Dövüş Kulübü, tüketim kültürüne, hırs ve üstünlük duygusuna, güzellik idealine ve iş dünyasına zehir zemberek bir eleştiri yöneltiyor. Palahniuk, karanlık bir mizahla desteklediği güçlü ve çarpıcı üslubuyla, yaşadığımız dünyanın çirkin suretine ayna tutuyor.
Dövüş Kulübü
Yazar: Chuck Palahniuk
Çevirmen: Elif Özsayar
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa Sayısı: 224
İlk kez yayımlandığı 1996’dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan ve sinemaya da aktarılan Dövüş Kulübü, bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor.
Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç bir adam. Aynı dayanışma gruplarının bir başka müdavimi, toplum kaçkını bir genç kadın. Ve Tyler Durden; yalanlar ve mutsuzlukla dolu bir dünyaya kendi yöntemleriyle saldıran yarı çılgın bir kurtarıcı, baştan çıkarıcı bir intikam meleği. Tyler’ın felsefesine göre, tüketim kültürünün uyuşturucu etkisinden kurtulmanın yolu, fiziksel acıyla tanışarak yeniden doğmaktır. Çok geçmeden, gecenin geç saatlerinde bar bodrumlarında toplanan gizli bir “dövüş kulübü”, ülkenin dört bir yanını saracaktır. Ama Tyler’ın dünyasında sınırlara ve kurallara yer yoktur. Kendi bedenini örseleyen bir müritler ordusu, toplum düzenini ve konformizmi imha etmek üzere Tyler’ın peşine takılır…
Chuck Palahniuk’un ilk romanı, tüketim kültürüne, hırs ve üstünlük duygusuna, güzellik idealine ve iş dünyasına zehir zemberek bir eleştiri yöneltiyor. Palahniuk, karanlık bir mizahla desteklediği güçlü ve çarpıcı üslubuyla, yaşadığımız dünyanın çirkin suretine ayna tutuyor.
Son dönemin en özgün, en sarsıcı romanları arasında sayılan Dövüş Kulübü bir klasik eser düzeyine ulaşıyor…
Ninni
Yazar: Chuck Palahniuk
Çevirmen: Funda Uncu
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa Sayısı: 272
Dil uzaydan gelme bir virüstür! Chuck Palahniuk Ninni’de William Burroughs’un bu sözlerinin devamını getiriyor: Sallanmakta olan bir gevezelik kulesinde yaşıyoruz. Doğal yaşam katledildiği için yalnızca dilin kargaşa dolu dünysı kaldı elimizde.
Ve bir de ölüm şarkısı…
Gazeteci Carl Streator, ani bebek ölümleri üzerine bir yazı dizisi hazırlamakla görevlendirilir. Araştırmaları sırasında, ölümler arasında meşum bir bağ keşfeder: Ölüm Şarkısı.
Aklından geçirildiğinde bile ölümcül bir silahtır bu. Şarkının hakimiyetine giren Streator, istemese de bir seri katildir artık. Amacı ise daha fazla insanı öldürmek değil, şarkının yayılmasını engellemektir. Hayaletli evlerin emlakçısı Helen Hoover Boyle ile birlikte, şarkıyı avlamak için ülke çapında bir yolculuğa çıkarlar.
Trainspotting
Yazar: Irvine Welsh
Çevirmen: Avi Pardo
Yayınevi: Siren Yayınları
Sayfa Sayısı: 384
Trainspotting, dibe vurmaktan çekinmeyenlerin öyküsü. Kısa ve hayal kırıklıklarıyla dolu hayatların baştan kabulü… Trainspotting, şimdi ve her zaman, bir iş-bir eş-bir yuva masallarıyla doymaktansa hayatın gerçekleriyle aç kalmayı seçenlerin gün sonu özeti.
Yaşamlarını kariyerle ya da ilişkileriyle anlamlandırmaya çalışanlara inat, bambaşka şeylerin üzerine şeytan arabalarıyla tam gaz gidenlerin çarpıcı, unutulmaz, kafası güzel ve hazmı zor hikâyesi Trainspotting.
BİZİ SEÇ. HAYATI SEÇ… ÇAMAŞIR MAKİNESİ SEÇ, ARABA SEÇ, BİR KANEPEYE OTURUP AĞZINA BERBAT ŞEYLER TIKIŞTIRARAK BEYİN UYUŞTURUCU VE RUH ÇÖKERTİCİ APTAL TELEVİZYON PROGRAMLARI SEYRETMEYİ SEÇ. BİR HUZUR EVİNDE ÜZERİNE SIÇIP İŞEYEREK ÇÜRÜMEYİ, BENCİL VE KAFAYI YEMİŞ ÇOCUKLARIN İÇİN BİR UTANÇ KAYNAĞI OLMAYI SEÇ. HAYATI SEÇ.
İyi de, ben hayatı seçmemeyi seçiyorum.
İlginizi Çekebilir: Trainspotting Hayranlarına Okuma Önerileri
Glamorama
Yazar: Bret Easton Ellis
Çevirmen: Dost Körpe
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 657
Victor, yirmili yaşlarında, yakışıklı ve başarılı, New Yorklu bir mankendir. Muhteşem bir sevgilisi vardır: Chloe. Hırçın bir sevgilisi daha vardır: Alison.
Victor ve arkadaşlarının dünyasında düşüncelerin önemi yoktur. Onlara göre hiçbir şey kalıcı bir değere ya da niteliğe sahip değildir. Onlara göre “Gerçeklik bir illüzyondur”, “Moda, eskimiş modadır”.
Birgün gizemli bir adamın, Victor’a gemiyle Avrupa’ya gidip eski sevgilisi Jamie Fields’ı bulması için 300,000 Dolar vermesiyle karanlık olaylar zinciri başlar. Victor kendi dünyasından insanlar tarafından gerçekleştirilen bir dizi terörist saldırının ve işkence sahnelerinin ortasına düşer. Victor’a göre tanık olduğu bu öfke, “bilmediklerinin aslında en önemli şeyler” olduğu ve “yaşamın senaryosunun sürekli değiştiği” gerçeğini ispatlamaktadır.
90’lı yılların kült yazarı Bret Easton Ellis, ‘Glamorama’da şan, şöhret ve para tutkusunun ulaşabileceği son noktaya işaret ediyor. Parıltılı yaşamların üzerindeki yaldızı kazıdığınızda ortaya çıkan yoz görüntüye inanamayacaksınız.
“Ellis her sayfada taptaze bir cehennem yaratıyor. Bu kargaşanın ortasında bile üslubu her zamanki gibi son derece gizemli bir şekilde zarafet dolu. “
The New Yorker
Şöhret kültürünün derinlerine inip okuru hem dehşete sürüklüyor hem de yüzeyin altındaki karanlık gerçeği açığa çıkarıyor.
Daily Telegraph
Tıkanma
Yazar: Chuck Palahniuk
Çevirmen: Funda Uncu
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa Sayısı: 288
“Eğer bu kitabı okumaya niyetliyseniz vazgeçin. Kendinizi kurtarın. Televizyonda mutlaka daha iyi bir şeyler vardır.
Burada anlattığım şeyler önce sizi kızdıracak. Sonra her şey daha da kötü olacak” uyarısı ile başlayan bir roman elinizdeki…
Bütün dünyada büyük ilgi gören Dövüş Kulübü’nün yazarından, annelerle oğulları arasındaki sevgi ve didişmeye, seksin bağımlılık yaratma gücüne, yaşlanmanın dehşetine ve Amerikan rüyasının arka sokaklarına dair bir kitap Tıkanma…
Tıp Fakültesi’nden atılan Victor Mancini para kazanmak için şöyle bir yol tutturmuştur: Lokantalarda boğazına takılan yiyecekle boğulma numarası yapmakta, kurtaran kişinin kendisinden sorumlu olmasını sağlamaktadır. Böylece, kurtaran kahramanlaşmakta, sıkıcı hayatının bir anlamı, arkadaşlarına gurur duyarak anlatacağı bir hikâyesi olmakta, hayatını kurtardığı kişiden daha sonra da kendini sorumlu hissederek, ona sık sık yardım etmektedir. Bir tür “sürekli kahramanlık” hali…
Kendisini annesinin çocuğu gibi değil de rehinesi gibi hissederek büyüyen, anne ve babaların “kitlelerin yeni afyonu olduğunu” düşünen, Tanrı’nın olmadığı bir dünyada, kutsal ve tecavüz edilmez olan annelerin yeni tanrı olduğunu iddia eden Mancini, bütün bunları devrimci eğilimler taşıyan annesinin tedavi masraflarını karşılamak için yapmaktadır. Boğulma numaralarından fırsat buldukça iflah olmaz bir seks bağımlısı olarak ilacını arar: Mastürbasyon yapmadığı her gün için eve bir kaya getiren arkadaşıyla birlikte, hayatın sillesini yiyerek dağılmış insanlarla birlikte olur…
Palahniuk, gösteri toplumunun en veciz yazarlarından biridir. Çarpıcı, gerçekdışı, tutarsız ve anlamsız. Aynı zamanda müthiş bir hayalgücü ve yergi kapasitesi eşliğinde ev, araba, televizyon ve kazanmaya indirgenmiş hayatların içyüzüne bakar; bilinçaltlarındaki genelevleri ziyaret eder…
Allah Senden Razı Olsun Dr. Kevorkian
Yazar: Kurt Vonnegut
Çevirmen: Eda Nur Timur
Yayınevi: April Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 64
Ahiretle hayat arasında fark var mı dersiniz?
Var diyenlere bir soru daha; bu fark hangi birim ile ölçülür?
Kurt Vonnegut, bir radyo muhabiri kılığında “mavi tünelden İncili Kapılara” giderek köpeciğini bir pitbulun saldırısından kurtarmak isterken kalp krizi geçirip ölen emekli inşaat işçisi Salvatore Biaggini, vatana ihanet suçuyla asılmasından 140 sene sonra mezarında çürümeye devam eden John Brown, röportaj fikrinden pek haz etmeyen William Shakespeare, hâlâ merak eden Isaac Newton, yazmadan duramayan Isaac Asimov ve pek sevdiği kahramanı, işçi lideri Eugene Victor Debbs ile kendi romanlarının unutulmaz kahramanı Kilgore Trout dâhil birçok ölümsüz ölüyle röportaj yapıyor.
Neil Gaiman’ın önsözüyle Allah Senden Razı Olsun Dr. Kevorkian, kim olduğumuz, ne için yaşadığımız ve hepsinin sonunda ne kadar önem taşıdığımıza dair Vonnegut’ın her zamanki keskin mizahıyla kaleme aldığı enfes bir anlatı.
“Şimdiye kadar Kurt Vonnegut’la iki kere konuşmuşluğum var. İlkinde hayattaydı. Yakınlarda bir daha konuştuk. Hayatta değildi. Bu dünyayı ötekine bağlayan mavi tünelin sonunda karşılaştık. Dr. Jack Kevorkian’ın insanlara yaşamlarını sona erdirme yolları konusunda tavsiye vermesine hatta öbür tarafın kıyısına kadarcık bile gidip dönmelerini sağlamasına artık izin verilmediğinden, kendi yöntemlerimle gidip geldim.”
Neil Gaiman
Amerikan Sapığı
Yazar: Bret Easton Ellis
Çevirmen: Fatih Özgüven
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 522
Patrick Bateman 26 yaşında, 80’li yılların Amerika’sında New York’ta yaşayan bir borsacıdır. Yakışıklı, iyi eğitimli ve zengindir. İyi giyinmeyi, iyi kulüplere gitmeyi, pahalı ve güzel kadınlarla birlikte olmayı, kokaini sevmektedir. Kadınları öldürmeyi sevmektedir, çocukları, köpekleri, dilencileri öldürmeyi sevmektedir. Tüketmeyi, yok etmeyi sevmektedir. Patrick Bateman’ın Wall Street’in gündüz yaşamındaki normal, gece hayatındaki sapkın yaşam tarzı, tüm yaşadıkları gerçek midir? Yoksa her şey Patrick Bateman’ın zihninde yaşattığı gerçekler midir?
Tek gerçek: O, Patrick Bateman; O, Dostoyevski’nin deyimiyle “Aramızda gün doldurmakta olan azap içinde bir ruh”; O, Amerikan Sapığı…
“Okurken zihninizde fırtınalar estiren bir “zamane destanı”. 24 dile çevrilen bu kitap kadar ruhsal dünyayı siyaset dünyasıyla bütünleştireni az bulunur. Belki de bu yüzden bunu yüzyılımızın en önemli 100 yapıtı arasında sayanlar var. Okurken sarsılacaksınız.”
Yavuz Baydar
Ellis, ‘Amerikan Sapığı’nda çağımızın şiddetinin derinliklerine iniyor. Benliğini işkence yoluyla ifade eden Bateman karakteri, hiçbir toplumun yüzleşmek istemeyeceği bir korku senaryosunun başını çekiyor. Çağımızın şiddet hevesini gözler önüne seren Ellis, tahammül etmekte zorlanacağı şeyleri okurun gözüne sokuyor, ve artık bunu yapan çok az yazar var.
Vanity Fair
İroni
Yazar: Max Barry
Çevirmen: Ender Nail
Yayınevi: Koridor Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 415
Vergi kaldırılmış, devlet özelleştirilmiş, çalışanlar şirketlerinin isimlerini soyadı olarak almaya başlamıştır. Bu yeni cesur şirket dünyasında elinizde bir platinyum kredi kartı yoksa işiniz zordur. Satın alma görevlisi Hack Nike da bunu kısa süre içinde öğrenecektir. 2.500 dolarlık spor ayakkabıları almaya çalışan kalabalığa, şirketin tanıtımı için ateş açması istenince, barkod dövmeli gözüyle efsaneleşen ajan Jennifer Devlet’in harekete geçmesine neden olur. Bir yandan büyük baskı altında, çocuğunu babasız büyütmeye çalışan, diğer yandan da şirketleri denetlemeyi sürdüren Devlet ajanı Jennifer’ın suçla savaşabilmesi için öncelikle gerekli ödeneği bulması gerekmektedir. En düşük bütçeyle de olsa elinden geleni yapmaya mecburdur.
Küreselleşme ve pazarlama yöntemleri üzerine zeka dolu taşlamalarla dolu, çarpıcı bir eser.
“Sonuna kadar yaratıcı ve özgün bir hikaye… Birinci sınıf, aksiyon yüklü ve zeka dolu.”
Booklist
“İlk sayfalardan itibaren sizi oturduğunuz yere çivileyecek… Tüketim, açgözlülük ve bu ikisi arasında, yaşama tutunmaya çalışan insanların etkileyici hikayesi.”
USA Today
“Eğlendirici ve zekice… Barry, hikayesini çarpıcı hale getirmek için zekasından ve şaşırtma unsurundan başarıyla faydalanmış.”
The New York Times Book Review