Ölüm Pornosu ile orno endüstrisinin çağdaş hayatın içindeki muazzam ve bir o kadar da gizli saklı varlığını edebiyata taşıyor Chuck Palahniuk.
Ölüm Pornosu
Yazar: Chuck Palahniuk
Çevirmen: Funda Uncu
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa Sayısı: 208
Palahniuk’un hayal dünyasına hoş geldiniz! Yoksa kâbuslarına mı demeliydik? Palahniuk bu defa romanının odağına başka bir “marazi” karakteri, porno kraliçesi Cassie Wright’ı oturtmuş; ama bir nesne olarak. Çünkü her ne kadar konu, onun, efsanevi kariyerini kameralar önünde art arda 600 erkekle seks yaparak kıracağı bir dünya rekoruyla taçlandırmak istemesi olsa da, bu rekoru kırmasında ona yardımcı olacak tali oyuncuların, yani “damızlık erkekler”in anlatımıyla şekilleniyor roman.
Sıranın kendisine gelmesini bekleyen Bay 72, Bay 137 ve Bay 600’ün gözünden aktarılıyor bu tarihi an. Ve bununla birlikte, onların trajikomik hayat hikâyeleri de, bir rekordan ziyade ölüm pornosuna dönüşecek çekimler sırasında bir bir dökülüyor ortaya. Anlayacağınız, derin bir araştırma ürünü olduğunu her satırında belli eden, çatlatırcasına güldürürken aynı zamanda yüreğinizi dağlayacak bu çılgın romanla, porno endüstrisinin çağdaş hayatın içindeki muazzam ve bir o kadar da gizli saklı varlığını edebiyata taşıyor Chuck Palahniuk. Zaten böyle bir şeyi de ondan başkası bu kadar utanmazca, korkusuzca ve başarıyla yapamazdı herhalde. Ancak dikkat! Tabularınız varsa ve onları yıkmaktan korkuyorsanız bu romanı okumayın!
İnsan cenininin mastürbasyona doğumdan bir ay önce ana rahminde başladığı gerçeğiyle yüzleşmek size ağır gelecekse bu romanı okumayın! Ya da elektrikli vibratörün hayatımıza elektrikli süpürge ve ütüden önce girmiş olmasını kabul edilemez buluyorsanız bu romanı okumayın! Kısacası, düşüncesinden bile ürktüğünüz insani hallerle yüzleşmek istemiyorsanız Palahniuk sizin yazarınız değil! Bizden söylemesi!
Çarpışma
Yazar: J. G. Ballard
Çevirmen: Nurgül Demirdöven
Yayınevi: Sel Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 213
J. G. Ballard bu dev eserinde teknolojiyle ilişkimizi tahrip ve tahrik ederek bizi bir “araba sevdası” distopyasına taşıyor. Kimi eleştirmenlerin türünün tek örneği olarak gösterdiği, kimilerinin ise mide bulandırıcı bulduğu bu makine-erotizm hezeyanının kahramanları gündelik hayatımızın ürkütücü derecede içinde, haz ve saplantılarının çarpık bağlantıları ise hep kıyısında durduğumuz bir uçurumun altında. İktidar, statü ve cinsellik sembolü olarak otomobilin fetiş nesnesinin ta kendisi haline geldiği satırlarda Ballard, bilimkurgunun yabancılaştırıcılığının karşısına, “Asıl yabancı gezegen dünyamızdır” görüşüne uygun olarak gerçeğin ve mümkün olanın dehşetini koyuyor.
David Cronenberg tarafından filme uyarlandığında büyük yankı uyandıran ve Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü aldığında büyük tartışmalar yaratan Çarpışma distopik edebiyatın en önemli örneklerinden biri.
Siyam İkizlerinin Seks Yaşamı
Yazar: Irvine Welsh
Çevirmen: Cihat Taşçıoğlu
Yayınevi: Nemesis Kitap
Sayfa Sayısı: 480
Silahlı bir saldırganı etkisiz hale getirdiği için kısa sürede medya kahramanı haline gelen alımlı fitness eğitmeni Lucy, Olayın tek görgü tanığı olan ve Lucy’nin cesaretinden dolayı ondan çok etkilenen depresif ve aşırı kilolu Lena… Spor salonunda yolları birleşen, hem fiziksel hem ruhsal açıdan birbirinden çok farklı olan iki kadın, Aşk, saplantı ve cinsel arzularla birlikte gelen, tahmin edilmesi güç ve tehlikeli sorunlar…
Yeraltı edebiyatının önde gelen isimlerinden IrvineWelsh, bu romanında en akılda kalıcı kadın karakterleriyle karşımıza çıkıyor. Çağdaş edebiyatın tuhaf, sado-mazoşist, hezeyanlı anlatımlarından birine tanıklık edeceğimiz Siyam İkizlerinin Seks Yaşamı, zamanımızın iki büyük takıntısı haline gelmiş “nasıl göründüğümüz” ve “görünenin ardında neler gizlediğimiz” konularına çarpıcı bir gönderme yaparken, Florida güneşini bile gölgede bırakacak kadar karanlık ve rahatsız edici bir hikâye sunuyor.
Leziz Kadavralar
Yazar: Agustina Bazterrica
Çevirmen: Seda Ersavcı
Yayınevi: Çınar Yayınları
Sayfa Sayısı: 232
Her şey birdenbire oldu. Önce hayvanlara ölümcül bir virüs bulaştı. Etinden faydalanılan hayvanlar artık uzak durulması hatta yok edilmesi gereken canlılara dönüştü. Sonra besin zincirindeki hayvanların yerini insanlar aldı ve yamyamlık meşrulaştı. İnsan, artık fabrikalarda üretilen, mezbahalarda kesilen, işlemden geçerek tabakta sunulan bir besin haline geldi. Şimdi soru şu: Birbirimizi yiyecek miyiz?
Bir süre önce çocuğunu kaybeden, eşinden ayrılan, yaşlı babasının hastalığıyla uğraşan Marcos Tejo, bir et işleme tesisinde çalışmaktadır. Bir gün ikram edilen bir “dişi” sayesinde Marcos’un hayatında yeni bir sayfa açılır. Herkesin birbirini yediği kanlı bir hayat ile geçmişteki insani duyguların hatırlandığı canlı bir hayat arasında kalır Marcos. Peki böylesine korkunç bir dünyada insaniyetten bahsetmek ne kadar mümkündür?
Arjantinli yazar Agustina Bazterrica, Leziz Kadavralar’da acımasız olduğu kadar dokunaklı bir distopyaya imza atıyor.
“Okurun daha ilk sayfasından itibaren kendini kaptıracağı, yoğun ve büyüleyici bir atmosferde geçen müthiş bir roman.”
Juan Jose Millas
İblis
Yazar: Hubert Selby Jr.
Çevirmen: Çağdaş Acar
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa Sayısı: 352
Kahramanımızın adı Harry, Harry White. Arkadaşları ona “Âşık Harry” derdi. Çünkü o kadınları ayartıp yatağa atma konusunda ustaydı. Ama öyle rastgele birini değil. Evli kadınları…
Başlarda basit bir oyundu bu onun için, heyecanını ve haz duygusunu artıran. Sonra baktı ki kendisini mahvedecek, istemeyerek de olsa vazgeçti bu oyundan. Hırsla işine sarıldı. Yükselmek, zengin olmak, tüm övgüleri toplamak istiyordu. İstediklerine kavuştu da. Üstelik bu arada, aramadığı halde aşkı buldu ve iki çocuğu oldu. Artık Harry White başarı timsali bir adamdı. Sevdiği, güzel bir ailesi, Westchester’da şahane bir evi vardı. Ama onun tek istediği ölmekti. İçindeki iblisten kurtulmak. Bu öyle bir iblisti ki tüm bedeni ve ruhuyla onu kendi oyunlarına alet ediyor, tükenmişliğin çukuruna çekiyordu. Çukurun içi ise ayyaş fahişeler, fareler, çalıntı eşyalar ve ceset parçalarıyla doluydu. Harry ise umutsuzca bağırıyordu. Ama hiç ses çıkmıyordu…
Brooklyn’e Son Çıkış ve Bir Düş İçin Ağıt gibi kült romanların yazarı Hubert Selby Jr. bu eserinde, kazananların vahşi dünyasında yolunu kaybeden bir adamın hikâyesini anlatıyor.
Trainspotting
Yazar: Irvine Welsh
Çevirmen: Avi Pardo
Yayınevi: Siren Yayınları
Sayfa Sayısı: 384
Trainspotting, dibe vurmaktan çekinmeyenlerin öyküsü. Kısa ve hayal kırıklıklarıyla dolu hayatların baştan kabulü… Trainspotting, şimdi ve her zaman, bir iş-bir eş-bir yuva masallarıyla doymaktansa hayatın gerçekleriyle aç kalmayı seçenlerin gün sonu özeti.
Yaşamlarını kariyerle ya da ilişkileriyle anlamlandırmaya çalışanlara inat, bambaşka şeylerin üzerine şeytan arabalarıyla tam gaz gidenlerin çarpıcı, unutulmaz, kafası güzel ve hazmı zor hikâyesi Trainspotting.
BİZİ SEÇ. HAYATI SEÇ… ÇAMAŞIR MAKİNESİ SEÇ, ARABA SEÇ, BİR KANEPEYE OTURUP AĞZINA BERBAT ŞEYLER TIKIŞTIRARAK BEYİN UYUŞTURUCU VE RUH ÇÖKERTİCİ APTAL TELEVİZYON PROGRAMLARI SEYRETMEYİ SEÇ. BİR HUZUR EVİNDE ÜZERİNE SIÇIP İŞEYEREK ÇÜRÜMEYİ, BENCİL VE KAFAYI YEMİŞ ÇOCUKLARIN İÇİN BİR UTANÇ KAYNAĞI OLMAYI SEÇ. HAYATI SEÇ.
İyi de, ben hayatı seçmemeyi seçiyorum.
Las Vegas’ta Korku ve Nefret
Yazar: Hunter S. Thompson
Çevirmen: Kıvanç Güney
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 248
Amerikan gazeteciliğinin ve edebiyatının yirminci yüzyıldaki en tartışmalı figürlerinden biri olan Hunter S. Thompson, döneminin en büyük akımlarından olan “Gonzo gazeteciliği”nin kurucusu olmasının yanı sıra önemli bir altkültür ve siyaset figürü. Thompson’ın 1998’de Terry Gilliam tarafından sinemaya da uyarlanan romanı Las Vegas’ta Korku ve Nefret hem edebiyat hem de sinemada kült bir eser.
Thompson, Amerikan rüyasının karanlık yanını bulmak için avukatı ile birlikte Las Vegas’a gider. Los Angeles’tan çıkıp çöl boyunca tam gaz ilerlerken, böyle tehlikeli bir görevi gerçekleştirmenin tek bir yolu olduğunu anlarlar: Kafayı iyice bulmak. Muazzam bir uyuşturucu cephaneliğiyle silahlanan ikili, dünyanın bayağılık başkentinde manik ve gerçeküstü bir tura çıkar. Casino yöneticileri, polis memurları ve her çeşit Orta Amerikalı ile yaşanan tehlikeli ve kimyasallarla yüklü karşılaşmalarda sanrılı bir mizah ve kâbuslara yaraşır bir dehşet hiç eksik olmaz.
İnsanı gülmekten yerlere yatıran, cesur, özgün ve özünde fazlasıyla ciddi Las Vegas’ta Korku ve Nefret, altmışların Amerika’sında yıkılan hayallere dair bir modern klasik.
“Yazarlar için önemli olan iki sıfat vardır sadece… ‘müthiş’ ve ‘olağanüstü’. Hunter S. Thompson ikisine de sonuna kadar sahip çıkıyor. El yakan, çığır açan, muhteşem bir kitap.”
Tom Wolfe
“Amerikan edebiyatında Çıplak Şölen’den beri yazılmış en eğlenceli eser. Uyuşturucu çağının başyapıtı.”
New York Times
Ölümlüler Uyurken
Yazar: Kurt Vonnegut
Çevirmen: Kıvanç Güney
Yayınevi: April Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 264
İnsanlar ve makineler, sanat ve zanaat; servet, şöhret ve aşk ideallerinin sıradan yaşamlarda nasıl da garip virajlara neden olduğu üstüne öyküler bunlar.
Buldozerler, greyderler ve asfalt sericilerden oluşan bir orduyu yöneterek yollar inşa eden bir adam, zamanını minyatür trenleriyle oynayarak çarçur ediyor-ta ki hayatındaki kadın hayallerindeki bu dünyayı yerle bir edinceye kadar. Stenografi havuzunda kısılıp kalmış hayalperest bir genç kız, kaçak bir soyguncudan gelen ses bandıyla ilginç bir teklif alıyor. Huysuz bir gazeteci Noel aydınlatmalarını değerlendirecek komitede zorla jüri üyesi yapılınca, önce şatafatlı yaşamıyla şüpheleri üstüne çeken eski bir hükümlüyle, sonra da bir mucizeyle karşılaşıyor. Yaşamını kocasından kalan domuz çiftliğinde sürdüren dul bir kadın, Schenectady’de yaşayan bir adamdan “ruhun o tanımlanamaz tatlı sızıları” ile ilgili esrarlı, beklenmedik mektuplar almaya başlıyor. Yüz yüze tanışmak için gittiğinde, acaba neyle karşılaşacak?
İhtiyarlara Yer Yok
Yazar: Cormac McCarthy
Çevirmen: Roza Hakmen
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 248
Rio Grande yakınlarında avlanan Llewlyn Moss, bir şeylerin ters gittiği belli olan bir çatışma bölgesine rast gelir. Çatışmadan geriye kalanlar arasında cesetler ve kilolarca eroinin yanı sıra bir çanta dolusu para da vardır. Moss’un kader çizgisi vereceği karar üzerine burada çatallanacak ve deyim yerindeyse bir ölüm meleği peşine takılacaktır.
Kutsal kitaplar kadar kadim, günlük olaylar kadar dehşet verici konulara eğilen İhtiyarlara Yer Yok, kader, adalet, ahlak ve açgözlülük üzerine yazılmış modern bir klasik.
“McCarthy kelimeleri öylesine güzel kullanıyor ki sıradan bir iyi-kötü çatışmasını birinci sınıf bir edebiyat eserine dönüştürüyor.”
AnnIe Proulx
“Amerikan Yüceliğinin pragmatik bir geleneği varsa, Cormac McCarthy’nin kurguları bunun zirvesidir.”
Harold Bloom
Kör Nişancı
Yazar: Kurt Vonnegut
Çevirmen: Handan Balkara
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 256
“Savulun, hayat geliyor!”
Kör Nişancı, masumiyetin yok edilişine tüyler ürpertici, trajikomik bir bakış. Şampiyonların Kahvaltısı’ndan aşina olduğumuz Midland City’de yaşanan bir dizi felaketin ortasında -çifte cinayet, şömine raflarında ölümcül oranda radyasyon, kayıp bir kelle, nötron bombasıyla yok edilen bir şehir- Rudy Waltz, namı diğer Kör Nişancı, okuru budalaca bir mutluluk arayışına çıkarıyor.
Ömrü boyunca bir çocukluk hatasının kefaretini ödemeye çalışan Rudy’ninki, Kurt Vonnegut’a özgü bir suç ve ceza hikâyesi.
Kara mizahı, hicivli dili ve eşsiz hayal gücüyle 20. yüzyılın en önemli yazarları arasında yer alan Vonnegut, Time’ın deyimiyle, “George Orwell, Dr. Caligari ve Flash Gordon’ı tek vücutta birleştiren bir yazar… ahlaklı bir soytarı, deli bir biliminsanı.”
İblis Burger
Yazar: Carlton Mellick III
Çevirmen: Sıdıka
Yayınevi: Ayrıksı Kitap
Sayfa Sayısı: 416
Bu Kitap Baş Döndürüyor!
Baş döndürücü olaylardan hoşlanmıyorsan, bu kitabı okumak sana iyi gelmeyebilir. Cehennemi dünyada yaşadığını daha önce de düşünmüş olabilirsin. Ya da Dünya’nın aslında şımarık bir çocuk olduğunu. Yahut da dünyanın acayip bir hal alıp kimsenin hiçbir şeyi umursamadığını ve insanların sıkılmaktan sıkıldıkları için saçmaladıklarını. Bu kitaptan bundan fazlası var!
Hayal gücünün sınırlarının olmadığının yazılı kanıtı işte bu kitap. Daha önce saçma sandığın ve rahatsız edici bütün fikirleri unut ve tüm önyargılarını bir kenara kaldır, daha önce bu kadar anormal ama bir yandan da sana bu kadar olası gelen bir hikâye okumadığına bahse girebiliriz. Sıradışılığın sana bu denli normal gelmesine sen de şaşıracaksın. Bu arada hakkını verelim; gözlerini serbest bırakıp tüm dünyayı gezmesine izin vermek gibi bir gücün olsaydı belki senin de başın dönerdi. Şimdi hazırsan, başlayalım!