Küçük Şeylerin Tanrısı’nda arka planda İngiltere’den bağımsızlığını yeni kazanmış, siyasal çalkantılar içindeki bir Hindistan’ı, Kast Sisteminin ürkütücü koşullarını ve toplumsal tabuları buluyoruz.
İlginizi Çekebilir: 54 Kitapta Dünya Turu
Küçük Şeylerin Tanrısı
Yazar: Arundhati Roy
Çevirmen: İlknur Özdemir
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 362
Varlıklı bir Hindu ailesinin güzel kızı Ammu, ailesinin yanında çalışan bir işçiye aşık olur. Önüne geçilmez, kural tanımaz, tutkulu bir aşkla bağlanırlar birbirlerine. Oysa genç adam Dokunulmazlar sınıfındadır, toplumun en alt kademesinden. Sonu olmadığını bildikleri bu aşkta Küçük Şeylerle ‘le yetinirler, geleceği düşünemezler. Genç kadının ayrıldığı kocasından olan biri kız, biri erkek ikiz çocukları bu aşkın doğal tanıklarıdır. Olaylar, birbirinden ayrılmayan bu çift yumurta ikizlerinin çevresinde döner, kızın gözüyle anlatılır.
Arundhati Roy, geriye dönüşlerle örüyor kurgusunu ve beklenmedik, dehşet verici sona ulaştırıyor. 1960’lı yılların sonunda, Hindistan’ın güneyinde geçen bu öyküde, arka planda İngiltere’den bağımsızlığını yeni kazanmış, siyasal çalkantılar içindeki bir Hindistan’ı, Kast Sisteminin ürkütücü koşullarını ve toplumsal tabuları buluyoruz. Hindistan’da yayınlandığında, Hristiyan bir Hindu kadınıyla alt kasttan bir erkek arasındaki aşk ve aşk sahneleri Hint gelenek ve göreneklerine aykırı düştüğü için büyük tartışmalara yol açan Küçük Şeylerin Tanrısı bir solukta okunan unutulmaz bir roman.
Varoşların Buda’sı
Yazar: Hanif Kureishi
Çevirmen: Alev Bulut Kerimoğlu
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 312
Varoşların Buda´sı, 70´li yılların sonuyla 80´li yılların başında, İngiliz İşçi Partisi´nin, iktidarı, Thatcher hükümetine bırakmak üzere olduğu günlerde, sorunlu bir dünyada var olmaya çalışan bir gencin marjinal yaşamını konu alıyor. Hindistan göçmeni bir babayla İngiliz annenin oğlu Karim´in ve yakın çevresinin öyküsünün anlatıldığı Varoşların Buda´sı, son dönem İngiliz edebiyatının ses getiren yazarlarından biri olan Pakistan asıllı Hanif Kureishi´nin en önemli, en sert üsluplu romanı.
Yazar, Karim´in gençlik yıllarını anlatırken tüm dünyada demokrasinin beşiği olarak bilinen İngiltere´de ´ikinci sınıf´ yurttaş olmanın, gözeneklere işlemiş ayrımcılığın yaşamı nasıl belirlediğini ironik bir dille, keskin bir mizah ve ilginç metaforlarla sergiliyor. Karim´in ve yakın çevresinin başından geçenler, o dönemin İngiliz toplumunun panoramasını da çiziyor. Irk, din, cins ayrımcılığı, sömürgecilik, emperyalizm gibi sorunlar roman içinde sürekli öne çıkarılır ve evrensel boyutlara taşınırken, eğlenceli bir anlatımla okur keyifli bir roman okuma serüvenine sokuluyor.
Kendi yaşamından yola çıkan Hanif Kureishi, Karim´in ve arkadaşlarının ekseninde, Asyalı gençler arasındaki eşçinselliğe de yer veriyor. Yazdıklarında genellikle göçmen ailelerin evlerinde doğan ve varoşlarda büyüyen delikanlıların sorunlarını konu edinirken, suçun ve uyuşturucu trafiğinin günlük, sıradan şeyler olduğu bir ortamda, sık sık ırkçı saldırıların hedefi olan göçmenlerin yaşamını da toplumsal gerçekçilikle aktarıyor. Varoşların Buda´sı, Kara Plak adlı romanıyla tanıştığımız Hanif Kureishi´nin Türkçe´deki ikinci romanı.
Uzun Bir Yolculuk
Yazar: Rohinton Mistry
Çevirmen: Çağlayan Nazlıca
Yayınevi: Adam
Sayfa Sayısı: 350
Uzun Bir Yolculuk Bangladeş’in Hindistan’dan kopma savaşını başlattığı 1971 yılında Bombay’da orta halli bir ailenin yaşadığı sorunları ele alıyor. Çalışkan, ailesine bağlı bir banka memuru olan Gustad Noble bir yandan hastalanan kızının derdine çare ararken, bir yandan da parlak bir gelecek tasarladığı oğlunun başkaldırışıyla uğraşmak zorunda kalır.
“Yüksek düzeyde bir güldürü anlayışı ile yürek paralayıcı aile portreleri çizen bir yazardan bir okuma şöleni.”
Michael Ondaatje”
Tek sözcüğünü bile kaçırmak istemeyeceğiniz sürükleyici bir kitap.”
Washington Post Book World.
Ay Kırıkları
Yazar: Penelope Lively
Çevirmen: Yasemin Akbaş
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 274
Popüler tarih kitaplarıyla ünlü Claudia Hampton,ölüm döşeğinde sessiz sedasız yatarken, aslında zihninde en önemli eserini yazmaktadır: Bir dünya tarihi. Belki de daha çok kendi dünyasının tarihi…
Tarih, eğer birçok sesten oluşan bir bileşimse, Claudia’nın kişisel mozaiğini de hayatına girmiş farklı kişiler oluşturur: II. Dünya Savaşı sırasında savaş muhabirliği yaparken tanıştığı, hayatının aşkı Tom; yakınlıkları zaman zaman tehlikeli bir hal alan kardeşi Gordon; ondan beklediği şefkati bir türlü göremeyen kızı Lisa; artık “tarihten emekli olmuş” annesi ve himayesine aldığı Macar öğrenci Laszlo…
Tarihin doğrusal bir hatta ilerlediğini kabul etmek yerine, geri dönüşler ve anlatıcı değişimleri ile “kendine has bir biçim” geliştiren bu anlatı, tüm özgünlüğüne rağmen kişisel tarihleri kuşatan “büyük tarihe” teslim olacaktır.
Penelope Lively, güçlü kurgusal yapısı ve dönemini etkili bir şekilde yansıtan anlatımıyla 1987 yılında “Booker Ödülü”nü kazanan Ay Kırıkları ile modern zamanların en inandırıcı ve akılda kalıcı kadın karakterlerinden birini edebiyat tarihine armağan ediyor.
Tuhaf Oğlan
Yazar: Shyam Selvadurai
Çevirmen: Mine Gülen
Yayınevi: Çitlembik Yayınları
Sayfa Sayısı: 310
Sri Lanka’da geçen bu roman, yedi yaşında Tamil bir çocuk olan Arjie Chelvaratnam’ın hem çocukluktan yetişkinliğe geçerken yaşadığı zorlu günleri, hem de 1970’lerin sonlarında, Budist Sinhali çoğunlukla, Hindu Tamil azınlık arasında yaşanan gerilimi konu ediniyor.
Arjie, kızlarla “gelincilik” oynamayı seven, büyüklere tuhaf geldiğini bildiği halde, annesinin sarilerini kuşanıp, teyzesinin takılarını takıştırıp gelin rolünü kapmaya meraklı bir çocuktur. Ama biraz büyümeye başlayınca, ailesinin onunla ilgili endişeleri artar ve Arjie’yi “erkek olsun diye” çok disiplinli bir okula gönderirler. Arjie aynı okulda okuyan ağabeyinin sözünü dinlemez ve eşcinsel olduğu söylenen, üstüne üstlük Sinhali olan Sheban ile arkadaş olur.
Arjie, gerek kendi başına gelenlerden, gerekse ülkedeki bu karışık siyasi ortamda gördüklerinden, içinden geldiği gibi davranmanın yanlış olmadığını, ama doğru olanın ille de mutluluk getirmediğini öğrenmek zorunda kalır. Ailesinin bu olgunluğa erişmesi ise daha çok zaman alacaktır.
Brick Lane
Yazar: Monica Ali
Çevirmen: Gökçe Köse
Yayınevi: İnkılap Kitabevi
Sayfa Sayısı: 525
Brick Lane, İngiltere’de gçömenlerin oturduğu bir kasaba.Roman, bu kasabada yaşamlarını sürdürmeye çalışan Bangladeş kökenli göçmenlerin karmaşık ilişkileri üzerine, Romanın kahramanı Nazneen, tanımadığı bir adamla (Chanu) evlenmek için Londra’ya geliyor.Birlikte sıradan, aşksız, geleneksel bir aile kuruyorlar.Nazneen yıllar boyu evi çekip çeviriyor, çocuklarına bakıyor, kısacası kendinden bekleneni yerine getiriyor.Bu sakin yaşam, Nazneen’in fanatik bir Müslüman olan Kerim’le tanışmasından sonra karmaşıklaşacak.Nazneen’in kaderi bakışı yavaş yavaş değişecektir.Aidiyetle ilgili sorular ve içinde bulunduğu toplumun sorunları artık onun ilgi alanındadır.
Hayvan’ın İnsancıkları
Yazar: Indra Sinha
Çevirmen: Mustafa Kılınç
Yayınevi: Pagoda Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 526
2008 Commonwealth Yazarlar Topluluğu Avrasya En iyi Kitap Ödülü
2007 Man Booker Ödülü kısa liste
2009 Uluslararası IMPAC Dublin Edebiyat Ödülü kısa liste
Hint şehri Khaufpur’da yaşayan ve henüz bebekken tanık olduğu Bhopal felaketinden sonra omurgası eğilen ve dört ayaklı olarak hayatına devam eden bir çocuğun, bir dizi ses kaydı şeklinde, Hintçe kaydedilen gerçek yaşam öyküsü…
Kendisine arkadaşlık eden gazeteci ve çocuk arasındaki anlaşmaya uygun olarak hikaye, kasetlerde kaydedildiği haliyle, çocuğun kendi sözcüklerince anlatıldı. Çevresinin kendisine ‘Hayvan’ diye isim taktığı ve ‘Bir zamanlar ben de insanmışım,’ diyecek kadar kendine yabancılaşan kahramanımız Khaufpur şehrinin yaşadığı ‘o korkunç gece’den sonra kabusa dönen gerçek hayatları açık, akıcı ve samimi bir üslupla anlatıyor. Ağzı bozuk ve açık yürekli ‘Hayvan’, yaşadığı platonik aşkı da mükemmel bir mizah anlayışı içinde dile getiriyor. Hikayeyi anlatan çocuğun lirik tarzdaki anlatımı evrensel gerçeklere dokunuyor.
“Hani arada sırada öylesine açık yürekli bir romana rastlarsınız da sizi soluksuz bırakır ya… Bir kere başladığınızda içinizi acıtacağını bilirsiniz, ama yine de sayfaları çevirmeye devam edersiniz, çünkü o hikaye bir şekilde anlatılmak zorundadır.”
Indian Express
“Hayvan’ın sesi; yani anlatıcı, atlayıp boğazınızdan yakalıyor sizi. Müstehcen, saygısız ve zeki; Hayvan’ın ilgi uyandıran konuşma tarzı, bozuk, Yoda benzeri söz dizimiyle Hint şehri Khaufpur’daki rengi, acımasızlığı ve samimiyeti yansıtıyor… Cesur ve etkili bir hikaye.”
New Statesman
Kaybın Türküsü
Yazar: Kıran Desai
Çevirmen: Suat Ertüzün
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 440
Himalayalar’da, Kançencunga Dağı’nın eteğinde, eski bir düzenden kalma ve o eski düzen gibi köhnemiş bir ev. Hindistan’ın sömürge olduğu dönemde büyük adam olsun diye inanılmaz özverilerle İn¬giltere’de okutulan ve artık emekliliğini huzur içinde yaşamayı umut eden bir yargıç, yargıcın güzel torunu, evin aşçısı, bağımsızlığın ayrılıkçılarca tehdit edildiği yeni düzende çok para kazansın diye gene büyük zorluklarla Amerika’ya gönderilen aşçının oğlu… Onların birbirleriyle ve çevreleriyle ilişkilerini, umutları ve umutsuzlukları, sevgiyi ve karamsarlıkları anlatıyor roman. Sömürgecilik anlayışının modern dünyayla çatışmasından doğan sonuçları görkemli bir anlatımla yansıtan Kiran Desai’nin ustalıkla betimlediği karakterler, çeşitli yol ayrımlarında tekrar tekrar sınanıyor.
Dünyanın bu köşesinin, bütün zamanlara ve hep insanlara özgü hüzünlerin ve sevinçlerin öyküsü…
Pervanenin Esrarı
Yazar: Mohsin Hamid
Çevirmen: Gökçen Ezber
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 272
Tüketim, cinsellik, toplumsal çöküş, adaletsizlik, madde bağımlılığı, atom bombaları ve dünyanın ensesindeki nükleer tehdit… Mohsin Hamid’in kahramanlarının kaderi, ülkelerinin belirsiz yazgısıyla aynı doğrultuda ilerliyor. Yozlaşmış bir yönetimin yarattığı kaosun içinde sıkışıp kalan Pakistan halkı hem kişisel hem de toplumsal bir travma yaşıyor.
1998 yazı, Pakistan. Çocukluk arkadaşları olan Daru ve Ozi, Ozi’nin üç yıldır yaşadığı Amerika’dan dönmesiyle Lahor kentinde tekrar bir araya gelir. İkisi de uzun bir aradan sonra birlikte olabildikleri için mutludur. Ozi bir akşam Daru’yu, eşi Mümtaz’la tanıştırır ve Daru gözlerini Mümtaz’dan alamaz. En yakın arkadaşının karısından hoşlanmaya başlaması dışında Daru’nun başka sorunları da vardır; bir süredir haşhaş bağımlısı olan Daru bu sebeple çalıştığı bankadaki işini de kaybeder. İşsiz kalınca kendini iyiden iyiye haşhaşa ve başka bağımlılık yapan maddelere verir ve hayatı adım adım bir felakete doğru ilerler. Bu gidişatın pek de farkında değilmiş gibi görünen Daru kendini büyük ikilemlerin ve gerçeklikten kopmuş düşüncelerin kıyısında bulacaktır.
Mohsin Hamid’in ustalıkla kurgulanmış bu ilk romanı, 2000 yılında yayınlanır yayınlanmaz dikkat çekti ve yazara, gelecek vadeden genç bir yetenek olarak edebiyat dünyasında kalıcı bir yer kazandırdı.
“Pervanenin Esrarı insanı uzaklara götüren, şaşırtıcı bir serüven. Mohsin’in kahramanları âdeta felaketle flört ediyor.”
Joyce Carol Oates
“Müthiş bir gözlem yeteneğiyle yazılmış, güçlü ve akılda kalıcı bir roman.”
Financial Times
“Keskin bir zekânın ve derinliğin ürünü. Akıp giden diyalogları ve ilgi çekici anlatımıyla bu kitap gerçek bir ziyafet.”
Esquire
Öksüzlüğümüz
Yazar: Kazuo Ishiguro
Çevirmen: Yasemin Ortwein
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 372
Dinmek bilmez karmaşadan yorgun bir dünya; yaklaşan yeni felaketin işaretlerini okuyan gözlerde kaygı. Çözdüğü davalarla Londra sosyetesini büyüleyen dedektif Christopher Banks, 1930’ların bu gergin atmosferinde, bütün tehlikeleri göze alarak Şanghay’da bıraktığı geçmişinin karanlığına dalıyor. Öyküsünü nasıl anlatırsa anlatsın, satır aralarında beliren arayış, umut ve yitiriş girdabına kapılmış Banks’in güncesi iç içe geçmiş iki metin sunuyor adeta. Şatafatlı hayatlar, parlak başarılar, kahramanlık, fedakârlık ve tevazu perdesinin ardında, örselenmiş bir çocuğun ve çevresini sarmış ruh kardeşlerinin, kederli hikâyesi… Çağdaş dünya edebiyatının en önemli isimlerinden Kazuo Ishiguro’dan gerçeklerin acılığını yankılayan bir hayaller âlemi…
“Edebiyatın sunduğu olanakları yepyeni noktalara taştığını hissettiren az sayıda romandan biri.”
Sunday Times
“Öksüzlüğümüz’de ruhsal ve siyasal gerçeklerin nasıl hünerli bir biçimde ortaya konduğuna bakarak bile, Ishiguro’nun ne denli cesur ve büyüleyici bir yazar olduğunu söyleyebiliriz.”
The Guardian
“Öksüzlüğümüz, Ishiguro’nun şimdiye kadar ki en büyük başarısı.”
New York Times
Büyülü Oyuncak Dükkanı
Yazar: Angela Carter
Çevirmen: Begüm Kovulmaz
Yayınevi: Sel Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 239
Geçmişten bugüne en büyük İngiliz yazarlardan biri olarak kabul edilen ve Margaret Atwood ile Jeanette Winterson’a da ilham kaynağı olan Angela Carter’ın, engizisyon hışmından kurtulabilmiş cadıların torunlarına armağan ettiği Büyülü Oyuncak Dükkânı yeniden Türkçede…
Bedenin cehennemî bir arzu makinesine dönüştüğü çağlarda, anne baba şefkatiyle sarmalanmış korunaklı bir çocukluktan kopmak zorunda kalıp karanlık bir dönemece giren Melanie’nin hikâyesi; Angela Carter’ın büyülü gerçekçi dokunuşlarıyla kişinin kendini keşif yolculuğundaki tabuları bir bir yıkıyor. Genç bir kadının taşıdığı safiyane duyguların yetişkin dünyasına ait hakir ve lanetli arzularla kirlendiği, oyuncakların m asumiyetini kaybettiği bir oyuncak dükkânında verilen reşit olma mücadelesi gotik imgelerle bezeli bir hayal evrenine dönüşüyor.