Metro Serisi
Metro 2033
Yazar: Dmitry Glukhovsky
Çevirmen: Deniz Banoğlu
Yayınevi: Panama Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 600
Yıl 2033… Nükleer savaş sonrası enkaz haline gelen dünyada insan soyu neredeyse tükenmiş, radyasyon yüzünden kentler yaşanamaz halde… Hayatta kalan birkaç bin kişi yeraltına, dünyanın en büyük nükleer sığınağı olan Moskova Metrosu’na sığınıyor. Burası insanoğlunun son kalesi.
Yeraltındakiler için en büyük tehlike Karadelililer. İstasyonlar mini devletlere bölünmüş. İdealler, dinler, temiz su gibi nedenlerle bir araya gelmiş halklar. Duygular yerini içgüdülere bırakmış. Tek bir amaç var: Ne pahasına olursa olsun hayatta kalmak.
Genç Artyom’a, yaklaşmakta olan karanlık tehlikeye karsı halkı uyarmak için Metro’nun kalbi, “Polis” istasyonuna gitme görevi verilir. Metro’nun kaderi belki de tüm insanlığın kaderi Artyom’un elindedir artık…
Metro 2034
Yazar: Dmitry Glukhovsky
Çevirmen: Deniz Banoğlu
Yayınevi: Panama Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 496
Yıl 2034… Nükleer kıyamet sonrası enkaz haline gelen dünyada insan soyu neredeyse tükenmiş, radyasyon yüzünden kentler yaşanmaz halde.
O gün yalnızca Moskova Metrosu’nda yolculuk edenler hayatta kaldı. Dünyanın en büyük nükleer sığınağı olan Metro, insanoğlunun son kalesi. WDNCh istasyonunda olanların üzerinden bir yıl geçti. Metro’nun öbür yakasındaki Sevastopolskaya istasyonu yardım bekliyor. Kervanların oraya neden ulaşamadığını kimse bilmiyor.
Yardıma gönderilen genç Ahmet, kimliğini bilmeyen acımasız avcı Hunter, ölümsüzlüğü arayan ihtiyar tarihçi Homer’den oluşan birlik. Ve onlara yolda katılan Sasa… Metro, onların kaderini bir araya getirdi. Onlar insanlığı kurtarabilecek mi? Metro 2033’ün beklenen devam kitabı…
Metro 2035
Yazar: Dmitry Glukhovsky
Çevirmen: Zarifa Huseynova
Yayınevi: Panama Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 608
Yıl 2035… Üçüncü Dünya Savaşı yirmi yılı aşkın bir süre önce dünyayı yok etmiş, yaşama dair izler yeryüzünden tamamen silinmiştir. Nükleer saldırının yakıp yıktığı koskoca şehirler artık toz ve külden ibarettir. Her şey paslanıp çürümekte, uydular yörüngede başıboş bir halde dönmektedir.
Sadece Moskova metrosuna sığınanlar hayatta kalır ve radyasyondan korunmak için, yerin onlarca metre altında bambaşka bir dünya kurarlar. Metro istasyonları da dinî ve ideolojik ayrımların hâkim olduğu birer şehir-devlet haline gelir. İktidardakilerin yazıp oynadığı bir tiyatro oyununu andıran bu hayatta, vatandaşlar gelecek kaygısından uzak, sadece günü kurtarma derdindedir.
Ama içlerinden biri, büyük bir hayalin peşinden koşmaktadır: Radyasyon seviyesi düştüğünde yeryüzüne geri dönmek ve insan gibi yaşamak. Bir zamanlar adına Dünya denilen koca boşlukta, hayatta kalmış olabilecek başka insanları arayan bu inatçı gencin adı Artyom’dur. Ve herkesin bu hayali takip etmesi için, metronun karanlık tünellerinde heyecan verici bir yolculuğa çıkacak, pek çok kirli sırrı açığa çıkaracaktır.
En büyük sürpriz ise Artyom’u günışığında beklemektedir…