psikolojik bir kütleyi yok edemez. İnsanın geçmişi ve şimdiki anları yeni bir dünyanın yan etkileri değil ama tam da geleceğin tanımlanmasıdır.”
Sloane Crosley, The New York Times Book Review Critic’s Take
The Book Of M: Kıyamet Başlıyor!
Yazar: Peng Shepherd
Çevirmen: Melda Dinçel
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Sayfa Sayısı: 448
Doğaüstü bir felaketin hüküm sürdüğü bir dünyada geçen The Book of M, sevdiklerini kurtarabilmek için her şeyini feda etmek zorunda kalan bir grup insanın etkileyici hikâyesini konu ediniyor.
Bir akşamüstü, Hindistan’da akıllara durgunluk veren bir olay yaşanır. Sıradan bir adam gölgesini kaybeder ve bu olay tüm dünyaya yayılmaya başlar. Gölgelerini kaybedenler yepyeni güçlere kavuşsalar da bunun karşılığında ciddi bir bedel ödemek zorundadırlar: Bütün hatıralarını kaybetmek.
Ory ve karısı Max, ormanın derinliklerinde terk edilmiş bir otele sığınarak şimdiye kadar Unutuş’tan kaçmayı başarmışlardır. Ama bir gün yaşadıkları beklenmedik bir olay, tüm planlarını altüst eder. Ory ve Max’i oldukça tehlikeli bir yolculuk beklemektedir.
“Bu kitap büyük bir özenle hazırlanmış, dünyanın sonunu anlatan bir gerilim romanı… Shepherd’ın beklenmedik gelişmelerle okuru şaşırttığı ve anılarımızın ne kadar değerli olduğunu bize ustalıkla anlattığı The Book of M, oldukça çarpıcı ve yaratıcı bir dille yazılmış.”
USA Today
Hiçlikten Gelen Kız
Yazar: Justin Cronin
Çevirmen: Dost Körpe
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 788
Nuh Projesi: ABD ordusunun elindeki büyük güç.
İnsanların yaşlanmasını yavaşlatacak bilimsel bir proje.
Virüsün enjekte edildiği 12 idam mahkûmu…
Sonuncu ve en önemli denek: 6 yaşında, sahipsiz bir kız, Amy Bellafonte…
Kanlı bir savaş sonrasında denekler laboratuvardan kaçar.
Son derece güçlü, vampire benzeyen bu yaratıklar müthiş bir açlıkla, insanlığın sonunu getirebilecek virüsün dünyaya yayılmasına yol açar.
Çehresi tamamen değişmiş dünyada yaşamlarını devam ettirmeye çalışan insanları büyük bir mücadele beklemektedir. Bu geceden sağ kurtulan Amy, kendisine inanan ve destekleyen bir grup insanla uzun yıllara ve geniş bir coğrafyaya uzanan destansı, soluk kesen bir yolculuğa çıkacak ve kurtuluşa giden yolda anahtar kişi olacaktır.
“Muazzam bir hayal gücüyle harmanlanmış, büyüleyici ve eğlenceli bir hikâye. Hiçlikten Gelen Kız’dan 15 sayfa okuyun ve hikâye sizi alıp götürsün. 30. sayfaya geldiğinizde kitap sizi esir alacak ve gece yarılarına kadar elinizden bırakamayacaksınız.”
Stephen King
“Stephen King müptelası okurlar için bir çırpıda okunacak bir yapıt. Justin Cronin’in virüs gibi yayılan ölmeyenlerinin hikâyesi tam onlara göre.”
The Independent
“Cronin’in göz dolduran kalın romanı klişeleri aşıyor ve hararetle okunacak bir kıyamet-sonrası vampir hikâyesi sunuyor bize.”
The Guardian
Bölge Bir
Yazar: Colson Whitehead
Çeviren: Algan Sezgintüredi
Yayınevi: Siren Yayınları
Sayfa Sayısı: 280
Amerikan edebiyatının en iddialı isimlerinden Colson Whitehead, Bölge Bir’de, büyük bir salgının ardından yerle bir olan dünyada, yaşayan ölülerle ölmeden yaşamaya çabalayanların öyküsünü anlatıyor. Bir zamanların şaşaalı New York şehrinde, kurtlar sofrasında sağ kalmanın tüm incelikleri ve uygarlığın bağırsaklarında verilen amansız savaşın öyküsü… Bölge Bir, çivisi çıkmış dünyada kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış olan leşleri, kopukları ve medeniyet adıyla bilinen hastalığın son safhasını gözler önüne seren, dehşetli bir çağdaş yaşam alegorisi.
Devası bulunmayan bir salgının öyküsü bu, yaşam da dedikleri.
“Umut en tehlikeli uyuşturucudur, sakın kullanma.”
“Titreyip kendine gelmeye muhtaç, dibe vurmuş günümüz toplumuna dair zekice kurgulanmış bir metin.”
The Seattle Times
“Yılın en iyi kitaplarından biri.”
Esquire
Ben, Efsane
Yazar: Richard Matheson
Çevirmen: Özgen Berkol Doğan
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 208
Richard Matheson korku, gerilim, fantastik ve bilimkurgu türlerinin en üretken ve en yaratıcı isimlerinden, yalnızca edebiyatta değil sinemada da ardılı sanatçıları hatırı sayılır derecede etkilemiş bir usta. Ben, Efsane ise bilimkurguyla korkuyu harmanlayarak insanlığın batıl inançlarına mikroskopla bakan, yazarın en bilindik ve en düşünsel eseri.
Robert Neville dünyada kalan son insandı… ama yalnız değildi. Toz fırtınasıyla birlikte hızla yayılan bir salgın tüm insanları gece yaşayan kan emici birer yaratığa dönüştürmüştü. Bu salgından etkilenmeyen Neville ise gündüzleri vampirleri avlıyor, gece olup da yaratıklar ortaya çıkınca korunaklı evinde saklanarak hayatta kalmaya çalışıyordu.
Vampirizme neden olan mikrobu araştırarak durumu tersine çevirmeyi, hâlâ tam olarak dönüşmeyen insanları kurtarmayı amaçlayan Neville bir yandan paranoya, umutsuzluk ve yalnızlıkla mücadele ederken hayatta kalan tek insanın kendisi olmadığını öğrendiğinde geleceği tahmin edemeyeceği bir yola sapacaktı.
Vampirizm bir mit mi yoksa bilimle çözülebilecek bir hastalık mı? Bir hastalıksa tedavisi mümkün mü?
Ben, Efsane, insanın mitleşme hikâyesi
Son
Yazar: Alexandra Oliva
Çevirmen: Cumhur Mısırlıoğlu
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 416
Önce kanına girecekler. Hayali zorluklar yaratıp, olmadık ödüller vaat edecekler. Sırf güvenini kazanmak için.
Güvenme.
Sonra yanına tanımadığın insanlar katacak; en derin, en mahrem korkularınla yüzleştirecekler. Seni oyuna getirip vazgeçirmek için.
Vazgeçme.
En son rüyalarına göz dikecek, sınırlarını zorlayacak, ışığını çalacaklar. Ama sen, sonu ne olursa olsun, içindeki sese inan.
Karanlığa teslim olma.
Patlak veren bir felaketle rayından çıkan bir reality-show yarışması ve kendilerini bekleyen tehlikelerden habersiz, kaybetmemeye kararlı yarışmacılar. Sonu belirsiz bir hayatta kalma oyunu ve bu oyunun parçası olmayı reddedip içgüdülerine tutunan bir kadın. Okurların ve eleştirmenlerin övgüyle karşıladığı Son, insan ruhunun sınırlarına dair, ele avuca sığmayan, kışkırtıcı bir hikâye.
“Kitabı okurken kendinizi, son süratle uçuruma doğru giden bir arabanın ön koltuğunda oturuyormuş gibi hissedeceksiniz.”
Amazon
“Alexandra Oliva alabildiğine samimi ve sezgi dolu kalemiyle, kendini okura sevdiren, kanlı canlı bir kadın karakter yaratıyor.”
Publishers Weekly
“Gerilim yüklü, muhteşem ve zekice kaleme alınmış bir hikâye. Okurken geçirdiğim bir saniyeye bile acımadım.”
Lauren Beukes
Kıyamet Kitabı
Yazar: Connie Willis
Çevirmen: Özlem Yüksel
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 592
İlk olarak 1992’de yayımlanan ve tüm zamanların en iyi bilimkurgu eserlerinden biri olarak gösterilen Kıyamet Kitabı, Hugo, Nebula ve Locus ödüllerini almış, Arthur C. Clarke ve BSFA ödüllerine de aday gösterilmiştir.
Bugüne kadar toplamda 11 Hugo ve 7 Nebula ödülü kazanan ünlü bilimkurgu yazarı Connie Willis, 2011’de Amerikalı Bilimkurgu ve Fantezi Yazarları Derneği tarafından Yaşam Boyu başarı ödülüyle onurlandırılmıştır. Bu ödül daha önce Ursula Le Guin, Michael Moorcock, Ray Bradbury ve Isaac Asimov gibi isimlere verilmiştir.
Sadece bilimkurgu okurlarının değil, tarihi roman hayranlarının da beğeniyle okuyacağı, sürükleyici bir öykü… Zamanda yolculuk yapıp 1348 yılına, İngiltere’deki Kara Veba salgınının tam ortasına giden Kivrin’in macerası, insanlığın hem geçmişi hem de geleceği üzerine yazılmış en güzel metinlerden biri.
Nemesis
Yazar: Philip Roth
Çevirmen: Deniz Koç
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 176
Philip Roth, Nemesis’te, insanın varoluşuna dair söyledikleriyle Yunan trajedilerini hatırlatan sarsıcı bir hikâye anlatıyor. 1944 yazında, polio salgını Newark sakinlerinin, ama özellikle de çocukların hayatlarını cehenneme çevirirken, gözleri yeterince iyi görmediği için orduya alınmayan genç beden eğitimi öğretmeni Bucky Cantor, şehrin Yahudi mahallesindeki bir okulun bahçe sorumluluğunu yapmakta ve orada oynayan çocukları hastalıktan korumaya çalışmaktadır. Şehirden ve salgından uzaktaki bir yaz kampında çalışan sevgilisi Marcia’yı bir mutluluk hayali olarak hep aklında bulunduran Bucky, bu hayale bir an önce ulaşmak için acele ettiğinde, bütün hayatını değiştirecek bir seçim yaptığının farkında değildir.
Nemesis, gençlik heyecanları, ölüm korkusu, sorumluluk ve inanç üzerine unutulmayacak bir roman.