“Sana Bir Köpek Satayım” hediye olarak almış olduğumuz ilk kitap olmasından ötürü bizim için farklı bir anlama sahip. Teşekkür ederiz Profil Kitap ve Orhan Efe Özenç.
Yazarın okuduğumuz ilk romanı. Teo adlı kahramanımızın yaşantısını gözler önüne seren bir kurgu ile karşımıza çıkıyor Juan Pablo Villalobos.
Ama neden bu kadar ön plana çıkardın hamam böceklerini be adam! Okurken tüylerim diken diken oldu. Hiç mi aklına gelmedi fobisi olanlar olabilir de korkabilirler diye? Yazıklar olsun sana!
Bu kurgunun kahramanı 78 yaşındaki Teo. Hikaye, Teo’nun harap bir binada yaşadıkları ve kasaba satmaya çalıştığı bir köpek çerçevesinde geçiyor. Binanın yöneticisi Francesca ile tatlı bir kavga içerisinde sıkıcı yaşantısını anlatıyor Teo. Ara sıra gülümserken bazen de Francesca ve arkadaşlarına sinir olmaktan kendinizi alıkoyamıyorsunuz.
Theodore çapkın bir adam. Theodore’nin çocukluğunu,gençliğini ve şimdiki hali yani yaşlılığını okuyoruz kitapta. Estetik Kuramı’natakıntılı bir adam. Kendi doğrularından vazgeçmeyen bir adam. Ve evet, o biryazar değil. Hayır! Roman yazmıyor. Sen nereden bileceksin ki Francesca?
Francesca karakteri birçok yerde karşımıza çıkabilecek kadar gerçek aslında. Sadece kendi düşüncelerine önem verip etrafındaki insanları bir şekilde etkileyip kendi tarafına çeken birisi. Birçok toplulukta kendisini belli eden bir karakter özelliği görüyoruz Francesca’da.
Willem karakteri ise efsane olmuş. anlatmaya kelimelerim yetmez. En çok sevdiğim kişi Willem’di. Onun konuşmalarındaki bozukluk bile çok güzel görünüyor. Adamın Tanrı deyişine bir bakın: Taağnrı. Çok güzel değil mi?
Kitabı okurken sıkılmadım. Eğlenceliydi. Bazı yerlerinde kitaptan koptum -söylemeden geçemeyeceğim. Ufak kahramanımızın anlatıldığı bölümlerdi bu koptuğum yerler. Neyse ki Theodore’ye çabuk dönüyor yazar da sizi tekrar esir alıyor pençeleriyle.
Meksika sokaklarında dolaşıyorsunuz ama öyle fazla açılamıyorsunuz. Sınırlı bir Meksika görüyorsunuz. Daha fazlasını görmek isterdim. Okuduğum romanlarda geçen yerler hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istemem şımarıklık değil değil mi? Evet ben de öyle düşünmüştüm.Kesinlikle değil.
Okunabilir bir kitap. Okumanızı tavsiye ederiz 🙂
“‘Hayatta tek yapmak istediğim’, diye başladı, ‘sınırları aşan bir sanat eseri yapmaktı ve bunu beceremedim. Yeteneğim yetmedi; hayal gücüm, tekniğim ve hatta param yetmedi. Para resim yapacak zaman demek, iç rahatlığı demek; çalışmak zorundaysan sanatçı olamazsın. Fakat gerçekten önemli bir sanat eseri yapamasam da en azından kendim bir esere dönüşebilirim, küllerim tuvale yapışır, toz boyaya, sanatsal bir dokuya dönüşür.'”
“Ya maddi şeyler maddi değilse? Ne zamandan beri kitaplar maddi oldu?”
Francesca ve arkadaşlarının okuduğu kitap:
Marcel Proust’un dev yapıtı “Kayıp Zamanın İzinde”nin tümü Delta Dizisinde bir arada…
Delta Dizisi, şık tasarım ve baskısıyla edebiyatın önemli isimlerinin birden fazla kitaba yayılan büyük külliyatlarını ve önemli eserlerini bir arada okura sunuyor.
Zaman’ın peşi sıra sürdürülen yolculuğun tüm halkaları Swann’ların Tarafı’yla, Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde, Guermantes Tarafı, Sodom ve Gomorra, Mahpus, Albertine Kayıp ve Yakalanan Zaman bir arada. Yirminci yüzyıla modern romanın başyapıtlarından biri olarak damgasını vuran bu yapıta “Dev” tanımlaması kadar uygun düşecek başka bir tanım yok herhalde.