Merhaba kitap tutkunları,
Okuduğum ilk Canan Tan romanıydı. Türk yazarlara nedense bir ön yargı ile yaklaşıyordum; taa ki eşimin ısrarıyla türk yazarlara şans verene kadar…
Pembe ve Yusuf gözlerimi dolduran bir kitap oldu.
Töre konusunu güzel işlemiş Canan abla. “Erkeklerin dediği olur” yaşam biçimini en sarsıcı kelimelerle anlatmış. Ne saçma değil mi erkek ağzıyla yönetilen bir dünya? Kız çocuklarının yok sayıldığı bir yaşam düşünülebilir mi? Hayır!
Çocuk gelin var bu kitapta. ÇOCUK GELİN! Çağımızın en büyük problemi bu kitapta. Sinir olmadan okumak imkansız.
Geri kafalılık, cahillik, acımasızlık, tek düzelik… Hepsi bu kitapta var. Sadece kötülük yok; kötü olan her şeye karşı Keder’in yaşama azmi ve çocuklarına düşkünlüğü de var.
Her sayfayı merak ederek çevirdim. “Ee şimdi ne olacak?” demekten kendimi alıkoyamadım. Keder’in yaşadığı zorluklar, Pembe’nin geleceği beni derinden etkileyen konulardı. İsmail hala aramızda dolaşan bir çok insanın birebir kopyası. Aramızda var böyle insanlar. Bu yüzden her sayfada daha sinir oluyorsunuz. Sinir oldukça da daha çok okuyorsunuz.
Kitap çok güzeldi. Kendini bir çırpıda okutturacak bir üslubu var Canan Tan’ın. Kurgu çok gerçekçi. Bu kadar da olmaz dedirten bir sahnesi yok.
Konusu da hala çağımızda yaşanan güncel bir konu. Belki de hiçbir zaman eskimeyecek bir konu.
Okunabilir ve okunmalı.