Alexandre Dumas Kitapları herkesin kütüphanesini zenginleştiriyordur. Bizim kütüphanemizin en güzel köşesinde yer alıyorlar. Pauline hariç tüm kitaplarını aldık. Pauline kitabını ne yazık ki bulamıyoruz. Siz de eksik kitap var mı?
Alexandre Dumas Kitapları
1838 – Pauline
Yazar: Alexandre Dumas
Çevirmen: Aslı Anar
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa Sayısı: 192
1834 yılının sonlarına doğru bir Cumartesi akşamı Grisier’nin eskrim odasının bitişiğindeki küçük salonda toplanmıştık; kapı açılıp içeri Alfred de Nerval girdiğinde bir elimizde kılıç, ağzımızda puro, hocamızın ara ara destekleyici anekdotlarla bölünen bilge teorilerini dinliyorduk.
Pauline gizli çekmeceleri olan bir eserdir. Dumas onları açmak için 17. yüzyıldan beri rağbette olan “gömülü roman” tekniğinden faydalanır. Bu teknik, sırayla anlatıcı olan karakterler sayesinde birbirine bağlanan, art arda anlatılar sistemine dayanır. Romancı bu işleyişi seçerek gizemlerin ve anlatılan tecrübelerin çeşitliliğinin adım adım keşfini harekete geçirir, bunlar en sonunda bilgece bir yöntemle birleşir. Romanda giriş niteliğindeki “1834 yılının sonlarına doğru” sözleriyle bir âna yerleştirilmiş üç anlatı art arda sıralanır. Kendini yazar ve anlatıcı olarak tanıtan Alexandre Dumas çerçeve anlatıyı yürütür ve doğrudan okura hitap ederek onunla bir sohbet başlatır…
1840 – Tepedelenli Ali Paşa
Yazar: Alexandre Dumas
Çevirmen: Sabri Gürses
Yayınevi: Kırmızı Kedi
Sayfa Sayfası: 104
Meşhur Sîmurg’un öyküsünün anlatıldığı Mantıku’t-tayr başta olmak üzere Esrarname, Hüsrevname, Tezkiretü’l-evliya gibi eserlere imza atan Ferîdüddin Attâr’ın, bir Moğol askeri tarafından öldürülmeden, bizzat topladığı ve rubailerden oluşan son eseridir Muhtarname.
İran şiirinin kurucu adlarından Rudeki’nin ilk örneklerini verdiği rubailere, tasavvufi ve felsefi bir anlayışla yeni soluk kazandırır Attâr. Bu Soyut Nakış Nedir? onun birbirinden derinlikli rubailerinden 100 şiirlik bir seçki. Cavit Mukaddes’in derleyip çevirdiği rubaileri, Farsça orijinalleriyle birlikte çift dilli olarak okuyacaksınız…
“Sordunuz, bu soyut nakış nedir?
Anlatabilsem eğer, işin hakikati uzun bir öyküdür
Bir nakış ki engin bir denizde oluştu
Sonra, tekrar aynı denizin derinliğine gömüldü”
Üç Silahşörler Serisi
1844 – Üç Silahşörler
Yazar: Alexandre Dumas
Çevirmen: İsmail Yerguz
Yayınevi: Alfa Yayınları
Sayfa Sayısı: 685
Kral XIII. Louis ve Kraliçe’ye hizmet etmek uğruna her şeyle mücadele eden üç soylu silahşör Athos, Porthos ve Aramis’in yolları kendileri gibi Kral uğruna mücadele etmek üzere yola çıkan D’Artagnan’la kesişir. Kardinal Richelieu’nün adamlarıyla sürekli boğaz boğaza gelen; ikiyüzlülük ve politik entirikalarla mücade eden dört arkadaş kendilerini bir anda Kardinal’in tehlikeli casusu, güzeller güzeli genç İngiliz Milady’nin karşısında bulurlar.
“Sizinle d’Artagnan, Monte Cristo ve Balsamo olduk, savaş meydanlarından, saraylardan ve kalelerden geçerek at üstünde Fransa yollarını katettik. Sizinle, elimizde meşalelerle, karanlık koridorlardan, yeraltındaki gizli geçitlerden geçtik. Sizinle birlikte hayal kurduk ve hâlâ da kurmaya devam ediyoruz.”
Jacques Chirac
“Eğer kendim ve arkadaşlarım için erdemler belirleyecek olsam, bu hiç kuşkusuz d’Artagnan’ın erdemleri olurdu. Yalnızca gerçek değil aynı zamanda cana yakın; sadece ikna etmeyen adeta büyüleyen bir karakter. Bu yazarın zaferidir.”
Robert Louis Stevenson
1845 – Üç Silahşörler: Yirmi Yıl Sonra
Yazar: Alexandre Dumas
Çevirmen: İsmail Yerguz
Yayınevi: Alfa Yayınları
Sayfa Sayısı: 890
Üç Silahşörler’in devam kitabı olarak yayımlanan Yirmi Yıl Sonra, 1648-1649 yıllarında Fransa’da yaşanan ayaklanmalar etrafında gelişen olayları ele almaktadır. İç savaş, Fransa’da XIV. Louis’nin tahtını sallarken, İngiltere’de de Kral I. Charles, Cromwell’in tehdidi altındadır.
Silahşörlerin Milady ve Kardinal Richelieu’ye karşı kazandıkları zaferin üzerinden tam yirmi yıl geçmiştir. Bu dört arkadaş politik görüşleri bakımından birbirinden ayrılmıştır: Athos ve Aramis Prens’in yanında dururken; D’Artagnan da Porthos’u Richelieu’nun halefi Mazarin’i desteklemeye ikna etmiştir. Birlikte kılıç sallayan silahşörler, şimdi birbirlerine kılıç çekme tehlikesiyle karşı karşıyaydılar. Milayd’nin intikamını almak üzere ortaya çıkan kişiyse işleri iyice zora sokacaktır.
Bu unutulmaz eser, Alexandre Dumas’nın ölümsüz kahramanlarına bir kez daha can veriyor. Dört nala koşan atların toynak sesleri, parıldayan kılıçlar, siyasi entrikalar ile tozun dumana karıştığı bu macerayı soluksuz okuyacaksınız.
1847 – Üç Silahşörler: Bragelonne Vikontu
Yazar: Alexandre Dumas
Çevirmen: İsmail Yerguz
Yayınevi: Alfa Yayınları
Sayfa Sayısı: 704
Takvimler 1660 Mayısını gösterirken Fransız ulusunun kaderi bir kez daha tehlikededir. Mazarin’in saltanatı biter ama maliyecilerinki başlar. XIV. Louis âşıktır, Athos’un oğlu Raoul de Bragelonne Fransa’ya hizmet etmeye ve Louise de la Valliere’nin kalbini kazanmaya kararlıdır. D’artagnan ise gizemli bir yabancı tarafından şaşkına çevrilmiştir ve eski yoldaşlarının çoktan kendi meşguliyetlerini bulduklarını fark eder. Athos, II. Charles’ı İngiltere tahtına çıkartmaya kararlıdır, Aramis ve Porthos ise maskeli bir tutsağı da içeren gizli bir proje peşindedir.
Bragelonne Vikontu destansı bir macerayla başlıyor, Louise de la Valliere’le devam ediyor ve Demir Maskeli Adam’la zirveye ulaşıyor.
1845 – Üç Silahşörler: Louise De La Valliere
Yazar: Alexandre Dumas
Çevirmen: İsmail Yerguz
Yayınevi: Alfa Yayınları
Sayfa Sayısı: 760
Takvimler 1661 Haziranını gösteriyor ve Fransa Sarayı karmaşa içinde. Kral prensese gerçekten âşık mı yoksa gönlü Louise’de mi sorusu, başta Raoul olmak üzere tüm saray erkânının aklını kurcalıyor. Aşk rüzgârlarının ardındansa karanlık entrikalar geliyor. XIV. Louis Fransa’da iktidarı tamamen ele geçirmek üzere emin adımlarla ilerlerken, yaklaşan tehlikeler d’Artagnan’ın emekliliğini kısa kesmesine neden oluyor, Aramis ise tahtı tersyüz edecek projesine devam ediyor.
Bragelonne Vikontu’yla başlayan ve Louise de la Valliere ile devam eden gizem, Demir Maskeli Adam’la sona erecek.
Mücevherlerle, altınlarla parlayan; çılgınca eğlenen ve seven bir topluluk, orijinal çizimlerle bir araya geliyor.
1910 – Üç Silahşörler: Demir Maskeli Adam
Yazar: Alexandre Dumas
Çevirmen: İsmail Yerguz
Yayınevi: Alfa Yayınları
Sayfa Sayısı: 720
Takvimler 1660’ları gösteriyor ve Fransa komplolarla, planlarla kaynayan bir kazan. XIV. Louis “Güneş kral” olarak iradesini gösterme peşinde; ama Bastille’in en karanlık ücra köşesine hapsedilmiş demir maskeli bir adam, kralın önündeki en büyük engel olabilir. Krallığı kurtarmak için d’Artagnan’ın bu gizemi çözmesi gerekiyor; peki o zaman geldiğinde, d’Artagnan kralına mı yoksa bir zamanlar birlikte kılıç salladığı Athos, Porthos ve Aramis’e mi sadık kalacak?
Alexandre Dumas’nın arkadaşlığa, onura ve sadakate atfettiği bu hüzünlü hikâyesiyle silahşörlerin heyecanlı maceraları epik bir sona kavuşuyor. Bragelonne Vikontu’yla başlayan, Louise de la Valliere ile devam eden, Demir Maskeli Adam’la sona eren serinin son kitabında; taşradan gelen bir kahramanın, üç yoldaşıyla birlikte Fransa tarihinin en etkili silahşörlerden biri olan d’Artagnan’ın hikâyesi de tamamlanıyor.
1845 – Monte Cristo Kontu
Yazar: Alexandre Dumas
Çevirmen: İsmail Yerguz
Yayınevi: Alfa Yayınları
Sayfa Sayısı: 1440
“Monte Cristo Kontu bugüne kadar yazılmış en heyecan verici romanlardan biridir. Dumas bir celladın bile yüreğini sızlatacak muazzam maharetiyle tek bir romanda üç arketipi bir araya getiriyor: masumiyetin yok edilmesi, zulüm gören kurbanın –biraz da şansın yardımıyla– onu sıradan fanilerden ayıran muazzam bir servet kazanması ve sonunda da yazarın akla hayale sığmayacak denli nefret edilesi olduğunun altını çizdiği karakterlerin ölümüyle neticelenen intikam planı. Kolektif hafızaya musallat olan gerçek bir başyapıt, kült bir eser.”
Umberto Eco
1850 – Siyah Lale
Yazar: Alexandre Dumas
Çevirmen: Volkan Yalçıntoklu
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 256
Alexandre Dumas’nın tarihi gerçeklerle beslenen romanı Siyah Lale’nin dramatik kurgusunu; aşk, kıskançlık ve lale yetiştirme tutkusu zenginleştirir.
Cornelius Von Baerle’nin hayattaki en büyük amacı Haarlem Çiçekçilik Cemiyeti’nin açtığı yarışmada en güzel siyah laleyi yetiştirmektir.
Fakat romanda kıskançlığı temsil eden Isaac Boxtel’in iftirası sonucunda işlemediği bir suçtan ötürü ömür boyu hapse mahkûm olur.
Baerle’nin hapisteki tek dayanağı gardiyanın güzel kızı Rosa’dır. Rosa’nın yardımıyla siyah laleyi hapishanede gizlice yetiştirmek için uğraşır. Siyah laleyetiştirme tutkusu pek çok defa Rosa’nın aşkıyla yarışır.
Dumas, Siyah Lale’de Hollanda’da 17. yüzyılın tarihi dokusunu ve döneme damgasını vuran lale yetiştirme tutkusunu etkileyici bir üslupla ele alır.
1857 – Sainte-Hermine Şövalyesi
Yazar: Alexandre Dumas
Çevirmen: Haldun Bayrı
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 1104
Alexandre Dumas (père) (1802-1870): On dokuzuncu yüzyılda Avrupa’yı saran siyasal ve sosyal çalkantıları yaşamasına rağmen daha çok on altıncı ve on yedinci yüzyılın tarihi olaylarını konu alan üç yüzden fazla roman yazdı. Yaşadığı dönemin sevilen ve en çok okunan romantik yazarlarından biridir. Dumas uzmanı Claude Schopp, yazarın ölümünden sonra Dumas’nın özel belgelerinin arasında Sainte-Hermine Şövalyesi’nin ilk bölümüne tesadüf eder, izini sürerek Le Moniteur Universel’de tefrika edilmiş kitaba ulaşmayı başarır. Yazarın ölümü nedeniyle tamamlayamadığı kitabı tamamlar ve yayımlar.
Sainte-Hermine Şövalyesi, Napoléon’un temsil ettiği değişimle uzlaşmaya çalışan ve şövalyeliğin tüm erdemlerini mükemmel bir biçimde temsil eden genç bir şövalyenin hikâyesidir. Claude Schopp’un yazdığı “olası” sonu ve Napoléon dönemi meraklılarını tatmin edecek notlarını da içeren bu kitap, Dumas okurlarını Paris salonlarından hapishanelere, Avrupa’dan Güney Asya’ya, Seine Nehri’nden okyanuslara, kara muharebelerinden korsan gemilerine uzanan müthiş bir maceraya davet ediyor.
1873 – Mutfak Sözlüğüm
Yazar: Alexandre Dumas
Yayınevi: Oğlak Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 480
Mutfak Sözlüğüm, dünya klasikleri literatüründe üst sıralarda yer alan Üç Silahşörler’in usta yazarı AlexandreDumas’nın gurme ve usta bir şef olarak ilgi alanlarını yansıtan ansiklopedi-yemek kitabı birleşimi klasikleşmiş bir eseridir.
Elinizdeki bu kitap hem gastronomi hem de edebiyatla içiçe olan Dumas’nın edebi damak tadına, yaşadığı dönemde hazırladığı yemeklerin reçetelerine, verdiği davetlerin menülerine, av önerilerinden pişirme tekniklerine kadar bütün bilgilere erişebileceğiniz muazzam bir başyapıt.
Oğlak Yayınları, Alexandre Dumas’nın Mutfak Sözlüğüm eserini yayımlamaktan gurur duyuyor.
İnsan, günlük çalışmalarının ve kuşkusuz daha çok tembelliğin tükettiği gücünü yeniden toplamak için günde en az üç kez yemek yeme emriyle doğar.
İnsan nasıl doğmuştur? Kendi yiyeceğini aramaya çıkacak ve bulabilecek yaşa, açlıktan ölmeden gelmeyi başarabileceği, besleyici ve koruyucu iklim hangisidir? Geçtiğimiz yüzyıllar boyu bizi meşgul eden ve büyük bir ihtimalle gelecek yüzyıllarda da meşgul edecek olan büyük gizem, işte bu noktada gizlidir. İnsan nerede doğarsa doğsun yemek yemesi gerekir. Bu durum hem vahşi hem medenileşmiş insanın en büyük kaygısıdır. Tek fark, vahşi insanın yalnızca ihtiyaçtan yemesidir. Uygar insansa güzel tatlara düşkünlüğünden yer.
Bu kitabı uygar insan için yazıyoruz, çünkü vahşi insan,
iştahının kabartılması ihtiyacı duymaz.
(Oğul) 1848 – Kamelyalı Kadın
Yazar: Alexandre Dumas
Çevirmen: Tahsin Yücel
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 240
Fransız yazınında iki Alexandre Dumas vardır, biri Üç Silahşörler ve Monte-Cristo gibi ünlü serüven romanlarının ve çağının seyircilerini hayran bırakmış birçok oyunun yazarı baba Alexandre Dumas, öbürü gene serüven yanı ağır çeken birçok oyunu, özellikle de önce roman, daha sonra oyun biçiminde sunduğu Kamelyalı Kadın’ıyla aynı ölçüde ün kazanan ve birincisinin yasadışı oğlu olan oğul Alexandre Dumas (1824-1895).