Mart Menekşeleri Kitap Yorumu
“Zalim kader, beni o buz gibi elleriyle tokatlamıştı.”
Biraz hüzün, biraz mutluluk, biraz acı ve bolca aşk.
Sarah Jio alışkanlıklarının dışına çıkmayan bir yazarımız. Her ne kadar biz de onun yazım şekline alışmış olsak da her kitabında yeni heyecanlara yelken açıyoruz. Alışkanlığımızı rutine dönüştürmemeyi iyi başarıyor Sarah.
Mart Menekşeleri’nde yine bir Jio klasiği olarak bu kitapta da bir ada, yaşlı olmalarına karşın elden ayaktan düşmemiş fazlasıyla enerjik insanlar, 1900’lü yıllardan kalma mektup veya günlük, bolca gizem ve bu gizemi çözecek 30’lu yaşlarında bir kadın. Bu söylediklerimi gözüm kapalı yazabiliyorum ama Sarah o kadar güzel anlatıyor ki sanki ilk defa okuyormuşum gibi hissediyorum.
Umudun, hüznün, pişmanlığın ve aşkın bir arada harmanlanıp işlendiği bu kitapta ana karakterimiz gerçek aşkı yaşadığına inanan ünlü yazar Emily Wilson. Fakat kocasının başka bir kadına aşık olduğunu öğrenmesiyle büyük bir hayal kırıklığına uğrar. Hikayemiz bu şekilde başlıyor. Daha fazla açıklayıp da heyecanınızı söndürmek istemiyorum.
Sarah Jio güzel bir adada geçen hikayeyi yine enfes bir dille anlatıyor. Üzerinizdeki yorgunluğu o kadar güzel bir şekilde alıyor ki anlattığı hikayenin büyüsüne kapılıp mutluluğu yakalıyorsunuz.
Her zaman okunabilecek bir yazar Sarah Jio. Okumak için daha ne bekliyorsunuz?
İyi okumalar dileriz 🙂
“Bir gecede kocamı, çocuğumu, aşık olduğum adamı ve bir de arkadaşımı kaybetmiştim. Sahip olduğum tek şey, bir bavul elbise ve içimde büyüyen bir bebekti.”