Başkomser Nevzat’ın hepimizin yüreğinde ayrı bir yeri var. Ahmet Ümit gerçekten başarılı bulduğum bir yazar. Yeni kitabını görünce de almamazlık ve okumamazlık edemezdim. Tabii ki aldım ve okudum.
Öncelikle kitabı elime aldığımda üç ayrı öyküden oluştuğunu görünce bir hayal kırıklığı yaşadım. Roman bekliyordum çünkü.
Diğer kitaplarının çoğunu okuyan bir hayranı olarak bu öyküler maalesef beklediğim tadı vermedi bana. Hepsinin sonu tahmin edilebilir şekildeydi. Öyküler kısa olduğu için de siz daha o gizem tadını yakalayamadan hemen bitiyor kitap. Yazar olarak Ahmet Ümit adını görünce çok büyük beklentiye kapılmıştım, maalesef hayal kırıklığına uğradım bu sefer.
Kitabın dili oldukça basit. Hikayeler de çok kolay takip edilecek seviyede.
İlk hikayenin adı “Aşkımız Eski Bir Roman”. Benim favorim de bu hikayeydi. Yaratılan karakterin hayal dünyası çok ilginçti. Roman karakterlerinin gerçek hayatta can bulmasını hayal etmek beni çok eğlendirdi. İkinci hikayede ise katilin kim olduğu çok belliydi. Bu damağımda acı bir tat bıraktı. Üzüldüm. Resmen katili bulmama üzüldüm. Son hikayede ise çok düz bir anlatım vardı. Sonu yarım kalmış gibi geldi bana, karakterlerde de, anlatımda da bir derinlik yakalayamadım. Sanki bir an önce bitsin diye aceleye getirilmiş gibi bir hikayeydi.
Kitabın üzerinde ve tanıtım afişlerinde yer alan “Kurbanı öldüren, kendi tutkusudur bazen…” cümlesi ise beni benden aldı. Hikayeler de bu cümlenin etrafında şekillenmiş zaten. Çok bir beklentiyle okumazsanız, güzel bir kitap. Yine de en başta da değilim gibi, tam olarak da tatmin etmiyor maalesef. Ahmet Ümit’i ilk defa okuyacaksanız, bu kitap yerine daha eski tarihlerde yazdığı kitaplarla başlamanızı öneririm (tabii artık Türkiye’de Ahmet Ümit okumayan kaldıysa).
Siz ne düşünüyorsunuz? Bu çok ses getiren Ahmet Ümit’in üç adet kısa hikayeden oluşan kitabını okudunuz mu? Yorumlarınız neler?
“Hassas, dünyanın güzel, insanların iyi olduğunu sanacak kadar safsanız mutsuz olmanız kaçınılmaz.”
Sayfa 53
“Psikolojik rahatsızlıkların çoğunun altında da bu etken yatmıyor mu? İstediği gibi yaşayamamak insanların psikolojisini bozuyor.”
Sayfa 73
“Sahiden de sevginin iyileştirici gücü vardı. Elbette yalansız olanın, çıkarsız olanın, hakiki sevginin.”
Sayfa 201