Emily in Paris dizisinde Emily Şikago’da yaşayan genç bir kadındır. Pazarlama yöneticisi olan Emily, hiç beklemediği bir anda rüya gibi bir iş fırsatı yakalar. Kariyeri için çok önemli olan bu teklifi geri çevirmeyen Emily, yeni işi için Paris’e taşınır. Yeni bir hayata başlayan Emily, bir yandan yeni işine adapte olmaya çalışırken bir yandan da ailesini, arkadaşlarını ve ilişkisini idare etmeye çalışır.
Emily in Paris Hayranlarına 7 Kitap Önerisi
Aşk ve Zeytin
Yazar: Jenna Evans Welch
Çevirmen: Burcu Karatepe
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 392
Kayıp olan ne varsa, artık bulundu.
Liv Varanakis, babasından bahsetmekten hoşlanmazdı – ya da yıllar önce onu ve annesini kayıp şehir Atlantis’i bulmak uğruna nasıl terk ettiğinden. Babasının onu bir anda Santorini’ye çağırması ve ona ihtiyacı olduğunu söylemesi ise lise dertleriyle boğuşan Liv’in duymak istediği en son şeydi.
Annesinin zorlamasıyla apar topar Yunanistan’a gittiğinde, hayal dahi edemeyeceği bir masalın içine çekilmişti sanki. Adanın büyülü doğası, sımsıcak halkı, babasının bir an bile dibinden ayrılmayan karizmatik çırağı Theo… Tüm bunlar, kaldırabileceğinden çok fazlaydı.
Ne kadar aksini iddia etmeye çalışsa da, Santorini gerçekten mükemmeldi. Fakat defalarca kez kırılmış kalbinin tekrar sevebilmesi için, önce üzerlerinde kara bulut gibi dolanan soruların cevaplanması gerekiyordu.
“Hayattan romantik bir kaçış.”
Kirkus
“Sayfalar arasına daldığınızda, beklediğinizden çok daha derin ve büyülü bir hikâye bulacaksınız.”
The Young Folks
“Macera ve romantizmin kusursuz birleşimi.”
Tha Fandom
Keşke Genç Olsaydım
Yazar: Pamela Redmond Satran
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 240
İnsan seçtiği yaştadır…
Alice Green, New Jersey banliyölerine yakışan bir hayat sürüyordu. Kırklı yaşlarında, sıradan bir ev kadınıydı; kendini evine, kocasına ve çocuğuna adamıştı. Ta ki kocası onu daha genç bir kadın için terk edinceye dek. Kızı da büyüyüp evden ayrıldığına göre, Alice’in yeni bir erkeğe, yeni bir işe, yani yeni bir hayata ihtiyacı vardı. İmdadına yetişen dostu Maggie, bir yılbaşı gecesi biraz saç boyası ve daracık bir pantolonla Alice’i baştan yaratacaktı: “Yirmi iki gibi duruyorsun!” O gece barda tanıştığı, kızı yaşındaki yakışıklı Josh da durumu fark etmeyince, Alice daha genç olmaya karar verdi. Ama bu oyunu sürdürmek pek de kolay olmayacaktı…
Anna ve Fransız Öpücüğü
Yazar: Stephanie Perkins
Çevirmen: Su Akaydın
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 328
2011 The Inky Awards, Silver Inky Ödülü Adayı
2010 Goodreads Okur Ödülleri, En İyi Genç Yetişkin Romanı Adayı
Goodreads, En İyi 100 Genç Yetişkin Romanı
2012 YALSA, En İyi Genç Yetişkin Edebiyatı Adayı
Anna ışıklar şehrinde aşkı bulabilecek miydi?
Anna’nın Atlanta’da iyi bir işi, en yakın arkadaşı ve sevgili olup olmadıklarından emin olmadığı hoşlandığı bir çocuk vardı. Lisenin son senesi için de sabırsızlanıyordu. Bu yüzden babası onu beklenmedik bir şekilde, Paris’teki bir yatılı okula yollamaya karar verdiğinde pek de mutlu olmamıştı, ta ki Étienne St. Clair ile tanışana kadar. Tek sorun… çocuğun bir kız arkadaşı vardı ve tabii Anna’nın da neredeyse bir erkek arkadaşı… Kıl payı kaçırılan romantik anlarla dolu bir sene, bir Fransız öpücüğü ile sonuçlanacak mıydı?
“Büyüleyici. Anna ve Fransız Öpücüğü âşık olma hissini kelimenin tam anlamıyla hissettiriyor.”
Cassandra Clare
“Capcanlı karakterler, sürükleyici bir hikâye ve eğlenceli diyaloglar…”
Gayle Forman
“Zekice yazılmış diyaloglar, farklı karakterler ve ilk aşk heyecanı… Sarah Dessen hayranları, tıpkı onun gibi aşkı ve gerçekçiliği bu denli zarif harmanlayan bir başka yazara zevkle kucak açacaklar.”
Kirkus Reviews
İlginizi Çekebilir: Anna ve Fransız Öpücüğü Serisi
Paris’te Balayı
Yazar: Jojo Moyes
Çevirmen: Solina Silahlı
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 144
Âşıklar şehri Paris’te yeni evli iki çift…
Genç ve güzel Liv, 2002 yılında zengin ve çekici bir mimar olan David’le evlenir. Rüya gibi bir balayı geçirme hayaliyle Paris’e gelseler de beklenmedik bir sorun evliliklerini daha ilk günden sorgulamalarına yol açar. Acaba aralarındaki büyük aşk onları bir arada tutmaya yetecek midir?
1900’lerin başında ünlenen ressam Édouard Lefèvre, tabloları için kendisine modellik yapan Sophie’ye âşık olur. Bir kadına bağlanmayı daha önce asla aklından geçirmemiş olsa da Sophie’nin, hayatının kadını olduğuna inanıp ona evlenme teklif eder. Ancak genç Sophie kısa bir süre sonra evlilik hayatının beklediğinden çok daha farklı olduğunu, aşkı için büyük fedakârlıklarda bulunması gerektiğini anlar…
Farklı yüzyıllarda yaşanan kadın erkek ilişkilerini, sevgiyi ve evliliği anlatan Paris’te Balayı, büyük aşkların ölümsüz olduğunu kanıtlıyor.
“Mutlaka etrafınızdaki insanlara da okutmak isteyeceğiniz sımsıcak bir kısa roman. Moyes karizmatik, inatçı ve hayattan ne beklediğini bilen karakterler yaratıyor.”
Independent on Sunday
“Paris’te Balayı kahkahalar attırıyor, yoğun hislerle gülümsetiyor ve bir bebek gibi ağlatıyor.”
Closer
Paris’teki Eş
Yazar: Paula McLain
Çevirmen: Leyla İsmier
Yayınevi: Remzi Kitabevi
Sayfa Sayısı: 383
Ernest Hemingway ile ilk karısı Hadley’in, başta Paris olmak üzere çeşitli kentlerde geçen günlerinin aşk ve ihanetle örülü sarsıcı romanı…
Dünya, Caz Çağı’nı yaşamaktadır. Kızıl saçlı piyanist kız ile savaş gazisi genç ve yakışıklı gazeteci Şikago’da bir dost evindeki partide tanışır. 29’undaki Hadley, yazma hırsıyla yanıp tutuşan kendinden sekiz yaş küçük Hemingway’le 1921’de evlenir.
O sıralar sanat ve edebiyatın kalbi Paris’te atmaktadır. Genç Hemingway, yazar dostu Sherwood Anderson’un yönlendirmesiyle geleceğini eşiyle birlikte Paris’te aramaya karar verir. Paris günlerinde önceleri parasızlık onları epeyce zorlar ama zamanla entelektüel çevrenin bir parçası olurlar. Paris’i mekân tutmuş pek çok Amerikalı yazar ve sanatçıyla tanışır, Gertrude Stein, Scott Fitzgerald, Ezra Pound gibi ünlü isimlerle derin dostluk kurarlar.
Oxford Yılım
Yazar: Julia Whelan
Çevirmen: Esra Doğu
Yayınevi: Hep Kitap
Sayfa Sayısı: 332
Ella Durran yirmi dört yaşında bir Amerikalı, çocukluğundan beri Oxford’da okumanın hayalini kuruyor. Ve nihayet hayali gerçek oluyor, yüksek lisansını yapmak üzere bu eşsiz üniversiteye geliyor. Daha havaalanındayken aldığı bir telefonla önemli bir başkan adayının seçim ekibinde çalışmaya başlıyor. Plan belli: Bir sene Oxford’da oku, seçimlere uzaktan destek ver, Washington’a dön, kendine siyasi dünyada bir yer edin.
Plan yapmayı ve planlara göre yaşamayı çok seven Ella’nın karşısına daha ilk haftada ona her şeyi sorgulatan bir adam çıkıyor. Yakışıklı, zeki, eğlenceli Jamie Davenport. Tabii ki bu yakınlaşmada da kuralları var Ella’nın: Tadını çıkar, bağlanma, sıkılınca dürüst ol, uzaklaş. Oxford’daki yılının sonu geliyor, işler değişiyor, planlar bozuluyor, kurallar yıkılıyor. Ella’ya tek bir soru kalıyor: Bir sene önceki hayallerini hâlâ düşlüyor mu? Julia Whelan’dan romantik ama bir o kadar da hüzünlü bir aşk hikâyesi…
Birbirimize Söyleyemediğimiz Onca Şey
Yazar: Marc Levy
Çevirmen: Ayça Sezen
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 304
Düğününden birkaç gün önce, Julia babasının sekreterinden bir telefon alır. Önemli bir iş adamı olan babası Anthony Walsh törene katılamayacaktır. Her zaman mesafeli ve sorunlu bir ilişkileri olduğundan, Julia bu habere pek de şaşırmaz, ancak bu kez babasının mazereti haklıdır: Anthony Walsh ölmüştür.
Cenazenin ertesinde onu bekleyen bir sürpriz daha vardır. O güne kadarki en tuhaf seyahatine çıkacaktır; üstelik hiç düşünmediği biriyle ve on sekiz yıl önce kaybettiği başka birine doğru. Julia’nın, söylenememiş gerçekler, itiraf edilememiş sırlarla dolu geçmişi yaşamına yeni bir yön vermesine izin verecek midir? Babasının ve Tomas’la yarım kalan ilişkisinin açtığı yaralar onu nerelere savuracaktır?