Alıklar Birliği baş kahramanı obur, aksi, tembel, bencil, her şeye karşı, her şeyden hoşnutsuz, toplum düşmanı İgnatius. Annesi mutlaka bir iş bulup çalışması gerektiğini söylüyor, kız arkadaşı cinsel güdülerini serbest bırakırsa bütün sorunlarının çözüleceğini düşünüyor.
Alıklar Birliği
Yazar: John Kennedy Toole
Çevirmen: Püren Özgören
Yayınevi: Kırmızı Kedi
Sayfa Sayısı: 420
Alıklar Birliği’nin kahramanı obur, aksi, tembel, bencil, her şeye karşı, her şeyden hoşnutsuz, toplum düşmanı İgnatius. Annesi mutlaka bir iş bulup çalışması gerektiğini söylüyor, kız arkadaşı cinsel güdülerini serbest bırakırsa bütün sorunlarının çözüleceğini düşünüyor. Ama tamamen eşcinsellerden kurulan ordularla dünyanın barış dolu bir yer olacağını iddia edip bunu gerçekleştirmek üzere eşcinselleri örgütlemeye kalkışmak gibi tuhaf girişimlerin adamı olan İgnatius, onlara ve modern zamanlara inat, geğirerek, yellenerek ve homurdanarak, bıkmadan usanmadan çağının her türlü aşırılığına sövüyor…
John Kennedy Toole’un 1969’daki -henüz otuz iki yaşında, hiçbir kitabı basılmamış bir yazarken- intiharından ancak on bir yıl sonra yayımlanan ve pek çok dile de çevrilen yapıtı Alıklar Birliği, 1981’de Amerika’daki en saygın edebiyat ödüllerinden Pulitzer Roman Ödülü’nü kazandı; böylece ödül ilk kez hayatta olmayan bir yazara verilmiş oldu.
“Bir başyapıt… Yaratıcılığıyla şaşırtan bir roman.”
The New York Times Book Review
Lancelot
Yazar: Walker Percy
Çevirmen: Suzan Aral Akçora
Yayınevi: Ayrıntı Yayınevi
Sayfa Sayısı: 232
National Book Award da dahil olmak üzere birçok ödül alan ve çağdaş Amerikan edebiyatının en önemli yazarlarından biri olarak kabul edilen Walker Percy’den kolay okunacak ama zor unutulacak bir kült roman…
Hayal kırıklığına uğramış liberal bir avukat olan Lancelot Andrews Lamar, kendini hatırlanmaya değmez gibi görünen anılarla bir akıl hastanesine kapatılmış bulur. “Eski bir dostu”yla karşılaşması vahşet dolu yolculuğunu düşünme fırsatı verir ona. Yolculuk, küçük kızının babası olmadığını tesadüfen keşfettiği gün başlamıştır. Bu keşif onun modern Amerika’nın yozlaşma sürecini tersine çevirme ve yeni bir şövalyelik ve romans çağı başlatma saplantısını tetiklemiştir.
Lancelot giderek artan bir öfkeyle, parlak bir şövalye haline gelmiştir; ama romansın değil, intikamın şövalyesi. Zamanımızın Yuvarlak Masa Şövalyesi, eski dostuna ne yapacağını şöyle anlatır:
“Ne yapacağımı bilmek istediğini söylüyorsun. Pekâlâ. Sana memnuniyetle söylerim çünkü bu sabah uyandığımda ilk defa tam olarak ne yapacağımı biliyordum. Sana kolaylık olsun diye bunu basit bir skolastik önerme olarak ifade edebilirim: Sodom’da yaşıyoruz. Tanrı ya vardır ya yoktur. Eğer varsa, Sodom’a daha fazla hoşgörü göstermeyecektir. Eğer Tanrı yoksa buna hoşgörü göstermeyecek olan Tanrı değil, ben olacağım.”
Galapagos
Yazar: Kurt Vonnegut
Çevirmen: Handan Balkara
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 312
“İnsanlar er geç bir gün öleceklerini hâlâ biliyorlar mı? Hayır, bilmiyorlar. Naçizane fikrimi soracak olursanız, bunu unutmuş oldukları için çok şanslılar.”
Galápagos Adaları’na hoş geldiniz. Her şey bir milyon yıl önce, MS 1986’da koca beyinli atalarımızın burada mahsur kalmasıyla başladı. Dünya bir felaketin pençesinde cebelleşirken Galápagos ahalisi sadece insan soyunu sürdürmekle kalmayacak, yepyeni bir ırkın, küçük beyinlilerin ortaya çıkmasına da öncülük edecekti. Peki bu “geri evrim”e bir milyon yıl boyunca tanıklık eden anlatıcımız kim dersiniz? Elbette Kurt Vonnegut evreninin vazgeçilmezi, ünlü bilimkurgu yazarı Kilgore Trout’un oğlunun hayaleti!
Vonnegut, Galápagos’ta o eşsiz mizah anlayışıyla yörüngesini şaşmış dünyayı masaya yatırıyor… ve bizlere felaket ânında ilk kurtarılacakların neler olduğunu hatırlatıyor.
Kara mizahı, hicivli dili ve eşsiz hayal gücüyle 20. yüzyılın en önemli yazarları arasında yer alan Vonnegut, Time’ın deyimiyle, “George Orwell, Dr. Caligari ve Flash Gordon’ı tek vücutta birleştiren bir yazar… ahlaklı bir soytarı, deli bir biliminsanı.”
Portnoy’un Feryadı
Yazar: Philip Roth
Çevirmen: Özden Arıkan
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 212
Amerikalı yazar Philiph Roth’a büyük bir ün kazandıran “Portnoy’un Feryadı”, ilk yayınlandığı 1969 yılından beri okurlarını sarsmaya, şaşırtmaya, utandırmaya ve şiddetle güldürmeye devam ediyor.
Libidosunun başkaldırısına karşı koyamayarak “Amerika’yı –kadınlar üzerinden- keşfetmek” gibi bir ideale saplanan Portnoy’un en büyük engeli annesinin çelik pençelerine hapsolmuş zihnidir. Uzun süren ergenliğin yıkıcı yükünü boşaltmaya hazır, yüklenmiş bir bulut gibi çöktüğü terapist döşeğinde tüm dertlerini soluksuzca anlatan Portnoy, kendisini dinleyenleri etkisinden kolay çıkamayacakları çılgın, sahici, başdöndürücü bir girdaba çekiyor.
Yazarken ellerini kirletmekten çekinmeyen Philip Roth, yakası açılmadık tüm konuları çırılçıplak soyduğu, edebiyat tarihinin en keyifli ve edepsiz monologlarından biriyle okurlarının karşısında.
“Saygıdeğer âdetlerin azıcık dışına çıkacak olmak niye böyle cehennemler yaratıyor içimde? Halbuki nefret ediyorum o (…) adetlerinden. Halbuki ben tabulardan daha iyi biliyorum! Doktor, sevgili doktorum, ne dersiniz, AZAT EDELİM YİD’İ, GERİ VERELİM ONA İD’İ. Şu terbiyeli yahudi çocuğunun libidosunu özgürlüğe kavuşturur musunuz, lütfen?”
“Yüzyılın en iyi yüz romanından biri olan bu samimi itirafnameyi yüzünüz kızararak ve kahkahalarla gülerek okuyacaksınız.”
Times Literary Supplement.
Lujin Savunması
Yazar: Vladimir Nabokov
Çevirmen: Rana Tekcan
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 228
“… Nabokov’un benzersiz evrenine henüz dalmamış olanlar için, Lujin Savunması mükemmel bir giriştir.”
John Updike
“… muazzam, olgun, modern bir yazar vardı karşımda, büyük bir Rus yazarı, bir anka kuşu gibi devrimin ve sürgünün ateşinden ve küllerinden doğmuştu.”
Nina Berberova
“.. söylemeden edemeyeceğim; bütün Rusça kitaplarım arasında en fazla ‘sıcaklığa’ sahip olan ve bu sıcaklığı yayan Lujin Savunması’dır.”
Vladimir Nabokov
Karanlık Odada
Yazar: Susan Faludi
Çevirmen: Elvin Vural
Yayınevi: Kaplumbaa
Sayfa Sayısı: 459
“Sana ilginç gelecek bir haberim var. Aslında hiçbir zaman olmadığım o sinirli, maço adam rolünü yeterince oynadığıma karar verdim.” Stefánie Faludi, Tayland’daki hastane odasında, geçirdiği cinsiyet değiştirme operasyonu sonrası çekilmiş fotoğraflarını eklediği bir e-postada böyle yazar. Aldığı mesaj üzerine kızı Susan, çok az tanıdığı birinin; bir kanun tanımazın, mesuliyet, sevgi, suçluluk veya pişmanlık hissetmeyen maharetli bir madrabazın, babasının peşine düşer.
Stefánie, kızından hayat öyküsünü yazmasını ister. Macaristan’da başlayan, Nazi işgaliyle şekillenen, Danimarka, Brezilya, ABD’ye uzanan ve yine Macaristan’da sona eren hikayesinde Stefánie Faludi, ne kadar iyi kaçsa da bu sefer peşine en iyi dedektifi takmıştır. Belki hayallerindeki biyografiyi okuyamaz ama sonunda kızının hakkında yazdıklarını okuduğunda, “Hoşuma gitti. Hayatımla ilgili benden daha fazla şey biliyorsun,” der. Kağıt üzerinde de olsa hayatında ilk kez yakalanmaktan memnundur.
Kitap, Pulitzer 2017 Biyografi Ödülü’nün üç finalistinden biri olma başarısını göstermiştir ve New York Times editörlerince yılın en iyi on kitabı arasında gösterilmiştir.
Fırlama Profesör
Yazar: Richard Russo
Çevirmen: Fezal Gülfidan
Yayınevi: Galata
Sayfa Sayısı: 448
Ah, orta yaş. Sorgulanan hayatlar. Pişmanlıklar. Mizah ve kırık kalpler. Hayatı ciddiye almayı reddeden bir profesör… Okurken gülmekten katılacağınız, hayatın içinden insanları anlatan bir kitap. Mükemmel mizah dozuyla güldürürken yoğun duyguları da canlı tutuyor.
Hank Deveraux, küçük bir Amerikan üniversitesindeki İngilizce Bölümünün zoraki başkanı. Aynı hafta içinde kızgın bir meslektaşı burnunu yaralıyor, karısının dekanla ilişkisi olduğunu hayal ediyor, genç güzel bir asistanın ona asıldığını düşlüyor ve kampustaki kazları öldürme tehdidiyle yerel televizyonun gündemine oturuyor.
“Russo’nun romanının tam ortasında alaycı, kocaman bir yürek çarpıyor.”
The New Yorker
“Russo usta bir sanatçı… Romanında… Dickens’ın pırıltısı, John Irving’in şiirsel hafifliği var.”
Boston Globe
“Zengin bir roman. Yakın geçmişin hatırda kalan bütün romanlarından daha keskin bir dil…”
Time Out
Yaşam Başka Yerde
Yazar: Milan Kundera
Çevirmen: Levent Kayaalp
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 336
Romanlarıyla 20. yüzyıl Avrupa’sının düşünsel ve siyasi belleğine büyük katkılarda bulunan Milan Kundera, Yaşam Başka Yerde’yi, Çekoslovakya’nın Rusya tarafından işgal edildiği sıralarda yazmış ve 1969 yılında yayımlamıştı. Savaşlar, darbeler ve siyasi gelişmeler romanlarının arka planında hep olsa da, Kundera karakterlerini çoğunlukla sanat çevrelerinden seçmiş, böylece güncel olaylarla entelektüeller arasındaki ilişkileri tartışmaya açmıştır. Kundera’nın, “Benim için Avrupa devrimi ya da buna benzer bir şeyin romanı” dediği Yaşam Başka Yerde, kişisel deneyimlere ve aydın çevreleri içindeki gözlemlere dayanır: Resme ve şiire olan yeteneği daha çocukken keşfedilen Jaromil, cinsel kimlik karmaşası yaşayan ve kendi bedeninden nefret eden annesini, “başsız kadın bedenleri”yle resmetmekte, “yaşam mı yazı mı” gerilimi içinde büyümektedir.
Herkesin kendisine baktığını bildiğinden, acımasızca yüzünün bilincine vardı ve neredeyse dehşetle, yüzünde taşıdığının annesinin gülümseyişi olduğunu hissetti. Bu nazik, acı gülümseyişi kesinlikle tanıyordu, onu dudaklarında hissediyordu ve ondan kurtulma çaresi yoktu.
Tüysüz
Yazar: Woody Allen
Çevirmen: Garo Kargıcı
Yayınevi: Siren Yayınları
Sayfa Sayısı: 232
Çağımızın ünlü sinema ustası, unutulmaz komedyen, kült filmlerin akıllara kazınmış başrol oyuncusu ve kitapları dünyanın her yerinde büyük ilgi gören yazar Woody Allen, seksten siyasete, felsefeden gündelik hayatın en saçma detaylarına uzanan bir yelpazede, yine çok eğlenceli ve entelektüel bir klasikle, Tüysüz‘le karşınızda.
“Romantik olmaya çalıştım… Zamanıdır diye hissettiğim bir anda doğrudan gözlerinin içine baktım ve ‘Çalkala lütfen’ dedim. Ve güldü! Evet, Theo! Bana güldü ve sonra sinirlendi! ‘Senin gibi bir adam için çalkalayacağımı nasıl düşünebilirsin!? Şaka mı bu?’ Ben ‘Lütfen, anlamıyorsun’ dedim. O ‘Pekala anlıyorum! Diploma sahibi bir ortodontist dışında kimseyle çalkalamam! Uzak dur benden!’ dedi. Ve gözyaşları içinde kendini dışarı attı. Theo! Ölmek istiyorum!”
“Sevmek mi yoksa sevilmek mi daha iyidir? Eğer kolesterolünüz altı yüzün üzerindeyse hiçbiri. Sevmek derken, kastettiğim tabii ki romantik aşk-erkek ile kadın arasındaki aşk yani; anne ve çocuğunun, çocuk ve köpeğinin ya da iki şef garsonun arasındaki değil.”
“Erken gelişmiş bir çocuktu. Bir entelektüel. On ikisinde, vandalların kütüphaneye sızarak Fransızcaya çevirdikleri T.S. Eliot şiirlerini İngilizceye geri çevirmişti. Ve sanki zekâ seviyesi onu yeterince izole etmemiş gibi, dininden dolayı tarifsiz ayrımcılıklara ve faşizan zulümlere maruz kaldı, çoğunlukla da ebeveynleri tarafından. Doğru, ihtiyar adam sinagogun bir üyesiydi, annesi de öyle. Ama oğullarının bir Yahudi olduğu gerçeğini asla kabullenememişlerdi. ‘Nasıl oldu bu?’ diye sorardı babası, şaşkınlıkla.”
“Düşünce: İnsanoğlu niçin öldürür? Yiyecek için öldürür. Üstelik sadece yiyecek için değil, çoğu kez yanında meşrubat da gerekir.”
“Ölümden korktuğum yok, sadece başıma geldiği sırada orada bulunmak istemiyorum. Bir şey daha… Ölümden sonra yaşam varsa ve hepimiz aynı yerde buluşacaksak beni aramayın, ben sizi ararım.”
Nehrin Dönemeci
Yazar: V. S. Naipaul
Çevirmen: Aslı Biçen
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 360
“Dünya böyledir; bir hiç olanların, hiç olmaya boyun eğenlerin dünyada yeri yoktur.”
Bağımsızlığını yeni kazanan adsız bir Afrika ülkesinde, kıtanın iç bölgelerindeki tenha bir kasabaya taşınan Salim’in hayata tutunma çabasını anlatan Nehrin Dönemeci bu satırlarla açılıyor. V.S. Naipaul bu romanda, tehlikeli derecede cezbedici modern dünya ile kendi geçmişi ve âdetleri arasında kısılıp kalmış bir ülkenin portresini çiziyor. Bir yanda Büyük Adam’ın zorlamasıyla yaşanan yalan hayatlar, diğer yanda kaos, şiddet, cehalet ve yoksulluk; bağımsızlığın ağır yükü altında ezilen ülke, Salim gibi eğitimli gençleri bile âciz bırakıyor, kaçmak ya da kalmak arasında bir tercih yapmaya zorluyor.
Karanlık Gözükünce
Yazar: William Styron
Çevirmen: Tomris Uyar
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 100
“Çöküntünün rüzgârı karışık yönlerden eser, ışığı da solgundur.”
1985 güzü, Paris. Dünyaca bilinen Sophie’nin Seçimi’nin yazarı başarısının doruğundadır. Bir ödül almak için gittiği Paris’te depresyonun karanlığına karıştığını fark eder. Ne ödüller ne parlak edebiyat matineleri ne tumturaklı konuşmalar mutlu etmektedir onu. Artık William Styron için, Camus’nün ve diğerlerinin izini sürerek yazarı çevreleyen umutsuzluk, çöküntü, intihar düşüncesi üzerine düşünme vakti gelmiştir. Karanlık Gözükünce, melankoli ve depresyonu hiçbir psikiyatri seansının sağlayamayacağı bir derinlik ve samimiyetle anlatıyor.
Çarpık Dünya
Yazar: Vladimir Nabokov
Çevirmen: Levent Mollamustafaoğlu
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 245
Ortalama İnsan partisini kurduğunda bir tür küçük saray ahalisi ve korumaları onu karşılamak için ordaydı. Takipçilerinin her birinin küçük bir kusuru ya da bir eğitimcinin meyve kokteyli içtikten sonra söyleyebileceği gibi “geçmişlerinde bir güvensizlik” vardı: oğlanın biri sürekli yüzündeki çıbanlardan şikâyetçiydi, diğeri marazi bir utangaçlığa sahipti, üçüncüsü yanlışlıkla bebek kız kardeşinin kafasını uçurmuştu; dördüncüsü o kadar kötü kekeliyordu ki, o sözcüğün başındaki bir p ya da b ile boğuşurken gidip kendinize bir çikolata alıp gelebilirdiniz.
“Modern romanda algılarının çeşitliliği, gücü ve zenginliği bakımından Nabokov’a rakip çıkabilecek bir yazar yoktur.”
Martin Amis