Kenzaburo Oe , 1935 yılında Japonya’nın Şikoku Adası’nda doğdu. Tokyo Üniversitesi’nde Fransız edebiyatı eğitimi gördü. Eserlerinde İkinci Dünya Savaşı sonrasında yetişen kuşağın hayal kırıklığını ve duygularını ifade etti. Güçlü toplumsal ve siyasal eleştirileriyle Japon edebiyatında kendine özgü bir yer edindi. Çarpıcı romanları ona dünya edebiyatında da önemli bir yer kazandırdı; Oe, 1994 Nobel Edebiyat Ödülü’yle onurlandırıldı.
Can YayınlarıKenzaburo Oe Kitapları
1964 – Kişisel Bir Sorun
Yazar: Kenzaburo Oe
Çevirmen: H. Can Erkin
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 232
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar…
Büyükşehir ortamındaki yalnızlaşma ve yabancılaşma sancılarından kurtuluşu Afrika gezisi hayallerinde arayan dershane öğretmeni Bird. Karısı her an doğum yapmak üzeredir ve evlendiği anda iyice azalan Afrika gezisine çıkma umudu, çocuğun doğumuyla tümüyle sönecektir. Bir de çocuk beyin fıtığı gibi ender rastlanan bir anormallikle doğuverince, Bird kendini bir karabasanın ortasında bulur. Yaşadığı utanç ve korku onu önce alkole ve sorumluluklarından kaçmaya, sonra çocuğu yeryüzünden bir an önce silinmesi gereken bir düşman olarak görmeye kadar götürecektir…
Kişisel Bir Sorun, kendisi de engelli bir çocuk sahibi olan 1994 Nobel Edebiyat Ödüllü Japon yazar Kenzaburo Oe’nin tüm dünyada tanınmasını sağlayan en önemli eserlerinden biri.
1966 – Kurbanı Beslemek
Yazar: Kenzaburo Oe
Çevirmen: Ali Volkan Erdemir
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 224
Eeyore, görmek denilen şey, hayal gücünü kullanarak objeleri algılamaktan başka bir şey değildir ki. Eeyore, senin göz sinirlerin düzgün çalışsaydı bile, hayvanları hayal etme isteğin olmadıktan sonra onları yine göremezdin. Burada karşımıza çıkan şeyler, günlük yaşantımızda görmeye alışık olduğumuz, onları algılamak için hayal gücümüzü azıcık bile çalıştırmamıza gerek olmayan şeyler değil Eeyore.
Mişima’nın, “Yaşayan en büyük Japon yazarlarından biri,” dediği Kenzaburo Oe, kitaba adını veren “Kurbanı Beslemek” adlı uzun öyküsünde en sıradan ve masum insanın nasıl bir canavara dönüşebileceğini, salt mimiklerle bile ırkçılığın nasıl usul usul beslenebileceğini anlatır.