İthaki Yayınları Arşiv Dizisi. İthaki Yayınları tarafından yepyeni bir dizi: Arşiv Dizisi
İthaki Yayınları Arşiv Dizisi
Son Düello
Yazar: Eric Jager
Çevirmen: Uğur Gülsün
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 264
Adam Driver, Jodie Comer, Matt Damon ve Ben Affleck’li kadrosuyla Ridley Scott’ın aynı adla uyarladığı eser: Son Düello
“Tüm düellolara son veren düello”nun nefes kesen hikâyesi!
İngiltere ile Fransa arasındaki yıkıcı ve uzun Yüz Yıl Savaşları döneminde, 1386 yılında Paris’te büyük bir düello gerçekleşti. Bir tarafta tecavüze uğradığını iddia eden bir leydi ve bu iddianın haklılığı için dövüşecek olan eşi Şövalye Jean de Carrouges, diğer tarafta ise masum olduğunda direten şüpheli Jacques Le Gris. Kralın da aralarında bulunduğu kalabalık bir seyirci kitlesi önünde zırhları, silahları ve iddialarıyla karşı karşıya gelen dövüşçüler ise adalet sisteminde büyük değişikliğe yol açacak bir olayın içinde olduklarından habersizdiler.
Son derece karmaşık bir sosyal düzende adaleti, parlamento ve kral onayıyla girişecekleri ölümüne bir düello yoluyla arayan bu üç karakterin hikâyesi gerçek bir suç anlatısı olmanın yanında ortaçağ Fransa’sında derebeylik sistemi üzerine de özgün bir bakış içeriyor.
Ortaçağ edebiyatı üzerinde uzman Profesör Eric Jager elyazmaları ve sahadaki titiz araştırmalarına dayanan eseriyle bu son düelloyu, dövüşçüleri ve onları bu noktaya getiren olaylar zincirini eksiksiz bir değerlendirme ve kurguyla okura sunuyor.
“Bu gerilimli, kanlı hikâye okuru tuzağa düşürüyor… Vahşet ve yüksek seviyede siyasi manevralar, popüler tarihin bu muhteşem parçasına enerji katıyor.”
Kirkus Reviews
Göçebeler Diyarı
Yazar: Jessica Bruder
Çevirmen: Burcu Denizci
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 272
En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Kadın Oyuncu Oscar Ödülleri’ni kazanan, Chloé Zhao’nun yönettiği ve Frances McDormand’ın oynadığı Nomadland filminin ilham kaynağı.
Amerikan Ekonomisinin Karanlık Yüzünün Göçebe Kurbanları
Hem Kuzey Dakota’nın şekerpancarı tarlalarında hasada katılan hem de Amazon.com’un Teksas’taki işçi kamplarında ürünlerin barkodlarını tarayan yeni bir emekçi türü var artık – işverenlerin hoşuna gidecek kadar düşük masraflı, çoğunluğu eski beyaz yakalı, göçebe ihtiyar Amerikalılardan oluşan bir işçi kabilesi. Büyük Durgunluk’un görünmez kurbanları olan bu insanların emeklilik güvenceleri yeterli değil, çoğu ipotek borcuna sahip. On binlercesi, karavanlarıyla, kamyonetleriyle, günbegün büyüyen bir göçebe topluluğunu oluşturuyorlar.
Bu kitabın yazımı süresince aylarca kamplarda yaşayan ve odağına aldığı asıl kahramanıyla, eskiden kamyon şoförlüğü, kokteyl garsonluğu, müteahhitlik, sigortacılık, köpek kulübesi temizlikçiliği yapan Linda May’le tanışan Jessica Bruder sezonluk işlerde çalışanların arasında, kapitalist bir kıyamette hayatta kalmaya çabalayanları anlatıyor. Nomadland’e ilham veren Göçebeler Diyarı, “evsiz” değil, “evi olmayanların” gerçek hikâyesi.
“2008 finansal çöküşünün üzerinden uzun zaman geçtiğini düşünenler, Jessica Bruder’ın bu yakıcı, zarafetle yazılmış, capcanlı, can acıtıcı (yer yer de acı bir mizaha sahip) kitabının yazımı sırasında tanıma fırsatı bulduğu kişilerle karşılaşmalılar.”
Rebecca Solnit
“Çok önemli bir kitap. Hem dingince anlatılan bir çöküş öyküsü hem de nevi şahsına münhasır –saygıyı ve düzgün bir hayatı hak eden ilginç, cesur– insanlar hakkında sürükleyici bir hikâyeler koleksiyonu.”
Louise Erdrich
Cehennem Melekleri
Yazar: Hunter S. Thompson
Çevirmen: Taylan Taftaf
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 368
Yolun Barbar Süvarileri, Kanunsuz Motorcuların Kraliyet Sınıfı: Cehennem Melekleri
Gonzo gazeteciliğinin kurucusu, Las Vegas’ta Korku ve Nefret ile Rom Günlükleri’nin efsanevi yazarı, karşı kültür ikonu Hunter S. Thompson, Cehennem Melekleri’nde, The New York Times Book Review’un tanımladığı şekilde “hiçbirimizin yüzleşmeye cesaret edemeyeceği” bir dünyanın içinden izlenimlerini anlatıyor.
Hunter S. Thompson altmışların ortasında neredeyse iki yıl boyunca beraber yaşadığı, birlikte yollara düştüğü, tartışmalı hayatlarına şahit olduğu Meleklerin anarşist ruhunu bizzat, yerinde gözlemledi. Amerikan medyası ve siyasetine bodoslama giren, geleneksel toplumu “tehdit eden” bu klanın üyelerinin ve işledikleri korkunç suçların yüceltilmeden, tüm gerçekliğiyle anlatıldığı Cehennem Melekleri bir ülkeyi afallatıp korkutan asi motosiklet çetesinin yaşam tarzına dair en cesur kayıtlarından biri.
“Dizginsiz üslubu ve alaycı mizahına rağmen Thompson’ın kitabı incelikli bir eser.”
The New Yorker
Deli ve Dahi
Yazar: Simon Winchester
Çevirmen: Füsun Doruker
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 216
Geçmişi Cinayet, Şizofreni Ve Savaşla Yüklü Bir Sözlüğün Tarihi
Oxford İngilizce Sözlüğü’nün başeditörü Dr. James Murray’nin önderliğindeki komite belirli kelimeler için alıntı ve tanım toplarken zaman içinde çalışma yöntemi ve şevkiyle bir gönüllü okur öne çıktı. On binden fazla tanıma katkıda bulunan ve çalışmaların ilk yıllarında gizemini koruyan bu okur bir Amerikan İç Savaşı gazisi olan, emekli cerrah Dr. W. C. Minor’dı ve işlediği bir cinayet sebebiyle uzun zamandır akıl hastanesinde yatmaktaydı.
Sözlüğün hazırlıkları 1857’de başlamıştı ve o güne kadar girişilen en iddialı çalışmaydı, tamamlandığında İngilizcenin en kapsamlı ilk sözlüğü olacaktı. Simon Winchester’ın titiz araştırmalar sonucunda kaleme aldığıDeli ve Dâhi,işte bu devrimci eserin hazırlanışına büyük katkılarda bulunan, çoğu yönden bambaşka ama kelimelere adanmışlığıyla hayli birbirine benzer iki adamın, Dr. James Murray ile Dr. W. C. Minor’ın eksantrik hikâyesini ve sözlükçülüğün meşakkatli dünyasını gözler önüne seriyor.
“Deli ve Dâhi, hem büyüleyici hem de dokunaklı bir kitap, imkânsızmış gibi görünen bir olayı,Oxford İngilizce Sözlüğü’ne sanrılarla boğuşan, hastaneye kapatılmış bir ‘akıl hastasının’ yaptığı büyük katkıları ve sözlüğün editörü ile gelişen dostluğunu muhteşem bir şekilde yapı taşlarına ayırıyor.”
Oliver Sacks
Baraka: Son “Köle Kargosunun” Gerçek Hikâyesi
Yazar: Zora Neale Hurston
Çevirmen: Özge Onan
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 168
Afrika’dan Amerika’ya Bir Kölenin Hayatının Birinci Ağızdan Anlatılan Hikâyesi
Ateizmiyle, siyah-beyaz toplumsal bütünleşmesine dair görüşleriyle ayrıksı bir isim olan Zora Neale Hurston’ın genç bir antropologken Alabama’da görüştüğü, Atlantik Köle Ticareti’nin hayatta kalan son kurbanlarından seksen altı yaşındaki Cudjo “Kossola” Lewis köleliğin kaldırılışından elli yıl sonra, o dönem maruz kaldığı zulmü sakin sakin anlattı. Hurston, tüm dinlediklerini, Cudjo’nun aksanına bile dokunmadan bire bir kaydetti, böylece İç Savaş’ın sonuna kadar boyunduruk altında geçen bir hayata ve siyahların son köle gemisi Clotilda ile okyanusu aşmadan önce Afrika’daki yaşamlarına dair yeri ikame edilemeyecek bir eser çıkardı ortaya.
Hayattayken Harlem Rönesansı’nın kilit yazarlarından olsa da yapıtları görmezden gelinen, ancak Alice Walker’ın 70’lerdeki bir makalesinden sonra değeri bilinmeye başlanan Zora Neale Hurston’ın yenen şeftaliler ve karpuz eşliğinde Cudjo Lewis’ten dinlediği Afrika’da geçen çocukluk anıları ve folklorik hikâyelerin, köle ticaretinin kan dondurucu gerçeklerinin, emansipasyon sonrası özgürlüğün ne anlama geldiğinin tarihten silinmemesini sağladığı eseri Baraka: Son “Köle Kargosunun” Gerçek Hikâyesi zincirlerinden yıllar sonra kurtulan, sarsıcı bir hayatın anlatısı.
“Çağımızın en muhteşem yazarlarından biri.”
Toni Morrison
Dolunay Katilleri: Osage Cinayetleri ve FBI’ın Doğuşu
Yazar: David Grann
Çevirmen: Uğur Gülsün
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 360
Kazara Zenginleşen Amerikan Yerlileri, Planlı Bir Şekilde Katledilen Düzinelerce İnsan ve Petrole Karışan Kan
Yaşam alanı azar azar küçültülen Osage halkı 1920’lerde büyük bir servete kavuştu. Kendilerine bırakılan toprakların altında petrol keşfedilmişti. Artık lüks otomobillerle geziyor, malikâneler inşa ediyor ve çocuklarını eğitim için Avrupa’ya gönderiyorlardı. Derken birileri Osage’leri teker teker öldürmeye başladı. Tüm bu cinayet ağının merkezindeyse Mollie Burkhart ve ailesi vardı. Mollie’nin kız kardeşinin öldürülmesiyle başlayan cinayetler zincirinde akrabaları vuruldu ve zehirlendi.
Birçok özel dedektifin çözmeye çalıştığı bu kördüğümün nereye kadar gittiğini ortaya çıkarmaksa o dönem yeni kurulan FBI’ın sorumluluğuna düştü. FBI’ın efsanevi direktörü J. Edgar Hoover’ın eski Teksas Korucusu Tom White’ın yardımını istediği soruşturma hem Amerika’nın en tartışmalı devlet kurumunun ülkedeki yerini sağlamlaştıracak hem de soğukkanlılıkla yürütülen kanlı bir komployu ortaya çıkaracaktı. David Grann’in, soruşturma belgeleri, birinci ağızdan tarihi kayıtlar, verilen ifadeler ve edinilen yeni kanıtları yıllarca inceleyerek kaleme aldığı, Martin Scorsese tarafından sinemaya da uyarlanan Dolunay Katilleri hakiki bir Vahşi Batı kâbusu, petrol kadar kara bir polisiye anlatısı.
“Rahatsız edici ve sürükleyici… Grann aynı zamanda gerçek olan çok katmanlı, leziz hikâyeler yazmakta usta olduğunu kanıtlıyor… Ruhunuzu yakıp geçecek.”
Dave Eggers
Sıkı Dostlar
Yazar: Nicholas Pileggi
Çevirmen: Avi Pardo
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 264
Hayatta Kalmak İçin Tüm Suçlarını Anlatmak Zorunda Olan Bir Gangsterin Hikâyesi
Mahallenin en zeki çocukları değillerdi, aileleri yoksuldu ve düşlerini gerçekleştirmek için gerekli olan şeylerin neredeyse hepsinden yoksundular, biri hariç: Şiddet yeteneği. Bir adamın kolunu kırmak, kaburgalarını çatlatmak, parmaklarını araba kapısına sıkıştırmak ya da canını almak gayet doğaldı. Henry Hill, çocuk yaşta katıldığı organize suç dünyasında böyle bir ortamda büyüdü işte. Büyüklerinin ceplerini doldurduğu sürece koruma altındaydı, kendisi de lüks, heyecanlı bir hayat yaşayabiliyordu. Son model arabalar, güzel kadınlar ve arada sırada soygunlar, haraç, kumar ve güler yüzle tokalaştıktan sonra işlenen acımasız cinayetler.
Günümüzde klasik mertebesine ulaşan, başrollerinde Ray Liotta, Robert De Niro ve Joe Pesci’nin bulunduğu, yönetmenliğini Oscar ödüllü Martin Scorsese’nin üstlendiği bir sinema uyarlaması da olan Sıkı Dostlar’da senarist ve araştırmacı yazar Nicholas Pileggi suçun cazibesi ile bedellerini anlatıyor ve mafyanın sadece içeriden birinin tanıklık edebileceği soğukkanlı işleyişini gözler önüne seriyor.
“İlk kez okuyorsanız kendinize birkaç saatlik bir zaman ayırın. Çünkü elinizden bırakamayacaksınız.”
Martin Scorsese
Kumarhane
Yazar: Nicholas Pileggi
Çevirmen: Avi Pardo
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 312
Las Vegas Kumarhanelerine Musallat Olan Mafyanın Yükselişi ve Çöküşü
Solak Frank Rosanthal tam bir kumarhane dâhisiydi. En iyi dostu ve ortağı Anthony Spilotro ile beraber Las Vegas’ın hâkimiydiler neredeyse. Yıllar boyunca kusursuzca devam etti ortaklıkları, Solak Frank operasyonun beyniydi, Tony ise hortumlanan milyonlarca dolarlık banknotlarla dolu çantalar sayesinde her hafta büyük patronları memnun ediyordu. Sonsuza kadar böyle devam edecek gibiydi. Ancak Solak Frank ile Tony arasında, şehrin tek hâkiminin kim olduğuna dair günbegün büyüyen gerilim her şeyi mahvedebilirdi. Bir de Solak’ın güzel eşi Geri vardı bu savaşta elbette. Tony’nin de, Frank’in de bir takıntı hâline getirdiği bu kadın mafya tarihindeki en büyük skandalın patlamasının sebebi olacak kıvılcımın ta kendisiydi.
Çölün ortasında neon ışıklı oteller, devasa bulvarlarda lüks arabalar, rulet, blackjack, kumar makineleri, sayımlar, tehlikeli adamlar ve kadınlar… Mafyanın hayallerinde bile göremeyeceği ama en sonunda hâkim oldukları kumar imparatorluğu, altın yumurtlayan bu tavuk nasıl boğazlandı? Hep kazandığı söylenen kasa nasıl mağlup oldu? Martin Scorsese’nin Casino filmine de ilham olan Kumarhane bu sorulara cevap verirken, aşkla, kumarbazlıkla, yalanla, cinayetlerle ve intikamla bezeli sürükleyici bir gerçek hikâye anlatıyor.
“Pileggi böyle sürükleyici, kurmaca dışı kitaplar yazıyorken kimin suç romanlarına ihtiyacı olur ki?”
Booklist
Kara El
Yazar: Stephan Talty
Çevirmen: Uğur Gülsün
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 320
Mafyanın Amerika’daki Başlangıcı, Kaçırılan Göçmen Çocukları, Ölüm Tehditleri ve Tüm Bunlara Dur Demek İçin Hayatını Tehlikeye Atan İtalyan Kökenli Dedektif
1903 yazından itibaren önce New York, daha sonra tüm ülke korkunç bir suç dalgasına teslim oldu. İtalyan göçmenlerin çocukları kaçırıldı, düzinelerce masum insan silahlı ve bombalı saldırılarda hayatlarını kaybetti. Hâkimler, senatörler, Rockefeller ailesi üyeleri ve pek çok başka kişi korkunç ölüm tehditleri aldı. Bu eylemlerin arkasındakiler her an her yerdeydiler sanki, göze görünmüyorlardı asla. Ve tek bir imzaları, sembolleri vardı yalnızca: Kara bir el.
Yaşanan eylemler gazetelerde manşet oldukça ırksal gerilim kaynama noktasına geldi. Amerikan halkı ile Kara El’in kanunsuzluğu arasındaysa sadece Joseph Petrosino duruyordu. “İtalyan Sherlock Holmes” diye de anılan Petrosino gerçekten zeki bir dedektif ve kılık değiştirme ustasıydı. Kara El’in eylemleri daha da acayipleşip New York sınırlarının ötesine taşarken ve ülkedeki göçmen karşıtı eğilimler bir felakete varmak üzereyken Petrosino ile tamamı İtalyanlardan oluşan ekibi bu gizli suç çetesinin üyelerini yakalamak için kolları sıvadılar. Kara El’in arkasındakileri ortaya çıkaracaklardı, bedeli ne olursa olsun. Araştırmacı gazeteci Stephan Talty’den Kara El derinlikli bir çalışmanın ürünü, tedirgin edici ve sürükleyici bir suç tarihi örneği.
“Muhteşem bir okuma tecrübesi! Yirminci yüzyılın başlarında göçmenliği, kentin arka sokaklarını ve emniyet güçlerinin yeni yeni ortaya çıkan bir suç dünyasına karşı mücadelesini anlatan bir hikâye bu.”
Dick Lehr