Soğukkanlılıkla, 20. Yüzyıl Amerikan edebiyatının en önemli eserlerinden. Kansas’ta cezaevinden yeni çıkan iki kişinin orta sınıf bir Amerikan ailesinin tüm fertlerini öldürmesiyle başlayan sürecin izini sürer.
Soğukkanlılıkla
Yazar: Truman Capote
Çevirmen: Ayşe Ece
Yayınevi: Sel Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 419
20. Yüzyıl Amerikan edebiyatının en önemli eserlerinden Soğukkanlılıkla’da Truman Capote, Kansas’ta cezaevinden yeni çıkan iki kişinin orta sınıf bir Amerikan ailesinin tüm fertlerini öldürmesiyle başlayan sürecin izini sürer.
O gün için yalnızca küçük bir gazete haberi olan ancak sonrasında tarihe “nedensiz” işlenmiş en vahşi cinayetlerden biri olarak geçen Clutter davasının ayrıntılarını öğrenmek üzere, Bülbülü Öldürmek’in ünlü yazarı Harper Lee ile birlikte gittikleri Kansas’ta, faillerin idamına kadar devam eden bir araştırmanın içinde bulur kendini. Ailenin yakınlarıyla, soruşturmayı yürüten dedektiflerle, cezaevindeki mahkûmlarla yıllarca süren görüşmelerin sonucunda ortaya çıkan bu roman, gerçek bir olaydan esinlenerek kaleme alınmış ilk edebi eser olarak da literatüre geçer. Suç ve suçlu psikolojisinin ustalıkla işlendiği satırlarda kendini olayın bir parçası olarak gören okur, sonunu bildiği halde kitabı bitirdiğinde cinayetlerin asıl sorumlusunun kim olduğuna karar vermekte zorlanır.
İki kez filme uyarlanan, kitabın yazılış sürecinin ele alındığı Capote filmiyle de Philip Seymour Hoffman’a en iyi erkek oyuncu Oscar’ını kazandıran Soğukkanlılıkla gerçeğin edebiyat ile buluştuğu bir kült roman…
Ateş ve Öfke – Trump Beyaz Sarayı’nın İçyüzü
Yazar: Michael Wolff
Çevirmen: Cesi Mizrahi
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 344
2017’de ABD’nin 45. Başkanı olarak Beyaz Saray’a yerleşen emlak kralı Donald Trump, Ateş ve Öfke’nin yayımlanmasını engellemek için büyük çaba sarf etti. Gazeteci Michael Wolff’un, çiçeği burnunda Başkan ve ekibiyle yaptığı birebir görüşmelere dayanan kitap, yayımlandığı anda New York Times çoksatarları arasına girdi, dünyada da milyonlarca okura ulaştı.
Donald Trump, Başkan olacağına inanıyor muydu? FBI Direktörü Comey neden görevden alındı? Güvenlik danışmanı Flynn Rusya’dan rüşvet aldı mı? Gerçek First Lady kim? Trump’ın kızı Ivanka ile damadı Jared, iktidar oyunlarının neresinde? Steve Bannon’ın Trump’ın başarısındaki rolü ne?
Amerika’ nın tarihteki pek çok başkanı dünyayı birbirine kattı. Donald Trump işe kendi ülkesinden başladı. Ateş ve Öfke, Beyaz Saray’ın alışılmadık ev sahibinin gerçekçi bir portresi.
“Michael Wolff, Amerika’yı temelinden sarsacak bir kitap yazdı.”
The Guardian
“Uydurma bir kitaptır. Michael Wolff’u Beyaz Saray’a sokan şapşal Steve’di, kendileri bu yüzden şimdi iş arıyor.”
Donald Trump
Kayıp Başkan
Yazar: Bill Clinton, James Patterson
Çevirmen: Aslıhan Kuzucan
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 488
“Köpekbalıkları dört bir yanı kuşatmıştı, kan kokusunu alan burun delikleri açılıp kapanıyordu.”
Amerika, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir tehlikeyle karşı karşıya. Dünyanın kaderini değiştirebilecek bir saldırının eşiğinde olan Amerikan siyasi erkinin en tepesindeki, kısa bir süre önce eşini kaybeden Başkan Duncan ise şüphelerin odağında. Belirsizlik ve korkunun hızla yayıldığı ülkede dedikodular süratle artıyor: Bir siber terör saldırısı mı gerçekleşecek? Başkanlık makamına yakın isimlerden biri düşmana bilgi mi sızdırıyor? Ortadan kaybolan Başkan Duncan ölüm döşeğinde mi yoksa tam anlamıyla bir ruhsal çöküş mü yaşıyor?
Amerika’nın yaptıkları ve yapmadıklarıyla tartışmalı başkanlarından Bill Clinton ile kitapları onlarca dile çevrilen James Patterson’dan Kayıp Başkan, her hamlesiyle milyonlarca insanın kaderine karar vermesi gereken ve rakipleri tarafından etrafı sarılmış birinin, kişisel hayatının en zor döneminde ülkesini kurtarmaya çalıştığı üç günü anlatıyor.
Sadece başkanlık görevini yerine getirenlerin yaşayacağı tecrübelere ve bilgilere hâkim bir isim ile tecrübeli bir yazarın elinden çıkabilecek Kayıp Başkan krizin eşiğindeki dünyamızda bıçak sırtı bir serüven.
“İktidar ve siyasetin saklı koridorlarında, karşı konulamaz, nefes kesici bir yolculuk.”
Michael Connelly
“İddialı ve çılgınca ilgi çekici.”
New York Times Book Review
“Olay örgüsü kusursuz… Üslubu tam kıvamında.”
Sunday Times
Korkun – Trump Beyaz Saray’da
Yazar: Bob Woodward
Yayınevi: Alfa Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 517
Woodward’un Başkanın Tüm Adamları’nda anlattığı, Richard Nixon’ın güç zehirlenmesi ve paranoya dolu son günlerine çarpıcı bir şekilde benzeyen Donald Trump’ın başkanlığının ilk günleri, bazen daha da içler acısı bir hal alıyor.
“Trump için gücün kaynağı, korku değil rezillik.”
The Guardian
“İnsanın ağzını açık bırakan anekdotlar…”
Washington Post
“‘Korkun’, deli kral hikâyeleri rafına konulmalı.”
The New Yorker
Kütüphanelerin Bilinmeyen Dünyası
Yazar: Susan Orlean
Çevirmen: Özlem Özarpacı
Yayınevi: The Kitap
Sayfa Sayısı: 352
29 Nisan 1986 sabahı Los Angeles Halk Kütüphanesi’nde bir alarm duyuldu. Bir süre sonra binadan kaçan kütüphane çalışanları bunun normal bir yangın alarmı olmadığını fark etti.
Yangın söndürüldüğünde, dört yüz bin kitap kül olmuştu, yedi yüz binden daha fazla kitap ise okunmayacak haldeydi. Olaydan 30 yıl sonra hâlâ aydınlatılamayan bir şey vardı: Biri kasıtlı olarak mı yakmıştı kütüphaneyi?
Ödüllü New Yorker muhabiri ve New York Times’ın en çok satan yazarı Susan Orlean, kütüphanelerin ve kütüphanecilerin hikâyesini büyüleyici ve benzersiz şekilde anlattığı Kütüphanelerin Bilinmeyen Dünyası’nda Los Angeles Halk Kütüphanesi yangınına ve sonrasındaki olaylara odaklanıyor. Ayrıca ülke çapında ve dünyanın dört bir yanındaki kütüphanelerin evrimine değiniyor ve otuz yıl önce söz konusu kütüphaneye ateş açtığından şüphelenilen sarı saçlı aktör Harry Peak’i yeniden inceliyor.
Geçmişten günümüze, kütüphane yöneticiliği yapmış birçok ilginç karakterle tanıştırıyor bizi. Orlean’ın zekâ, içgörü, merhamet ve derin araştırma yeteneği ile kaleme aldığı Kütüphanelerin Bilinmeyen Dünyası, bu sevilen kurumların kitaplardan daha fazlasını sağladığını, kalbin önemli bir parçası olduğunu ortaya koyan heyecan verici yolculuğudur. Kütüphaneler zihnimizin ve ruhumuzun ülkesidir.
Mülteci
Yazar: Alan Gratz
Çevirmen: Alp Levi
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 352
JOSEF 1930’larda Nazi Almanyası’nda yaşayan Yahudi bir çocuktur. Toplama kampına gönderilme tehlikesi büyürken, ailesiyle dünyanın öteki ucuna giden bir gemiye biner…
ISABEL 1994’te Küba’da yaşayan bir kızdır. Ülkesini kasıp kavuran isyanlar ve huzursuzluk yüzünden Amerika’da güvenli bir sığınak bulmayı umut ederek ailesiyle bir sandala binip denize açılır…
MAHMUD 2015’te Suriye’de yaşayan bir çocuktur. Memleketi savaşla paramparça olurken ailesiyle Avrupa’ya doğru yola koyulur…
Üç çocuk da sığınacak bir yer bulabilmek için elim yolculuklara çıkar. Üçü de akla hayale sığmaz dehşetlerle; boğulma tehlikeleri, bombalar ve ihanetlerle karşılaşır. Fakat yarınlarda her zaman umut vardır. Josef, Isabel ve Mahmud’u kıtalar ve seneler ayırsa da öyküleri birbirine sarsıcı bağlarla bağlanıyor.
“Çarpıcı bir roman… Trajik kayıplar ve dirence dair detaylarla dolu bu unutulmayacak ve olaylı öyküler güncel mülteci krizine ışık tutarken, güvenli bir yer aramak için çaresizce yola çıkmak zorunda kalanların karşılaştıkları zorlukları gösteriyor.”
Publishers Weekly
“Gratz, geleceğe dair umut beslememizi sağlayan küresel ve kuşaklararası yankıları olan bir öyküyü zekice ve büyük bir ustalıkla kaleme almayı başarmış… Dokunaklı, saygılı ve tarihi olaylara dayanıyor, aynı zamanda duygusal çalkantılar, macera ve merak uyandıracak detaylarla dolu.”
Kirkus Reviews
Ustaca yazılmış. Detaylı araştırmaların ürünü olan tarihi kurgularıyla tanınan Gratz, okurları hayal kırıklığına uğratmıyor. Güncel ve etkileyici bir roman… Gençlerin günümüzde yaşanan mülteci krizini anlamlandırmasına yardımcı olacak. Okunması, tartışılması ve paylaşılması gerek.”
School Library Journal
Dünyayla Benim Aramda
Yazar: Ta-Nehisi Coates
Çevirmen: Pınar Umman
Yayınevi: Monokl
Sayfa Sayısı: 144
Bir Babadan Oğula Bilgelik Dolu, Sevgi Dolu, Gözyaşı Dolu Bir Mektup.
“Bilmeni istediğim şey şu: Amerika’da siyahi bedeni imha etmek gelenekseldir -mirastır. İnsanın ülkesinin özündeki ‘aşağı’ olduğunu anlaması gerçekten korkunç bir şey. Sen ve ben, oğlum, o ‘aşağı’yız. Bu 1776’da doğruydu. Bugün de doğru. Sen olmazsan onlar olamaz ve seni kırma hakkı olmazsa dağdan düşmek, tanrısallıklarını kaybetmek ve Amerikan Rüyası’ndan çıkmak zorundadırlar. Ve bu durumda şehir dışındaki yerleşim yerlerini insan kemikleri dışında bir şeyin üzerine nasıl inşa edeceklerini, hapishanelerini insan ağılları yerine başka bir şeye nasıl çevireceklerini, yamyamlıktan bağımsız bir demokrasiyi nasıl kuracaklarını bulmak zorundadırlar…
“Mücadele senin adında, Samori -sen adını, siyahi bedenine sahip olma hakkı için Fransız sömürgecilerle mücadele eden Samori Ture’den aldın. Bizler, Derrick Bell’in bir sefer yazdığı gibi, ‘kuyunun dibindeki yüzleriz.’ Ama burada, dipte, gerçek anlamıyla bir bilgelik var ve hayatımdaki iyi şeylerin birçoğu ona dayanıyor. Ve buradaki hayatım gelip sana dayanıyor…”
Ta Nehisi Coates
“Dünyayla Benim Aramda, sizi uyandırmayı amaçlayan bir kitap… Körlüğe karşı bir uyarı.”
The Guardian
“Mutlaka okumalısınız.”
Toni Morrison
Benim Hikayem
Yazar: Michelle Obama
Çevirmen: Pınar Kür
Yayınevi: Mundi
Sayfa Sayısı: 496
ABD’nin eski first lady’sinin samimi, etkili ve ilham veren hikâyesi…
Michelle Robinson küçük bir kızken, abisi Craig’le aynı odayı paylaştığı evden, kovalamaca oynadığı parktan, ebeveynleri Fraser ve Marian Robinson tarafından sözünü esirgemeyen ve korkusuz biri olarak yetiştirildiği Chicago’nun Güney Yakası’ndan ibaret bir dünyası vardı. Ama çok geçmeden hayat onu ilerilere taşıdı; ortamdaki tek siyah kadın olmanın nasıl bir his olduğunu ilk kez öğrendiği Princeton Üniversitesi’nin koridorlarından, güçlü bir şirket avukatı olarak çalıştığı camdan iş kulesine… Sonra bir yaz sabahı Barack Obama adlı bir hukuk fakültesi öğrencisi karşısına çıktı ve özenle oluşturulmuş bütün planlarını altüst etti.
Michelle Obama bu kitapta, eşinin hızlı siyasi kariyeriyle işi ve ailesi arasındaki dengeyi kurmaya çabaladığı evliliğinin ilk yıllarını anlatıyor. Bizi kocasının başkan adayı olma kararının arkasındaki mahrem tartışmaya ve ardından kampanya sırasında popüler ama çok da eleştirilen bir figür olarak oynadığı role dahil ediyor. Ailesinin uluslararası spotlar altında gerçekleşen ve tarih değiştiren yükselişini, Beyaz Saray’da geçirdikleri sekiz önemli yıl boyunca o ülkesini, ülkesi de onu tanırken, perde arkasında yaşadıkları capcanlı hikâyeyi zarif, esprili ve alışılmadık bir açık yüreklilikle dile getiriyor.
Benim Hikâyem bizi Iowa’nın mütevazı mutfaklarından Buckingham Sarayı’ndaki balo salonlarına, yürek donduran bir yastan, zorluklar karşısındaki müthiş dirence doğru götürüyor; özüne uygun yaşamak için çabalayan, tüm gücünü ve sesini yüksek ideallere öncülük etmek için kullanan bu çığır açıcı, benzersiz, tarihî figürün ruhunun derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Michelle Obama kendi hikâyesini dürüstlük ve cesaretle anlatırken okuruna da şu önemli soruyu sorduruyor: Ben kimim ve kim olmak istiyorum?
Yan Evin Sırrı
Yazar: Shari Lapena
Çevirmen: Güneş Becerik Demirel
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 316
Yan evin duvarlarının ardında neler yaşandığını asla bilemezsin…
Marco ile Anne, komşuları Cynthia ile Graham’ın evine akşam yemeğine davetlidirler. Cynthia altı aylık bebekleri Cora’yı getirmemelerini özellikle rica etmiştir. Bebek bakıcısı yemekten az önce gelemeyeceğini söyleyince Marco bir plan yapar. Bebek telsizini yanlarına alacaklar ve bitişik evdeki bebeklerini sırayla, yarım saatte bir kontrol edeceklerdir.
Marco ile Anne gece 1’de eve döndüklerinde bebeklerini yatağında bulamazlar. Cora’yı en son 12.30’da gören Marco’dur. Eve gelen Dedektif Rasbach’ın ilk şüphelileri çıldırmanın eşiğindeki Anne ile Marco’dur…
Talebe
Yazar: Tara Westover
Çevirmen: Duygu Akın
Yayınevi: Domingo Yayınevi
Sayfa Sayısı: 384
Tara Westover’ın bir doğum belgesi olmadı. Okul kaydı yoktu çünkü hayatında hiçbir sınıfa ayak basmamıştı. Tıbbi dosyası yoktu çünkü babası tıp biliminden ziyade kıyamete inanıyordu.
Çocukluğunda Mormon babasının bağnazlığa, erkek kardeşinin şiddete teslim oluşunu izledi. Ve on altı yaşına geldiğinde Tara kendi kendini eğitmeye karar verdi. Bilgiye duyduğu açlık onu Idaho’nun dağlarından çok uzaklara, okyanusların ötesine, bir kıtadan diğerine, Harvard’dan Cambridge’e taşıdı. Neden sonra aklına şu soru düştü: “Acaba fazla mı uzağa gittim?”, “Eve dönmenin hâlâ bir yolu var mı?”
Çıktığı günden itibaren dünya çapında büyük övgü toplayan, pek çok yayın organı tarafından yılın kitabı seçilen ve şu ana dek 40 dile çevrilen Talebe bir kendini inşa öyküsü. Tara Westover, hiddetli bir sadakatle bağlandığı ailesinin, eğitim sayesinde yaşadığı değişimin ve ayrılık kederinin hikâyesini bizzat kendi hayat hikâyesini büyük yazarlara özgü bir içgörüyle anlatıyor. Yürek burkan ve umut saçan bir hikâye bu.
“Sarsıcı. . . Tara Westover’ın hayat hikâyesi sıra dışı ama kitabın merkezindeki sorular hepimize dair: Sevdiklerimiz için kendimizden ne kadar ödün verebiliriz? Büyüyebilmek için onlara ne kadar ihanet edebiliriz?”
Vogue
Uyanış
Yazar: Kate Chopin
Çevirmen: Suat Ertüzün
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 176
Yirmi yedi yaşındaki Edna Pontellier varlıklı bir adamla evli, iki çocuk annesi, güzel bir kadındır. Ailesiyle yaz aylarını geçirmek için gittikleri tatil beldesinde kendisine ayırdığı vakit, denizle kurduğu ilişki ona yeni ufuklar açar. Öncelikle bir birey olarak kendini keşfetmeye yönelen Edna, bunu yaparken toplum tarafından belirlenmiş kadınlık ve annelik rollerini, evliliği sorgular.
Kimlik, toplum, aidiyet ve özgürlük kavramlarını, bir kadının tinsel ve cinsel farkındalığa erişmesini konu edinen Uyanış, salt bir aydınlanma değil aynı zamanda bastırılmış kadın kimliğinin beraberinde getirdiği huzursuzluğu açığa vuran özgün bir roman.
“Chopin olağandışı, ilginç bir yazar… Kadınların cinsel tutkularını, ailevi ve kişisel ilişkilerini irdeleyişi zamanının çok ötesinde.”
Jean Stafford
Bülbül
Yazar: Kristin Hannah
Çevirmen: Fazilet Mıstıkoğlu
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 544
Bir Kadının Ruhunun Manzarası Savaştaki Bir Dünya Kadar Hızlı Değişebilir.
II. Dünya Savaşı döneminde Fransa’da yaşayan iki kız kardeş, annelerini küçük yaşta yitirmiş ve babaları tarafından terk edilmiştir. Viann henüz çocukken âşık olduğu Antoine’la evlenip acı tatlı bir hayat kurmayı başarırken isyankâr Isabelle gittiği bütün okullardan ya atılmış ya da kaçmıştır. Savaş alevlenmeye başlayınca Viann’in kocası cepheye çağrılır. Yine okuldan atılan Isabelle’inse ablasının yanına gitmekten başka çaresi yoktur. Fakat iki kız kardeşin arası savaş yüzünden açılır. Isabelle direnişe katılmanın bir yolunu bularak sayısız hayat kurtaracak ve imkânsız bir aşka tutulacaktır. Yolunu gözlediği veya sonsuza dek veda ettiği sevdikleri için bahçesindeki kurumuş elma ağacına birer kurdele bağlayan Viann ise çok sevdiği kocasının yokluğunda, yabancı erkeklerin işgal ettiği bir şehirde zulme, açlığa ve korkuya göğüs gerecektir.
Bazı kadınlar doğuştan cesurdur; doğru olan için savaşmak, hayat kurtarmak ve gidişatı değiştirmek uğruna kendi canlarını tehlikeye atarlar. Isabelle bu kadınlardandı… Ama bazı kadınlar da sabır ve fedakârlıklarıyla direnir, sevdiklerini koruyup kollar ve hayatı onlar için yeniden inşa eder. İşte, Viann’in hikâyesi de tam olarak böyleydi…
“İki kadının Fransız Direnişi’ne verdiği destek, aşkları, kayıpları ve zaferleri… Bülbül’ü elimden bırakamadım.”
Suzanne Droppert
“Bülbül’ün edebiyat dünyasındaki etkisi bir fırtınadan farksız olacak.”
Booklist
“Gözlerinizde yaş kalmayana kadar sayfaları çevirmeye devam edeceksiniz.”
Daily Mail