Tuhaf Romantizm anlatan 5 kitap. Romantizm, 19. yüzyılın başlarına doğru Avrupa’da ortaya çıkmış, dikkat çekici özelliği duyguların ve içgüdülerin yüceltilmesi, ulusal özelliklerin değer kazanması, aşırı ölçüde coşkuya ve imgeye dayanması olan sanat akımı.
Tuhaf Romantizm Kitapları
Bayan Caliban
Yazar: Rachel Ingalls
Çevirmen: Özge Çağlar Aksoy
Yayınevi: Jaguar Kitap
Sayfa Sayısı: 120
Dorothy, ev işlerinin tekdüze akışı ve evliliğindeki eşitsizliğin yıkıcılığı içinde yuvarlanıp gitmektedir. Bir akşam yine yemek hazırlamak için mutfağa girdiğinde, denek olarak kullanılmak üzere hapsedildiği enstitüden kaçan Larry isimli devasa bir yaratıkla karşılaşır. Bu karşılaşma ile birlikte hayatları birdenbire yön değiştirir. İlişkileri ilerledikçe ve birbirlerini daha yakından tanıdıkça bu iki farklı dünyanın kesişimi, yepyeni bir özgürleşme alanına dönüşmeye başlar.
“Ingalls’ın hayal gücünün ve imgeleminin nesre dönüştüğündeki sahiciliği şaşırtıcıdır. Bayan Caliban, kayda değer bir sonuca ulaşmayan bir aşk hikâyesinin tüm acı-tatlı görünümlerini, melankolisini içinde barındırır.”
Joyce Carol Oates
“Gerilimi bir an bile azalmayan, son derece ustalıklı yazılmış bir eser.”
Ursula K. Le Guin
Carmilla
Yazar: J. Sheridan Le Fanu
Çevirmen: Nagihan Çakır
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 112
Vampir anlatısının kurucularından Le Fanu, Carmilla’da okuru Viktoryen dönem şatolarında, tekinsiz ormanlarında bir yürüyüşe çıkarıyor. Adabımuaşeret, beş çayları, rüyalara sızan meşum karaltılar ve mütemadiyen dizginlenen çılgın arzular.
Doğaüstüne meraklı bir dedektif olan Doktor Hesselius’un maceralarından biri olarak kaleme alınan Carmilla kadın karakterler etrafında gelişmesi, hemcinse duyulan ilgiyi yansıtması ve gizemlerini keyif alınası bir tempoda açık eden kurgusuyla türün diğer eserleri arasından sıyrılmayı başarmış bir klasik.
Babası ile beraber kentten uzak bir şatoda yaşayan genç Laura, ümitsizce arkadaş özlemi çekmektedir. Tam da bu sırada bir kaza eseri şatolarına misafir ettikleri Carmilla’yla kendine uygun bir arkadaş bulduğunu düşünür ancak Carmilla her geçen gün garipleşen davranışları ve bazen de kendini kaybetmesiyle Laura’yı ürkütmektedir. Yakın köylerde baş gösteren hastalık ve ölümler hem Laura’yı hem de babasını endişelendirmeye başlar ve gözler ister istemez gizemli misafirlerine çevrilir.
Hiç Kimse Buraya Senin Kadar Ait Değil
Yazar: Miranda July
Çevirmen: İnci Asena
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 180
“Bu kişi herkesçe sevilmek için tek şansını yok ettiği gerçeğine üzülüyor; bu kişi yatağa yatarken bu trajedinin ağırlığı yüreğine çöküyor. Ama rahatlatıcı bir yük bu, neredeyse insan kadar ağır. Bu kişi iç çekiyor. Bu kişinin gözleri kapanmaya başlıyor, bu kişi uyuyor.”
Biri (Ben, Sen ve Diğerleri) Cannes’da Caméra d’Or’a layık görülen bol ödüllü iki filmi, Whitney Bienali’nde iki sergisi, iki müzik albümü ve çeşitli multimedya çalışmaları olan çok yönlü sanatçı Miranda July’ın daha önce The New Yorker, The Paris Review, Harper’s gibi önemli dergilerde yayımlanmış öykülerinden oluşan bu seçki, alışılmadık ve güçlü bir sese sahip.
Oturma odasında yüzme dersi veren bir antrenör, iş arkadaşının hiç görmediği yeniyetme kız kardeşine tutkun bir adam, kız arkadaşının onu sevmesi için striptiz salonunda çalışan bir genç kız, ilişkilerini tazelemek için figüranlık yapan bir çift, bir karaltıya âşık olan ve onun zihinsel engelli öğrencisinin bedeninde yaşadığına inanan bir öğretmen…
July’ın öykülerindeki buruk ve kırılgan karakterler sevilmek ve kabullenilmek uğruna kendilerini tuhaf ilişkilerin içinde buluyor, gerçekliğin sıradanlığı ve acımasızlığı karşısında hayal dünyalarına sığınıyor; yalnızlık ve insanları benzer kılsa da çoğu zaman görünmez kalan bağlar birbirine hep teğet geçiyor. July bu kırık hayatları tasvir ederken iyimserlik ve kötümserlik, mizah ve trajedi arasında benzersiz bir denge tutturuyor. Karakterleri ne kadar acayip ve sıradışı olsa da, Miranda July çağa özgü izole hayatları yakalamayı başarıyor.
“Miranda July son derece kendine özgü, neredeyse tuhaf bir yazar. Ele aldığı konuları ilgi çekici bulsanız da bulmasanız da, okuruyla duygusal bir bağ kurmayı başarıyor ve bu bağı öyle derinden kuruyor ki öyküleri okuyup bitirdikten haftalar sonra bile imgeler belleğinizde canlı kalıyor.”
George Saunders
Kumların Kadını
Yazar: Kobo Abe
Çevirmen: Barış Bayıksel
Yayınevi: Monokl
Sayfa Sayısı: 178
Bir ağustos günü bir adam ortadan kayboldu. Bir tatil gününde, buharlı trenle yarım günlük mesafedeki sahile doğru yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Ne kayıp başvurusu ne de gazete ilanları bir işe yaradı… Bu adamla ilgili vakada kayda değer bir ipucu yoktu. Ayrıca, günlük hayatında ortadan kaybolmak istediğini düşündürecek en ufak bir hâl veya harekete rastlanmamıştı. Doğal olarak, başlangıçta herkes gizli bir ilişkisi olabileceğini düşündü. Fakat adamın karısı adamın bu geziye böcek toplamak maksadıyla çıktığını söylediğinde, hem polisler hem de iş arkadaşları biraz hayal kırıklığına uğradılar…
Şüphesiz, kum yaşam için elverişli değildi. Peki, durağan hâl varlık için vazgeçilmez miydi? O tiksindirici rekabeti başlatan da sabit kalmaktaki ısrarımız değil miydi? Sabit olmayı bırakıp kendimizi kumun akışına bırakıversek rekabet de ortadan kalkacaktı. Gerçekte, çölde de çiçekler açıyor, böcekler ve hayvanlar yaşamlarını sürdürüyorlardı… Öyle ya, keşke kadına da bu manzaradan bahsedebilseydi. Gidiş-dönüş biletlerin asla işlemeyeceği kumun şarkısını, yanlış perdeden de olsa ona dinletebilseydi keşke. Oysa adamın tek yaptığı, yeteneksiz bir çapkını taklit edip başka bir hayatın yemiyle kadını avlamaya çalışmak olmuştu. Kumdan duvar, adamın ruhunu yakalamış, onu kese kâğıdındaki bir kediye çevirmişti.
“Hem dolambaçlı hem de bağımlılık yapıcı.”
David Mitchell
“Hem Poe hem de Kafka akla geliyor. Kobo Abe sayfalarda hiç dinmeden atan bir heyecan yaratıyor. Okudukça okuyorsunuz ve okuyorsunuz.”
The New Yorker
“Bazıları onda Kafka’nın bilinmeyene yönelik manipülasyonlarını, başkaları ise örneğin yarattığı kum çukuru metaforu ile Beckett’in esintilerini bulacak.”
Saturday Review
Zemberekkuşu’nun Güncesi
Yazar: Haruki Murakami
Çevirmen: Nihal Önol
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 744
Tokyo’nun mahallerinden birinde yaşayan genç Toru Okada, karısının kayıp kedisini aramaktadır. Toru, çok geçmeden Tokyo’nun kendi halindeki yüzeyinin alt kısımlarında gizlenmiş bir dünyada karısını da ararken bulur kendini. Toru’nun arayışları birbirleriyle kesişirken Toru Okada, burada tuhaf bir grup müttefikle ve kötü karakterle karşılaşır: psişik güçlere sahip bir hayat kadını, kötü kalpli fakat medyatik bir politikacı; 16 yaşında marazi bir kız ve Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı sırasındaki Mançurya Seferi’nde yaşadığı son derece berbat deneyimler yüzünden kalıcı hasar almış yaşlı bir gazi…