Fareler ve İnsanlar, birbirine zıt karakterdeki iki mevsimlik tarım işçisinin, zeki George Milton ile güçlü kuvvetli fakat saf yoldaşı Lennie Small’un öyküsünü anlatır.
Fareler ve İnsanlar
Yazar: John Steinbeck
Çevirmen: Belkıs Çorakçı
Yayınevi: Sel Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 111
Pulitzer ve Nobel Edebiyat Ödüllü John Steinbeck’in çağımızın toplumsal ve insani meselelerini ustalıkla resmettiği eserleri, modern dünya edebiyatının başyapıtları arasında yer alır. Steinbeck, romanlarında yalın ve keskin bir gerçekliğin yanı sıra okurlara her seferinde çarpıcı bir kurgu sunar. Tarihin bir kesitindeki dramı insani detayları kaçırmaksızın sergilerken, “toz pembe olmayan gerçekçi bir umudun” türküsünü dillendirir.
Fareler ve İnsanlar, birbirine zıt karakterdeki iki mevsimlik tarım işçisinin, zeki George Milton ile güçlü kuvvetli fakat saf yoldaşı Lennie Small’un öyküsünü anlatır. Küçük bir toprak satın alıp insanca bir hayat yaşamanın hayalini kuran bu ikilinin yolculuğunda dostluk ve dayanışma duygusu önemli bir yer tutar. Steinbeck bu destansı romanda insanın yalnızca insanla değil, doğayla ve toplumla kurduğu ilişkileri de konu eder.
Kitabın ismine ilham veren Robert Burns şiirindeki gibi; “En iyi planları farelerin ve insanların / Sıkça ters gider…”
Özel Bir Barış
Yazar: John Knowles
Çevirmen: Nihal Gökçe
Yayınevi: Kafka Kitap
Sayfa Sayısı: 227
“Kendi cenazesinde ağlayabilir mi insan?..”
“Savaş ölümcül olacaktı tabii. İstediğim, sevdiğim her şeyin arkasında pusuya yatmış bekleyen ölümcül bir şey hep vardı zaten. Olmadığı zaman da, ben kendi ellerimle yaratıyordum.”
Nasıl ki Amerikalı bir yazarın J. D. Salinger’ın Çavdar Tarlasında Çocuklar’ını dikkate almadan komedi mecrasında bir ergenlik romanı yazması düşünülemezse, John Knowles’un Özel Bir Barış’ını hesaba katmadan bu türü trajik unsurlarla keşfetmek de bir o kadar imkânsız olacaktır.
Belki bir bakıma ancak İngiltere’de Sineklerin Tanrısı ile mukayese edilebilecek Özel Bir Barış, bir yandan olağanüstü başarısıyla pek çok taklidini teşvik edip bir yandan da John Knowles’un üstesinden geldiği işin katıksız ihtişamıyla bir o kadarının cesaretini kırarken Amerika’nın edebi imgeleminin üzerinde hem bir fener hem de bir muhafız gibi yükseliyor.
Mevsimler mevsimleri kovalarken ergenlik romanları halen yayımlanmaya devam ediyor elbette, zaten yayımlanmaya devam da edecek, ancak birbirini takip eden farklı nesiller Özel Bir Barış’ın neden rakipsiz olduğunu hep kendi tecrübeleriyle keşfediyor.
II. Dünya Savaşı sırasında New England’daki yatılı bir okulda okuyan bir grup erkek öğrenciyi konu alan roman, yetişme çağındaki delikanlıların erişebileceği en zirvedeki güzelliklere ve dibin de dibindeki kötülüklere parlak bir ışık tutuyor.
John Knowles’un en parlak başarısı olan roman, hiç tartışmasız bir Amerikan klasiği.
Tom Sawyer’in Maceraları
Yazar: Mark Twain
Çevirmen: Bülent O. Doğan
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 264
Tom Sawyer’ın Maceraları, Amerikan edebiyatının en sevilen karakterlerinden birinin sahnedeki yerini ilk kez aldığı eserdir. Ünlü yazar Mark Twain bu eserde yalnızca heyecanlı bir çocukluk hikâyesi anlatmıyor, intikam, ölüm, açlık ve kölelik gibi birçok meseleyi da kendi tarzında ele alıyor. Mississippi Nehri’nin kıyısındaki ufak bir kasabada geçen bu olağanüstü hikâyede Tom Sawyer ve yakın arkadaşı Huckleberry Finn’in hayatı, tehlikeli ve olağanüstü maceralarla hareketleniyor.
Twain, onları “terbiye etmek ve eğitmek” için her daim hazır ve nazır bekleyen yetişkinlerin dünyasına masum ve cesur çocukluğun gözünden bakıyor. Nesillerdir her yaştan okurun beğenisini kazanan Tom Sawyer’ın Maceraları, umudu ve masumiyeti yaz gününün kokusuyla birleştiren bir roman.
“Mark Twain ilk gerçek Amerikan yazarı ve hepimiz de onun varisleriyiz.”
William Faulkner
Ahmak Wilson’ın Trajedisi
Yazar: Mark Twain
Çevirmen: Macidegül Batmaz
Yayınevi: Maya Kitap
Sayfa Sayısı: 200
Ahmak Wilson’ın Trajedisi, genç bir köle kadının 1/32 oranında siyahi olan çocuğunu köle olmaktan kurtarmak için efendisinin çocuğuyla değiştirmesi ile başlıyor. Kitap, 19. yüzyılın gizem romanlarındaki tüm detaylara yer veriyor: Değişen kimlikler, işlenen korkunç bir suç, tuhaf bir dedektif, şüphe dolu bir mahkeme sahnesi, alışılmamış ve şaşırtıcı bir son.
Ancak bu kitap yalnızca bir gizem romanı değil. Bu esprili ve satirik roman, ırklar arası eşitsizliğe ve köleliğe sert bir eleştiri getiriyor. Eleştirmenlere göre bu kitap, Twain’in en ironik, en komik ve aynı zamanda eleştirel yönü en güçlü romanlarından.
“Twain güçlü bir edebiyatçı. Adeta yanan ateşin yanında, örsünün başındaki bir nalbant gibi. Sertçe vuruyor ve her darbesiyle iz bırakıyor.”
Maksim Gorki
“Muhteşem bir yazarın başyapıt düzeyinde bir çalışması ve değeri bilinmemiş bir klasik…”
F. R. Leavis
Guguk Kuşu
Yazar: Ken Kesey
Çevirmen: Duygu Akın
Yayınevi: Nemesis Kitap
Sayfa Sayısı: 400
“Bu dünya… güçlülerin dünyası arkadaş! Var oluş ritüelimizin temelinde, güçlünün zayıfı yutarak daha da güçlenmesi yatıyor. Buna göğüs germeliyiz. Doğrusu da bu zaten. Doğal dünyanın bir kanunu olarak kabul etmeyi öğrenmeliyiz bu gerçeği. Bir tavşan bu ritüelin içindeki rolünü kabullenir ve kurdu güçlü beller. Kurt yakınındayken tavşan kendini savunmak için sinsileşir, korkaklaşır, atikleşir, kendine delik kazar ve saklanır. Böylece sebat eder ve hayatını sürdürür. Yerini bilir. Kurda asla ve asla meydan okumaz. Akıllılık olur mu hiç öylesi? Söylesene, olur mu?”
Amerikalı yazar Ken Kesey’nin en önemli eseri kabul edilen ve aynı isimle sinemaya uyarlandığında büyük ses getiren Guguk Kuşu, en kısa tabirle, bir düzene başkaldırma hikâyesidir. Akıl hastanesindeki mahkûmlar onca yıldır kendilerine dayatılan düzeni açıkça sorgulamaya başladıklarında her şey hızla değişime uğrayacaktır…
“Muhteşem bir ilk roman… İnsanın içindeki iyilik ve kötülüğe dair sağlam, samimi bir hikâye… Kesey’nin bu kitabı, orta düzeyde kültürlü bir toplumun ‘kurallarına’ ve bunları dayatan görünmez ‘hükümdarlara’ karşı atılan bir başkaldırı çığlığı niteliğinde.”
Time
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok
Yazar: Erich Maria Remarque
Çevirmen: Behçet Necatigil
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 225
“Bu kitap; ne bir şikâyettir, ne de bir itiraf. Harbin yumruğunu yemiş, mermilerinden kurtulmuş olsa bile, tahriplerinden kurtulamamış bir nesli anlatmak isteyen bir deneme, sadece.”
E. M. Remarque
“Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok geçmiş yüzyılın önde gelen savaş karşıtı kitapları arasında görülüyor; romanın adı savaşın anlamsızlığıyla, başkalarının çıkarları uğruna yaşamını boş yere kaybeden “küçük” insanın değişmeyen yazgısıyla eşanlamlı bir deyiş olarak kullanılıyor.”
Ayşe Sarısayın
“Bu kitap 20. yüzyıl dünyasının el kitabı sayılabilir. Böylesi kitaplar büyük ustalıkla yazılır, dahası can pahasına yazılır. Savaşlar insanların ölüm fermanıdır, savaşlar üstünde yaşadığımız toprakların, doğamızın ölüm fermanıdır. Sanat, gerçek sanat savaşın, zulmün, şiddetin, tüketici oburluğunun, insanca olmayan her davranışın karşısındadır… Çünkü ne olursa olsun, her biçim sanatın birinci işi başkaldırıdır. Remarque’ın 1929’da yazdığı Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok bugün de taptaze, bugün de her okuyucusu tarafından yeniden yeniden yaratılarak uyarıyor, direnme gücü veriyor.”
Yaşar Kemal
Vahşetin Çağrısı
Yazar: Jack London
Çevirmen: Seçkin Selvi
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 132
Amerikan edebiyatının büyük ustalarından Jack London’ın unutulmaz romanı Vahşetin Çağrısı hemen tüm dillere çevrilmiş, gerçek anlamda bir klasik niteliği kazanmıştır.
Dünya edebiyatında kendi kendini yetiştiren yazarların en yetkin örneklerinden biri olan Jack London, en güçlü ve etkileyici yapıtlarından biri sayılan Vahşetin Çağrısı’nda, kızağa koşulan bir kurt köpeğinin amansız yaşam savaşını anlatır. Alaska’nın yabanıl ortamında yaşayan insanların acımasızlığından payına düşeni alan Buck, ayakta kalabilmek için inanılmaz bir savaş verecek, giderek yabanın çekiciliğine kapılarak özgür seçimini yapacaktır.
Ne ki, Buck’ın bir köpek olduğunu bilmesek, onun başından geçenleri bir insanın zorluklarla dolu yaşamöyküsü olarak da okuyabiliriz. London, bir köpeğin öyküsünün ardında, insanlık durumunun ürkütücü bir panoramasını önümüze serer.
İlginizi Çekebilir: “Vahşetin Çağrısı” Hayranlarına Okuma Önerileri
Yaşlı Adam ve Deniz
Yazar: Ernest Hemingway
Çevirmen: Orhan Azizoğlu
Yayınevi: Bilgi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 136
Yaşlı Adam ve Deniz, HEMINGWAY’in en ölümsüz eserlerinden biridir. Yaşlı bir Kübalı balıkçının açık denizde Gulf Stream’e kapılmış olarak dev bir kılıçbalığıyla olan can yakıcı mücadelesini son derece sade ve kuvvetli kelimelerle anlatır. Bu hikâyesiyle Hemingway, yenilgiye karşı cesaret, kayba karşı şahsi başarı temasını kendine has modern üslubuyla yeni baştan heykelleştirmiştir.
Sineklerin Tanrısı
Yazar: William Golding
Çevirmen: Mina Urgan
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 262
“Sineklerin Tanrısı”, günümüzde bir atom savaşı sırasında, ıssız bir adaya düşen bir avuç okul çocuğunun, geldikleri dünyanın bütün uygar törelerinden uzaklaşarak, insan yaradılışının temelindeki korkunç bir gerçeği ortaya koymalarını dile getirir. Konusu, R. M. Ballantyne’ın Mercan Adası gibi eşsiz bir mercan adasının cenneti andıran ortamında başlayan bu roman, çağdaş toplumlardaki çöküntünün, insan yaradılışındaki köklerini gözönüne sermek amacıyla Mercan Adası’ndaki duygusal iyimserlikten apayrı bir yönde gelişir.
Uygar insanın yüreğinde gizlenen karanlığı deşerken “Sineklerin Tanrısı”; daha çok Conrad’ın kısa romanı “Karanlığın Yüreği”ni andırır. Golding’in romanındaki çocuklar da başlangıçta tıpkı Kurtz gibi, uygar toplumun baskılarından uzak bir örnek düzen kurmak isterlerken, gitgide hayvanlaşır, korkunç bir kişiliğe bürünürler. Bu yönüyle Sineklerin Tanrısı’nın Mercan Adası ile öbür ıssız ada serüvenlerinden ayrıldığı en önemli nokta, ıssız ada yaşamının çetin güçlüklerini ya da mutluluğunu anlatmaktan daha çok, bir insanlık durumunu, kişiler arasındaki çatışma aracılığıyla ortaya koymaya çalışmasıdır.
Geoffrey Chaucer’ın Canterbury Hikayeleri
Yazar: Peter Ackroyd
Çevirmen: Berna Seden
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 504
İngiliz dilinin yazılı ilk eserlerinden Geoffrey Chaucer’ın Canterbury Hikâyeleri, on dördüncü yüzyıldan bu yana birçok şair ve yazarı etkiledi. Bir katedralin taş işçiliği kadar karmaşık ve ayrıntılı, aynı zamanda mizahi ve taşlayıcı bu anlatıyı bir başka yazar, Peter Ackroyd günümüz İngilizcesine taşıyor.Canterbury’ye doğru yola çıkan bir hacı kafilesi, aralarında bir yarışma düzenler. Yolculukları boyunca her biri hikâye anlatacaktır. Hikâyesi en çok beğenilenin bedava bir yemek kazanacağı da ilan edilince, Bath’lı Kadın, Afnameci, Vaiz, Üniversiteli ve farklı sınıf ya da mesleklerden yolcular kıyasıya bir yarışa girer.
Her bir hikâyenin anlatıcısıyla bağı ve o zamanın İngiltere’sindeki rolü de düşünüldüğünde, sadece eğlenceli değil, aynı zamanda dönemine ayna tutan bir başyapıt ortaya çıkar.Chaucer’ın ölümsüz eseri şimdi çağdaş bir yorumla, ahengini yitirmeden düzyazıda hayat bulmuş bir biçimde okurlarla.
Karanlığın Yüreği
Yazar: Joseph Conrad
Çevirmen: Sinan Fişek
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 254
Modern edebiyat için muazzam bir dönemeci temsil eden Karanlığın Yüreği, “medeniyet”i bir arada tutan ipliğin aslında ne kadar ince olduğunu gözler önüne seriyor. Joseph Conrad’ın 19. yüzyılın son yılında yazdığı Karanlığın Yüreği, tarihin en kanlı asırlarından bir tanesine damgasını vuran savaşlar, gelişen teknolojinin açtığı uçurumlar, modernliğin allak bullak ettiği toplumlar gibi konulara bir uvertür niteliği taşıyor. Gizemli Kurtz’u bulmak için görevli oldukları ticaret şirketinin Belçika Kongosu’ndaki şubelerine yolculuk eden Marlow, karanlığın çöktüğü bu coğrafyada ummadığı dehşetlerle karşılaşır. Marlow, Kurtz’a doğru ilerlerken, medeniyete ve kendisine olan güveninin parçalandığını da fark eder.
Conrad’ın başyapıtı kabul edilen ve William Golding, George Orwell gibi yazarları etkilemiş bu roman hem dönemin değer yargılarını, hem de emperyalizmin meydana getirdiği tahribatı resmediyor.
“Karanlığın Yüreği, Afrika’yı bir sembolik imge olarak Avrupalıların zihnine nakşetmiştir.”
Graham Greene
Hepsi birbirinden güzel