Pardayanlar serisi, Michel Zévaco’nun 1900’de tefrika şeklinde yayınlamaya başladığı, Sartre’ın keşfi ve teşvikiyle bir efsaneye dönüşen bu seri gözden geçirilmiş eksiksiz çevirisiyle yeniden okurlarının karşısında.
İlginizi Çekebilir: Üç Silahşörler Serisi
Pardayanlar Serisi
Pardayanlar 1
Yazar: Michel Zevaco
Çevirmen: Murat Sertoğlu
Yayınevi: Dedalus Kitap
Sayfa Sayısı: 580
“Ne darağaçlarına çevrilecek bir ormanım, ne fena niyetlerimi dindirecek bir köyüm, ne zindanlı bir şatom, ne de bana yaltaklanacak, dalkavukluk yapacak adamlarım, muhafızlarım var. Bu bakıma ve bu ölçüye göre ben büyük bir senyör sayılmam. Fakat insanlık ve şeref bakımından aramızda hiçbir fark olmadığına inanıyorum. Tıpkı kılıçlarımız arasında fark olmadığı gibi.”
Yıl 1553.
Dışarıdaki savaşlardan çok, içerideki entrikalarla boğuşan Fransa diken üstündedir. Üstelik Protestanlarla Katolikler arasındaki mezhep savaşı cephelerden taşmış Paris sokaklarına dek ulaşmıştır. Bu hengamede, aşklarını yaşayamadan ayrı düşen François de Montmorency ile Jeanne de Piennes’in başına gelen korkunç bir olay, bundan 16 yıl sonra bambaşka nefretleri, bambaşka sevgileri ve bambaşka maceraları beraberinde getirir.
Bu maceranın merkezinde ise baba-oğul Pardaillanlar vardır. Pardaillanlar kahramanlıklarıyla nam salan, kazandıkları parayı sürekli dağıttıklarından ötürü eski püskü kıyafetlerle gezinen, yazın susuzluğa, kışın açlığa talim eden iki gezgin şövalyedir. Ancak yeri geldiğinde yemeğin en iyisini yemeği, kızların en güzeline sevdalanmayı da bilen bu iki şövalye, aşk ve dostluk için canlarını tehlikeye atmaktan çekinmezler.
Michel Zévaco’nun 1900’de tefrika şeklinde yayınlamaya başladığı, Sartre’ın keşfi ve teşvikiyle bir efsaneye dönüşen Pardayanlar serisi, gözden geçirilmiş eksiksiz çevirisiyle yeniden okurlarının karşısında.
Pardayanlar 2 – Pardaillan’ın Aşkı
Yazar: Michel Zevaco
Çevirmen: Cemil Cahit Cem
Yayınevi: Dedalus Kitap
Sayfa Sayısı: 486
“Şövalye, kıza derin bir acıyla kendinden geçmiş bir halde bakıyordu. Bası alevleniyor, düşünceleri bir kovandaki arılar gibi uğulduyordu. Bu an, tehlikeli fakat aynı zamanda zevkliydi.”
24 Ağustos 1572’ye sayılı günler kala…
Paris bir taraftan birbirine âşık genç insanların hissettikleri mutluluklara, yasadıkları hayal kırıklıklarına ve trajedilere ev sahipliği yaparken diğer taraftan da kraliyet üzerinde dönen entrikalarla boğuşuyordu.
Kısa bir süreliğine de olsa Protestanlar ile Katolikler arasında yaşanan barış yok edilmek üzereydi. Catherine de Médicis ise isminin hakkını vermek istercesine bu süreçte çok fazla rol oynamaktaydı.
Baba-oğul Pardaillanlar ise doğru bildikleri yoldan şaşmadan, Paris’te olayların içine dalıyor, haksızlıkları, gaddarlıkları, iftiraları bertaraf etmek için kâh kılıçlarıyla kâh yumruklarıyla mücadele ediyorlardı.
Michel Zévaco’nun 1900’de tefrika seklinde yayınlamaya başladığı, Sartre’ın keşfi ve teşvikiyle bir efsaneye dönüşen Pardayanlar serisi, gözden geçirilmiş eksiksiz çevirisiyle yeniden okurlarının karsısında.
Pardayanlar 3 – Fausta
Yazar: Michel Zevaco
Çevirmen: Cemil Cahit Cem
Yayınevi: Dedalus Kitap
Sayfa Sayısı: 410
“Sevilen bir kadının fethi, bir tahtı fethetmekten daha kıymetli ve daha ilginçtir. Hayatınızı yaşayın küçüğüm! Tanrım… Yaşamak, güzel olan her şeyi sevmektir. Büyük ovaların temiz havasını, yazın yemyeşil ormanları, kışın karla kaplı toprağı, ürkek ve yalvaran gözlerle bakan hayvanı, yoldan geçen zavallı adamı… hepsini seviyorum ben! Siz de sevin! Nerede olursanız olun, hayatı sevin.”
III. Henri Fransa tahtını terk edip kaçınca ortalık hepten karışır. Bir yanda Paris Kralı Henri de Guise, diğer yanda Navarre Kralı Henri de Béarn tahta geçmek için kolları sıvarken, Kraliçe Catherine de Médicis, kaçan oğluna inat gücü elinde tutmaya çalışır. Bu yolda en büyük desteği Papa V. Sixtus’tan alır. Diğer yandaysa V. Sixtus’a muhalif birtakım kardinaller, onun karşısına yeni, güçlü bir kadın papa çıkarırlar. Kraliçe ve Papa I. Fausta bütün dengeleri değiştirecek kadar güçlüdür.
Beri yandaysa Pardaillan acı içindedir. Aradan geçen yıllar sevdiklerini alıp götürmüş, şövalyeyi yapayalnız bırakmıştır. Ancak Pardaillan’dır bu, yarasını kimseye göstermez. Merhum Kral IX. Charles’ın oğlu Charles d’Angoulême’e nezaret ederek Paris’e gelen şövalye kendini bir anda çatışmaların ortasında bulur.
Bu çatışmaların bir ucunda Angoulême’in âşık olduğu Çingene Violetta ve parçalanmış aileler, bir ucunda kralların taht mücadelesi ve cinayetler, bir ucunda da Pardaillan’ın acıları ve Paris’in serserileri bulunmaktadır.
Pardayanlar 4 – Fausta’nın Yenilgisi
Yazar: Michel Zevaco
Çevirmen: Cemil Cahit Cem
Yayınevi: Dedalus Kitap
Sayfa Sayısı: 422
“Bir kelimeye karşılık bir kılıç darbesi çok değildir herhalde, ne dersiniz? Tabii, çok değildir. Sizin söylediğiniz o bir tek kelime, benim gibi serseri bir şövalyenin düşüncelerini sadece biraz değiştirdi. Benim bir tek kılıç vuruşum ise koca bir krallığın yüzünü değiştiriyor!”
Fransa’da ipler kopma noktasındadır. Politik oyunların, bilek kuvvetinin önüne geçtiği, kimsenin kimseye güvenmediği bu taht mücadelesinde son kozlar oynanmış, taraflar maskelerini indirip burun buruna gelmişlerdir. Bundan sonra iş kılıçlara düşecektir.
Paris Kralı Henri de Guise, Fransa tahtına dönen III. Henri’nin açığını kollarken, Kraliçe Fausta da papa olabilmek için, V. Sixtus’u alt etmeye çalışmaktadır. Bir de bunlara geçmişten gelen hesaplaşmalar eklenir ve düşmanlar ölse bile düşmanlık bitmez.
Pardayanlar 5 – Pardaillan ve Fausta
Yazar: Michel Zevaco
Çevirmen: Cemil Cahit Cem
Yayınevi: Dedalus Kitap
Sayfa Sayısı: 360
“Öyle sanıyorum ki siz, insanlara yardım etme maskesi altında kendi mutluluğunuzu aramakla meşgulsünüz. Fakat inanın bana… Çok gezmiş ve çok görmüş bir adam olarak söylüyorum ki mutluluğu insanlara hükmetmekte bulamazsınız! Bizler, sizlerden çok daha kalabalık olan, hürriyeti seven insanlar, birkaç gözü dönmüş kral, dük ya da rahip için hayatımızı ve saadetimizi feda etmek istemiyoruz.”
III. Henri’nin ölümü taht mücadelesinde yeni bir sayfa açar. Zira III. Henri ölmeden önce Papa V. Sixtus’a gönderdiği mektupta, tahta Fransız bir Protestan’ın, Henri de Béarn’in geçmesindense, Katolik bir İspanyol’un, II. Felipe’nin geçmesinin daha iyi olduğunu yazmıştır. Bunun üzerine kılıçlar yine çekilir ve Fransa’dan İtalya’ya, oradan da İspanya’ya uzanan büyük bir macera başlar.
Bu maceranın merkezinde Pardaillan ve Fausta vardır. Fausta papalık iddiasından vazgeçmiş, Fransa’da istediği güce kavuşamamış olsa da, III. Henri’nin mektubunu ele geçirerek, şansını bu kez İspanya’da denemeye karar verir. Pardaillan ise ülkesinin ve halkının iyiliği için onun peşine düşer.
Fausta, Pardaillan’a saplantılı derece âşıktır, ama ondan nefret eder. Tek zayıf yönünün Pardaillan olduğunu düşündüğü için onu her fırsatta öldürmeye çalışır. Vaktiyle aralarında geçen yakınlaşmadan bir bebek sahibi olduğu halde yapacağından geri durmaz.
Gizli dehlizler, boğa güreşleri, aşk ve engizisyon mahkemeleri ile çevrili olan bu macerada, dünyanın en ünlü şövalyesi Don Kişot’un yazarı Cervantes’i de Pardaillan’ın yanında kılıç savururken göreceksiniz, şimdiden söylemesi.
Pardayanlar 6 – Chico’nun Aşkı
Yazar: Michel Zevaco
Çevirmen: Cemil Cahit Cem
Yayınevi: Dedalus Kitap
Sayfa Sayısı: 344
“Bakın, artık Şövalye Pardaillan’dan eser kalmadı. Şimdi şu adam, zayıf ve korkak bir çocuktan başka nedir ki?.. Geçirdiği birçok sarsıntıdan ve benim o meşhur ilacımı içtikten sonra kendisinde korkudan başka hiçbir duygu kalmamış bulunuyor. O muhteşem gücü ve zekası tamamen mahvoldu. O korkunç kuvveti uçtu gitti. Baksanıza, ayakta duracak gücü kalmamış… Hâlâ yaşaması bile bir mucize…”
Fransa tahtına kimin geçeceği hâlâ meçhuldür. II. Felipe, arkasına engizisyonun kanlı gücünü alarak her türlü zorbalığı denerken, Pardaillan’ın dışında ona dur diyecek biri daha çıkar ortaya. Bu kişi Prenses Fausta’dır.
Fausta, çıkarlarını II. Felipe’ye kabul ettiremeyeceğini anlayınca hemen taraf değiştirir ve II. Felipe’nin gizemli veliahdı, ünlü boğa güreşçisi Don César’a gözlerini diker. Kral “emekliye” ayrıldıktan sonra Don César’a İtalya’yı ve Fransa’yı istila etme gücünü bahşedeceğini, hatta Almanya’yı da topraklarına katmasının ardından, genç kralın Charlemagne’dan daha yüce bir imparatorluğa hükmedeceğini vadeder Fausta. Pek tabii prenses olarak bu şanı paylaşmak da ister. Bütün bunlar için gereken tek şey, Don César’ın ağzından çıkacak basit bir kelimedir.
Ne var ki Don César’ın yakın dostu Pardaillan burada da II. Felipe ile Fausta’nın karşısına dikilir. Pardaillan’ı ortadan kaldırmanın tek yolunun onu delirtmek olduğunu düşünen ortak düşmanlar ise, şövalyeyi engizisyon zindanlarında açlık, susuzluk, ilaçlar ve türlü işkencelerle insanlıktan çıkarmaya çalışırlar.
Pardayanlar 7 – Pardaillan’ın Oğlu
Yazar: Michel Zevaco
Çevirmen: Cemil Cahit Cem
Yayınevi: Dedalus Kitap
Sayfa Sayısı: 376
“Prenses Fausta’ya, İspanya kralına ve dehşet verici engizisyona meydan okuyan ve onları alt eden, bütün bunları sadece bir arkadaşına unvan ve servet sağlamak için yapan bu eşine rastlanmadık adam kimdi? Tanımadığı bir delikanlıya yardım etmek uğruna hayatını çılgın bir tasasızlıkla tehlikeye atıveren, kralın emirlerini büyük bir vakarla hiçe saymasını bilen bu insan kimin nesiydi? Bir krala yaraşır ihtişam ve zenginlik içinde yaşayabilecek kadar geniş topraklara sahipken, bu toprakları yoksullara bırakıp ucuz ve gösterişsiz bir handa, sıradan bir yolcu, hür bir serüvenci gibi yaşamakla adeta övünen bu adam nasıl bir kişiydi?”
İspanya macerası başarıyla sona erip IV. Henri Fransa tahtına oturunca, Pardaillan izini kaybettirip kendi halinde yaşamaya başlar. Aradan yaklaşık 20 yıl geçer… Fransa’daki taht mücadelesi bitse de Paris sokaklarında yepyeni bir koşuşturmaca vardır: Fausta’nın ölmeden önce gizli bir yere gömdürdüğü serveti, başta Cizvit papazları olmak üzere, pek çok asilzade ve sokak serserisinin ağzının suyunu akıtmaktadır.
Pardayanlar 8 – Pardaillan’ın Milyonları
Yazar: Michel Zevaco
Çevirmen: Hazal Çevik
Yayınevi: Dedalus Kitap
Sayfa Sayısı: 368
“İstersem bunların hepsi benim olur… Haydi Jehan, işte hazineler önünde duruyor. Bu kıymetli taşlardan yalnızca birkaç tanesini alsan bile zengin oldun demektir. Koca yığından birkaç taşın eksik olduğunu kim fark edecek ki?”
Fausta’nın saklı hazinesi gizemini korumaktadır. Hazinenin peşinde olanlar ise giderek daha kindar, daha bencil ve daha acımasız bir yaratığa dönüşürler. Tabiri caizse hazine bir ayna görevi görür ve ona bakanları gerçek yüzleriyle tanıştırır; böylece dost da düşman da açığa çıkar.
Hazinenin koşturmacası sürerken, Kral IV. Henri’ye birtakım suikastlar düzenlenmeye başlar. Kraliçe Marie de Médicis’in gizli sevgilisi Concini, kralı ortadan kaldırıp Fransa’ya hükmetmek için her fırsatı değerlendirir. Concini’nin eşi Léonora da güç ve para uğruna bu yasak aşka göz yumarak Concini’ye yardım eder.
Pardayanlar 9 – Pardaillan’ın Kızı
Yazar: Michel Zevaco
Çevirmen: Hazal Çevik, Cemil Cahit Cem
Yayınevi: Dedalus Kitap
Sayfa Sayısı: 352
“Bir kere daha karşı karşıya gelmiş bulunuyoruz madam… Daha öncekiler ne kadar müthiş, ne kadar amansız olursa olsun, bu yeni başlayan mücadele yanında hepsi basit bir çocuk oyunu gibi kalacak, çünkü bu mücadele, son ve en büyük mücadelemiz olacak ve birimizden birinin ölümüyle bitecek.”
Paris’in güzeller güzeli çiçekçisi Brin de Muguet, herkesi kendine hayran bıraksa da gönlünü aşka kapamış genç bir kızdır. Etrafı sürekli akbabalarla çevrilidir. Ancak Kont Odet de Valvert âşık olduğu bu genç kızı sessizce takip ederek onu bütün kötülüklerden korur.
Odet de Valvert, Yiğit Jehan’ın kuzeni, fakir bir gençtir. Jehan bir yandan kaçırılan kızının izini sürüp bir yandan hasta eşiyle ilgilenirken, yaşlı Pardaillan bu iki gence yardımcı olmaya çalışır. Ne var ki yeni düşmanlar, yepyeni maceralarla karşılarına çıkmakta gecikmezler.
IV. Henri’nin ölümünün ardından, Kraliçe Marie de Médicis’in sevgilisi Concini kral gibi hüküm sürse de hep daha fazlasını istediği için Pardaillan’la karşı karşıya gelir. Üstelik bu kez gizemli bir misafir olan Sorrientès düşesi de iş birliği için birden ortaya çıkar ve insanlara reddedemeyecekleri teklifler sunmaya başlar.
Bir zaman sonra, geçmiş, her iki grup için de çetin bir sınava dönüşür ve en kritik anlarda onların yakalarına yapışır.
Ne de olsa büyük gerçekler büyük acılar doğurur..
Pardayanlar 10 – Fausta’nın Sonu
Yazar: Michel Zevaco
Çevirmen: Hazal Çevik, Cemil Cahit Cem
Yayınevi: Dedalus Kitap
Sayfa Sayısı: 340
“Hep gurur… Bu adam tepeden tırnağa gurur. Kendisine teklif edilen taçları, tahtları hep gururu yüzünden reddetti. Her türlü parlak geleceği, mevkiyi gururu yüzünden tepti. Gururu yüzünden meteliksiz bir maceracı olarak kaldı. Ömrü boyunca yalnız gururuna hizmet etti ve şimdi de gururu yüzünden mahvolacak! Orada kendisini ölümün beklediğini seziyor! Sezdiği halde gitmemeyi gururuna yediremiyor.”
Sorrientès düşesi ve İspanya kraliyet elçisi unvanıyla Fransa’ya yeniden gelen Fausta, aradan yıllar geçmesine rağmen iktidar hırsından hiçbir şey yitirmemiş, üstüne üstlük gözünü iyiden iyiye karartmıştır. Bu kez Pardaillan’ın eski dostlarından Angoulême dükünün aklına girer ve onu tahta oturtup krallığın gücünü ellerine almak için uğraşmaya başlar. Çocuk Kral XIII. Louis’yi öldürme pahasına hem de.
Ancak karşısındaki en büyük engel koskoca krallık değil, Pardaillan’ın kendisidir. Pardaillan hem Fausta’ya hem de Angoulême düküne karşı gelir, böyle bir şeye asla müsaade etmeyeceğini söyler ve kılıçlar yeniden çekiliverir.
Tüm bunlar olurken Kont Valvert de, daha doğar doğmaz ölüme mahkûm edilen, ama binbir zorlukla hayata tutunan sevgilisi Florence’ı “saygıdeğer annesinin” elinden kurtarmaya çalışır. Bir yanda Fausta, bir yandan Concini, bir yanda Pardaillan vardır ve bu düşmanlığın ancak ölümle biteceğinin hepsi farkındadır.
Pardayanlar serisi bu kitapla sona erse de şövalyeliğin ruhu kalbimizdeki yerini korumaya devam ediyor: Dört kuşaklık Pardaillan ailesi de, altmış beş yılda girişilen birbirinden zorlu maceralar da, Fransa, İtalya, İspanya sokaklarındaki irili ufaklı kahramanlar da her daim yanımızda!