John Wyndham Kitapları bilimkurgunun en önde gelenleri olarak gösterilir. İlk romanlarını 30’lu yıllarda John Beynon mahlasıyla yayımladıktan sonra, 50’lerde Wyndham adıyla basılan romanları, İngiliz yazara büyük bir şöhret getirmiştir.
John Wyndham Kitapları
1951 – Triffidlerin Günü
Yazar: John Wyndham
Çevirmen: Niran Elçi
Yayınevi: Delidolu
Sayfa Sayısı: 299
Bitkiler İnsanlara Karşı!
Bilimkurgu türünün önde gelen yazarı John Wyndham’dan bir başyapıt daha.
John Wyndham’ın en önemli kitaplarından biri olan Triffidlerin Günü, uygarlık, insanoğlunun doğa karşısındaki kibirli tutumu, cinsiyet ve sınıf ayrımı, soğuk savaş gibi toplumsal sorunların etrafında gelişen bir roman. İnsanoğlunun hırsının ve açgözlülüğün bir sonucu olarak doğanın başkaldırışını ve triffidler adı verilen bir bitki türünün dünyayı ele geçirişini ele alıyor. BBC tarafından iki kez mini dizi olarak çekilen ve sinemaya da uyarlanan Triffidlerin Günü, sinematografik öğeler içeren zengin bir anlatı yapısına sahip.
Delidolu tarafından ilk defa Türkçeye kazandırılan kitap, kıyamet sonrası bilimkurgu severler için kaçırılmayacak bir eser.
“Triffidlerin Günü, insanlığın kibrinin bir trajedisi.”
Barry Langford
“Özellikle de korku unsurunun eklemlendiği bilimkurgu romanları seviyorsanız, okumaya değer.”
Wendy Van Camp, Darkfuturesfiction
“Triffidlerin Günü tüm zamanların en iyi bilimkurgu kitaplarından.”
Writerightnow.co.uk
1953 – Kraken Uyanıyor
Yazar: John Wyndham
Çevirmen: Niran Elçi
Yayınevi: Delidolu
Sayfa Sayısı: 280
Tehlikeyi hiçe sayıp körü körüne felakete yürümek…
Bilimkurgu türünün en edebi kalemlerinden John Wyndham, Kraken Uyanıyor’da kusursuz bir ”yokoluş” tasviri çiziyor ve insanlığın karşı karşıya kaldığı, direnmesi gayrimümkün bir istilanın getirdiklerini iki gazetecinin gözünden, tarafsız bir dille anlatıyor.
Olağanüstü bir hayatta kalma çabasına tanıklık ettiren bu roman, yarattığı korku, bilinmezlik ve tehlikeyi görmezden gelme atmosferiyle ta yetmiş yıl öncesinden, günümüzün siyasal kültür ortamı ve liderlik anlayışı ile ilgili ürpertici öngörülerde bulunuyor.
Kraken Uyanıyor, karanlık sulardan yükselmekte olan bir tehdidin, insanlığın sonunu getirmeye hazırlanan ölümcül bir saldırıya dönüşme sürecini aşama aşama, bütün ayrıntılarıyla aktarıyor. Burnunun dibine kadar gelen tehlikeyi görmezden gelen insanlığın, son kertede yaşadığı çaresizliği kusursuzca hissettiriyor.
Yaşam okyanuslarda doğdu. Su, canlıların her zaman vazgeçilmez hayat kaynağı oldu. Fakat günün birinde denizlerin ve okyanusların insanlığın en büyük düşmanı olacağını kimse hayal bile edemedi. Derin denizlerin tabanına yerleşen kimliği belirsiz varlıklar, önce usul usul, sonra açık açık saldırıya geçti; insanlık, iş işten geçene kadar savaşın farkına bile varamadı. Artık yapılacak tek şey, hayatta kalmaya çalışmaktı…
Adını ünlü şair Alfred Tennyson’un bir şiirinden alan Kraken Uyanıyor, kibrine ve özgüvenine yenik düşen insanlığın felakete yürüyüşünü ve çaresizce ”yokuluş”unu şiirsel bir üslupla resmediyor.
Niran Elçi’nin yetkin çevirisiyle Türkiyeli okurların karşısına ilk kez çıkan bu distopik eser, kaleme alındığı zamanın çok ötesindeki hikâyesi ve kusursuz anlatımıyla alışılagelmiş istila romanlarından çok daha fazlasını vadediyor.
”Ama deniyorlar Phyl, biliyorsun…”
”Deniyorlar mı gerçekten? Bence daha ziyade, bir şeyleri dengeliyorlar sürekli. Siyasi düzenin sürmesi için, ne kadar insanın kaybını kabul edebiliriz? Halk, siyasi düzen için tehlike oluşturmaya başlamadan önce ne kadar can kaybına tahammül eder? Sıkıyönetim ilan etmek akıllıca mı, değil mi? Akıllıcaysa, hangi aşamada ilan edilmeli? Vesaire, vesaire… Ama hayır… Yeter ki tehlikeyi itiraf edip işe girişmesinler…”
”Yaratıcı, ürkütücü, ustalıkla anlatılmış bir eser…”
Guardian
1955 – Krizalitler
Yazar: John Wyndham
Çevirmen: Niran Elçi
Yayınevi: DeliDolu
Sayfa Sayısı: 246
Bilimkurgunun altın çağından kült bir eser!
“Bu, kimse için güzel ve rahat bir dünya değil, özellikle de farklı olanlar için.”
1950’lerin klasiklerinden sayılan John Wyndham’ın Krizalitler romanı, birkaç bin yıl sonrasının dünyasında geçen ve nükleer bir felaket sonrası yaşanan genetik bir mutasyon hikâyesini anlatıyor. Normallik, anormallik, öteki gibi kavramları ele alan Krizalitler, tahammülsüz insanların ırklarının saflığını korumak için ne kadar ileri gidebileceklerini gösteriyor.
Popüler kültürü de etkilemiş olan kitap, bilimkurgu severler için bir hazine.
“Krizalitler hoşgörüsüzlüğü ve bağnazlığı güçlü bir kurgu ile anlatan bir roman.”
The Seattle Times
“Bazen klasik bir bilimkurgu romanı okumak istersiniz. 1950’lerin klasiği olan Wyndham’ın bu kitabı tam da bu isteğinizi karşılar.”
Thicket Magazine
“Şimdiye kadar yazılmış en düşündürücü post-apokaliptik romanlardan biri.”
David Mitchell
1957 – Midwich’in Guguk Kuşları
Yazar: John Wyndham
Çevirmen: Niran Elçi
Yayınevi: Delidolu
Sayfa Sayısı: 280
Bilinmeyene karşı duyulan korku ruhu kemirince…
Krizalitler, Chocky, Triffidlerin Günü gibi, bilimkurgu edebiyatının kilometre taşı yapıtlarına imza atan, çağının çok ötesindeki kalemiyle fark yaratan kült yazar John Wyndham’dan, ilk sayfalarından okurun zihnini kıskaca alan bir eser daha: Midwich’in Guguk Kuşları.
60 yıllık mazisine rağmen güncelliğinden hiçbir şey yitirmeyen bu tedirgin edici roman, kendisinden daha üstün bir yaratımla karşılaşan insanın vereceği tepkiyi ve yaşayacağı korkuyu, etkileyici bir üslup ve kurguyla günümüze taşıyor.
Cezbedici hikâyesiyle iki kez beyazperdeye de uyarlanan Midwich’in Guguk Kuşları; kendi hâlinde yüzyıllardır uyuklayan önemsiz bir köyün yolunu tutarak, sakinlerinin başından geçen tekinsiz olayları gün yüzüne çıkarıyor.
Gözlerden ırak küçük bir İngiliz köyü olan Midwich, bir gün ansızın ve topluca uyuyakalır. Derin uykudan uyandıklarında köy sakinlerinin karşılaştığı manzara, başlangıçta pek şaşırtıcı gelmese de kısa süre sonra işin rengi değişir. Köydeki tüm doğurgan kadınlar hamiledir. Doğan çocuklar ise birbirinden tuhaf, birbirinden ürkütücü, birbirinden yetenekli ve birbirinin neredeyse aynısıdır. Peki, bu çocukların dünyaya gelme sebeplerinin ardından yatan gizem nedir? Soğuk Savaş’ın ürünü, yeni bir tür silah mıdır onlar? Evrimin ve doğanın insanlara bir oyunu mudur? Yoksa daha fenası, dünyadışı canlıların asalak guguk kuşu yumurtaları mıdır?
Hissettirdiği endişe duygusuyla, okurun ruhuna usul usul korku salan Midwich’in Guguk Kuşları, derinlikli hikâyesinin satır aralarında, kasaba ahlakından dünya siyasetine kadar pek çok konuyu sorgulayarak, güncelliğini kaybetmeyen çıkarımlarda bulunuyor.
“Hayatta kalma içgüdüsü, merhametten daha güçlüdür…”
1968 – Chocky
Yazar: John Wyndham
Çevirmen: Niran Elçi
Yayınevi: Delidolu
Sayfa Sayısı: 200
Matthew bir gün zihninde, nereden geldiğini bilmediği bir ses duymaya başlar. Durmaksızın kendisiyle konuşan bu sesin adı Chocky’dir. Ailesi bu durumu başlarda pek önemsemez ve sıradan bir “hayali arkadaş” olarak nitelendirir; ancak zamanla işin rengi değişir. Matthew kendisinden beklenmeyecek üstün davranışlar sergiler, zorlu matematik ve fizik kuramlarından bahseder, harika resimler çizmeye başlar. Hatta yüzme bilmemesine rağmen hem kendini hem de kız kardeşini boğulmaktan kurtarır. Bu olağanüstü olayın ardından gazetelere de konu olan Matthew’nun hayatı bambaşka bir yöne evrilir. Artık herkes, Chocky’nin ne kadar “hayali” olduğunu sorgulamaya başlamıştır…
Sosyopolitik meseleleri bilimkurgu türüne başarıyla yerleştiren John Wyndham, teknoloji, uzay, evrim ve gelişim üzerine kaleme aldığı Chocky’de, büyüme çağındaki bir çocuğun gözünden dünyayı ve insanlığı irdeliyor.
Bazı korkular vardır; onlara artık inanmayacak kadar ilerlediğimizi ısrarla, inançla savunuruz. Ama yine de bu korkular hepimizin içinde uyumaktadır ve kritik bir anda, dikkatsiz ve beklenmedik bir sözle uyanabilirler.