Elite, Marina’nın yüzü ifadesizdi. Biraz sükûnet, belli belirsiz bir gülümseme. Ve daha bir sürü şey görebilirdiniz yüzünde, ama duygu namına hiçbir şey yoktu. İnsan böyle hunharca öldürüldüğünde yüzüne bir korku ya da şaşkınlık gelir, öyle değil mi? Fakat Marina’nın tüm dünyaya, ceset torbasının fermuarı çekilene dek gösterdiği son şey… hiçti. Tam bir hiç.
Elite – Arka Sıradakiler
Yazar: Abril Zamora
Çevirmen: Cumhur Mısırlıoğlu
Yayınevi: Teras Kitap
Sayfa Sayısı: 320
Marina’nın yüzü ifadesizdi. Biraz sükûnet, belli belirsiz bir gülümseme. Ve daha bir sürü şey görebilirdiniz yüzünde, ama duygu namına hiçbir şey yoktu. İnsan böyle hunharca öldürüldüğünde yüzüne bir korku ya da şaşkınlık gelir, öyle değil mi? Fakat Marina’nın tüm dünyaya, ceset torbasının fermuarı çekilene dek gösterdiği son şey… hiçti. Tam bir hiç.
Las Encinas’ta geçen aşk, kıskançlık ve entrika dolu, alışıldık bir dönemin ardından, yıl sonu partisinde her şeyi gölgede bırakan bir şey olur: Marina havuzun başında ölü bulunmuştur. İşe, öğrencileri tek tek sorguya çekmekle başlayan müfettişin bütün planları, eline geçen isimsiz bir günlükle altüst olur. Günlüğü polise kim getirmiştir? Günlüğün sahibinin cinayetle bir bağlantısı var mıdır? Marina’dan neden bu kadar nefret ediyordur? Parçaları birleştirmek için filmi yılın başına sarmak zorunda kalan müfettiş, hikâyeyi bu kez bir de arka sıradakilerin ağzından dinlemek zorundadır.
Bul Beni
Yazar: Andre Aciman
Çevirmen: Berrak Göçer
Yayınevi: Sel Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 230
“Gurur, korkuya taktığımız bir lakap sadece.” Bazı anlara, insanlara ve aşklara saplanıp kalmak mümkün mü? Neden bazı hatıralar ölümsüzleşirken bazıları kolayca unutulur? Arzu ve özlem zamanı, mekânı ve önyargıları aşabilir mi?
Adınla Çağır Beni’yle tüm dünyada geniş bir okur kitlesine ulaşan André Aciman, devam niteliğindeki romanı Bul Beni ile aşkın ve bağlılığın doğasına dair eşsiz bir anlatı kuruyor; kederle, arzuyla, tesadüflerle, pişmanlıklarla ve mutluluklarla örülü insan hikâyelerini, birbiriyle bağıntılı hayatları ve deneyimleri keşfe çıkıyor.
Bul Beni, zamanın acımasızlığına, hem kaçırılmış hem de yakalanan fırsatlara, paralel hayatlara, aşkın dönüştürücü gücüne ve kusursuz esrikliğine, Elio’ya, Oliver’a, hepimize dair bir unutulmaz roman…
Sadie
Yazar: Courtney Summers
Çevirmen: Elif Nihan Akbaş
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 328
İntikam yolculuğuna çıkmış kayıp bir kız.
Onun bıraktığı izleri takip eden bir adam.
Nefes kesici bir son.
Eğer O Ölürse Gerçeği De Peşinde Götürecek.
Sadie’nin kolay bir yaşamı olmamıştı. Her şeyden uzak küçük bir kasabada kendi başının çaresine bakmaya çalışmış, bir yandan da kız kardeşi Mattie’yi büyütmüştü. Ama Mattie bir meyve bahçesinde ölü bulunduğunda, dünyası paramparça oldu.
Üstünkörü bir polis soruşturmasının ardından kardeşinin dosyası çözümsüz kalınca, Sadie geçmişinin en karanlık zamanlarından tanıdığı katili bulmak ve adaleti sağlamak için elinde çok az bilgi olmasına rağmen yollara düştü.
Amerika’daki küçük, unutulmaya yüz tutmuş kasabalar üzerine bir program hazırlayan radyocu West McCray, aylar önce hikâyesine kulak misafiri olduğu Sadie’nin büyükannesinden bir telefon aldığında, kendini büyük çaplı bir araştırmanın içinde buldu. “Kızlar” adını verdiği podcastte hem korkunç sırların perdesini aralayacak hem de cevap vermek istemediği sorularla yüzleşmek zorunda kalacaktı.
New York Times çoksatarı
Edgar Ödülü, Odyssey Ödülü, Audie Ödülü ve John spray Gizem Ödülü kazananı
Booklist, Publishers Weekly, B&N Teen Blog, Bustle ve Good Morning America’ya göre 2018’in en iyi genç yetişkin romanlarından biri
“Rahatsız edici, yürek burkan ve zorlu bir okuma.”
Veronica Roth
“Sadie heyecan verici, müthiş bir yolculuk. Programınızı boşaltın. Sonuna gelene dek hiçbir yere gidemeyeceksiniz.”
Stephanie Perkins
“Hem cesur hem hassas, kendini kanıtlamış bir hikâye. Sevmek ve kaybetmek üzerine dokunaklı bir dram. Sadie: her yaştan okura hitap eden bir roman ve bir yara izi kadar kalıcı bir karakter. Kesinlikle baş döndürücü.”
A. J. Finn
Çernobil Duası – Geleceğin Tarihi
Yazar: Svetlana Aleksiyeviç
Çevirmen: Aslı Takanay
Yayınevi: Kafka Kitap
Sayfa Sayısı: 460
2015 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Svetlana Aleksiyeviç’in büyük eserlerinden Çernobil Duası, Çernobil Nükleer Felaketi ve sonrasında yaşananlara dair can acıtıcı bir sözlü tarih çalışması…
İsveç Akademisi, Svetlana Aleksiyeviç’e Nobel Ödülü verdiğinde yazarın “yeni bir edebi tür” yarattığını belirtmiş, eserlerini de “duyguların ve ruhun bir tarihi” sözcükleriyle betimlemişti. Aleksiyeviç uzun bireysel monologları farklı seslerin duyulduğu bir kolaja dönüştüren özgün dokümanter tarzıyla, kendilerine nadiren konuşma fırsatı verilen, yaşantıları da çoğu zaman ülkenin resmi tarihine karışarak yitip giden sokaktaki insanların hikâyelerini kayıt altına alıyor.
Çernobil Duası’nda Aleksiyeviç, 26 Nisan 1986’da meydana gelen tarihin en feci nükleer reaktör kazasını odağına yerleştirerek trajediyi yaşamış insanların bireysel tanıklıklarını aktarıyor. Masum yurttaşlardan itfaiye erlerine, Parti yöneticilerinden askerlere onlarca insan, anlattıkları hikâyelerle halen yaşamakta oldukları korku, öfke ve belirsizliği gözler önüne seriyor. Monolog biçimindeki röportajlardan oluşan Çernobil Duası, duygusal gücü ve dürüstlüğüyle hem unutulmaz bir sözlü tarih çalışması hem de almak isteyen için sayısız ibretler barındırıyor.
Efsane
Yazar: Marie Lu
Çevirmen: Sefa Emre İlikli
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 320
Gerçek, Efsane’ye dönüşecek
Bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri’nin batı kıyısı olarak bilinen yerde şimdi Cumhuriyet adında, komşularıyla sürekli savaşan bir ülke vardır. Cumhuriyet’in seçkin sınıfından gelen on beş yaşındaki üstün yetenekli June, askerî bir dehaya sahiptir. İtaatkâr, hırslı ve kendini ülkesine adamış bu genç kız onun uğruna her şeyi yapmaya hazırdır. Fakir bir aileden gelen on beş yaşındaki Day ise ülkenin en çok aranan suçlusu ve bir devlet düşmanıdır. Kendisi gibi asker olan ağabeyi Metias öldürülünce June, Day’in peşine düşer. İnandıkları şeyler uğruna savaşan bu iki gencin kesi?en yolları, onları Cumhuriyet’in karanlık sırlarına götürecektir.
“Efsane, söylendiği kadar iyi olmakla kalmıyor, bunu kesinlikle hak ediyor.”
The New York Times
“Bir ‘efsane’ doğuyor.”
USA Today
“Bilimkurgu ve aksiyonun heyecanlı bir karışımı… Bu kitap Açlık Oyunları hayranlarına okumaya değer bir şey verecek.”
Voya
Fısıltı
Yazar: Becca Fitzpatrick
Çevirmen: Sevinç Tezcan Yanar
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 416
Kovulmuş bir meleğe âşık olmak…
“Bütün sınıf arkadaşlarımın isimlerini biliyordum… Biri hariç. Yeni öğrenci… Arkamdaki sırada, serinkanlı siyah gözleri karşıya sabitlenmiş bir hâlde kaykılmış oturuyordu…
Siyah gözleri beni âdeta delip geçiyordu. Dudaklarının kenarları yukarı doğru kıvrıldı. Kalbim bir an tekler gibi oldu ve o bir anlık duraksamada, kasvetli bir karanlık duygusunun bir gölge gibi üzerime örtüldüğünü hissettim. Bu duygunun kaybolması sadece bir an sürdü, ama ben hâlâ ona bakıyordum. Gülümsemesi dostça değildi, bela kelimesini heceleyen bir gülümsemeydi. Ve vaat doluydu.”
“Okuyucuyu sarsan tüyler ürpertici bir roman… Nora’nın kötü çocuk Patch’le fırtınalı aşkı okurları kendilerinden geçirecek.”
Publishers Weekly
“Vampirlerden ve kurt adamlardan sıkılan gerilim ve aşk romanı hayranları Hush Hush serisini hemen benimseyecekler.”
Booklist
“Sıra dışı bir aşk hikâyesi. Okurlar Fısıltı’yı baştan sona yürekleri ağızlarında okuyacak.”
Falcata Times
Kanbağı
Yazar: Richelle Mead
Çevirmen: Yeliz Üslü
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 450
Sydney’in en son isteyeceği şey, vampirlerle arkadaşlık etmekle suçlanmak. Ve şimdi bir vampirle aynı odada!
“Sydney’e yeniden dövme yap,” dedi Stanton kararlı bir sesle. “Zoe konusunda kararımız belli değil, ona şimdiden dövme yapmayalım.”
Gözlerim kardeşimin lekesiz ve solgun yanaklarına kaydı. Evet.
Orada bir zambak olmadıkça özgürdü. Dövme teninize bir kez işlendi mi, dönüşü yoktu. Artık Simyacılara aitsiniz demekti.
“Benzersiz ve baş döndürücü… Okurlar uzun süre bu serinin etkisinden kurtulamayacak.”
VOYA
“Büyüleyici…”
Booklist
“Kesinlikle müthiş…”
SLJ
Feminist Dövüş Kulübü
Yazar: Jessica Bennett
Çevirmen: Ayşe Nur Buğalı
Yayınevi: İndigo Kitap
Sayfa Sayısı: 376
CİNSİYETÇİ BİR İŞ ORTAMINDA HAYATTA KALMA REHBERİ
Ofis ortamında maruz kalınan üstü kapalı cinsiyetçi tavırlara dair nükteli ve bir o kadar da isabetli tespitlerde bulunan yarı kılavuz yarı manifesto niteliğindeki bu kitaptan, hem kariyer tavsiyeleri alacak hem de kadınların iş hayatındaki yerini pekiştirmeye yardım edeceksiniz.
“Bu bir dövüş kulübüydü; ama bünyesinde ne şiddeti ne de erkekleri barındırıyordu. Kadınlar çalıştıkları yerlerde maruz kaldıkları cinsiyetçi tavırları birbirleriyle paylaşmak amacıyla aylık buluşmalar düzenliyor ve bu sorunların üstesinden gelmek için birbirlerine tavsiyelerde bulunuyorlardı. Üstelik sadece dertleşmeye değil, birtakım savaş taktiklerine de ihtiyaçları vardı.”
Burada görev, rekabetten ziyade dayanışmayı seçmesi gereken kadınlara düşüyor. Bunun yanı sıra Bennett, kadınlar için olduğu kadar, erkekler için de yazıyor. Çünkü onların, erkek feministler olarak bu savaşta son derece önemli bir rol oynayacağına inanıyor.
KENDİNİ DEĞERSİZLEŞTİRMEYİ BIRAK!
NELER YAPABİLECEĞİNİ GÖSTER!
Bu kitap işyerinde maruz kaldığınız cinsiyetçi davranışlara mizah ve kararlılıkla karşı koyabilmenizi sağlayacak eşsiz bir rehber.