1. Milyon dolarları olmasına rağmen her sabah 4’te kalkıyor, bir gün bile izin yapmıyor
2. Roman okumaktan nefret ediyor.
3. Evi yapboz gibi dizayn edilmiş ve çok sayıda girişi olan bir kütüphanesi var.
4. Çalışma zamanlarını kum saati ile ayarlıyor, her molada mutlaka esneme hareketleri yapıyor.
5. Yazar hastalığı “yazacak bir şey bulamama”ya yakalandığında ise kendini baş aşağı asıyor
7. Dan Brown ve eşi Charlie Rose, Da Vinci’nin Şifresi filminde kitap imzalatma sahnesinde rol aldı.
8. Kitaplarında kullandığı isimlerin hemen hemen hepsi normal hayatta tanıdığı insanların ismi
9. Inferno yani Cehennem isimli kitabında ana kahramanını İstanbul’a gönderiyor.
İstanbul’u tanımlarken kullandığı cümleler de ilgi çekici:
“Burası ikiye bölünmüş bir dünya, karşıt güçlerin şehriydi: Dindarlarla laikler; eskiyle yeni; Doğu ile Batı… Avrupa ile Asya arasındaki coğrafi sınırda duran bu ebedi şehir, gerçekten de Eskidünya’dan daha da eski bir dünyaya uzanan bir köprüydü. İstanbul.”
10. Peki kitapta İstanbul’daki hangi eserlerden bahsediyor?
Topkapı Sarayı, Sultan Ahmet Camii, Yedikule, Boğaziçi, Ayasofya, Kennedy Caddesi, Yenikapı İskelesi, Haliç ve Atatürk Havalimanı kitapta Robert Langdon’ın bahsettiği yerlerden bazıları. Yerebatan Sarnıcı ise hikaye için önemli bir rol üstleniyor ve olaylar buraya bağlı olarak gelişiyor.
Kaynak: mynet.com
Brown’un kitapları yayınlanmadan önce, editör ve çevirmenler yeri açıklanmayan ve internetin olmadığı bir odada tutuluyormuş. Ayrıca yanlarına özel eşyalarını almalarına dahi izin verilmeyip odada had safhada güvenlik önlemleri alındığı söyleniyor.
Vatikan Tarafından Kara Listeye Alınmasına Neden Olan Kitap: Da Vinci Şifresi
Gizemli yazar Dan Brown 2003 yılında çıkardığı ve tüm dünyada satış rekorları kıran Da Vinci Şifresi kitabıyla dünyaya ün saldı demiştik. Sıra kitabın konusuna ve diğer ayrıntılara göz atmakta!
Da Vinci Şifresi’nin İlgi Çeken Konusu
Kitapta İsa ile ilgili tarihi sırlar ve Da Vinci’nin eserlerinde bu sırlarla ilgili ipuçları bıraktığı anlatılıyor. Ayrıca Da Vinci’nin gizli bir tarikata üye olduğu da belirtiyor. Dan Brown’un, sinemalarda da ilgi gören eseri bir cinayetle başlıyor. Cinayetin çözümü sırasında İsa’nın evlenmiş ve soyunun ilerlemiş olduğu fikri öne sürülüyor. Kitap da Leonardo da Vinci’nin yaptığı Son Akşam Yemeği adlı freskte, İsa’nın yanında oturan kişinin Havari Yuhanna değil; Magdalalı Meryem olabileceği ve Mecdeli Meryem’in İsa’nın eşi olduğu fikri ortaya atılıyor.
Romanda anlatılan bu teorilerin ise Sion Tarikatı tarafından korunduğu iddia ediliyor. Kitabın Hristiyan dünyasını karıştıran en tartışmalı özelliği ise, hikâyede işlenen cinayetlerin Papa 2. Jean Paul döneminde gücünü arttırmasıyla tanınan Opus Dei tarikatının üyelerince yaptırılması.
Kitap Katolik Dünyasını Birbirine Kattı
Kitap çıktığı dönemde beğeni topladığı kadar, tepkilerle de karşılaştı. Hristiyan camiasından oldukça tepki gören kitap, insanlara incilin güvenilirliğini sorgulatmakla suçlandı. Bu onlara göre İncil’i örtbas etme çabasıydı. Özellikle kitapta anlatılan İsa’nın ölmediği ve hatta dirilmediği, Galile Denizi’nin batısında küçük bir balıkçı kasabasında Meryem ile evlenip bir kız çocuğunun olduğunun yazılması sabırları taşıran son damla olmuştu.
Kitap sadece Hristiyan dünyasını etkilemekle kalmadı. Arap ülkelerindeki ilahiyat fakülteleri kurgusal bir roman olmasına rağmen Da Vinci Şifresi’ni derslerde inceledi.
Kitabı Yazmaya Karar Vermesi
Dan Brown, Da Vinci tablosundaki gizemi ilk kez İspanya’da Seville Üniversitesi’nde çalışmalar yaparken fark etmiş. Yıllar sonraysa Brown, Melekler ve Şeytanlar için Vatikan’ın gizli arşivlerinde araştırmalar yapma şansına sahip oluyor. Bu araştırmalar sırasında Da Vinci hakkında şüpheleri tekrar karşısına çıkıyor. Yazarımız kitabı yazma öyküsünü şöyle anlatıyor:
“Louvre Müzesi’ne gittim ve Da Vinci’nin ünlü yapıtlarından bazılarının orijinallerini inceledim. O sırada bir sanat tarihçisi bana, bu tabolardaki gizemleri anlamama yardım edecek ipuçları verdi. İşte o andan itibaren bu konu beni esir aldı.”
Kitap Bir Kurgu Mu, Yoksa Gerçek Mi?
Romanın bir diğer özelliği de ‘Gizli Kardeşlik Örgütü’ hakkında bilgi vermesi. Örgüt hakkında fısıltılarla konuşulan sırlar ilk kez popüler gerilim romanı formatında bir kitapta anlatılıyor. Romanın yazarı dahi kitabın tamamen kurgusal olduğunu söylese de betimlenen tablolar, mekanlar ve tarihi belgelerin hepsi gerçek. Okuyucular da kitabın gerçek olduğuna inanmış olacak ki kitap bu başarılara imza attı. Ayrıca romanlar da anlatılan mekanlar okuyucular sayesinde ziyaretçi akınına da uğruyor.
”Ben tüm dinlerin öğrencisiyim”
“Ben tüm dinlerin öğrencisiyim. Bu konularda bilgim arttıkça, sorularım da artıyor.”
Brown kitapla ilgili yapılan sert eleştirileri ise şu sözlerle yanıtlıyor:
“Hristiyan tarihini değiştirip değiştirmediğimi bilmiyorum, ama sanıyorum ki Hristiyanları İncil’deki kutsal yazıların doğruluğu ve tarihi konusunda tartışmaya teşvik ettim.“