Squid Game, para sıkıntısı çeken yüzlerce oyuncunun çocuk oyunlarıyla galip gelip para ödülü kazanmalarının, birbirleri arasında psikolojik ve fiziksel savaşın resmedildiği bir dizi.
Squid Game Kitap Listesi
Ölüm Oyunu
Yazar: Koushin Takami
Çevirmen: Müge Kocaman Özçelik
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 624
Varoluş ile vicdanın mücadelesi: Bir adaya hapsedilmiş 21 kız ve 21 erkek öğrenci. Şiddet dolu, kâbus gibi bir oyun.
Onlarca silah, psikolojik bir savaş ve tek bir kazanan…
Totaliter Büyük Doğu Asya Cumhuriyeti, halkı baskı altında tutmak için her sene acımasız bir askerî program düzenlemektedir. Bu doğrultuda ıssız bir adaya götürülen lise öğrencilerine rastgele silahlar verilmekte ve kuralları çiğnediklerinde patlayan tasmalarla, geriye tek kişi kalana kadar birbirleriyle mücadele etmeleri beklenmektedir…
Modern Japon edebiyatının klasikleşmiş eserlerinden sayılan ve aman vermez günümüz dünyasında hayatta kalmanın anlamına dair çok güçlü bir alegori olan Ölüm Oyunu, şiddet kavramını baş döndürücü bir gerilimle işliyor.
“Ölüm Oyunu, delicesine keyifli ve dehşet dolu bir nükte. Belki de başlı başına delicedir.”
Stephen King
“Otomatik Portakal’daki şiddet, Sineklerin Tanrısı’ndaki insan doğasıyla birleşiyor; kalbi dayanmayacaklar okumasın.”
Publishers Weekly
Bir Katilin Güncesi
Yazar: Kim Young-Ha
Çevirmen: Açelya Yavuz, Özlem Gökçe
Yayınevi: Timaş Yayınları
Sayfa Sayısı: 144
Yetmişine basmış Byıonğsu Gim eski bir seri katildir. En son kırklı yaşlarında cinayet işleyen ve hayatına sıradan bir vatandaş olarak devam eden Byıonğsu, yaşadığı kentte bir katil birbiri ardına kadınları öldürmeye başlayınca, bu katilin kurbanlarından biri olmasından korktuğu kızı Inhi’yi korumak için fiziksel olarak hazırlanmaya başlar. Ancak hayat ona kızını koruma yolunda kötü bir sürprizle karşılık verir. Byıonğsu, Alzheimer’a yakalanmıştır ve hafızasını her geçen gün kaybetmektedir. Üstelik şüphelendiği adam, kızının evlenmeyi planladığı Cute’dir.
Güney Kore edebiyatının çağdaş yıldızlarından Kim Young-ha’nın kaleminden karanlık, keskin, parlak ve sürprizli bir roman: Bir Katilin Güncesi.
“Koreli yazar Kim Young-ha’nın öyküleri şimşek gibi çarparak sinirlerinizi yakacak, heyecan verici, çarpıcı metinler. Bir Katilin Güncesi, son iş olarak kızını öldürmeye kararlı bir adamı hedef alan seri katili konu alıyor. Kim’in neden Kore’deki tüm edebiyat ödüllerine layık görüldüğünü ve neslinin en iyi yazarı olarak kabul edildiğini anlamak hiç zor değil.”
NYLON
“Kim, ‘öteki’nin içindeki insanlığı, trajedinin içindeki komediyi ve görünüşte normal olanın içindeki çarpıklığı bulma konusunda uzman. Bir Katilin Güncesi, […] O. Henry düzeyindeki ironinin, Italo Calvino tarzı hümanizmle muhteşem karışımı.”
CrimeReads
“Kim Young-ha, gerçeği çarpıtmada ve gerçekliğin gerçekten ne kadar anlamsız olduğuna dair hikayeler anlatmakta son derece başarılı. Bu keskin kenarıyla gündelik sürrealizmin en iyi örneklerinden. Yazdıkları ne kadar karanlık olsa da güçlü bir ışık parlıyor içinden. İşte bu ışığa ‘yetenek’ denir, Kim Young-ha çok ünlü olmayı hak eden bir yazar.”
New York Journal of Books
Komplocular
Yazar: Kim Un-su
Çevirmen: S. Göksel Türközü
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 336
“Endişelenme. İnsan kolay kolay ölmez. Kafasından vurulup beyninde kurşunla otuz yıl hayatta kalan da var. Cenazeci, tabutun kapağına çivi çakarken dirilen de… Yaşamak, böyle şaşırtıcı, zalim ve iğrenç bir şey!”
Reseng bir çöp kutusunda bulundu, belki de orada doğdu. Seul’de, gizli bir teşkilatın yönettiği bir kütüphanede, kimsenin okumadığı kitapların arasında büyüdü. Bir suikastçı olarak yetiştirildi. Hayatı, komplolar, cinayetler ve kedileri arasında geçiyor. Ama her şey evinin banyosunda bulduğu bombayla değişmek üzere. Hangi komplocu onu öldürmek istiyor?
Kim Un-su’nun kaleme aldığı Komplocular, yükselen Kore edebiyatından gerilim türüne nadide bir dokunuş.
Piyango ve Diğer Öyküler
Yazar: Shirley Jackson
Çevirmen: Berrak Göçer
Yayınevi: Siren Yayınları
Sayfa Sayısı: 304
Bir kadın, deli gibi o gün evleneceği adamı arıyor, okunmamış bir mektup, bir ilişkinin en dehşetli yanlarını ortaya çıkarıyor ve mavi takım elbiseli, uzunca boylu bir adam, sinsice sayfalar arasında dolaşıyor… Shirley Jackson, modern edebiyat tarihine geçmiş en iyi öykülerden biri olarak anılan Piyango’yu çoğunlukla kadın kahramanlara, gündelik yaşamda üzerinde pek durulmayan gerginlik ve teslimiyet anlarına odaklanan öyküleriyle bir araya getiriyor. Bu birbirinden ayrı ve yine de birbiriyle bağlı öykülerde insanın üzerine üzerine gelen duvarlar, fırlatılan taşlar, harcanmış rüyalar var ama bunların hiçbiri, insanların içinde yatan karanlıklar kadar ürkütücü, onlar kadar düşündürücü görünmüyor.
Warcross
Yazar: Marie Lu
Çevirmen: Onur Kınacı Birler
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 360
Kime güveneceğinize karar vermek oynayacağınız en büyük kumar olacak.
On yıl önce başlayan bu tutku artık bazıları için gerçekten kaçmak için bir seçenek, bazıları içinse kâr etmek için bir kaynak haline gelmişti. İki yakasını bir araya getirmek için çabalayıp duran Emika Chen bir ödül avcısı olarak çalışıyor, yasadışı olarak bahis oynayan Warcross oyuncularının peşine düşüyordu. Ancak ödül avcılığı kolay bir iş değildi, rekabet fazlaydı ve ayakta kalmak giderek zorlaşıyordu. Kolay para kazanabilmek için Emika bir risk alarak Warcross Şampiyonası’nın açılış oyununu hacklemişti; bir glitch ile oyuna sızarak istemeden de olsa kendisini oyunun ortasında bulmuş ve bir gecede herkesin konuştuğu kişi haline gelmişti.
Tutuklanacağına neredeyse emin olan Emika, oyunun yaratıcısı, genç milyarder Hideo Tanaka’dan bir çağrı aldığında şaşkına dönmüştü: Üstelik kendisine reddedilmesi neredeyse imkânsız bir teklif sunulmuştu. Bir güvenlik sorununu ortaya çıkarabilmek için Hideo’nun bu seneki şampiyonada bir ajana ihtiyacı vardı ve bu iş için Emika’yı istiyordu. Hiç vakit kaybetmeden Tokyo’ya götürülen Emika, kendisini her zaman hayalini kurduğu geleceğin içinde bulmuştu. Fakat kısa süre içinde Warcross evreninin düşündüğünden çok daha tehlikeli olduğunu anlayacaktı…
“Canlı, aksiyon dolu bir adrenalin bombası. Lu karakterlere kalp ve kararlılık verip, akıllıca tasarlanmış bir sınırsız olasılıklar dünyasına salıyor.”
Leigh Bardugo
“Planlarınızı iptal edin çünkü Warcross’u bitirene kadar elinizden düşüremeyeceksiniz. Bağımlılık yapıyor, hızla ilerliyor ve sizi tamamen içine çekiyor. ”
Amie Kaufman
“Marie Lu’nun Warcross’u şimdiye dek okuduğum diğer kitaplarına hiç benzemiyor. Akıllıca yazılmış; renk, aksiyon fışkırıyor ve asla düşmeyen hızlı bir temposu var. Kitabı uçarcasına okudum, kesinlikle muhteşem.”
Sabaa Tahir
İlginizi Çekebilir: Warcross Serisi
Yer Açın! Yer Açın!
Yazar: Harry Harrison
Çevirmen: İrma Dolanoğlu Çimen
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 256
“Bak, Bugün Berbat Bir Dünyada Yaşıyoruz Ve Sıkıntılarımızın Tek Bir Sebebi Var: Çok Fazla İnsan.”
Harry Harrison, bilimkurgunun altın çağını yaratan isimlerden biri, hatta türün maceracı tarafını en faydalı şekilde kullanan ve derdini anlatmaktan taviz vermeyen en sivri dilli yazarı. Yer Açın! Yer Açın! ise, aşırı nüfus artışını konu edinen ilk eser, bugünün en büyük sorunları olan kaynak kıtlığı ve küresel ısınmayı da tahmin eden bir distopya.
Yıl 1999. Dünyanın nüfusu yedi milyarı aşkın. Yalnızca New York’ta otuz beş milyon insan yaşıyor. Yaz ayları aşırı sıcakken kış ayları her sene daha sert. Su ve yiyecek kıtlığı hiç olmadığı kadar fazla. Yağmacılık, hırsızlık, cinayet gündelik hayatın bir parçası.
Polis zoru ve hükümet baskısıyla ayakta kalan New York’ta, yeraltı dünyasının önemli bir figürü ve üst tabakanın bir üyesi olan Mike O’Brien, evine giren bir hırsız tarafından öldürülünce dedektif Andy Rusch bu davaya atanır.
Andy bir yandan kalabalığın yuttuğu katilin peşinden nafile koşarken bir yandan da şehirde başlayan kıtlık isyanlarıyla ve her geçen gün zıvanadan çıkan şiddet eylemleriyle mücadele etmeye çalışacaktır.
Yer Açın! Yer Açın!, yakın geleceğin boğucu bir tablosu.
“Usta işi bir eser. Nüfus fazlalığına dair en önemli romanlardan biri.”
Brian Aldiss
“Harry Harrison’ın kitapları her zaman büyük bir keyif kaynağıdır.”
George R. R. Martin
Sineklerin Tanrısı
Yazar: William Golding
Çevirmen: Mina Urgan
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 262
”Sineklerin Tanrısı başlangıçta, ıssız bir adaya düşen çocukların serüvenlerini anlatan, küçükler için yazılmış bir öykü, R.M. Ballantyne’ın Mercan Adası’nın çağdaş bir uygulaması sanılabilir. Hatta Golding, kendine özgü buruk alaycılıkla, okuyucunun bu sanısını pekiştirmek istercesine, Sineklerin Tanrısı’nın başlıca iki kişisine Mercan Adası’ndaki çocuklardan aldığı Ralph ve Jack adlarını verir.
Mercan Adası’nda Ballantyne, oldukça duygusal ve biraz da bön bir iyimserlikle, gemileri battıktan sonra Pasifik Okyanusu’nda ıssız bir adaya sığınan üç İngiliz gencinin, Büyük Britanya uygarlığının oldukça başarılı bir küçük örneğini nasıl yeniden kurduklarını anlatır. Golding’in Sineklerin Tanrısı’nda da bir mercan adası ve İngiliz çocuklar vardır. Ama altı ile on iki yaş arasında olan bu çocuklar, gelecekteki atom savaşı sırasında, güvenilir bir yere götürülmek üzere bindikleri uçak bir saldırıya uğradığı için bu mercan adasına düşmüşlerdir. Ve bu mercan adasında olup bitenler, Ballantyne’ın romanında olup bitenlere hiç mi hiç benzememektedir…
Sineklerin Tanrısı’nda gördüğümüz ıssız ada da yeryüzünün cennetlerinden biridir. Çocuklar da bu adanın, okudukları Mercan Adası’na çok benzediğini söylerler. Ne var ki, başla
Tekinsiz
Yazar: Chuck Palahniuk
Çevirmen: Funda Uncu
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa Sayısı: 464
“Ortadan kaybolun. Sizi başyapıtınızı yaratmaktan alıkoyan her şeyi geride bırakın. İşinizi, ailenizi ve evinizi; tüm bu sorumluluklarınızı ve dikkatinizi dağıtan şeyleri üç aylığına askıya alın. İşinize tam anlamıyla odaklanmanızı sağlayacak bir ortamda, kafa dengi insanlarla birlikte yaşayın. Katılmaya hak kazananlar için kalacak yer ve yemek bedavadır. Profesyonel bir şair, romancı veya senarist olarak yeni bir gelecek kurma şansını yakalamak için hayatınızın küçük bir bölümüyle kumar oynayın. Çok geç olmadan, hayalini kurduğunuz hayatı yaşayın. Yer çok sınırlıdır.”
Her şey yukarıdaki ilanla başladı. Bunun yazarların inzivası olması gerekiyordu. Güvenli ve huzurlu bir yer olacaktı. Meğer öyle değilmiş. Birbirimize isimler verdik. Leydi Çöpçü, Ajan Fitneci, Aziz Bağırsaksız gibi. Hatalarımıza, suçlarımıza, günahlarımıza istinaden uydurduğumuz isimlerdi bunlar. Anlatacak birbirinden korkunç, kafa karıştıran, mide bulandırıcı hikâyelerimiz vardı. Ancak en korkunç hikâye, bizi bir araya toplayan adamın birer kurbanı olduğumuzu anladığımızda yazılmaya başladı. Ve biz parıltılı “şöhretler” dünyasına kapağı atmak adına tırnak sökmeyi, penis kesmeyi, insan pişirip yemeyi bile göze aldık; ama artık çok geçti…
Erdem Yılı
Yazar: Kim Liggett
Çevirmen: Setenay Karaçay
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 408
Hiç Kimse Erdem Yılı Hakkında Konuşmuyor. Yasak.
Kadınların sihri olduğu öğretildi bize. Erkekleri baştan çıkarabilecek, diğer kadınları kıskançlıktan delirtecek gücümüz olduğu. Kadınlığın eşiğindeyken tenimizin en güçlü afrodizyak olduğu. Bu yüzden on altı yaşımıza geldiğimizde bizi kasabadan sürüyorlar. Tekrar arınıp evliliğe hazır hâle gelene kadar yaban hayatta bir yıl geçirmemiz gerekiyor. Fakat her kız eve dönmeyi başaramıyor, tek parça olarak değil.
On altı yaşındaki Tierney James daha iyi bir dünya düşlüyordu: Arkadaşı arkadaşa, kadını kadına düşürmedikleri bir dünya. Kendi erdem yılı yaklaştıkça, asıl korkmaları gerekenin içlerindeki sihir olmadığını anladı. Hatta onları öldürüp parçalarını karaborsada satmak için ağaçların arasında gizlenen kaçakçılar da değildi gerçek düşman. Asıl tehdit unsuru birbirleriydi, tüm erdem kızları.
Keskin anlatısı ve çarpıcı gerçekçiliğiyle Erdem Yılı, kabullenilmiş çaresizliğin ve geleneklerin altında ezilen kızlarla kadınlar arasındaki karmaşık ilişkiye ve bu süreçte almak zorunda oldukları zor kararlara dair cesur bir distopya.
“Yaşadığımız çağı anlatan karanlık bir peri masalı.”
Kelly Link
“Erdem Yılı, kendi sesini bulmanın ve doğruları korkmadan söylemenin ne kadar güçlü olduğunun bir kanıtı. Umut ve direnişin bu hikâyesi, erk sahiplerinin tarih boyunca en çok korktukları şeyi hatırlatıyor – karanlıkta parlayan ve diğerlerini cesaretlendiren tek bir ışık, herkesin bir ağızdan haykırmasına öncülük eden tek bir fısıltı.”
Samira Ahmed
“Korku öğeleri, yürek burkan bir hayatta kalma hikâyesiyle iç içe geçiyor. Tüyler ürpertici, dokunaklı, rahatsız edici ve ne yazık ki fazlasıyla güncel.”
Kirkus, Starred Review
Ada – Günlük
Yazar: Lynne Matson
Çevirmen: Tuğçe Nida Sevin
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 240
Adım Scott Bracken ve bu benim günlüğüm.
Dr. Andrews, iyileşmemdeki ilk adımın, bütün düşüncelerimi kâğıda dökmek olduğunu söylüyor.
Bu çalışmayla gerçekle yanılsama arasındaki farkı ayırt edebilecekmişim.
Bana düşüncelerimin yazıya geçmesinden sonra ‘sapla samanı ayırabileceğimi’ belirtiyor, sanki düşüncelerimi somut kelimelere dönüştürünce birden sihirli bir şekilde şeffaf gerçeklik ve yalan, kurmaca ve kurmaca dışı sütunlarına dönüşeceklermiş gibi.
Yanılıyor.
Çünkü hepsi gerçek.
Her kelimem.
Adım Scott Bracken ve bunların hepsi gerçek.
Labirent: Ölümcül Kaçış
Yazar: James Dashner
Çevirmen: Gizem Yeşildal
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 408
Thomas bir asansörde uyandığında hatırlayabildiği tek şey ismidir. Ailesini, evini veya oraya nasıl geldiğini anımsamamaktadır. Zihni bomboştur. Asansörün kapıları açıldığında Thomas kendini Kayran isimli, devasa taş duvarlarla çevrili geniş bir alanda ve burada yaşayan çocukların arasında bulur. Tıpkı Thomas gibi Kayranlılar da oraya neden ve nasıl geldiklerini bilmemektedir. Tek bildikleri çevrelerini saran labirente çıkan taş kapıların her sabah açılıp her akşam kapandığı ve her otuz günde bir aralarına yeni bir çocuk katıldığıdır. Kimse Kayran’da kalmak istemese de kurtulmak imkânsız görünmektedir. Yine de Thomas’ın içinde bir his, çıkış yolu bulabileceğini söylemektedir. Ama bunun için zihninin derinlerinde yatan sırları açığa çıkararak labirentin gizemini çözmesi gerekecektir.
“Açlık Oyunları gibi distopik hikâyeleri sevenler Thomas’la birlikte Kayran’da maceraya sürüklenecekler.”
School Library Journal
“Dashner gizemli, kışkırtıcı, yaratıcı ve sürükleyici bir romanla karşımızda.”
Barnes&Noble
“Akıcı anlatımı, akla gelen sayısız soruyu adım adım cevaplaması ve bitmek bilmeyen gerilimiyle Dashner’ın sürükleyici macerası kaçınılmaz sona doğru ilerlerken sizi merak içinde bırakacak.”
Publishers Weekly
Kızıl Yükseliş
Yazar: Pierce Brown
Çevirmen: Selim Yeniçeri
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 448
Ben dünyaları ateşe verecek kıvılcımım. Ben zincirleri kıracak çekicim. Ben halkımın ve esaret içinde yaşayan herkesin umuduyum. Çünkü biliyorum ki insan kendini köleleştiren adaletsizlikle özgürleşemez. Gelecekte, renk kodlarına göre sınıflara ayrılmış Toplum’un en alt sınıfını Kızıllar oluşturmaktadır. Diğer bütün Kızıllar gibi Darrow da, Mars’ı yeni nesiller için yaşanılır bir gezegen haline getirdikleri inancıyla günlerini madenlerde çalışarak geçirmektedir. Üstelik bunu severek ve isteyerek yapmakta, kanı ve teriyle çocuklarına daha iyi bir dünya bırakacağına inanmaktadır.
Ancak Kızıllar kandırılmıştır. Darrow, halkının yozlaşmış yönetici sınıfın kölesinden başka bir şey olmadığını keşfettiğinde adalet özlemi ve kaybettiği aşkının anısıyla hırslanır. İnsanlığın yeni nesil Altın hükümdarlarının güç için mücadele ettiği efsanevi Enstitü’ye sızmak için her şeyden vazgeçer. Hayatı ve medeniyetin geleceği pahasına en başarılı ve en vahşi Altınlarla rekabet etmek zorunda kalacak olan Darrow’un düşmanlarını yenmek için artık yapmayacağı şey yoktur… Bu, onlardan birine dönüşmek anlamına gelse bile.
“Olağanüstü bir macera, nabzınızı hızlandıracak bir serüven… Pierce Brown’ın çarpıcı ilk romanı Açlık Oyunları, Sineklerin Tanrısı ve Ender’in Oyunu’nu anımsatıyor. Başınızı döndürmek için gereken her şeye sahip.”
Entertainment Weekly
“Ender, Katniss ve şimdi de Darrow… Pierce Brown’ın imparatorlukları çökerten bu ilk kitabı, insanlığın yıldızlara yayılma hayalini yeniden canlandırıyor.”
Scott Sigler
“Bir intikam, savaş ve güç mücadelesi…”
Kirkus Reviews