The Rat Kitap Serisi, Kesinlikle güzel biri değildi. Ancak “güzel biri değildi” demekle ona haksızlık etmiş olurum. “O, kendine yakışır güzelliğe sahip biri değildi” demek daha doğru bir ifade olur. Tek bir fotoğrafı var bende. Fotoğrafın arkasında tarih ve not da var; 1963 Ağustos. Başkan Kennedy’nin başından vurulduğu yıl. Yazlık bir yerlerde gibi, sahildeki dalgakırana oturmuş, biraz keyifsiz bir şekilde gülümsüyor.
Rüzgarın Şarkısını Dinle
Yazar: Haruki Murakami
Çevirmen: Ali Volkan Erdemir
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 168
Kesinlikle güzel biri değildi. Ancak “güzel biri değildi” demekle ona haksızlık etmiş olurum. “O, kendine yakışır güzelliğe sahip biri değildi” demek daha doğru bir ifade olur.Tek bir fotoğrafı var bende. Fotoğrafın arkasında tarih ve not da var; 1963 Ağustos. Başkan Kennedy’nin başından vurulduğu yıl. Yazlık bir yerlerde gibi, sahildeki dalgakırana oturmuş, biraz keyifsiz bir şekilde gülümsüyor.
Saçı Jean Seberg modelinde kısacık kesilmiş, kırmızı çizgili kumaştan, uzun kollu bir elbise giymiş. Hem biraz tuhaf, hem de güzel görünüyor. İnsanın yüreğine dokunan bir güzellik bu. Kız arkadaşımın neden öldüğünü kimse bilmiyor. Kendisinin bilip bilmediğinden de şüpheliyim nedense.
Haruki Murakami’nin yirmili yaşlarının sonunda yazdığı, çevrilmesine yıllar sonra izin verdiği ilk romanı Rüzgârın Şarkısını Dinle Murakami okurlarını şaşırtacak ipuçlarıyla dolu…
Pinball 1973
Yazar: Haruki Murakami
Çevirmen: Ali Volkan Erdemir
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 144
İyi oyunlar!
Bir pinball makinesinden hiçbir şey kazanamayız. Sayıya dönüştürülmüş gurur dışında. Öte yandan kaybedeceklerimiz gerçekten de çok fazladır.
Siz pinball makinesinin başında tükenmeye devam ederken bir başkası Proust okuyor olabilir. Bir diğeri açık hava sinemasında kız arkadaşıyla İz Peşinde filmini izlerken arabasında onunla oynaşıyor olabilir. İşte bu adamlar belki de dönemlerinin dikkat çeken yazarları ya da mutlu kocaları olacak kişilerdir.
Pinball makinesi sizi bir yere götürmez. Olsa olsa en fazla replay ışığı yanar. Replay, replay, replay… Kim bilir, belki de pinball makinesinin asıl amacı sonsuzluğu göstermektir.
Haruki Murakami’nin yazdığı ikinci roman olan Pinball 1973 yazarın kült romanlarında karşımıza çıkan temaların tohumlarını atan hikâyelere götürüyor bizi. Kız arkadaşı genç yaşta ölen kahramanımız, gençliğinde saatler, günler boyunca oynadığı pinball makinesinin peşine düşüyor. Murakami’nin sonraki romanlarında yeniden karşımıza çıkacak olan Fare, anlamsızlıkla savaşıyor, aşkın sınırlarını keşfediyor.
Murakami ise daha otuzlu yaşlarının başında yazdığı bu romanla uzun yıllar boyunca bizi büyüleyecek edebiyatının temellerini sağlamlaştırmaya başlıyor.
Yaban Koyununun İzinde
Yazar: Haruki Murakami
Çevirmen: Nihal Önal
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 356
Japonya hakkında tüm bildiklerinizi unutun… Haruki Murakami’nin yarattığı, insanların tek bir kimono görmeden, meslekleri için ter döktükleri, aşırı içtikleri ve dağılmış evliliklerin girdabında sürüklendikleri dünyaya girin.
Bu değişik, unutulmaz öykünün yirmili yaşlardaki kahramanı, çok ünlü bir detektifin küçük erkek kardeşi ya da en azından Japon kuzeni olabilir pekâlâ. Kadınlarla ilişkileri ve kadın kulağına duyduğu aşırı ilgi yüzünden başının derde girmesi yetmiyor, bir de sırtında krem rengi bir yıldızı olan esrarengiz koyunun peşine düşmek zorunda kalıyor. Tokyo’nun kent kargaşasından bir sağ kanat politikacısının geniş malikânesine, oradan da uzak Hokkaido Adası’nın buz gibi ıssızlığına sürükleyen bu kitap, Japonya’nın önde gelen romancısından unutulmaz, büyüleyici, heyecan dolu ve gizemli bir öykü.
“Rüyaların, sanrıların ve inanılmaz bir hayal gücünün, eldeki somut ipuçlarından çok daha önce geldiği, postmodern bir detektif öyküsü.”
Publisher Weekly
Dans Dans Dans
Yazar: Haruki Murakami
Çevirmen: Ali Volkan Erdemir
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 528
Bu dünya sandığımızdan daha kırılgan ve tekinsiz bir yer…
Adını bilmiyordum. Onunla aylarca birlikte yaşadığım halde. Aslında onunla ilgili gerçekte tek bir şey bile bilmiyordum. Pahalı bir telekız servisinde çalıştığı dışında. Servis, üyelik sistemiyle hizmet veriyordu; kimliği belli düzgün müşteriler dışında kimseyi kabul etmiyordu. Bunun dışında başka işler de yapıyordu. Normal iş saatlerinde küçük bir yayıncıda yarı zamanlı düzeltmenlik, ayrıca yarı zamanlı kulak modelliği.
Özetle çok meşgul bir iş yaşamı vardı. Bir adı vardı elbette. Aslında birkaç ad kullanıyordu. Ama yine de bir adı yok gibiydi. Yağmur gibiydi, bir yerlerden çıkıp gelmiş ve sonra ortadan kaybolmuştu. Geride sadece hatırası kalmıştı.
Haruki Murakami’nin en sevilen romanlarından biri olan Dans Dans Dans’la gizemli bir dünyanın kapılarını açıyoruz. Ortadan kaybolan çekici bir kadın… Yalnızlığını anlamlandırma çabası içindeki bir adam… Sezgileri gelişmiş sıradışı küçük bir kız… Müzik… Ve kült Murakami romanlarından artık “tanışımız” olan Koyun Adam da bu romandaki yol arkadaşlarımız