“Siyah Süt” tam da yeni evlendiğim, çevremdekilerin de “Çocuk yap hadi” diye baskı kurmaya başladığı bir dönemde çıktı karşıma. Kitabı okurken evli ya da bekar olsun birçok kadının kendinden bir şeyler bulabileceğini düşündüğüm bir kitap aslında bu. Kitapta “içimdeki parmak kadınlar” diye tanıttığı iç sesler korosu bulunmakta Elif Şafak’ın. Bir nevi içindeki kişilik bölünmesi aslında. Bizim “Bir yanım git diyor, bir yanım gitme diyor” anlatımının daha edebi şekli de diyebiliriz. Çocuk yapmak ya da ömür boyu kendisini edebiyata adamak arasında kalmıştır yazarımız. Ne anaç tarafına söz geçirebilir, ne de entel tarafına. Kitaptaki görseller de oldukça güzel kurgulanmış. Kısa sürede bitiveriyor kitap, “Ne ara bitti yahu?” diye sorarken buluyorsunuz kendinizi.
Kitap boyunca kadın yazarların hayatları hakkında da yararlı bilgiler sunuyor bize Elif Şafak. Şaşıracağınız, “vay anasını” diyeceğiniz bölümler bulunuyor. Kitabın başındaki “Evde Kalmış Kız Manifestosu” ise hakkında ayrı bir yazı yazmaya değecek bir bölüm olmuş. Elif Şafak’ın bu kitabını sonuna kadar feminist bakış açısıyla okudum (feminist yanım çok çabuk kabarabiliyor). Sadece kadınlar değil, erkeklerin de okuması gereken bir kitap bana göre. Kadınların nasıl ikilemde kaldığını, kafalarından neler geçtiğini öyle güzel anlatmış ki Elif Şafak, hayran olmamak elde değil.
Özetle – çok özet olamadı ama idare edin – okunması gereken kitaplar listesine alınmalı bu kitap. Pişman olmayacağınızı garanti ederim.