Dostoyevski Kronolojik Kitap Sırası, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar 1846’da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Byelinski bu eser üzerine Dostoyevski’den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan eserleri çağımızda edebiyat klasikleri arasında yer alsa da o dönemde fazla ilgi görmedi.
Yazar 1849’da I. Nikolay’ın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Sibirya sürgününden sonra yazdığı romanlarla tekrar eski ününe kavuştu.
1846 – İnsancıklar
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Ergin Altay
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 212
Dostoyevski’nin ilk romanı olan İnsancıklar yayımlandığında büyük övgüyle karşılanmış, edebi bir dehanın habercisi olarak görülmüştü.
İnsancıklar, St. Petersburg’da bir devlet dairesinde çalışan orta yaşlı ve alçak gönüllü kâtip Makar Devuşkin ile uzaktan akrabası, yirmili yaşlarının başında genç bir kadın olan Varvara Dobroselova arasındaki mektuplaşmalardan oluşan bir eserdir. Dostoyevski’nin henüz 24 yaşındayken kaleme aldığı; yoksulluk, dostluk ve sanat sevgisi gibi temalarla örülü bu roman, dönemin eleştirmenlerince adeta göklere çıkarılarak yazarın edebiyat çevrelerine bir yıldız gibi girmesini sağlamış ve çok parlak bir “toplumsal roman” olarak nitelendirilmişti.
“Sahip olduğu ilham perisiyle çatı ve bodrum katlarında yaşayanlara hayat veren genç şairi tebrik ediyorum. Yaldızlı köşklerde yaşayanlara ‘yoksullar da insan, onlar da kardeşlerimiz,’ diye haykırıyor.”
Visarion Belinski
1846 – Öteki
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Tansu Akgün
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 192
Çar I. Nikola’ya muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu için önce idama mahkûm edilen, sonra cezası sürgüne çevrilerek Sibirya’ya gönderilen Dostoyevski, ilk eserlerini sürgün öncesi dönemde vermiştir. “Öteki” bu dönemde 1846 yılında yayımlanan dikkat çekici eserleri arasında yer almaktadır. Dostoyevski bu kitabında kişilik bölünmesini, parçalanmış bilincin kurduğu ürkütücü ve tehlikeli dünyayı konu edinmiştir.
1847 – Ev Sahibesi
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Tansu Akgün
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 168
Ünlü eleştirmen V. Belinski bu eser üzerine Dostoyevski’den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Yazar 1849’da I. Nikola’nın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Cezasını tamamlayıp Sibirya’dan döndükten sonra Petersburg’da Vremya dergisini çıkarmaya başladı, yazdığı romanlarla tekrar eski ününe kavuştu. 1847-1848 yılları arasında yayımlanan Ev Sahibesi, Bay Proharçin, Dokuz Mektupluk Roman ve Polzunkov en güzel öyküleri arasında yer aldı.
1848 – Beyaz Geceler
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Barış Zeren
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 224
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar 1846’da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Byelinski bu eser üzerine Dostoyevski’den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan eserleri çağımızda edebiyat klasikleri arasında yer alsa da o dönemde fazla ilgi görmedi. Yazar 1849’da I. Nikolay’ın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Sibirya sürgününden sonra yazdığı romanlarla tekrar eski ününe kavuştu.
Bu kitapta sürgünden bir yıl önce yazdığı ve en tanınmış eserlerinden biri olan Beyaz Geceler’in yanı sıra hepsi 1848 yılına ait Başkasının Karısı ve Yatağın Altındaki Koca, Noel Ağacı ve Nikâh, Haysiyetli Hırsız, Yufka Yürekli öyküleri de yer almaktadır.
1849 – Netoçka Nezvanova
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Ergin Altay
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 219
Netoçka Nezvanova Dostoyevski’nin yarım kalan ilk büyük roman denemesidir.
Edebiyat sahnesinde belirdikten çok kısa süre sonra genç Dostoyevski ağabeyine yazdığı 1846 tarihli bir mektupta “büyük bir roman” yazmak istediğini belirtiyordu ve bu niyetle Netoçka Nezvanova üzerinde çalışmaya başladı. 1849 yılında tutuklanıp Sibirya’ya gönderilmesiyle roman yarım kaldı ve Dostoyevski bir daha bu romana geri dönmedi.
Netoçka Nezvanova, fakir bir evde çilekeş annesi ve başarısız bir müzisyen olan babasıyla yaşayan Netoçka’nın acıklı çocukluk hikâyesiyle başlar, ilk gençlik ve gençlik anlatılarıyla devam eder.
Yarım kalan bir romanın parçaları olan bu üç hikâyedeki temalar, Dostoyevski’nin sonraki yıllarda vereceği büyük eserlerin habercisi gibidir.
“Netoçka Nezvanova, Dostoyevski’nin büyük romanlarındaki ideolojinin ve tekniklerin geliştirildiği bir laboratuvardır.”
Konstantin Mochulsky
1859 – Amcanın Düşü
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Nihal Yalaza Taluy
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 176
Fyodor Dostoyevski, 1850 yılında çarlığın baskıcı yönetimine karşı çıkan bir harekete katıldığı gerekçesiyle Sibirya’ya sürgüne gönderildiğinde İnsancıklar, İkiz, Beyaz Geceler gibi yapıtlarıyla edebiyat çevrelerinde saygın bir yer edinmişti. Amcanın Düşü adlı roman, Dostoyevski’nin acılarla geçen beş yıllık sürgün cezasını tamamladıktan sonra kaleme aldığı bir “edebiyata dönüş” yapıtıdır.
Daha önceki kitaplarından çok farklı bir nitelik taşıyan Amcanın Düşü yergi ve taşlamanın ağır bastığı bir romandır. Dostoyevski, küçük kasaba insanlarının alışkanlıkları ve ahlak anlayışını eğlenceli bir yaklaşımla anlatır. İnsanın iç dünyasının en gizli yönlerini erişilmesi güç bir saydamlıkla yansıtan yapıtlarıyla XX. yüzyıl romanını da derinden etkilemiş olan Dostoyevski’nin bu grotesk farsını, Nihal Yalaza Taluy’un Rusça aslından yaptığı çeviriyle sunuyoruz.
1859 – Stepançikovo Köyü
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Nihal Yalaza Taluy
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 296
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar 1846’da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Belinski bu eser üzerine Dostoyevski’den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan eserleri o dönemde fazla ilgi görmedi. Yazar 1849’da I.Nikola’nın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Cezasını tamamlayıp Sibirya’dan döndükten sonra Petersburg’da Vremya dergisini çıkarmaya başladı. Dostoyevski, 1859’da yayımlanan Stepançikovo Köyü’nde çizdiği karakterlerle Rus kişiliğinin köyde de şehirdekinden farksız olduğunu sergiler.
1861 – Ezilenler
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Nihal Yalaza Taluy
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 400
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar’ın çarpıcı konusu ve farklı kurgusuyla dikkatleri çekti, kişilerin ruh halini aktarış gücüyle önemli bir yazar olarak ün kazandı. Bu kitabın ardından yayımlanan öykü ve romanları, çağımızda edebiyat klasikleri arasında yer alsa da, o dönemde pek ilgi görmedi. I. Nikolay’ın baskıcı rejimine muhalif politik bir gruba katılan Dostoyevski, bu yüzden tutuklandı, idama mahkûm oldu. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Sibirya sürgününden sonra yazdığı romanlarla tekrar eski ününe kavuştu. 1861’de yayımlanan Ezilenler eleştirmenlerin sert tepkileriyle karşılaştı, ancak geniş bir okuyucu kitlesi tarafından beğeniyle okundu.
1862 – Ölüler Evinden Notlar
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Sabri Gürses
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 384
Dostoyevski ilk önemli öykülerini yazdıktan ve az çok tanınır olduktan kısa süre sonra, birtakım siyasi faaliyetlerinden dolayı çar rejimince yargılanıp kürek cezasına çarptırılmıştı. Bu nedenle yaklaşık on yıl edebiyattan da, edebiyat ortamlarından da uzak kaldı. Ölüler Evinden Notlar, Dostoyevski’nin, cezasını çekmek üzere gönderildiği Sibirya’daki kamptan gözlemler içeriyor. Mahkûmların hikâyeleri, kişilikleri, günlük hayatları, korkuları, dostlukları ve düşmanlıkları… Dostoyevski her zamanki güçlü psikolojik tahlilleri, sıra dışı bakış açısı ve çarpıcı yorumlarıyla ele alıyor mahkûmları; onları adeta birer gözlem odasına koyuyor ve bir biliminsanı tavrıyla izliyor. Çarlık Rusya’sının gerçek yüzünü, yaşadığı ve tüm yurttaşlarına yaşattığı korkunç adaletsizliği aktarıyor. Suç nedir, suçlu kimdir? Bunu ortaya koyacak evrensel hukuk nerede bulunur?
Ölüler Evinden Notlar, Fyodor Dostoyevski için on yıl aradan sonra edebiyat dünyasına görkemli bir dönüş anlamına geliyordu. Bugünün okurları içinse her şeyden önce vazgeçilmez bir klasiği işaret ediyor.
1864 – Yeraltından Notlar
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Mehmet Özgül
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 216
Dostoyevski’nin “Rus çoğunluğunun hakiki insanı” dediği bir isimsiz kahramanın yalın ve karanlık düşünceleri… Edebiyat tarihinin en ünlü isimsizlerinden Yeraltı Adamı, insanların oradan oraya üşüşen karıncalara dönüştüğü St. Petersburg’un gri kaldırımlarında itilip kakılırken, yaşama isteğini yavaş ama emin adımlarla mutlak bir öç isteğiyle değiş tokuş eder. Yeraltı Adamı’nın bir devlet memuru olarak geçirdiği tekdüze günler, yanında bir türlü rahat hissedemediği arkadaşları ve hayattaki mutlak yalnızlığı, bıkkın bir öfke ve küçük, imkânsız pazarlıklarla gittikçe daha fazla lekelenir, ta ki kendisini bir arada tutan görünmez ipler yavaşça çözülmeye başlayana kadar. Yeraltından Notlar, yayımlandığı 1864 yılından beri öfke ve sessizliğin en güçlü manifestolarından biri olmuştur.
“Yeraltından Notlar, hakikati kanla haykırır.”
Nietzsche
“Dostoyevski, gökle yer arasında asılı kalmıştır. Hem gök hem de yer tarafından etkilenmiştir.”
Henri Troyat
1866 – Suç ve Ceza
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Sabri Gürses
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 688
Dostoyevski’nin Rusya’yı, Rus halkını gözlemleyerek içlerinden çekip çıkardığı Raskolnikov hem yazarın hem de edebiyat tarihinin en karanlık karakteridir. Yoksulluğunun güzel ve parlak bir hayat kurmasına izin vermeyeceğine inanan genç bir hukuk öğrencisinin, yaşlı tefeci kadını öldürüp parasını çalmayı planlamasıyla başlayan hikâyesi, Raskolnikov’un ikilemlerinden, iç çatışmalarından hareketle insanlığa sorduğu ahlaki ve felsefi sorularla edebiyatı başka bir boyuta taşımıştır.
Suç ve Ceza yayımlandığı 1866 tarihinden bu yana, modern insana yaklaşımıyla ve sorduğu can alıcı sorularla güncelliğini hiç kaybetmediği gibi, edebiyatın çıtasını erişilmesi güç bir seviyeye yükseltmiştir. Dostoyevski’nin dehasını tüm yönleriyle yansıttığı roman, bir suçun psikolojik kaydıdır aynı zamanda.
“Aşkı ilk defa yaşamak gibi, denizi ilk defa görmek gibi, Dostoyevski’ yi keşfetmek de insanın hayatında önemli bir tarihtir.”
Jorge Luis Borges
İlginizi Çekebilir: “Suç ve Ceza” Hayranlarına Okuma Önerileri
1867 – Kumarbaz
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Ergin Altay
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 243
Dostoyevski’nin bizzat mücadele ettiği parasızlık ve kumar düşkünlüğünü anlatan Kumarbaz, korkunç ve amansız bir saplantının öyküsü.
Dostoyevski’nin ironiyi ve groteski harmanlayarak yarattığı özgün kara mizahın en başarılı örneklerinden olan Kumarbaz, dünyanın her yerinden Roulettenburg adlı kurmaca bir Alman kasabasında bir araya gelen kumar müdavimlerinin hikâyesi. Yazarın kendi kumar borcunu ödemek için bir ay gibi kısa bir sürede tamamladığı bu romanda, kendisinden ilhamla yarattığı başkahramanı Aleksey İvanoviç, karamsarlık ve coşkunun gerilim hattında gidip gelir. Dostoyevski, genç adamın başarısız ilişkileri ve kumara olan düşkünlüğüyle harcanan hayatını anlatırken, onda nesneleştirdiği alınyazısı ve özgürlük ikilemini inceler.
“Dostoyevski, Hıristiyanlık şefkatini, bedenin ve ruhun asaletine adamak yerine insan ıstırabına, günahkârlığına ve düşkünlüğüne, arzunun ve suçun derin köşelerine yöneltmiştir.”
Thomas Mann
1869 – Budala
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Mazlum Beyhan
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 769
Mazlum Beyhan çevirisi, Liza Knapp’ın önsözü, Murray Krieger’in sonsözü, Yazar ve dönem kronolojisiyle. Budala, Rus ahlâki ülküsünün edebiyattaki en kusursuz, en doyurucu tasviridir. Dostoyevski, Budala’yı ithaf ettiği yeğeni Sonya’ya yazdığı bir mektupta romanın temel düşüncesini şöyle açıklar: “Niyetim bütünüyle iyi bir insanı anlatmak.” Yazarın bu fikirle yarattığı kahramanı budala” Prens Mışkin, mirasını almak için İsviçre’deki bir akıl hastanesinden St. Petersburg’a döndüğünde kendisini bir ihanet, entrika ve cinayet üçgeninde bulur. Mışkin’in masumiyeti, dürüstlüğü ve alçak gönüllülüğü, dahil olmak istediği toplumun değerleriyle açık bir tezat oluşturur. O, dünya nimetlerinden ve hırslarından arınmış, peygamberimsi vasıflarıyla kusursuz bir iyilik timsali gibidir…
“Budala, Dostoyevski’nin kitapları arasında en derinden trajik hatta en acı verenidir ve aynı zamanda benzersiz bir aşk öyküsüdür…”
Edward Hallett Carr
“… Bu tutku kitabı, Dostoyevski’nin yazdığı ilk büyük aşk romanıdır…”
Henri Troyat
1872 – Ecinniler
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Mazlum Beyhan
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 904
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): ilk romanı insancıklar 1846’da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Byelinski bu eser üzerine Dostoyevski’den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan öykü ve romanları, çağımızda edebiyat klasikleri arasında yer alsa da, o dönemde fazla ilgi görmedi. Yazar 1849’da I. Nikola’nın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi.
Dostoyevski Ecinniler’de ihtilâlci örgütlerin yapısı ve üyelerinin karakterini gerçekçi bir gözle ve alaycı bir ifadeyle sergilemiştir.
1873 – Bir Yazarın Günlüğü
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Kayhan Yükseler
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 1248
Dostoyevski “Bir Yazarın Günlüğü”ne 1873’te Grajdanin dergisinde başladı. Üç yıl ara verdikten sonra, 1876’da, Bir Yazarın Günlüğü adı altında kendi dergisini çıkardı.Aylık yazılarla iki yıl düzenli olarak sürdürdüğü bu yayına sağlığının bozulması üzerine ara verdi.
1880’de sadece bir sayı çıkardı. 1881’de, Günlüğü yine her ayı kapsayacak biçimde yayınlamaya karar veridi; ancak, ocak sayısını çıkardıktan sonra hastalandı, şubat başında da öldü.
Bir romancı olarak tanıdığımız Dostoyevski’yi bu kitap sayesinde toplumsal-siyasal bir kişilik olarak tanıma olanağı buluyoruz.
1875 – Delikanlı
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Ergin Altay
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 666
Dostoyevski, Delikanlı’da baba-oğul arasında yaşanan değer çatışması ekseninde, 19. yüzyıl ortası Rus toplumunun geçirdiği ideolojik dönüşümün izini sürüyor.
Delikanlı, kadın düşkünü bir toprak sahibinin gayrimeşru çocuğu olan on dokuz yaşındaki Dolgorukiy’in, St. Petersburg’da bir araya geldiği babası Versilov’la yaşadığı çatışmaların anlatısıdır. Baba ve oğlun duygusal, ideolojik ve ahlâki tartışmaları etrafında şekillenen uyuşmazlıklar, Dolgorukiy’in zıtlıklarla dolu yaşam öyküsünü ortaya koyar. Dostoyevski’nin son romanı olan Karamazov Kardeşler’den önce kaleme aldığı Delikanlı, yazarın diğer eserlerindeki felsefi ve politik sorunlardan uzak olmakla birlikte, odağındaki insanlar arası ilişkilerle ve psikolojik incelemelerle öne çıkıyor.
“Dostoyevski’nin tüm büyük romanları bir yana, Delikanlı farklı bir yerde durmaktadır. Büyük sorunları ve çelişkileri tartışmaz yazar burada. Basit, gündelik durumları ve yaygın insani tutkuları kullanarak oluşturulan bu roman, incelikli, gerilim dolu ve nefes kesici bir başyapıttır.”
Aleksandr Soljenitsin
1876 – Uysal Kız
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Mehmet Yılmaz
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 80
Fyodor Dostoyevski’nin Uysal Kız adlı bu öyküsü bir gazete haberinden, gerçek bir olaydan yola çıkmakla birlikte yazarın da belirttiği gibi tümüyle düşsel boyutlara uzanıyor. 20. yüzyılın sadece romanını değil düşünce yaşamını da derinden etkileyen yazar, bir karakterin düşünceleri arasında gezinerek benzersiz bir öykü yaratmış. Karısının cansız bedeniyle karşı karşıya kalan ana karakterin vicdan azabı içinde, çaresizce neler olup bittiğini sorgulamasıyla başlayan Uysal Kız, yaklaşmakta olan bir felaketin gerilimini ve karakterlerin ruhsal derinliğini kusursuzca yansıtıyor.
1879 – Büyük Engizisyoncu
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Barış Zeren
Yayınevi: Kafka Kitap
Sayfa Sayısı: 156
“Senin engizisyoncun Tanrı’ya inanmıyor, onun sırrı basbayağı bu!”
Hz. İsa’nın İspanyol Engizisyonu döneminde dünyaya geri dönüp esir alınışını canlı bir imgelemle hayal eden ve Karamazov Kardeşler’de hikâye edilen bu mesel; inanç, acı, insan doğası ve özgür iradeye dair hem derinlikli hem de incelikli bir keşif yolculuğu. Kitapta aynı zamanda, Dostoyevski’nin Sibirya’daki bir esir kampında sürgün olarak geçirdiği günlere dayanan güçlü ve rahatsız edici yazıları da yer alıyor.
Tarih boyunca bazı kitaplar dünyayı değiştirdi. Bununla kalmayıp; bizleri ve birbirimizi görme biçimimizi etkiledi. O kitaplar ki tartışmalara, muhalif fikirlere, savaş ve devrimlere esin kaynağı oldular. Aydınlattılar, harekete geçirdiler, kışkırttılar, teselli ettiler. Yaşamımızı zenginleştirdiler ve bizleri ayrı ayrı kendi yaşamlarımızı sorgulamaya yönelttiler. Şimdi Kafka Kitap sizlere uygarlığı sarsan, insanlık tarihine yön veren ve kendimizi keşfetmemize yardım eden fikirleriyle; büyük düşünürlerin, çığır açanların, radikallerin ve ileriyi görenlerin eserlerini sunuyor.
kumar1881 – Karamazov Kardeşler
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Çevirmen: Ergin Altay
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 1002
Tüm zamanların en başarılı romanları arasında sayılan Karamazov Kardeşler Dostoyevski’nin kaleme aldığı son büyük eseri ve başyapıtıdır. Bencil, paraya ve zevke düşkün Fyodor Pavloviç Karamazov’un esrarengiz ölümü, birbirinden çok farklı karakterlere sahip oğullarının hayatını geri dönüşü olmayacak bir şekilde değiştirmekle kalmayıp tüm Rusya’nın yakından takip ettiği bir davaya dönüşecektir.
Dostoyevski, Karamazov Kardeşler’de yazarlık yaşamı boyunca kafa yorduğu hemen bütün temaları işleyerek dev bir esere imza atmış, bu son eseriyle de çok büyük övgüler almış ve kitabın yayımından kısa bir süre sonra ününün doruğundayken hayata veda etmiştir.
“…Karamazov Kardeşler yaklaşık dört yüz bin sözcükten oluşan bir destandır..”
Edward Hallett Carr
“Hayatta öğrenmek istediğiniz ne varsa hepsini Karamazov Kardeşler’de bulursunuz…”
Kurt Vonnegut
İlginizi Çekebilir: “Karamazov Kardeşler” Hayranlarına Okuma Önerileri