“Frankenstein ya da Modern Prometheus” 1818 yılında Mary Shelley tarafında yazıldı ve ilk olarak İngilizce olarak Büyük Britanya’da yayımlandı.
Aslında Frankenstein Şeytan figürüne işaret etmektedir. Nasıl ki Tanrı şeytanı yarattıktan sonra onu huzurunda kovduysa, Victor da Frankenstein’ı yarattıktan sonra ondan kaçmıştır.
Gelelim alt başlık olan Modern Prometheus’a: Yunan mitolojisinin sadece bir parçası olan Pandora’nın Kutusu’na atıfta bulunur. Canavarın yaratılışı, kutunun açılmasına eşittir. Zeus’tan Prometheus’un kardeşi Epimetheus, insanlığa geri vermek için Zeus’tan ateşi çalmıştır. Zeus, bu duruma oldukça kızmış ve insanlarla birlikte yaşaması ve onlardan intikamını alması için Pandora’yı yaratmıştır. Fakat Epimetheus Pandora’ya aşık olur. Prometheus kardeşini tehdit eden durumun farkına varmış ve kardeşini uyarmıştır fakat Epimetheus bu uyarılara kulak asmamış ve Pandora ile evlenmiştir. Bu sırada, dünyadaki bütün kötülükleri içeren bir kavanoz (asıl kaynaklarda çömlek olarak geçse de çeviri hatasından dolayı her tarafta kutu olarak bahsedilir) düğün hediyesi olarak Pandora’ya verilmiştir. Zeus her ne kadar bu hediyenin açılmaması gerektiğini söylemiş olsa da Pandora merakına yenik düşmüş, bu kutuyu açmış ve kötülüğün dünyaya yayılmasına sebep olmuştur. Viktor Frankenstein da bilmeden bir canavar yarattı ve dünyaya sundu…
Bilinenin aksine Frankenstein bir korku romanı değildir. Tam aksine klasik bir bilimkurgudur. Ve Frankenstein yaratığın ismi değil onu yaratanın ismidir.
Frankenstein mektuplardan oluşan bir kitaptır. Bu yüzden çok ilginç bir hikâye örgüsü ve yazım şekli vardır. Mary’nin hikâyesi çok canlı ve heyecanlıydı.
Hastalıklara son vermeyi düşünen Victor Frankenstein, yaptığı araştırmalar sonucunda yaşamın sırrını çözer ve üstün bir insan yaratmak için bu keşfini kullanmaya karar verir. Tabii bu insan ırkını ortaya çıkarabilmek için insan parçalarına ihtiyaç duymaktadır. Bunun için en değerli mahzen olan mezarlıklara koşarak gider ve kendisine gerekli olacak her şeyi oradan alır.
Frankenstein, bu varlığı yaratmak, malzeme toplamak ve gerekli ekipmanı oluşturmak için iki yıl boyunca gece ve gündüz çalışıyor. İnsanı ve sınırları zorlama ihtiyacımızı temsil ediyor.
Okuyabileceğim kitaplara benzemeyen bir kitaptı Frankenstein. Fakat klasik kitaplara olan düşkünlüğüm sayesinde tanımış oldum Mary Shelley’i ve iyi ki okumuşum Frankenstein’ı. Kitabın nasıl bittiğini asla anlamayacaksınız. Her sayfasını hızlı hızlı çevirip Victor’un yaşadıklarına anbean şahit olacaksınız. Victor sizi bıraksa da siz Mary Shelley’i bırakamayıp başka kitaplarını aramak için uğraş vereceksiniz.
Kesinlikle bir şans vermelisiniz. Keyifli okumalar dileriz.
İlginizi Çekebilir: Oblomov