Mutluluk Kitap Yorumu
Mutluluk Kitap Yorumu şu şekilde başlayabilir aslında: Hepimizin aklında, fikrinde, hayalinde aslında tek bir şey var: mutluluk… Üzerine yüzlerce şey yazıldı, her şeye benzetildi, şarkılara konu oldu… Bu sefer de bir kitabın sadece konusu değil, bir de üzerine adı oldu.
Kitap 3 karakter üzerinden ilerliyor; Meryem, Cemal ve İrfan. Her bir karakterin hikayesini öğreniyor, duygularına tanık oluyoruz kitap boyunca.
Meryem, amcası tarafından tecavüze uğrayan bir genç kız. Tabi bunun anlamı, Meryem’in artık “kirletilmiş” olması. Sonuç olarak da infazına karar verilmiş. Mağdur olması yetmemiş gibi, bir de kurban haline getirilmiş. Ona tecavüz eden amcanın bir de Şeyh olması durumu var. Livaneli, sadece töre cinayetlerini eleştirmekle kalmamış, din adamlarına da bir eleştiri getirmiş. Meryem kimseye söyleyemiyor ona tecavüz edenin amcası olduğunu. Ağzını bıçak açmıyor bu konuda. İnfaz gerçekleşecek, kaçarı yok. Bunun içinse Cemal seçiliyor. Askerden yeni gelmiş, çatışmaların içinden çıkmış bir genç…
Cemal PKK’lılar ile mücadele eden bir taburun içerisinde görev yapmış. Çatışmalara, mayın patlamalarına, ölümlere, vahşete tanık olmuş. Zamanla duygularını da yitirmiş. Askerden döndüğünde ise ona verilen infaz görevini sorgusuz sualsiz kabul etmiş. Meryem’i İstanbul’a götürüp tam öldürecekken son dakika vazgeçer ve köye de geri dönmeme kararı alır Cemal.
Bir de bu karakterlerden çok uzakta, çok farklı bir hayat yaşayan Profesör İrfan var kitabımızda. İstanbul’un göbeğinde çok zengin bir hayat yaşayan, televizyona çıkan profesörümüz içinde hissettiği sıkıntıdan sonra eşini ve evini terk ederek denize açılır. Bu yolculuğu sırasında kıyıda derme çatma bir eve geçici olarak yerleşen Cemal ve Meryem ile denk gelir ve bu üç farklı karakterin hayatlarının birbirine karışmasını okuruz.
Kitap çok çarpıcı cümleler içermesinin yanı sıra, bazen kendi hayatımıza da farklı bir açıdan bakmamızı sağlıyor. Kitabın oldukça sürükleyici olduğunu düşünüyorum. PKK ile çatışan gençler, töre cinayeti, mutluluk arayışı… Livaneli’nin diğer kitaplarını da okuyan biri olarak söylemek isterim ki Livaneli’yi seviyorsanız bu kitabını da seveceksiniz. Yine de ilk defa Livaneli okuyacaksanız, pek de iyi bir başlangıç kitabı sayılmaz bana göre. Diğer kitaplarına göre daha zorlama buldum bazı yerlerini. Sevdim mi, tabi ki sevdim. Tabi ki her zaman daha iyisi olabilir.
Son olarak kitabın 2007’de Abdullah Oğuz tarafından sinemaya uyarlandığını da belirtmek isterim. Filmini henüz izlemedim, ama okuduğuma göre kitap ve filmin sonu birbirinden farklıymış.
Okuduysanız lütfen yorumlarınızı benimle paylaşın. Sevgiler. 😊
“Hayatındaki her şey sahte. Hep başka insanların seni nasıl gördüğüne göre yaşadın. Çünkü kendin olmaya cesaretin yoktu.”
Sayfa 135
“Ama insanoğlu kendisinde başka güçler vehmediyor. Değişmeye, başka bir şey olmaya, doğasını zorlamaya çalışıyor, işte mutsuzluğun ve savaşların kaynağı bu. Kısaca azizim, insan insan olarak yaşamalı, eşek eşek olarak.”
Sayfa 350
“Oscar Wilde’in Andre Gide’ye söylediği gibi: ‘Sizin dudaklarınız çok düz azizim. Çünkü yalan söyleyemiyorsunuz. Oysa dudaklarınız Yunan tanrılarınınki gibi kıvrım kıvrım olmalı.'”
Sayfa 363
