Kafes
Görülmemesi gereken korkunç bir şey… Ona atılan bir bakış kişiyi ölümcül bir deliliğe sürüklüyor. Ne olduğunu ve nereden geldiğini ise kimse bilmiyor.
Malorie ve iki çocuğu, olayların başlangıcından beş yıl sonra hayatta kalmayı beceren bir avuç insan arasındaydı. Nehrin kenarındaki terk edilmiş bir evde çocuklarıyla yaşayan Malorie, ailesinin güvende olabileceği bir yere gitmenin hayalini kuruyordu. Fakat onları bekleyen yolculuk tehlikelerle doluydu. Tek bir yanlış hamle ölümlerine yol açabilirdi. Ve onları takip eden bir şey vardı.
Bu bilinmeyene doğru gözbağının karanlığında yaptığı yolculukta Malorie sık sık geçmişi hatırlıyordu. Bir araya gelerek hayatta kalmaya çalışan, kendisini de aralarına alıp onu da kurtaran arkadaşları bir bir aklına geliyordu. Ancak sağ kalan ve kapılarını çalan insanlar arttıkça ortaya yüzleşmeleri gereken bir soru çıkmıştı: Herkesin aniden delirdiği bir dünyada kime güvenilebilirdi?
“Buna benzer bir korku öyküsü şimdiye kadar hiç anlatılmadı. Josh Malerman bu işi biliyor.”
Hugh Howey
“Çok iyi, çok başarılı ve dolaysız yazılmış, büyük bir takdirle okuduğum çarpıcı bir roman.”
Peter Straub
Malorie: Bir Kafes Romanı
Kafes’in gerilim dolu devam kitabı Malorie’de Josh Malerman, okurları gözle görülemeyen dehşetlerle burun burna getiriyor.
Malorie’nin iki çocuğuyla birlikte bir nehri aşarak güvenliğe kavuşmasının on iki sene sonrasında, akıl sağlığıyla deliliği ayıran tek şey hâlâ bir gözbağıydı. Dünyayı ele geçirmiş olan yaratıklara atılan tek bir bakış, insanların akıllarını yitirip kendilerine ve etraflarındakilere zarar vermelerine neden oluyordu.
Bu yaratıklara ne bir açıklama getirilmişti bugüne dek ne de bir çözüm bulunmuştu.
Malorie’nin elinden gelen tek şeyse hayatta kalmaktı. Ve çocuklarının da hayatta kalmasını sağlamak. Derken Malorie ona imkânsız gibi görünen bir haber alacaktı. Bu haberle birlikte, çok ama çok uzun zamandır ilk kez umudun tadına bakacaktı.
Canından çok sevdiği, onun için çok şey ifade eden ve bugüne dek öldüğünü sandığı birileri hayattaydı. Ve onlara ulaşabilmesi için Malorie’nin o güne dek çıktığı en tehlikeli yolculuğu yapması gerekecekti. Hayata dair her şeyi kitaplardan öğrenmiş olan Olympia ve yaşadıkları hayatın kolaylaştırılabileceğine inanan mucit Tom’la beraber bir kez daha yaratıkların ve eski dünyanın deliliğine sahip insanların arasına adım atacaktı.
Ve Malorie’nin acı bir şekilde öğrendiği gibi, bazen insanlar yaratıklardan bile daha korkutucu olabilirlerdi.