Kâbus Sokağı, bizi karanlık karnavalların, tuhaf gösterilerin dünyasına götürüp insanların içinde saklanan canavarlıkları ortaya döküyor.
Kâbus Sokağı
Yazar: William Lindsay Gresham
Çevirmen: Avi Pardo
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 312
Gezici bir karnavalın yozlaşmış cennetinde, içindeki dehşetin yönlendirdiği Stanton Carlisle zengin olmak ve istediklerini kazanmak için insanları suistimal ve manipüle eden, gerekirse öldürmekten çekinmeyen biriydi. Her türlü numarayı öğrenip spiritüalizm kisvesi altında zenginlerin parasını cebe indirmeyi planlarken, zekâsına ve hırsına yaraşır bir dengi karşısına çıktığında ise işler hiç de düşündüğü gibi gitmeyecekti.
Çağdaş gizem edebiyatının en önemli örneklerinden biri olan Kâbus Sokağı, bizi karanlık karnavalların, tuhaf gösterilerin dünyasına götürüp insanların içinde saklanan canavarlıkları ortaya döküyor.
“Amerikan rüyasını tersine çeviren bu çılgın ve durdurulamaz romanın adındaki ‘Kâbus’ boşuna değil. İnsanın asla kaçamayacağı bir tuzakta mahkûm kaldığı bu hikâye, yazarın yüreğinden ve zihninden geliyor. Noir hiç bu kadar otobiyografik olmamıştı.”
Los Angeles Times
İçimdeki Katil
Yazar: Jim Thompson
Çevirmen: Mert Doğruer
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 224
Teksas’ın küçük bir kasabasında şerif yardımcısı olan Lou Ford herkesin sevdiği biridir. Ancak basmakalıp sözlerinin ve insanı rahatlatan tavırlarının arkasında, benzerini pek az kişinin gördüğü bir canavar pusuya yatmıştır. Lou, sözde bir kazaya kurban giden kardeşi Mike’ın intikamını almaya kararlıdır ve bu süreçte masum insanlar ölse bile umurunda olmayacaktır.
Thompson, İçimdeki Katil’de pek az yazarın gitmeye cesaret edebileceği bir karanlığa gidiyor. Charles Manson’dan ve Amerikan Sapığı’ndan seneler önce seri katillerin zihnine bir bakış sunuyor.
“Muhtemelen şimdiye kadar denk geldiğim, suçlu bir zihnin ağzından anlatılan en ürpertici ve inandırıcı hikâye.”
Stanley Kubrick
Keskin Nişancı
Yazar: Jean Patrick Manchette
Çevirmen: Saadet Özen
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 155
Martin Terrier kiralık bir katil. Ama artık ölüm oyunundan çıkmak istiyor. Böylece çocukluk aşkı ile evlenip yeni bir hayata başlayabilecek. Zaten bu işlere bulaşmasına sebep olan da bu hayal değil miydi? Fakat “organizasyon”un başka planları var. Terrier son bir kez daha pusuya yatmalı…
’68 sonrasında Fransız “kara roman”ını yeniden icat eden isim olarak anılan Jean-Patrick Manchette hem yeni nesil polisiye yazarlarına hem de yeni bir soluk arayan sinemaya ilham kaynağı oldu. 1974’te Claude Chabrol’ün yönettiği Nada’nın ardından, bu kez 2015 yapımı Keskin Nişancı Pierre Morel’in yönetmenliğinde beyazperdeye uyarlanıyor.
Manchette’in yeteneğinin zirvesindeyken yazdığı bu şiddet masalı, nişan aldığı politik illüzyonları da tıpkı bedenler gibi paramparça etmeye hazır.
Miami Blues
Yazar: Charles Willeford
Çevirmen: Pınar Güncan
Yayınevi: Çitlembik Yayınları
Sayfa Sayısı: 263
Dedektif Hoke Moseley, dört kişinin hunharca öldürüldüğü bir cinayeti soruşturmakla geçen insanlıktan uzak bir günün ardından, devamlı ikamet ettiği üçüncü sınıf El Dorado Oteli’ndeki odasında bir bardak içkiyle gevşemeye çalışıyordu. Kapı vurulduğunda, bu gevşemenin de etkisiyle olsa gerek, aklına kötü bir şey gelmedi. Ertesi gün gözlerini hastanede, korkunç çürükler içerisinde ve kırılmış olan çenesi protezle tutturulmuş bir halde açtı. On yıldır üstlendiği dosyaları aklından geçirerek, onu bu hale getirecek, silahını ve rozetini çalacak ve en önemlisi, protez dişlerini alıp sıvışacak kadar kendisinden nefret eden kişinin kim olduğunu bulmaya çalıştı. Elindeki tek tük ipuçlarının işaret ettiği yönde ise; anlayışı kıt bir fahişe, kızın hapishane görmüş sevgilisi ve bir Hare Krishna’nın akıl almaz ölümü duruyordu.
Kronik depresif, her daim paraya sıkışık, kuralları çiğneme aşkıyla yanıp tutuşan Hoke Moseley alışık olduğumuz kusursuz polis tipini yerle bir ederek polisiye edebiyatta yeni bir çığır açıyor.
Kirliydi Kar
Yazar: Georges Simenon
Çevirmen: Ümit Moran Altan
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 265
Polisiyenin en büyük ustalarından Georges Simenon’un, 20. yüzyıl edebiyatının başyapıtları arasında yer alan 1948 tarihli Kirliydi Kar adlı romanı, 2. Dünya Savaşı sırasında, işgal altındaki Fransa’da ayakta kalmaya çalışan 19 yaşındaki Frank Friedmaier’in suçla tanışmasını, kesif yalnızlığını ve iç dünyasını resmeder.
Annesi genelev işletmecisi olan Frank soğukkanlı bir gençtir. Kasvetli ve sonsuzmuş gibi gelen kış boyunca bir dizi suça bulaşan Frank, karaborsa, şantaj, hırsızlık derken geri dönüşü olmayan bir yolda sürüklenerek batağa saplanır, kendisini işgalci Alman askerleriyle bağlantılı organize bir olayın içinde bulur. Hapisteki sorgulamalar akıl oyunlarına, aklın ve bedenin dayanma gücünün sınanmasına dönüşür. Simenon, yavaş yavaş kendi sınırlarına ulaşan anti-kahramanı Frank aracılığıyla, suçlu bir insanın yıkıma doğru sürüklenen zihnine, varoluş kaygılarına ve savaşa ayna tutar.
“Simenon okumayı çok seviyorum. Bana Çehov’u hatırlatıyor.”
William Faulkner
“Yirminci yüzyılın sıradışı başyapıtlarından biri.”
John BanvIlle
Atları da Vururlar
Yazar: Horace Mccoy
Çevirmen: Ayşe Özek Karasu
Yayınevi: Scala Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 120
1930’ların Amerika’sı… Horace McCoy, güçlü romanı Atları da Vururlar’da, 1929 krizini izleyen, işsizlik ve ekonomik çöküntü yıllarında, bütün ülkeye yayılan, insanlık dışı yönüyle yoğun eleştirilere hedef olan ve sonunda yasaklanan dans maratonlarından birini anlatıyor. O dans pistlerinde ve tribünlerde, çoğunluğunu farkına bile varmadığı şiddete ışık tutuyor.
Kader Kitabı
Yazar: Erika Swyler
Çevirmen: Deniz Topaktaş
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 448
“Belki de bir daha asla bu kadar eski ve içinde beni fısıldayan bir kitaba dokunamayacağım…”
Simon Watson, ailesinden kalma sahil evinde yaşayan bir kütüphanecidir. Annesi, o henüz yedi yaşındayken hayatını kaybetmiş, babası da annesinin ölümünden bir süre sonra ölmüştür. Kız kardeşi Enola ise annesi gibi tarot okuyuculuğu yapmak için ağabeyini terk etmiştir.
Gelgelelim, genç adamın hayatı Martin adında yaşlı bir kütüphanecinin gönderdiği, elyazması eski bir kitapla değişir. İki yüz yıl önce gezici bir sirkin sahibi olan Peabody adlı bir adamın izlenimlerini barındıran bu kitabın içinde Simon’ın büyükannesinin ismi geçmektedir.
Simon kitapta yer alan isimlerin ve onların akıbetinin peşine düşerek ailesindeki kadınların aynı lanetli sonu paylaştığını fark eder. Kız kardeşinin de tehlikede olduğu korkusuna kapılan Simon, ailesinin kaderine işleyen bu laneti ortadan kaldırmanın yolunu bulabilecek midir?
“Aile, yalnız bireyler gibi toplumsal gerçekçi romanlarda bulunacak türden temaların merak, gizem ve fantastik öğelerle buluştuğu olağanüstü bir roman.”
Entertainment Weekly
“Yüz yıllar öncesinden başlayıp günümüze dek uzanan esrarengiz ve bir o kadar trajik bir hikâyenin ustaca kurgulanışına hayran kalacaksınız.”
The Daily American
“Erika Swyler’ın kaleminde hayat bulan Kader Kitabı’nı ‘nefesinizi tutarak’ okuyacaksınız.”
Library Journal
Hafiyenin El Kitabı
Yazar: Jedediah Berry
Çevirmen: Algan Sezgintüredi
Yayınevi: Siren Yayınları
Sayfa Sayısı: 294
Rüyalar ve gerçekler… İkisini ayırt edebildiğinizden emin misiniz?
Hatırladığınız bir şeyi kaç kere rüyanızda gördüğünüzü, ama aslında yaşamadığınızı fark ettiniz?
Rüyanızda gördüklerinizin gündelik yaşantınızda karşınıza çıktığı oldu mu hiç?
Kaç kere belki bir gün öncesinde çözülmez görünen bir uyanınca çözüverdiniz?
Yağmurun hiç durmadan yağdığı bir kent. Masa başında çalışan, hayat yoksunu bir adam. Kentin orta yerinde, paslanmış, küflenmiş, çürümüş bir panayır. Düşleri bile belgeleyen, herkesi izleyen amansız bir takip sistemi. Ve tüm bunların ortasında, olanca şaşkınlığıyla, durmaksızın düşlere uyanan bir adam. Hafiyenin El Kitabı, cinayetler, filler ve düşler ekseninde dönen amansız bir macera. Algının tüm kapılarını zorlayan, yakanıza yapışan, ısrarlı bir rüya gibi.
1977 yılında, Amerika’nın New York eyaletinde dünyaya geldi. Dashiell Hammett Ödülü ve William L. Crawford Ödülü’ne layık görülen ilk romanı Hafiyenin El Kitabı ile adım attığı edebiyat sahnesinde kitabında yarattığı atmosfer, Terry Gilliam ve David Lynch gibi dev yönetmenlerin filmleriyle kıyaslandı. Jorge Luis Borges, Franz Kafka, Italo Calvino ve Angela Carter gibi yazarlardan ilham aldığını belirten Berry, polisiye kurgulu ilk romanı Hafiyenin El Kitabı’nda eşi benzeri olmayan bir şehri karanlıkları ve kabusları ile birlikte inşa ediyor.
Hafiyenin El Kitabı, adını ileride daha sık duyacağımız parlak yazardan etkileyici ve eğlenceli bir ilk roman.
“Wes Anderson bir Kafka uyarlaması çekecek olsaydı ortaya böyle bir fantezi çıkardı.”
New Yorker
“Berry’nin iddialı çıkış romanı Kafka ve Paul Auster yankılarıyla çınlıyor.”
Publisher’s Weekly
Çifte Tazminat
Yazar: James M. Cain
Çevirmen: Barbaros Uzunköprü
Yayınevi: Alakarga Sanat Yayınları
Sayfa Sayısı: 171
Postacı Kapıyı İki Kere Çalar’ın yazarı James M. Cain’den kara romanın tanımını değiştiren bir başyapıt: Çifte Tazminat. Safdil bir sigortacı ile azla yetinmeyen bir afetin yolları kesişirse ne olur? Amerikan edebiyatının çağdaş klasikleri arasında gösterilen romanlarıyla 20. yüzyıl yazınında iz bırakan James M. Cain’in bu romanında beceriksiz bir sigortacı, sayamayacağı kadar paranın cazibesiyle ve daha önce hiç karşılaşmadığı çarpıcılıkta bir kadınının karşı konulamaz çekimiyle yüzleşmek zorunda kalır. Olabildiğince basit ve akla yatkın planların beklenmedik virajlarla hem karakterlerini hem okurunu ters köşeye yatırdığı hikâyelerin ilk örneği, çok sayıda roman ve filmin esin kaynağı bu gerilim dolu kara romanı, yer yer tebessüm ederek okuyacaksınız.
Tipi
Yazar: Vladimir Sorokin
Çevirmen: Ergin Altay
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 200
Doktor Platon İlyiç Garin, gizemli bir salgının pençesindeki Dolgoye köyüne gitmek zorundadır. Bunun için güler yüzlü ve uysal kızakçı Perhuşa’yla beraber yola çıkar. Yanındaki aşı, bu korkunç hastalığın yayılmasını önleyecektir. Ancak aniden bastıran kar fırtınasıyla birlikte göz gözü görmemeye, tanıdık yollar örtülmeye başlar. Birkaç saatlik bir yolculuk, zamanın ve mekânın sonsuzluğa uzandığı, rastlantılarla hayallerin birbirine geçtiği destansı bir arayış halini alacaktır.
Çağdaş Rus yazınının en çarpıcı ve özgün kalemlerinden Vladimir Sorokin, hiçbir yere çıkmayan yolları izleyerek korku ve merak dolu bir dünya yaratıyor. Tipi, Tolstoy’a ve Turgenyev’e ait bir dünyada bilimkurgu öğelerle süslenmiş bir kabus, günümüze ışık tutan çağdaş bir kış masalı.
“Çeviri edebiyat dünyasının en sevdiği çağdaş Rus romancı olan Vladimir Sorokin, ülkesinin amansız soğuğunu aynı acımasızlıkla anlatıyor. Tipi, Tolstoy’un öyküsü üzerine, manevi derslerin dâhice bir şekilde üzeri silinerek yazılmış delice bir fantezi.”
Joshua Cohen, Harper’s Magazine
Cassandra Düğünde
Yazar: Dorothy Baker
Çevirmen: Avi Pardo
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 184
Üniversite öğrencisi Cassandra Edwards, ikiz kardeşi Judith’in düğününe katılmak üzere aile çiftliğine doğru yola çıkar. Daima öbür yarısı olarak gördüğü Judith’le birlikte, entelektüel anne babasının gözetiminde müzik, edebiyat ve felsefeyle iç içe büyümüş olan Cassandra için burası vazgeçilmez anılarla doludur. Kız kardeşinin ufuktaki evliliğine ölüm kalım meselesiymiş gibi yaklaşan ve düğünü sabote etmeye kararlı olan Cassandra’nın gelişiyle çiftlikte işler çığırından çıkacaktır.
Aile nereye kadar bir sığınak, nereden sonra boğucu bir odadır? Kendini hep bir başkasının varlığıyla tanımlamış biri gerçekte kim olduğunu nasıl anlayabilir? Dorothy Baker’ın 1962 tarihli romanı “CASSANDRA DÜĞÜNDE” evin dışındaki dünyayla yüzleşmeye, aile bağlarına ve özellikle kardeşlere dair sorular soran, unutulmayacak bir roman.
Tıpkı kahramanı gibi, yerinde duramayan bir enerji ile derin bir hüzün arasında mekik dokuyan “Cassandra Düğünde” keşfedilmeyi bekleyen trajikomik bir başyapıt.
“Salinger’ın Çavdar Tarlasında Çocuklar ve McCullers’ın Düğünün Bir Üyesi romanları gibi modern Amerikan klasiklerinin arasında yer almayı hak ediyor.”
Georgia Hammick
“Yetişkinliğe geçişin yol açtığı dehşet üzerine yazılmış okuduğum en iyi kitaplardan biri.”
Deborah Eisenberg