Dracula, geldiği dünyanın bir bakıma belirsiz oluşu, iki dünya arasındaki sıkışmışlığı, aydınlanma Avrupası için ‘dış’ bir coğrafyayı temsil etmesi, aklın denetim sınırları dışında kalması, tekinsiz olanın uyanması kuralına uymaktadır.
Dracula
Yazar: Bram Stoker
Çevirmen: Zehra Handan Salta
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa Sayısı: 512
Hava karardığı zaman yolcular arasında bir heyecan dalgasının dolaştığını hissettim, birbirlerinin peşi sıra hepsi sürücüye daha hızlı gitmesi için ısrar ediyor gibiydiler. Uzun kamçısıyla atları acımasızca kırbaçladı, hoyrat hoyrat bağırıp atları hızlandırmaya çalıştı. Sonra karanlığın içinde, önümüzde gri bir ışık görür gibi oldum; sanki tepelerin arasındaki bir yarıktan geliyor gibiydi. İşte o zaman yolcuların heyecanı büsbütün arttı; şirazesinden çıkmış arabamız deriden yayların üzerinde şöyle bir titredi ve fırtınalı denizde kalmış bir tekne gibi bir o yana, bir bu yana sallandı…
“Dracula’nın geldiği dünyanın bir bakıma belirsiz oluşu, iki dünya arasındaki sıkışmışlığı, aydınlanma Avrupası için ‘dış’ bir coğrafyayı temsil etmesi, aklın denetim sınırları dışında kalması, tekinsiz olanın uyanması kuralına uymaktadır. Farklılık, Kont’un, görünürde huzurlu, güvencelerle donanmış bir dünyaya “davet edilmeyip” kendisinin gelmesinde ortaya çıkar. Denetlenemez olan, dünyanın bildik bilimsel-akli araçlarıyla geri çevrilemez olan şey ‘ülkeye sızmıştır.’ Bir ölümsüz olarak Dracula, romanda iki oluş/durum arasında, tanımlanamayan bir yerdedir: Teritorium incognito. Böyle iki oluş arasında kalmış, varlığı belirsiz biri olduğu için de ne bir gölgeye sahiptir ne de aynada bir yansımaya…”
Veysel Atayman
Carmilla
Yazar: J. Sheridan Le Fanu
Çevirmen: Nagihan Çakır
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 112
Vampir anlatısının kurucularından Le Fanu, Carmilla’da okuru Viktoryen dönem şatolarında, tekinsiz ormanlarında bir yürüyüşe çıkarıyor. Adabımuaşeret, beş çayları, rüyalara sızan meşum karaltılar ve mütemadiyen dizginlenen çılgın arzular.
Doğaüstüne meraklı bir dedektif olan Doktor Hesselius’un maceralarından biri olarak kaleme alınan Carmilla kadın karakterler etrafında gelişmesi, hemcinse duyulan ilgiyi yansıtması ve gizemlerini keyif alınası bir tempoda açık eden kurgusuyla türün diğer eserleri arasından sıyrılmayı başarmış bir klasik.
Babası ile beraber kentten uzak bir şatoda yaşayan genç Laura, ümitsizce arkadaş özlemi çekmektedir. Tam da bu sırada bir kaza eseri şatolarına misafir ettikleri Carmilla’yla kendine uygun bir arkadaş bulduğunu düşünür ancak Carmilla her geçen gün garipleşen davranışları ve bazen de kendini kaybetmesiyle Laura’yı ürkütmektedir. Yakın köylerde baş gösteren hastalık ve ölümler hem Laura’yı hem de babasını endişelendirmeye başlar ve gözler ister istemez gizemli misafirlerine çevrilir.
Her kederli mâcera bir kabusla başlar…
Frankenstein
Yazar: Mary Shelley
Çevirmen: Serpil Çağlayan
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 300
Doğanın ve yaşamın sırrına vakıf olduğunu düşünen genç bilim adamı Victor Frankenstein ceset parçalarından bir canavar yaratır. Victor’un denetiminden çıkan canavar sevgisizlikten ve kimsesizlikten yakınacak kadar “insanlaşır” ve yaratıcısından ona bir eş yaratmasını ister. Victor’un bu noktadaki tercihi kendi yarattığı canavarla yüzleşmekten kaçınan bütün bir insanlığın trajedisine dönüşecektir.
“Frankenstein’ın canavarı hâkim sınıflar için tüm insanların eşit olduğu düşüncesine razı gelmenin ne kadar güç olduğunu anlamamızı sağlar. Frankenstein’ın icadı kapitalist üretim sürecinin göz alıcı bir metaforudur.”
Franco Moretti
İlginizi Çekebilir: “Frankenstein” Kitap Yorumu
Şeytanın Gizli Yüzü
Yazar: Matthew Gregory Lewis
Çevirmen: Kayra Kaan Fazlı
Yayınevi: Parola Yayınları
Sayfa Sayısı: 368
Bu romanın temeli, Derviş Barsisa’nın The Guardian’da yayımlanan öyküsü üzerine yazılmıştır.
Ambrosio ünlü bir keşiş. Lorenzo zengin genç bir soylu; Ve Antonia güzel genç birkadın. Ambrosio kendine güvenen, şeytana bile karşı gelebileceğini düşünecek kadar güçlü görmektedir ve asla baştan çıkarılmayacağından emindir. Günün birinde yüzü bir maskenin arkasına gizlenmiş gizemli bir kadının manastıra gelişiyle inançları sarsılacak ve manastırda doğaüstü olaylar meydana gelmeye başlayacaktır.
1796 yılında yayımlanan ve kısa sürede dünya edebiyatındaki yerini alan Gothic özellikteki roman yazarın “Monk Lewis” olarak anılmasına vesile olmuştur. Birçok dilde baskısı yapılan bu eser, aynı zamanda tiyatro, sinema ve opera olarakta uyarlanmıştır.
Cthulhu’nun Çağrısı
Yazar: Howard Phillips Lovecraft
Çevirmen: Dost Körpe
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 160
Lovecraft’ın neden korku edebiyatının ustası olarak anılması gerektiğini gösteren; yabancılığın, dehşetin, tekinsizliğin anlatıldığı toplam yedi öykü var bu kitapta.
Korku ancak gördüğümüzde bilebildiğimiz bir şey midir? Yoksa bilmediğimizi gördüğümüz şey midir? Belli ki Lovecraft bunu sorguluyordu bu öyküleri yazdığı sırada. Hep korkularımızdan ve bilmediklerimizden bahsetmeye çalıştı. Çalıştı diyoruz, çünkü asla tam olarak bahsedilemeyeceğini biliyordu. Tıpkı bu öykülerde olduğu gibi, dehşeti tarif etmek mümkün değildi. Tarif eden ya mezarlığa düştü ya da akıl hastanesine; ya müzisyen oldu ya da ressam; ya aynaya baktığında başkasını gördü ya da denizin dibinde buldu kendisini.
Bu kitap bir dehşet davetiyesi, bir delilik güzellemesi.
Bu, Lovecraft’ın çağrısı…
“Lovecraft’ın eserleri modern korku edebiyatında bir dönüm noktası.”
Clive Barker
“Lovecraft’ın üslubu ve hayal gücü büyüleyici.”
Alan Moore
“Stephen King’den Colin Wilson’a, Umberto Eco’dan John Carpenter’a kadar çok farklı insanları etkileyen nadir yazarlardan. Olağanüstü.”
Neil Gaiman
Dr. Jekyll ile Bay Hyde
Yazar: Robert Louis Stevenson
Çevirmen: Ebru Kılıç
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 88
Çağının önde gelen yazarlarından Robert Louis Stevenson’ın en önemli eserlerinden biri olarak görülen Dr. Jekyll ile Bay Hyde,Viktoryen dönemin ahlakçı paranoyasının insan bilincinde yarattığı yarılmayı yansıtan bir başyapıt.
Avukat Bay Utterson, kadim dostu Doktor Henry Jekyll’ın son isteğinin ardındaki gizemin peşine düşmekten kendini alamaz. Dr. Jekyll’ın tüm mirasını bıraktığı şu gizemli Bay Hyde kimdir? Soylu Sör Danvers’ı kim öldürmüştür?
Stevenson, bir insanın ruhundaki iki farklı kişiliği, saf iyiyle saf kötünün temsillerini yansıttığı ürkütücü eseriyle hem gizem hem korku hem de bilimkurgu türünde çığır açmayı başarıyor.
“Yalnızca iyi bir ‘öcü masalı’ değil aynı zamanda nesirden ziyade şiire yakın bir hikâye. Bu yüzden yeri Madam Bovary ve Ölü Canlar gibi şaheserlerin yanı.”
Vladimir Nabokov
Görünmez Adam
Yazar: H. G. Wells
Çevirmen: Ayşe Belma Dehni
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa Sayısı: 240
Soğuk bir kış günü, elinde küçük bir valizle Iping Köyü’ne gelen yabancı yüzünü ve tüm vücudunu saran beyaz sargıları, büyük mavi gözlükleri, fötr şapkası ve uzun paltosuyla garip bir görünüşe sahiptir. Iping sakinleri, en az görünüşü kadar garip davranışları da olan yabancının bir şeyler gizlediğini fark edince, ona sorular sormaya başlarlar. Şüphe ve merakın iç içe geçtiği bu sorular, gücün sırlarıyla ilgili çetin bir maceraya davet eder onları:
Görünmez biriydim ve görünmezliğin bana verdiği olağanüstü avantajları daha yeni yeni fark etmeye başlıyordum. Şimdiden kafamın içi artık özgürce yapabileceğim tüm o çılgınca ve müthiş şeylerin planlarıyla doluydu.
H. G. Wells 1897 yılında yazdığı bu bilim kurgu romanında, görünmezliğin sırrını bulan Dr. Griffin’in keşfinin nasıl kontrolden çıktığını anlatırken, toplumun kendinden olmayanlara karşı gösterdiği saldırgan tutumlara da sarsıcı eleştirilerde bulunuyor. Görünmez Adam, toplumun dışladığı ve toplumu dışlayan marjinal bir adamın öyküsüdür; Wells bize, pek çok kitabında olduğu gibi, yine şunu soruyor: “Başınıza böyle bir şey gelseydi peki siz ne yapardınız?”
Gammaz Yürek – Dönüşüm
Yazar: Edgar Allan Poe, Franz Kafka
Çevirmen: Çağlar Aydınoğlu, Seval Oğan
Yayınevi: Elhamra
Sayfa Sayısı: 168
İki Kitap Birden projesi dil, anlayış, içerik ve edebi kimliğin dışavurumu noktasında benzer yazarları ve eserlerini bir araya getirmeyi amaçlayarak yola çıktı. Örneğin; Edgar Allan Poe ve Franz Kafka. Yazın dünyasına getirdikleri yenilikçi ve özgün yaklaşımları ile “farklı olma” adına öylesine uygun iki yazardı ki bir arada, aynı kitapta İki Kitap Birden konsepti içerisinde yer almalarını istedik. Okurken, bu yakınlığı sizlerin de hissedeceğinizden eminiz.
Müziği, şiirsel prensibin en yüce simgesi olarak var sayan Edgar Allan Poe; kötülük, suç, korku, felaket, uğursuzluk, ölüm, ölümden sonraki yaşam gibi, başka şiir ve öykülerde ele alınan konulardan farklı konuları işlediği, okuyucuların düş gücünü kamçıladığı yapıtlarıyla üne kavuşmuş bir isim. Ayrıca polisiye ve gotik romanların öncüsü sayılır. Hayal ürünü öykülerin kökeni düşünseldir, ancak mantık yürütmeye dayalı hikâyelerden, fikirleri daha dolaylı yollardan sundukları ve mantıksal analizden ziyade olay etkisine yaslandıkları ölçüde farklılaşırlar. Poe’nun Dupin karakteri, matematikçinin mantıksal akıl yürütmesiyle şiirsel imgelemi bir araya getirdiği için çözebilmiştir “Morg Sokağı Cinayeti” nin sırrını. Yine “Çalınan Mektup”ta Dupin kendisi gibi matematikçi ve şair olan Bakan D’de neredeyse dengini bulur.
Franz Kafka’da, Dönüşüm’de yozlaşmış aile ilişkilerini en ince ayrıntılarına kadar irdeleyen, toplumun dayattığı, işlevini yitirmiş kalıplara, bilinçli olarak başkaldıran bireyin öyküsünü, belki de, en çarpıcı biçimde dile getirir. Sistem içinde köleleşen, sürekli olarak sorumluluklar içinde bunalmış, bu sorumlulukları yerine getiremediğinde de toplum tarafından dışarı atılan bireyin resmedildiği muhteşem bir öyküdür. Çünkü bu öyküde yabancılaşmanın kaynağında daha çok ekonomik ile sosyal nedenlerle, bireyin kendi emeğine ve özüne yabancılaşması temalarına yer verilir…
Hikâyelerin genel hatlarına baktığımız zaman akla yazınla yakın bağları olan, yine bu hikâyeler çevresinde açıklayabileceğimiz bir kaç metin gelir. Bunlar; Edgar Allan Poe’nin Gammaz Yürek’i, Franz Kafka’nın Dönüşüm’ü. Onlarda da tıpkı bu hikâyelerde de olduğu gibi karanlığın, haksızlığın durumu belirgin ve en dile gelmiş hâliyle görülür.
Oz Büyücüsü
Yazar: L. Frank Baum
Çevirmen: Volkan Yalçıntoklu
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 144
1900 yılında yayımlanan Oz Büyücüsü, yazarı L. Frank Baum’un ifadesiyle “merak ve eğlencenin korunduğu, kederin ve kâbusların dışarıda bırakıldığı modern bir masal” olmayı amaç edinir. Amerikan edebiyatının ilk masalı olarak görülen eser, 1890’ların Amerika’sındaki ekonomik, politik ve toplumsal durumun sembolik bir alegorisi olarak değerlendirilir ve Batı’daki çiftçilerin durumunu, dönemin altın piyasasını ve İç Savaş’tan sonra çalışamayıp ekonomik sorunlar yaşayan işçileri sembolize eden unsurlar taşıdığı ileri sürülebilir. Söz konusu alegorik özelliği ve hayali öğeleriyle hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap eden bu klasikleşmiş eser, bir kasırgaya kapılan küçük Dorothy ile köpeği Toto’nun Kansas’ın uçsuz bucaksız çayırlarından fantastik Oz Diyarı’na uzanan yolculuğunu ve bu serüvende edindikleri sıra dışı dostları anlatır.
Çıktıkları zorlu ve tuhaf yolculukta Korkuluk beynini, Teneke Adam kalbini, Aslan da cesaretini ararken Dorothy’nin tek istediği Kansas’a, teyzesiyle eniştesinin çiftliğine geri dönebilmektir. Ne de olsa insanın evi gibisi yoktur…
Vampir
Yazar: John William Polidori
Çevirmen: Yiğit Yavuz
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 64
Modern vampir mitinin öncülerinden ve gotik korku edebiyatının klasik yazarlarından kabul edilen John William Polidori, Lord Byron’ın özel doktoru ve arkadaşıydı. Lord Byron, Percy Shelley ve eşi, Frankenstein’ın yazarı Mary Shelley’yle beraber korku hikâyeleri okudukları gecelerde doğan ve 1819’da yayımlanan bu öykü, Bram Stoker’dan Anne Rice’a, Alan Ball’dan Francis Ford Coppola’ya kadar birçok sanatçıyı etkiledi. Eser, satış kaygıları nedeniyle Lord Byron’ın ismiyle yayımlandı. John William Polidori hem eserini kendi ismiyle yayımlatamamanın bunalımı hem de kumar borçlarının yarattığı baskılar nedeniyle yirmi beş yaşında intihar etti. Ancak Vampir ve Polidori’nin yarattığı Lord Ruthven karakteri iki yüz yıldır okurların hayal güçlerine ve kâbuslarına musallat olmaya devam ediyor.
Varlıklı bir ailenin çocuğu olan İngiliz centilmen Aubrey, yüksek sosyetenin içine yeni giren gizemli Lord Ruthven’in etkisine girer. Lord Ruthven’in bilinmeyen geçmişi, tuhaf davranışları Aubrey’nin merakını cezbetmektedir. Ancak genç adam, kısa sürede yeni arkadaşının şatafatlı görünümünün altında kötücül birinin gizli olduğunu keşfedecektir. İkilinin Avrupa gezileri sırasında Lord Ruthven onlara saldıran bir grup haydut tarafından yaralanır. Son nefesini vermeden önce Aubrey’den ölümünü ve işlediği suçları toplam bir yıl bir gün kadar gizli tutmasını rica eder. Ancak Lord Ruthven ölümünden bir yıl sonra Londra’da tekrar göründüğünde ve Aubrey’nin kız kardeşine kur yapmaya başladığında adamın korkunç sırrı da ortaya çıkar.
O
Yazar: Stephen King
Çevirmen: Oya Alpar
Yayınevi: Altın Kitaplar
Sayfa Sayısı: 1216
Küçük bir Amerikan kasabası olan Derry’yi diğer kasabalardan farklı kılan şey, kanalizasyon mazgallarının altındaki dehlizlerde yaşayan, kendini kimi zaman kâbuslarda, kimi zaman da gerçek hayatta gösteren bir yaratığın, insanları kendi karanlık dünyasına çeken esrarengiz bir gücün varlığıdır. Bu korkunç yaratıkla uzun yıllar önce savaşıp ardından kasabayı terk eden ve kendilerine yeni bir hayat kurmuş olan yedi çocuk, artık birer yetişkin olmuş ve yaşadıkları dehşet dolu günleri unutmuşlardır. Ancak, anılarının derinliklerine gömülen yaratık yıllar sonra yeniden harekete geçince, onunla bir kez daha hesaplaşmak zorunda kalırlar. Geçmişte kalan kâbuslar, şimdiki zamanda korkunç bir gerçeğe dönüşmüştür artık.
Stephen King’in yazımını dört yılda tamamladığı ölümsüz başyapıtının sansürsüz ve eksiksiz metnini okurken tam da Daily Express’in tarif ettiği gibi, kendinizi O’nun karanlık dünyasında hissedeceksiniz.
Uğultulu Tepeler
Yazar: Emily Bronte
Çevirmen: Ertuğrul Koç
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 432
Bütün dünya onun bir zamanlar yaşadığının, benim de onu kaybettiğimin korkunç hatıralarıyla dolu sanki!
Kasvetli York kırlarındaki Thrushcross Grange’in yeni kiracısı Lockwood’un, bir gece ev sahibinin Uğultulu Tepeler’deki evine sığınmak zorunda kalmasıyla başlıyor hikâye. Gecenin sakinleşmesi beklenirken, geçmişin rüzgârları ve fırtınaları da köşkün içinden yükseliyor.
İngiliz edebiyatının en gerçekçi erkek karakterlerinden Heathcliff ve en sevilen kadın kahramanlarından Catherine Earnshaw arasındaki gerilimli tutku ve nihayetinde gerçekleşen ihanetin yıllar öncesinden gelen anıları kendilerini hatırlattıkça, Bronte’nin fısıltıları da kulağımızda uğulduyor.
Heathcliff’in aksiliği ve intikam tutkusu bir sonraki nesli etkilerken, masum varisler de geçmişin üzerlerinde gezinen hayaletinden kaçmaya çalışıyor.
Şeytan
Yazar: William Peter Blatty
Çevirmen: Uğur Mehter
Yayınevi: Feniks Kitap
Sayfa Sayısı: 491
“Saat yarıma gelirken, Chris kaşlarını çatarak merakla başını okuduğu senaryodan kaldırdı. Tıkırtılar duymuştu. Tuhaf tıkırtılar. Boğuk. Ritmik ve çoğul. Ölü bir adamın iletmeye çalıştığı bilinmezliklerle dolu bir şifre gibi.
Komik.
Bir süre daha sesleri dinledi, sonra dinlemekten vazgeçti; ama tıkırtılar devam ettiğinden, kendini okuduğuna bir türlü veremiyordu. Hışımla senaryoyu yatağın üzerine çarptı.
Tanrım, bu sesler beni çıldırtacak!
Sesin kaynağını bulmak üzere ayağa kalktı.
Koridora çıkıp etrafına bakındı. Tıkırtılar sanki Regan’ın yatak odasından geliyordu.”
Şeytan yayınlandığı ilk günden itibaren popüler kültürü sonsuza kadar değiştirdi. William Petter Blatty’nin 40 yıl sonra tekrar elden geçirdiği bu kitap, korku romanları türünde bir kült haline gelirken hep bir numarada kaldı. İnanç ve batıllık üzerine kuşkuları kaşıyarak toplumda bir çığır açan bu hikâye, şimdi Blatty’nin eklediği yeni karakter ve bölümlerle kendinden sonra gelecek korku hikâyelerine yepyeni ve amansız bir yol döşüyor. Hep gündemde kalmayı başaran Şeytan’ı unutamayacaksınız.
“Gerilim sisi hiç bırakmayacak.”
Publishers Weekly
“Her gece yarısında hatırlanacak bir korku hikâyesi.”
The Boston Globe
Dorian Gray’in Portresi
Yazar: Oscar Wilde
Çevirmen: Ezgi Altun
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 192
Oscar Wilde’ın tek romanı ve en bilinen eseri olan Dorian Gray’in Portresi, güzelliğiyle herkesi etkileyen ama yozlaşmış bir adamın, kötülük, aldatmaca ve skandallarla örülü hikâyesini gözler önüne seriyor. Kendisi yerine portresinin yaşlanmasını isteyen Dorian’ın tüm hayatı, bu dileğinin gerçekleşmesi üzerine değişir. Bu sırrın ağırlığı gün geçtikçe arttığından, Dorian’ın zulümleri ve ahlâksızlığı da aynı derecede artar.
Yazıldığı andan itibaren pek çok tartışmaya sebep olan bu sansasyonel roman, insan kötülüğünü estetikle birleştiren, sanatın köklerini irdeleyen, Wilde’a bir sanatçı olarak hak ettiği değeri kazandıran bir başyapıt. Ancak Oscar Wilde’ın da dediği gibi, “Tüm sanatlar oldukça beyhudedir.”
Mahşer
Yazar: Stephen King
Çevirmen: Canan Kim
Sayfa Sayısı: 1040
Yayınevi: Altın Kitaplar
Biyolojik denemeler yapılan bir kuruluştan kaçan biri, kısa süre sonra domino etkisiyle insanların yüzde doksan dokuzunu yok edecek mutasyona uğramış ölümcül bir grip mikrobunu yaymaya başlar. Hayatta kalmayı başaran korku ve şaşkınlık içindeki bir avuç insan kendilerini kurtaracak bir lider arayışı içine girer. Ve iki aday ortaya çıkar… Colorado’da bir halkevi kurmakta ısrar eden 108 yaşındaki hayırsever rahibe Abagail ve kötülükten başka bir şey düşünmeyen, kargaşadan mutlu olan şiddet yanlısı “kötü adam” Randall Flagg…
Yalnızca düşlerde var olabileceğini sandığımız karanlık bir hikâye…
“Mahşer, macera, aşk, kehanet, alegori, fantezi ve realizm öğeleriyle harmanlanmış harika bir roman.”
The New York Times Book Review