The Green Mile (Yeşil Yol)
Bir hapishanede gardiyanlık yapan Paul Edgecomb’un görevi, hücrelerinden alınan idam mahkumlarını, elektrikli sandalyenin bulunduğu ölüm odasına kadar olan bir millik yeşil yoldan götürmektir. Edgecomb yıllar boyunca bu yoldan sayısız idam mahkumu nakleder. Ama hiçbirisi onu John Coffey kadar etkilemez. Oldukça iri yarı biri olan Coffey, iki küçük kızı öldürmek suçundan idama mahkum olmuştur. Ürkütücü görünümünün aksine oldukça duygulu ve karmaşık bir iç dünyası olan Coffey, bazı doğa üstü güçlere sahiptir. Edgecomb onunla yakınlaştıkça artık hiç beklenmedik yerlerde mucizelerin olabileceğine inanmaya başlayacaktır.
Esaretin Bedeli filmini de yönetmiş olan Frank Darabont, bu filminde de benzer bir atmosferi seyirciye başarıyla aktarıyor. Oscar Ödüllü Tom Hanks’in yanında, Michael Clarke Duncan ve James Cromwell gibi oyuncular başrolde yer alıyor.
IMDB: 8,6/10
Schindler’s List (Schindler’in Listesi)
2. Dünya Savaşı yıllarının Nazi Almanya’sında girişimci bir Alman Oskar Schindler, askeriye için metal kaplar üreten bir fabrika kurar ve bu iş için sermayeyi ve iş gücünü Yahudiler üzerinden sağlar. İlerleyen zamanda Yahudiler’in gördüğü baskıyı içine sindiremeyen Schindler, onları kurtarmak için uzunca bir liste yapar.
IMDB: 8,9/10
Good Will Hunting (Can Dostum)
Will, bir üniversitede hademelik yapan süper zeki bir gençtir. Will, bir türlü sokak kavgalarından kendini alıkoyamaz ve başı derde girer. Hapise düşmek üzere olan Will’i bu durumdan kurtarabilecek tek kişi onun yeteneklerini farkeden, okulun profesörlerinden Sean McGuire’dır. Aralarında bir anlaşma yaparlar ve bu zamanla çok özel bir dostluğa doğru yol alırlar…
IMDB: 8,9/10
Cast Away (Yeni Hayat)
Chuck Noland, filmde hem kişisel hayatını hem de iş hayatını saatin tik-taklarına göre yaşayan bir FedEx sistem mühendisini canlandırıyor. Hırslı kişiliği yüzünden her şeyini kariyerine adamış olan Noland günlerini, maksimum kontrol sayesinde maksimum başarıyı getirecek şekilde önceden planlayarak yaşamaktadır.
İşinde her şeyi halledebilen Chuck özel hayatında aynı derecede başarılı değildir çünkü işiyle ilgili sorumlulukları, uzun zamandır birlikte olduğu sevgilisi Kelly’ye çok az zaman ayırmasına neden olmaktadır. Filmde Kelly’yi yine bir Oskar sahibi aktris Helen Hunt canlandırıyor.
Fakat Chuck’ın bu manik varlığı, uzak bir adada yalnız kaldıktan – hayal edilebilecek en ıssız yere savrulduktan – sonra sona erecektir. Yaşam mücadelesi vermeye başladığı andan itibaren, günlük hayatın rahatlığından uzakta, ve hiç kimseyle konuşamayan Chuck hem fiziksel hem ruhsal açıdan bir değişime de başlamış olacaktır. Ve günlük hayatın boş işleri ve baskılarını çok uzaklarda bırakan Chuck’ın ‘başarı’ ya ve kendisine bakışı düşünebileceğinden çok daha fazla değişecektir.
IMDB: 7,8/10
A Beautiful Mind (Akıl Oyunları)
Akıl Oyunları, asosyal bir matematikçi olan John Nash’in hayatını konu ediyor. John Forbes Nash kazandığı bir bursla Princeton Üniversitesi’nde öğrenim görmeye başlar. Bu süreçte parlak zekasını her daim hissettiren ve çevresindekilerle uyum sorunu yaşayan dahi Nash, inanılmaz bir teoriyi ortaya sürüp kanıtlama aşamasına kadar gelir. Böylece matematik çevrelerince ününü yayan dahi adam zamanla şizofrenik belirtilerle mücadele etmeye başlar. Nash artık kendi kurgusal gerçekliklerinden oluşturduğu dünyasıyla asıl gerçekleri ayırt edemeyecek bir aşamaya gelir.
Önemli başarılarından uzunca yıllar sonra Nobel Ödülü’ne layık görülen ünlü matematikçi John Nash’in gerçek hayat hikayesine odaklanan ‘Akıl Oyunları’, iki önemli dalda kazandığı Oscar ödülüyle başarısını kanıtlamıştı.
IMDB: 8,2/10
Rain Man (Yağmur Adam)
IMDB: 8,0/10
The Bucket List (Şimdi Ya da Asla)
Milyoner şirket sahibi Edward Cole (JACK NICHOLSON) ile işçi sınıfına mensup araba tamircisi Carter Chambers’ın (MORGAN FREEMAN) dünyaları apayrıdır. Yolları, bir hastane odasını paylaşmalarıyla kesişir ve iki ortak noktaları olduğunu keşfederler: “Tahtalı köyü boylamadan önce” hayatlarının kalan kısmını hep yapmak istedikleri her şeyi yaparak geçirme arzusu ve kendileriyle farkında olmadıkları bir barışma ihtiyacı. Birlikte, hayatlarının araba seyahatine çıkarlar; ve bu süreçte dost olur, hayatı dolu dolu, içgörü ve mizahla yaşamayı öğrenirler. Her macera, listelerine yeni bir madde ekler.
IMDB: 7,4/10
Scent Of A Woman (Kadın Kokusu)
Özel bir kolejde okuyan Charlie, paraya ihtiyacı olduğundan kör bir adama, bakıcılık yapmaya razı olur ama iş, umduğu kadar basit olmayacaktır. Çünkü Emekli Albay Frank Slade’ in haftasonu için çok özel bir planı vardır.
Bu plana New York’a yolculuk, kadınlar, iyi bir yemek, birinci sınıf şarap, tango, limuzin ve ne yazık ki, bir de 45′ lik dahildir. İşin kötüsü, bunları yaparken Charlie’ yi yanından ayırmaya da hiç niyeti yoktur. Charlie, bir yandan okulda tanıklık etmek zorunda olduğu bir soruşturmayla uğraşmak, diğer yandan Albay’ın her zaman yanında olup dediklerini yapmak zorundadır.
Al Pacino bu rolüyle kariyerinin ilk ve tek Oscar ödülünü kazanmıştı.
IMDB: 8,0/10
A Few Good Men (Birkaç İyi Adam)
Donanma avukatı Daniel Kaffee oldukça rahat kişiliği ve henüz hiçbir davaya çıkmamış olması ile tanınmıştır. Mahkeme salonuna çıkmaktansa taraflar arasında anlaşmaları tercih eden Kaffe müvekkillerine her zaman ceza indirimi için yapılan teklifi kabul ettirir. Ta ki bir gün Küba sınırındaki bir askeri birlikte erlerden biri öldürülüp iki er cinayete sebep vermekten önüne müvekkil olarak gelene kadar?
Kaffee sorunu kendi tarzıyla halletmek ister ve erlere, suçlarını kabul edip az bir cezayla ordudan ayrılmalarını tavsiye der. Ancak askerler kesinlikle cinayeti kabul etmez ve verilen emri uyguladıklarını iddia ederler. İşin içine bir de suçlanan erlerden birinin teyzesi tarafından kiralan başka bir avukat, JoAnne Galloway girince işler daha da karışır.
Yeni avukat erlerin söylediğine inanmakta ve ne olursa olsun mahkeme ile anlaşmayı kabul etmemektedir. Durumu kabullenmek zorunda kalan Kaffee’nin yapabileceği tek şey diğer avukatla beraber Küba sınırındaki birliğe gidip yaşanan her şeyi tanıklardan yerinde öğrenmektir. Ancak karşılarındaki en büyük sorun, erin ölümüne neden olduğu iddia edilen kırmızı kod emrini veren Albay Nathan R. Jessup’tır ve albay birliğin komutanıdır.
IMDB: 7,7/10
Philadelphia
Eşcinsel olan yetenekli avukat Andrew Beckett, çalıştığı hukuk bürosunda AIDS olduğu fark edilince işten çıkarılır. Kendisine nedeninin AIDS olduğunu açıklamamalarına rağmen Beckett, nedenin bu olduğundan emindir ve bu hukuk bürosuna dava açmaya karar verir. Başvurduğu avukatlarca bir süre reddedildikten sonra, en sonunda Joe Miller’ı tutmayı başarır.
Miller ilk başta bu davayla ilgilenmekte isteksizdir; çünkü o bir homofobiktir ve Beckett’a karşı da önyargılıdır. Fakat Beckett sayesinde zamanla önyargılarını aşmaya ve korkularını yenmeye başlar. Beckett ise hayatı, gururu ve hakları için kıyasıya bir mücadeleye girmiştir ve adalet için savaşır.
Film, müzikleriyle Oscar’ı hak etmiş, Tom Hanks’e de En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar kazandırmış etkileyici bir drama.
IMDB: 7,7/10