Yürüyen Şato, Hayao Miyazaki’nin çok sevilen filmi Yürüyen Şato’nun asıl hikâyesi…
İlginizi Çekebilir: Yürüyen Şato Serisi
Yürüyen Şato
Yazar: Diana Wynne Jones
Çevirmen: Bülent O. Doğan
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 256
Sophie Hatter üç kız kardeşin en büyüğü olmak gibi kara bir talihe sahiptir, öyle ki kısmetini aramak için evinden bile ayrılamamaktadır. Ancak farkında olmadan Çöl Cadısı’nın hiddetini üstüne çektiğinde, korkunç bir büyünün etkisi altında kalır: O artık yaşlı bir kadındır. Bu berbat durumdan kurtulmanın tek yolu, tepelerde durmadan hareket eden bir şatodan, Büyücü Howl’un şatosundan geçmektedir. Sophie büyünün bozulmasını sağlamak için kalpsiz Howl’la başa çıkmaya, bir ateş ciniyle pazarlık yapmaya ve Çöl Cadısı’yla karşı karşıya gelmeye mecburdur. Bu macera sırasında Howl’un –ve kendisinin– bilinmeyen ve olağanüstü yanlarını keşfedecektir.
Hayao Miyazaki’nin çok sevilen filmi Yürüyen Şato’nun asıl hikâyesi…
“Diana Wynne Jones son kırk yılın en iyi çocuk kitabı yazarı.”
Neil Gaiman
Kökler
Yazar: Naomi Novik
Çevirmen: Bora Serkan Yavuz
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 448
2016 Nebula En İyi Roman Ödülü
2016 Locus En İyi Fantastik Roman Ödülü
2016 British Fantasy Society En İyi Roman Ödülü
2016 Hugo En İyi Roman Ödülü Finalisti
2016 World En İyi Fantastik Roman Ödülü Finalisti
John W. Campbell En İyi Yeni Yazar Ödülü
Compton Crook En İyi İlk Roman Ödülü
Güzel ve Çirkin masalının bambaşka, çok daha büyülü ve son derece zengin dünyasına açılan sihirli bir kapı
“Vadimizin dışında anlatılan hikâyeler ne söylerse söylesin, bizim ejderhamız aldığı kızları yemezdi. Köyümüzden geçen yolculardan zaman zaman böyle hikâyeler duyardık. Biz insan kurban ediyormuşuz da o da gerçek bir ejderhaymış gibi konuşurlardı. Tabii bu doğru değildi: Bir büyücü ve ölümsüz olabilirdi ancak yine de insandı ve on yılda bir içimizden birini yemek isterse, babalarımız bir araya gelip onu öldürürdü. Bizi Galiz Orman’dan koruyordu ve bunun için ona minnettardık; ama o kadar da minnettar değildik.”
Agniyeşka vadideki evini, sessiz sakin köyünü, ormanlarını ve ışıl ışıl akan deresini çok sever. Ancak köyün sınırında, gölgesini kızın hayatından eksik etmeyen, kötücül güçlerle dolu tekinsiz Galiz Orman yer almaktadır.
Agniyeşka’nın köylüleri, Ejderha olarak bilinen soğuk, hırslı büyücünün Galiz Orman’ın güçlerini onlardan uzak tutmasına bel bağlamıştır. Ne var ki büyücü, bu isteklerini yerine getirmek için korkunç bir bedel ister: Ona genç bir kız verilecek ve bu genç kız on yıl boyunca ona hizmet edecektir; en az Galiz Orman’a düşmek kadar korkunç bir yazgı.
Bir sonraki seçim zamanı gelmiştir ve Agniyeşka korkunun pençesindedir. O da herkes gibi Ejderha’nın Kasia’yı alacağına inanır. Zarif, cesur, güzeller güzeli ve Agniyeşka’nın olmadığı her şey olan Kasia. Dünyadaki en yakın arkadaşı. Ve onu kurtarmanın hiçbir yolu yoktur.
Ancak Agniyeşka’nın korkusu yersizdir. Çünkü Ejderha geldiğinde, alacağı kişi Kasia olmayacaktır.
“Kökler’in büyüsü, gerçekçi ahlaki boyutlarıyla o kadar canlı ki sanki oradaki büyüleri yapıvereceksiniz. Ama kitap bunu da sizin için yapıyor.”
Ursula K. Le Guin
“Acayip, nefes kesici, üstelik son derece ve esrarengiz bir şekilde büyülü.”
Lev Grossman
“Kökler’i okumak, en sevdiğimiz hırkamızı yeniden bulmak gibi; sıcacık ve değerli.”
Maggie Stiefvater
Yıldız Tozu
Yazar: Neil Gaiman
Çevirmen: Ayda Sungur
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 232
Mythopoeic Fantazi Ödülü
Locus En İyi Fantastik Roman Ödülü Adayı
İnanmak zorundasın. Aksi taktirde asla gerçekleşmez.
Adını ötesindeki gizemli topraklardan kendilerini ayıran koca taş duvardan alan Duvar Köyü’nde hayat sakin bir şekilde ilerliyordu. Gel zaman git zaman, köyde yaşayan genç Tristran Thorn, kalbini güzel ve soğuk Victoria Forester’a kaptırdı.
Tristran’ın Victoria’nın kalbini kazanmak için Duvar’ın ötesine düşen bir kayan yıldızı getirmesi gerekecekti. Yer yön bilmeden atılacağı büyülü ve tehlikeli âlemlerde bu yıldızın peşinde başkaları da vardı; cadılar, lordlar… ve tabii bir de yıldızın kendisi.
Mizah, sihir, macera ve romantizmle harmanlanmış bir peri masalı olan Yıldız Tozu, yazarın cesur, zarif ve sınırsız hayal gücünü gösteren, zamansız bir eser.
“Neil Gaiman hikâyelerle dolu bir hazine sandığı ve elini hangi işe atsa biz kârlı çıkıyoruz.”
Stephen King
“Gaiman, zengin bir hayal gücüne ve büyük konuları ustalıkla anlatma yeteneğine sahip.”
Philip Pullman
“Gaiman tarifi mümkün olmayanları tarif ediyor.”
Susanna Clarke
Hırsız
Yazar: Megan Whalen Turner
Çevirmen: Ebru Sürmeli
Yayınevi: Kara Kedi Yayınları
Sayfa Sayısı: 304
“ÇALAMAYACAĞIM HİÇBİR ŞEY YOK.”
Boşboğazlığı yüzünden kendini kralın hapishanesinde bulan Gen’in buradan kaçmak için pek bir şansı yok gibidir. Günlerini, güneş görmeyen, tek kişilik hücresinde, zincire vurulmuş halde geçirmektedir. Derken bir gün kralın danışmanı, kâhin, imkânsız görünen bir görev için onun yeteneklerine ihtiyaç duyar. Gen, kral için, başka bir ülkenin topraklarındaki, gizli bir hazineyi çalacaktır. Böylece çetin bir yolculuk başlar. Gen, onlar için sadece, bu görev için seçilmiş bir araçtır. Ama her koşulda dört ayağı üzerine düşmeyi başaran Gen’in de kendi planları ve herkesi şaşkına çevirecek sürprizleri vardır.
“Turner’ın yarattığı dünya öylesine canlı ki, karakterler bir yana, neredeyse mitlerine bile inanacağım.”
Kristin Cashore
“Bu kitabı elinizden bırakamayacaksınız.”
Holly Black
“Turner’ın hikâyeciliği öylesine sağlam ki, okuyucular, Gen’in bir sonraki macerasını iple çekecek.”
Publishers Weekly
Locke Lamora’nın Yalanları
Yazar: Scott Lynch
Çevirmen: Cihan Karamancı
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 584
“Boğazında kanayan bir kesik olsa ve bir hekim o kesiği dikmeye çalışsa Lamora iğneyle ipliği çalar ve kahkahalar atarak geberip gider. Çocuk… çok fazla çalıyor.” Camorr şehri, tarihi boyunca pek çok soysuzluğa, yolsuzluğa, uğursuzluğa, hırsızlığa tanıklık etmiş, büyülü atmosferinde her birini tek tek sindirebilmiştir; Camorr’un Belası’nın ismi şehrin nemli duvarlarında yankılanana dek… Camorr’un Belası’nın yenilmez bir silahşor, usta bir hırsız, duvarlardan geçebilen bir hayalet ve fakirlerin dostu olduğu söylenir. İşte o efsanevi “Bela” narin yapılı, gözü kara ve becerikli Locke Lamora’dır. Locke kimsenin beceremediği bir ustalıkla zenginleri soymasına rağmen, bir başka efsanedeki büyük okçunun aksine çaldıklarından fakirlere tek bir kuruş bile koklatmaz. Locke’un tüm kazancı kendisi ve isimlerinin hakkını fazlasıyla veren hırsızlar çetesi Centilmen Piçler içindir.
Onların sahip olduğu tek ev olan ve her türlü dümen, hile ve numaralarını gerçekleştirdikleri kadim Camorr şehrinin kaprisli ve renkli yeraltı dünyası, içten içe çürümekte ve gizli bir savaş yüzünden parçalanmaktadır. Tek ayak üzerinde onlarca yalan söyleyen Locke ve çetesi, bu büyülü dünyada bu kez tek ayaklarını bile yere basamadan içerisine düştükleri ölüm oyunundan kurtulmak zorundadır. Yarattığı dünya ve kuvvetli kalemi sayesinde Patrick Rothfuss, Brandon Sanderson gibi isimlerle adı sık sık anılan Scott Lynch, çarpıcı romanı Locke Lamora’nın Yalanları’ında bir macera kitabının sürükleyiciliğini, bir fantastik kitabın yaratıcılığıyla birleştirip üzerine George R. R. Martin’in okuyucuyu beklemediği yerden vurmayı başaran anlatımını katıp, bizlere eşsiz bir hayal dünyası sunuyor.
“Locke Lamora’nın Yalanları en sevdiğim on kitap arasında bulunuyor. Belki de ilk beştedir. Kitabı okumadıysanız, okumalısınız. Okuduysanız, muhtemelen yeniden okumalısınız…”
Patrick Rothfuss
“Canlı, orijinal ve çekici. Muhteşem bir şekilde yazılmış.”
George R.R. Martin
Sihrin En Koyu Tonu
Yazar: V. E. Schwab
Çevirmen: Tuğçe Kayıtmaz
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 400
Tehlikeli Büyüler.
Her Köşe Başında Pusu Kurmuş İhanetler.
Masalsı Paralel Evrenler.
Kell nadir bir yeteneğe sahip Antari büyücülerinden geriye son kalanlardandır. Becerisi ise Kırmızı, Gri, Beyaz ve yitip gitmiş Siyah Londra arasında seyahat edebilmesidir.
Kell, Kırmızı Londra olarak adlandırdığı Arnes’te büyümüştür ve Maresh İmparatorluğu’nun büyükelçisidir. Sık sık kanlı rejim değişiklikleri yaşanan Beyaz Londra ile Londra’ların en sıkıcısı, tüm büyülerin tükendiği Gri Londra’ya gitmektedir.
Ayrıca Kell gizlice kaçakçılık yapmakta, asla göremeyecekleri dünyalardan bir parça edinebilmek için para ödemeye razı insanlara hizmet vermektedir. Bu, tehlikeli sonuçları olan bir hobidir ve Kell eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşmek üzeredir.
Kaçakçılık yaparken işi ters giden Kell’in, Gri Londra’ya kaçmak zorunda kalınca Delilah adlı yankesiciyle yolları kesişir. Genç kız önce Kell’i soyar, sonra ölümcül bir düşmandan kurtarır, ardından da kendisini başka bir dünyaya gizlice sokmaya zorlar.
Tehlikeli büyüler etrafta kol gezerken her köşe başında onları ihanet beklemektedir. Bütün paralel dünyaları kurtarabilmeleri için önce hayatta kalmak zorundadırlar.
“Sihrin En Koyu Tonu klasik fantezi edebiyatının bütün temellerine sahip. Schwab bize cevher kalitesinde bir hikâye sunuyor… Bu kitap gerçek bir hazine.”
Deborah Harness
“Yazarın karakterleri, kitabı bağımlılık yapıcı derecede okunası kılmış. Kell çok yönlü, Lila ise dopdolu bir karakter… Haritada bu kadar çok dünya varken keşfedecek çok şey var…”
NPR
“Schwab, alternatif Londra’lardan örülmüş ve iyi işlenmiş bir fantastik dünya yaratmış. Kendinden emin üslubu ve müthiş dokunuşlarıyla; bukalemun gibi renk değiştiren bir palto, içinden sihir akan bir ırmak, korsansı bir kadın kahramanla farklı dünyalar arasında geçen nefes kesici bir macera sunmuş.”
Publishers Weekly
Yerdeniz Büyücüsü
Yazar: Ursula K. Le Guin
Çevirmen: Çiğdem Erkal Yeşilbademli
Yayınevi: Metis Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 192
“Sanırım Yerdeniz Büyücüsü’nün en çocuksu yanı, konusu: Büyümek. Büyümek, benim yıllarımı alan bir süreç oldu; bu süreci otuz bir yaşımda tamamladım – ne kadar tamamlanabilirse; o yüzden de çok önemsiyorum. Çoğu genç de önemser. Ne de olsa esas işleri budur: Büyümek.”
Ursula K. Le Guin