Yazıldığı andan itibaren pek çok tartışmaya sebep olan bu sansasyonel roman, insan kötülüğünü estetikle birleştiren, sanatın köklerini irdeleyen, Wilde’a bir sanatçı olarak hak ettiği değeri kazandıran bir başyapıt. Ancak Oscar Wilde’ın da dediği gibi, “Tüm sanatlar oldukça beyhudedir.”
Dorian Gray’in Portresi
Yazar: Oscar Wilde
Çevirmen: Ezgi Altun
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 192
Oscar Wilde’ın tek romanı ve en bilinen eseri olan Dorian Gray’in Portresi, güzelliğiyle herkesi etkileyen ama yozlaşmış bir adamın, kötülük, aldatmaca ve skandallarla örülü hikâyesini gözler önüne seriyor. Kendisi yerine portresinin yaşlanmasını isteyen Dorian’ın tüm hayatı, bu dileğinin gerçekleşmesi üzerine değişir. Bu sırrın ağırlığı gün geçtikçe arttığından, Dorian’ın zulümleri ve ahlâksızlığı da aynı derecede artar.
Yazıldığı andan itibaren pek çok tartışmaya sebep olan bu sansasyonel roman, insan kötülüğünü estetikle birleştiren, sanatın köklerini irdeleyen, Wilde’a bir sanatçı olarak hak ettiği değeri kazandıran bir başyapıt. Ancak Oscar Wilde’ın da dediği gibi, “Tüm sanatlar oldukça beyhudedir.”
Şeytanın Sözlüğü
Yazar: Ambrose Bierce
Çevirmen: Özde Duygu Gürkan
Yayınevi: Metis Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 240
Yaradan’ın talihsiz hatalarından biri. Başmelek olarak işbaşına getirilen Şeytan muhtelif münasebetsizliklerde bulunduktan sonra cennetten kovuldu. İniş yolculuğu sırasında yarıyolda durup bir an için düşünceli bir tavırla başını eğdi ve sonunda tekrar yukarı çıkarak şöyle dedi: “Tek bir ricam var.”
“Söyle.”
“Anladığım kadarıyla insan yaratılmak üzere. Birtakım kanunlara ihtiyacı olacak.”
“Ne? Seni sefil! İnsanın ezeli düşmanı olan, sonsuzluğun şafağından insan ruhuna beslediği nefret yüzünden kovulan sen, onun kanunlarını belirleme hakkını mı istiyorsun?”
“Af buyurun; istediğim, insana kendi kanunlarını koyma izni verilmesi.”
Nitekim öyle oldu.
Yabancı
Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Samih Tiryakioğlu
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 119
“Albert Camus”nün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş ve hala en çok satan kitaplar arasında yer alan “Yabancı”, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir “varlık”ın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi “Meursault”, bir simge kahraman değildir, “adı” olmayan bir “Yabancı”dır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir.
Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma… Camus’yle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. “Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir,” der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.
Prens
Yazar: Niccola Machiavelli
Çevirmen: Kemal Atakay
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 160
“İnsanın, tuzakları tanımak için tilki, kurtları korkutmak için de aslan olması gerekir.”
Niccolò Machiavelli’nin ölümünden beş yıl sonra yayımlanan eseri Prens, o tarihten günümüze kadar devam eden bir tartışmayı başlatmıştır. Prens, devlet yönetiminde amaca ulaşmak için her yolun geçerli olduğunu savunan bir elkitabı mıydı, yoksa devletin ve iktidarın gerçek doğası üstüne felsefi ve siyasal bir başyapıt mı? Prens, kimilerince “şeytanın kitabı” olarak nitelendi kimilerince de gerçekçi siyaset kuramının bir başyapıtı olarak. Ama kesin olan bir şey var ki, devlet yönetme sanatının en temel kaynaklarından birini oluşturdu. Yapıt, özlü anlatımı, etkileyici imgeleri ve gerek çağdaşları gerek sonraki kuşaklarca harfi harfine yorumlanan kimi özdeyişlerinin pervasızlığıyla çok daha büyük ün kazandı.
Yalnızca siyasal içeriğiyle değil, edebî üslubuyla da klasik edebiyatın ölümsüz metinleri arasına giren bu benzersiz eseri, yazar ve kitap üstüne kapsamlı bir inceleme ve açıklayıcı notlar eşliğinde sunuyoruz.
Duvar
Yazar: Jean-Paul Sartre
Çevirmen: Eray Canberk
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 206
Varoluşçuluk’un babası sayılan Jean-Paul Sartre (1905-1980) Aydınlanma Çağından bu yana çağının tanığı ve bilinci (vicdanı) olabilmiş, edebiyata, felsefeye ve politikaya ilişkin görüşleriyle çağını etkilemiş, tartışmalara yol açmış ender bir yazar. Duvar’da yazarın beş öyküsü yer alıyor. Kitaba adını veren Duvar adlı öyküde, Frankocular tarafından ölüme mahkum edilen bir cumhuriyetçinin direncini yitirip bir arkadaşını ele verişi; Oda’da kocasının deliliğini paylaşmaya çalışan Eve’in çabaları, çağcıl Erostrates’te kalabalığın üzerine ateş ettikten sonra teslim olan Paul Hilbert’in gerçeküstücü eylemi; Gizlilik’te iktidarsız kocasını daha erkeksi biri için terk eden `soğuk’ bir kadının öyküsü ele alınıyor.
Son öykü Bir Yöneticinin Çocukluğu’nda ise bir sanayi yöneticisi olmaya hazırlanan Lucien’in cinsel gelişimine koşut olarak düşünsel bunalımları işleniyor. Bunalımlar çağı olmak özelliğini sürdüren yirminci yüzyılı ve onun insanını tanımak için Duvar vazgeçilmez bir kitap.
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Yazar: Jerome David Salinger
Çevirmen: Coşkun Yerli
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 200
Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater’ı ve Ackley’i bile, sözgelimi. Sanırım o lanet Maurice’i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.
Çavdar Tarlasında Çocuklar, Salinger’ın tek romanı. Ergenlik çağının içinde, yetişkin dünyanın düzenine karşı isyankar bir çocuğun, bir Noel öncesi başına gelenler… Bu sürecin bir psikiyatri kliniğinde noktalanışı. Holden Caulfield’in masumiyet arayışının iç burkucu romanı. Belki de Salinger’ın.
1993’te Franny ve Zoey ile Dokuz Öykü adlı kitaplarını yayımladığımız Salinger, 1963’ten bu yana yeni bir yapıt yayımlamamasına ve neredeyse efsane haline gelmiş bir gizlilik içinde yaşamasına karşın, dünya edebiyat gündemindeki yerini hep koruyor.
İlginizi Çekebilir: “Çavdar Tarlasında Çocuklar” Hayranlarına Okuma Önerileri
Yürek Burgusu
Yazar: Henry James
Çevirmen: Egemen Özkan
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 144
Üç kere Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen Henry James, İngiliz dilinin en önemli yazarlarından biri. Bir gotik eser olan Yürek Burgusu da ustaca kurgulanmış karakterleri ve uğursuz atmosferiyle, edebiyattaki en meşhur hayalet anlatılarından.
Genç bir mürebbiye iki çocuğa eğitim vermek için kırsaldaki bir konağa yerleşir. İki hayaletin, kendilerini göstermeye başlamasıyla konakta geçen mesut günler giderek daha tekinsiz bir hal alır. Çocukları bu korkunç görüntülerden korumaya çalışan mürebbiyeyse hayaletlerden daha korkunç bir gerçeklikle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Bu hayaletler mürebbiyenin sanrılarından mı ibarettir yoksa konak gerçekten lanetli midir?
“Son yüz senede yazılmış en iyi doğaüstü korku romanlarından biri.”
Stephen King
Kuyu ve Sarkaç
Yazar: Edgar Allan Poe
Çevirmen: Nazire Ersöz
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 256
Edgar Allan Poe, edebiyat tarihine yazdıklarıyla olduğu kadar yaşam öyküsüyle de damgasını vurmuştur. Yoklukla, kayıplarla, hastalıklarla, alkolle ve sanrılarla cebelleşmesine rağmen, belki de tam bu yüzden hem dünya edebiyatı hem de Batı kültürü üzerinde derin bir etki bırakan olağanüstü öyküler ve şiirler ortaya koymuştur.
Psikolojik gerilim unsurunu kusursuzlaştırmış, dedektiflik öyküsünü keşfetmiş ve okuru kendi doğaüstü âlemine götürmeyi her seferinde başarmıştır.
Kuyu ve Sarkaç, bu sıra dışı külliyatın en önemli örneklerini içeriyor. “Şehrazat’ın Bin İkinci Masalı”, “Morgue Sokağı Cinayetleri”, “Gammaz Yürek”, “Usher Evi’nin Çöküşü”, “Kara Kedi” ve diğerlerinden oluşan derlemede dehşet, delilik, şiddet ve doğaüstü güçler hüküm sürüyor.
Poe’nun kâh fantastik kâh gotik kâh gizemli ama her daim ustalıkla yazılmış öykülerinden oluşan Kuyu ve Sarkaç, yazarın eşsiz dilini ve insanın içinde pusuda bekleyen karanlığı ortaya koyma becerisini sergiliyor.
Alçakgönüllü Bir Öneri
Yazar: Jonathan Swift
Çevirmen: Deniz Hakyemez
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 130
Swift yaşamı boyunca siyasal ve sosyal sorunlarla ilgilenmekten hiçbir zaman geri durmamış bir edebiyat adamıdır. 1726’da yayımlanan Gulliver’in Gezileri ile büyük bir başarı kazanan Swift, ülkemizde de daha çok bu eseriyle tanınır. Işıltılı bir zekânın ve bütün parlaklığını taşıyan Swift’in denemeleri, tarih ve felsefeyle, özellikle Aydınlanma düşüncesiyle ilgilenenler açısından ayrı bir önem taşır.
İyinin ve Kötünün Ötesinde
Yazar: Friedrich Wilhelm Nietzsche
Çevirmen: Mustafa Tüzel
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 256
Friedrich Wilhelm Nietzsche (1844-1900): Geleneksel din, ahlak ve felsefe anlayışlarını kendine özgü yoğun ve çarpıcı bir dille eleştiren en etkili çağdaş felsefecilerdendir. Bonn Üniversitesi’nde teoloji okumaya başlayan Nietzsche daha sonra filolojiye yöneldi. Leipzig Üniversitesi’nde öğrenimini sürdürdü, henüz öğrenci iken Basel Üniversitesi filoloji profesörlüğüne aday gösterildi.
1869’da sınav ve tez koşulu aranmadan, yalnızca yazılarına dayanarak doktor unvanı verilen Nietzsche profesörlüğü sırasında klasik filoloji çalışmalarından uzaklaştı ve felsefeyle uğraşmaya başladı. Tragedyanın Doğuşu, Zamana Aykırı Bakışlar, İnsanca Pek İnsanca (Karışık Kanılar ve Özdeyişler, Gezgin ve Gölgesi), Tan Kızıllığı, Şen Bilim, Böyle Söyledi Zerdüşt, İyinin ve Kötünün Ötesinde, Ahlakın Soykütüğü, Ecce Homo, Wagner Olayı, Dionysos Dithyrambosları, Putların Alacakaranlığı, Deccal, Nietzsche Wagner’e Karşı başlıca büyük eserleri arasında yer almaktadır.
Doktor Moreau’nun Adası
Yazar: H. G. Wells
Çevirmen: Ali Kaftan
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 160
Bilimkurgu ve korkunun buluştuğu bir klasik!
…
İnsanlara bakıyorum ve dehşete düşüyorum…
Sanki içlerindeki hayvan sürekli dalgalanıp kabarıyormuş gibi geliyor.
İlginizi Çekebilir: Doktor Moreau’nun Adası Kitap Yorumu
İyi Kalpli Erendira
Yazar: Gabriel Garcia Marquez
Çevirmen: İnci Kut
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 148
İyi Kalpli Erendira ile İnsafsız Büyükannesinin İnanılmaz ve Acıklı Öyküsü”, bir öykü derlemesi değil. Gabriel Garcia Marquez’in 1972 yılında yazıp bir araya getirdiği öyküler kitabına verdiği ad bu. Yedi öykü var bu kitapta. Kitaba adını veren son öyküye kısa roman da diyebiliriz. Bu öyküleri yazdığında Gabriel Garcia Marquez, ünlü “Yüzyıllık Yalnızlık” adlı başyapıtını yazmış, yazarlığının doruğuna çıkmıştı.
Gabriel Garcia Marquez’in keşfettiği ve kendinden sonra pek çok yazarı etkileyen “büyülü gerçekçilik”, bu öykülerde bütün boyutlarıyla görülür. Özellikle kitaba adını veren “İyi Kalpli Erendira”da saflık ve kötülük, aşk ve nefret, somut birer kişilik kazanırken, öykü de gitgide ortaçağ destanlarına, halk ozanlarının türkülerine benzemeye başlar. Ülkemizde çok sevilen bu ünlü Kolombiyalı yazarın İspanyolca aslından çevrilen bu birbirinden güzel öykülerini kıvançla sunuyoruz.
İyi kalpli Erendira ile İnsafsız Büyükannesinin İnanılmaz ve Acıklı Öyküsü, bir öykü derlemesi değil. Gabriel Garcia Marquez’in 1972 yılında yazıp bir araya getirdiği öyküler kitabına verdiği ad bu. Yedi öykü var bu kitapta. Kitaba adını veren son öyküye kısa roman da diyebiliriz.