Artemis… Ay’daki tek şehir. Eğer çok zengin değilsen ya da bir turist olarak ziyaret etmiyorsan Ay ve Artemis, tabiri caizse “zalim bir sevgilidir”. Haliyle hayatta kalmak için ufak tefek kaçakçılıklar yapmak pek de beklenmedik bir şey değil. Özellikle de çok borcun varsa ve alın terin bu borçları kapamaya yetmiyorsa.
Artemis
Yazar: Andy Weir
Çevirmen: Emre Aygün
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 368
Jazz Bashara hiçbir zaman kahramanlık peşinde koşmamıştı. Tek isteği zengin olmaktı.
Artemis… Ay’daki tek şehir. Eğer çok zengin değilsen ya da bir turist olarak ziyaret etmiyorsan Ay ve Artemis, tabiri caizse “zalim bir sevgilidir”. Haliyle hayatta kalmak için ufak tefek kaçakçılıklar yapmak pek de beklenmedik bir şey değil. Özellikle de çok borcun varsa ve alın terin bu borçları kapamaya yetmiyorsa.
Ek iş olarak kaçakçılık yapan Jazz’in hayatı da karşısına reddedemeyeceği bir teklif çıkınca tamamen değişir. Küçük bir kaçakçı olarak kalkıştığı bu büyük sabotaj boyunu aşacak ve beklediğinin de ötesinde Jazz, tüm Artemis’in kontrolünü ele geçirmeyi ilgilendiren bir komplonun ortasında bulacaktır kendini. Bundan sonra alması gereken risk, işe ilk girdiği zamankinden çok daha büyüktür.
“Marslı’dan sonra isteyebileceğiniz her şey bu kitapta: zekice, eğlenceli, adrenalini yüksek, elinizden düşüremeyeceğiniz bir öykü.”
Ernest Cline
“Weir imkânsızı başardı – Ay’daki bir şehirde geçen bilimkurgu noir romanıyla Marslı’yı solladı. Bu hayattan daha ne isteyebilirsiniz ki? Gidip okuyun şu kitabı.”
Blake Crouch
“Heyecan verici, keskin zekâlı, adrenalin dolu bir macera… senenin en iyi bilimkurgu romanlarından biri.”
Booklist
Armada
Yazar: Ernest Cline
Çevirmen: Taylan Taftaf
Yayınevi: DEX
Sayfa Sayısı: 468
Siz de uzaylıların bir gün gelip bizi, bu sıkıcı hayatlarımızdan kurtaracağı günün hayalini mi kuruyorsunuz?
Zack de anaokulundan beri bunun olmasını diliyordu ve bir gün sınıfının penceresinden dışarı bakıp hayallere dalmışken bir uçan daire gördü. Ama gördüğü araç çok tanıdıktı.
Ve ilk düşüncesi şu oldu: Hass*ktir! Gökyüzündeki araç, en sevdiği bilgisayar oyunu Armada’daki uzaylı kötü adamların kullandığı savaş gemilerinden biriydi. O an, tıpkı yıllar önce ölen babası gibi, fazla oyun oynamaktan kafayı yediğini düşünse de çok kısa bir süre sonra hayal görmediğini anlayacaktı… Uzaylılarla ilgili okuduğunuz kitapları, izlediğiniz filmleri ve oynadığınız oyunları düşünün, sizce de hepsi ortak bir amaca hizmet ediyor gibi görünmüyor mu?
Cline Armada’da uzaylılar ile ilgili ilginç bir teori sunuyor ve bunu Stephen Hawking’den Carl Sagan’a ünlü bilim insanlarıyla; Yıldız Savaşları’ndan Uzay Yolu’na yüzlerce filmle ve Space Invaders’dan Wing Commander’a bağımlılık yaratan oyunlarla destekliyor. Ve ortaya, gerçekçi olduğu kadar fantastik, ürkütücü olduğu kadar komik, daha önce okuduklarınıza hiç benzemeyen, unutulmaz bir uzay istilası romanı çıkıyor.
Kırmızı Üniformalılar
Yazar: John Scalzi
Çevirmen: Cihan Karamancı
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 328
Yaşlı Adamın Savaşı serisiyle çağdaş bilimkurgu okurlarının gözünde önemli bir yer edinen John Scalzi, Hugo ve Locus ödüllü romanı Kırmızı Üniformalılar ile dönüyor. Kırmızı Üniformalılar, Uzay Yolu ve benzeri uzay maceralarını seven okurlar kadar, üstkurmaca meraklılarını da tatmin edecek.
Evrensel Birlik’in bayrak gemisi Gözüpek’e atanan Asteğmen Andrew Dahl, çok geçmeden bazı gerçeklerin farkına varır. Her dış görevde uzaylılarla ölümcül bir mücadeleye girilmekte, geminin kıdemli subayları bu mücadelelerden daima sağ çıkmakta ve düşük kıdemli bir tayfa muhakkak ölmektedir. Bu konuyu araştırmaya başlayan Andrew ve meslektaşları, hayatlarını kurtarmak için zaman ve uzayda son derece tehlikeli bir yolculuğa çıkarlar.
Karanlık Madde
Yazar: Blake Crouch
Çevirmen: Begüm Kovulmaz
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 368
Bu Jason Dessen’ın kaçırılmadan önce duyduğu son şeydi. Uyandığında sedyeye bağlanmıştı, etrafı özel kıyafetler giymiş adamlar tarafından çevriliydi. Hiç tanımadığı biri ona yaklaştı ve gülümseyerek “Yeniden hoş geldin, Jason” dedi. Uyandığı bu dünyada Jason’ın hayatı kendi bildiği hayatı değildi. Karısı kendi karısı değildi. Oğlu hiçbir zaman doğmamıştı. Jason gözünü yeni açtığı dünyada üniversitede sıradan bir fizik profesörü de değildi. Müthiş bir şey icat etmiş meşhur bir dâhiydi. Şimdi Jason’ın yanıtlaması gereken önemli sorular var: Gözünü açtığı dünya mı hayal, ait olduğunu düşündüğü dünya mı? Ve hatırladığı evi gerçek eviyse ailesine nasıl geri dönecek?
“Okurken şaşırtan; yaptığımız seçimlere, tercih edilmemiş yollara ve hayalini kurduğumuz yaşamı elde etmek için ne kadar ileri gidebileceğimize dair bir roman.”
Guardian
Hayalet Program ‘Daemon’
Yazar: Daniel Suarez
Çevirmen: Ezgi Başer
Yayınevi: Mavi Ağaç
Sayfa Sayısı: 554
Teknoloji. Modern dünyada arabalarımızdaki uzaktan kumandadan uçaklarımızdaki uçuş kontrollerine ve dünya ekonomisindeki hareketlerin tamamına kadar her şeyi kontrol etmektedir. Binlerce tekli ve otonom bilgisayar programı, yani hayaletler, yaşamlarımızın arka planında durmaksızın çalışarak ağ tabanlı dünyamızı yaşanır hale getirmektedir. Hayaletler e-posta akışını sağlar. Hayaletler para transferini gerçekleştirir. Hayaletler güç şebekelerini izler. Bu hayaletler yaygın olarak görülmekte olup, çoğunluğu iyicildir. Ama tasarımcıları için her zaman aynı sözleri söylemek mümkün değildir.
Matthew Sobol, efsanevi bir bilgisayar oyunu tasarımcısıydı. Yarım düzine popüler çevrimiçi oyunun arkasındaki milyarder oyun mimarının zamansız ölümü, dünyadaki milyonarca oyuncuyu derinden üzmüştü. Ancak ölümünden bahsedenler yalnızca Sobol’un hayranları değildi. Ölüm ilanı çevrimiçi ortamlarda yayınlandığında, daha önce uyku halinde olan bir hayalet etkinleşerek Sobol’un ardında bıraktığı birbirine bağlı, hiper etkin bir dünyanın varlığını ortaya çıkarabilecek olaylar zincirini başlattı.
Sobol’un sırları kendisiyle birlikte gömülürken ve hayaletin yeni katmanları her dönemeçte iplerini koparırken, Sobol’un karmaşık planlarının şifresini çözmek ve dünyayı isimsiz, bedensiz bir düşmanın gazabından korumak için eşi benzeri görülmemiş bir ittifak kurmak gerekliydi. Kontrolünü kaybettiğimiz bir toplumda yaşamayı öğrenmek mümkün müydü?
“Film dünyası için The Matrix neyse, roman dünyası için Hayalet Program Daemon odur. Teknolojiye dayalı diğer romanların nasıl yargılanacağını gösterecektir.”
RICK KLAU, Google Stratejik Ortaklık Gelişimi
Anathem
Yazar: Neal Stephenson
Çevirmen: Orhan Yılmaz
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa Sayısı: 848
Arbre gezegeninde, dışarının tahrip edici etkilerinden etrafına çevrilmiş yüksek duvarlarla korunan bir düzenin Matik ortamında kadın ve erkekler teknolojiden uzak, sade ve sakin bir hayat sürmektedir. Bilim ve felsefenin öğrenildiği, öğretildiği ve yaşandığı bu dünyanın kapıları, duruma bağlı olarak yılda, on yılda ya da yüzyılda bir on gün gibi, belli aralıklarla açılarak kültürlerarası iletişime izin verilmektedir. Fraa Erasmas parlak bir avuttur, farklı dünyaların getireceklerinden korkmaz; tam tersine, açmaması gereken kapıları açmakla sıra dışı bir cesaret örneği gösterir.
Gökyüzünde beliren bir cisim ve ardından gelişen olaylar sonucunda Fraa Erasmas, dış dünyada bırakmak zorunda kaldığı benliğiyle ve kendisinden koparılan sevdiğiyle tekrar birleşeceği zorlu bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta onu kutupların dondurucu soğuğu, kendisini linç etmeye çalışan kana susamış bir güruh, tehlikeli bir uzay yolculuğu beklemektedir.
Bir kitap düşünün, her şeyin hızla tüketildiği bir dünyanın karşısına yavaşlamayı ve uzun vadeli düşünmeyi koyan küresel bir düşünce akımının başucu kitabı olsun. Bir roman düşünün, felsefe tarihini, dünya tarihini, bir gelecek dünya tahayyülünü, bir geçmiş dünya eleştirisini, bilime dair ahlaki bir dersi, kuantum dünyasının sırlarına açılan bir kapıyı anlatsın bize.
“İşte bunların hepsidir Anathem. Ama her şeyden önce, soluksuz okuyacağınız bir macera, bir aşk ve benlik arayışı romanıdır Anathem. Bence bu şahane bir roman. Lütfen yarıda bırakmayın! Bu kitabın çok yoğun olduğu söyleniyor; biliyorum, çok kişi pes edecek. Lütfen yapmayın! Eğer bırakırsanız çok şey kaçırmış olacaksınız.”
Andrew McKie
Büyücüler
Yazar: Lev Grossman
Çevirmen: İlker Sönmez
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 416
Yasak bilgilerin gizli dünyasında gücün bedeli ağırdır…
Zekâsıyla yaşıtlarının arasından sıyrılan Quentin Coldwater, günlük hayatın monotonluğundan, Fillory adlı büyülü bir dünyada geçen fantastik kitapları okuyarak kaçmakta ama herkes gibi o da büyünün gerçek olmadığını düşünmektedir. Ta ki kendini New York’un kuzeyindeki çok gizli ve seçkin bir büyücülük okulunda bulana kadar. Burada dostluğu ve aşkı öğrenip hayal bile edemeyeceği doğaüstü bir güce erişen Quentin, günün birinde arkadaşlarıyla yaptığı inanılmaz bir keşifle eşsiz olduğu kadar tehlikeli ve karanlık bir yolculuğa çıkacaktır.
Büyücüler’de, kaprisleri, arzuları ve değişken duygularıyla gerçek dünyada yaşayan insanların büyü yapabildiği bir kurgu oluşturularak, iyi ile kötünün siyah ve beyaz gibi keskin çizgilerle ayrılmadığı, sevmenin cesaret gerektirdiği, güç için korkunç bedellerin ödendiği, özgün bir diyar yaratılıyor.
2. Kitap: Büyücü Kral
3. Kitap: Büyücünün Diyarı
“Bir fincan açık çay, bir bardak viskinin yanında nasıl görünüyorsa Harry Potter da Büyücüler’le karşılaştırıldığında öyle görünüyor. Temelleri hem fantastik hem de ana akım kurgu geleneklerine dayanan bu roman, Oz ve Narnia kadar Harry’ye de göz kırpmasına rağmen Büyücüler’i çocuk kitabı olarak görme hatasına düşmeyin. Grossman’ın meselesi yetişkinlerle; hikâyesiyse karanlık, tehlikeli ve beklenmedik olaylarla dolu.”
George R. R. Martin
“En son ne zaman bir kitabı bitirebilmek için eve koşarak gitmiştiniz? İşte bu kitap, o etkiyi yaratıyor. Büyücüler bugüne kadar yazılmış en göz kamaştırıcı, entelektüel ve zekâ dolu fantastik roman.”
Gary Shteyngart
“Büyücüler, şimdiden klasikleşmiş gibi görünen, yetişkinlere yönelik büyüleyici, akıcı ve karanlık bir roman. Grossman’ın kelimeleri ve hayal gücünü bir büyü gibi kullanmasına, derin karakterlerine ve en önemlisi büyünün mucizevi ve tehlikeli dünyasına yaptığı harikulade yolculuğa hayran kaldım.”
Kate Christensen
Değiştirilmiş Karbon
Yazar: Richard K. Morgan
Çevirmen: Aslıhan Kuzucan
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 496
25. yüzyıl. İnsanlık BM’nin gözetimi altında tüm galakside hüküm sürmekte. Irk, inanç ve sınıf farklılıklarının hâlâ devam ettiği bu dönemde teknolojideki yükseliş hayatı âdeta baştan tanımladı. Bir insanın bilinci depolanarak yeni bir bedene (ya da “kılıf”a) kolayca indirilebilir hale geldi ve ölüm olgusu, ekrandaki bir bip sesine indirgendi.
Eski bir asker ve BM elçisi olan Takeshi Kovacs daha önce de öldürülmesine rağmen son ölümü bilhassa acı vericiydi. Evinden 180 ışık yılı uzakta, eski adıyla San Francisco, yeni adıyla Bay City’de yeni bir bedende uyanan Kovacs kendini, “varoluş”u alınıp satılır şeyler olarak gören bir topluma göre bile karanlık ve büyük ölçekli bir komplonun tam merkezinde buldu. Dünyanın en güçlü insanlarından biri olan Laurens Bancroft bir ölümün sırrını açığa çıkarmak için Kovacs’ı tutmuştu: Kendi ölümünün.
2. Kitap: Düşmüş Melekler
3. Kitap: Dirilen Öfke
“Değiştirilmiş Karbon’un evreni özgün ve çarpıcı. Muazzam karakterler ve eşsiz bir gizem barındırıyor.”
Patrick Rothfuss
“Şahane bir iş. Mükemmel bir bilimkurgu. Değiştirilmiş Karbon, çok iyi bir giriş yapıyor ve hızını gittikçe arttırıyor. Eşit derecede merak uyandırıcı ve özgün bir eser; son sayfaya kadar elinizden düşüremiyorsunuz.”
Peter F. Hamilton
“Zekâ dolu bir kara noir, eşsiz bir kurgu ve hikâyesini dört gözle öğrenmek isteyeceğiniz bir karakter.”
Ken McLeod
Neuromancer
Yazar: William Gibson
Çevirmen: Sergül Oğur
Yayınevi: Altıkırkbeş Basın Yayın
Sayfa Sayısı: 380
Gibson Güney Carolina’nın Conway şehrinde dünyaya geldi. 1968 yılında Vietnam Savaşı’na katılmayı reddederek bir süreliğine Kanada’ya yerleşti. 1972 yılından bu yana, bilim kurgu kitaplarını yazmaya başladığı Vancouver şehrinde yaşamaktadır. İlk çalışmaları sibernetik ve siber uzay teknolojilerinin gelecekte insan ırkı üzerindeki muhtemel etkilerini konu almıştır. 80?li yıllarda kaleme aldığı kurguları daha çok soğuk ve kasvetli bir etki bırakmaktadır. İlk romanı Neuromancer üç büyük bilim kurgu ödülüne layık görülmüştür. Nebula, Hugo ve Phillip K. Dick
Yıllar geçtikçe Gibson kendisini meşhur eden kötümser kurgularından gittikçe uzaklaşmış, romanlarını olaydan olaya atlayan bir şekilde yazmak yerine, realist bir tutum benimseyerek, süreklilik gösteren ve daha hikâyesel bir tarzda yazmıştır. Bununla birlikte romanlarında, değişen teknolojinin, özellikle olumsuz sosyal etkilerini vurgulamaya devam etmiştir.
2. Kitap: Kont Sıfır
3. Kitap: Mona Lisa – Aşırı Yükleme