Piranesi romanıyla Women’s Prize for Fiction 2021 (Kadınlar Kurgu Ödülü) Kazananı Susanna Clarke Oldu!..
Piranesi
Yazar: Susanna Clarke
Çevirmen: Berna Kılınçer
Yayınevi: Alfa Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 286
Women’s Prize for Fiction 2021 (Kadınlar Kurgu Ödülü) Kazananı Piranesi romanıyla Susanna Clarke Oldu!..
Giovanni Battista Piranesi:
Venedik doğumlu İtalyan mimar, ressam.
Hayali hapishane gravürleriyle tanınır.
İçinde yıldızların aydınlattığı sonsuz salonlar, merdivenler ve koridorlar barındıran, duvarlarını okyanus dalgalarının dövdüğü, suların kabarıp çekildiği bir Ev, bir Labirent. Burası Piranesi’nin Dünyası, kuşları, heykelleri, gelgitleriyle ürkütücü, olağanüstü bir Dünya. Bu Dünyayı 13 ölü ve tek dostu olan Öteki’yle paylaşıyor, günlerini Evi ve onun harikalarını keşfederek geçiriyor. Ta ki bir gün bildiği tek dünyayı tümden yıkmakla tehdit eden gizemli bir
ziyaretçiyle karşılaşana kadar…
Evin güzelliği ölçüsüz, Şefkati sonsuzdur.
Jonathan Strange ve Bay Norrell’in yazarı Susanna Clarke ilk romanının ardından uzun bir hastalık süreci geçirdi. Piranesi, Clarke’ın bu süreçte yazdığı ikinci romanı.
Benzersiz, kabul edilmiş roman kalıplarına meydan okuyan bir başarı.”
Bernardine Evaristo
“Yalnızlığa dair zarif bir inceleme.”
The Guardian
Geliş
Yazar: Ted Chiang
Çevirmen: M. İhsan Tatari
Yayınevi: Monokl
Sayfa Sayısı: 288
“Böylesine etkili bir filme (Geliş) dönüşen her öykünün sonunda dikkatimi kitaba, özgün kaynağa çeviririm. Ted Chiang yalın, aman vermeden ve ışık saçarak yazıyor.
Colson Whitehead
“Ted Chiang öylesine orijinal ki insanın ağzı açık kalıyor.”
Junot Diaz
“Ted Chiang tam bir hazine. Kaleminden ne dökülse bir elmas gibi parlıyor.”
Cory Doctorow
“Geçmişte ve gelecekte gerçekleşen her olayın kaydını tutan bir vakayınamenin, Çağlar Kitabı’nın önünde duran bir kadın düşünün. Her ne kadar yazılanlar ışığın etkisiyle zamanla silinse de hâlâ devasa bir cilt bu. Kadın elinde bir büyüteçle insan cildi inceliğindeki sayfaları çevirmeye başlıyor; ta ki hayatının hikâyesini buluncaya dek. Geleceği bilenler onun hakkında konuşmazlar. Çağlar Kitabı’nı okuyanlar bunu asla itiraf etmezler.”
Ted Chiang
Gece Sirki
Yazar: Erin Morgenstern
Çevirmen: Sevinç S. Tezcan
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 512
Gece Sirki Gece Çökünce Açılır Şafak Vakti Kapanır
Sirk, haber vermeden gelir. Gelmeden önce hiçbir duyuru yapılmaz, kimseye haber verilmez. Dün yokken, birden ortaya çıkar.
Hayal bile edemeyeceğiniz mucizelere hazır olun. Ortasında gizemli bir şenlik ateşinin yandığı, nadide ve olağanüstü çadırların her birinde büyüleyici bir gösteri sizi bekliyor. Bulutların arasındaki bir labirentte kaybolmaya, buzdan yapılma bir bahçede yürümeye, mürekkep denizinde kitaptan bir gemiyle seyahat etmeye, lastik kız kendini camdan bir kutuya sokarken hayretle izlemeye, havada süzülen tarçın ve karamel kokusuyla acıkmaya var mısınız?
Gece Sirki’ne Hosgeldiniz…
Gizemli ustaların buyruğunda, hayal gücünün ve sevginin sınırlarını zorlayan, büyüleyici bir sihir ve aşk romanı.
“Sarsıcı bir roman, Gece Sirki sizi karanlık olduğu kadar göz alıcı, tamamıyla gerçek ama yine de bir rüyadan çıkıp gelmiş hissi veren bir dünyaya çekiyor. Ayrılmak istemeyeceksiniz.”;
Tea Obreht
“Büyülü gerçekçiliğe batırılmış bir Romeo ve Juliet masalı.”
The Boston Globe
“Karanlık ve bir rüya gibi. İnsanı esir alan bir aşk hikâyesi.”
Stylist Magazine
Kim Korkar Ölümden
Yazar: Nnedi Okorafor
Çevirmen: Özgür Çelebi
Yayınevi: Misis Kitap
Sayfa Sayısı: 432
Kıyamet sonrası Afrika’sında, köyünün yıkımı ve düşman ordu komutanının korkunç tecavüzü sonrasında hayatta kalan bir kadın, ölmeyi umarak çölde amaçsızca dolaşır. Ölümü yerine, saçları ve teni kum renginde bir kız çocuğu doğurur. Bebeğin farklı ve özel olduğuna kanaat getiren kadın, kızının adını kadim bir dilde “Kim Korkar Ölümden” anlamına gelen “Onyesonwu” koyar.
Onyesonwu bir Ewudur, yani tecavüzün meyvesi… Şiddet dolu bir yaşamı olması beklenen, toplum tarafından dışlanan, melez bir çocuk… Fakat Onye büyüdükçe, dikkate değer ve emsalsiz bir büyünün emarelerini açıkça gösterir. Ruhlar alemine yaptığı bir ziyarette ise dehşet verici bir gerçekle karşılaşır: Güçlü bir adam, onu öldürmeye çalışmaktadır. Muhtemel katilinden kurtulmaya ve varoluş nedenini öğrenmeye can atan Onye; doğayla, geleneklerle, tarihle, gerçek aşkla, kültürünün ruhsal gizemleriyle kucaklaştığı bir yolculuğa çıkar.
En sonunda, ona neden bu ismin verildiğini öğrenir: “Kim Korkar Ölümden?”
Sen Gittin Gideli
Yazar: Elena Ferrante
Çevirmen: Meryem Mine Çilingiroğlu
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 232
Sen Gittin Gideli, kocası tarafından terk edilen ve iki çocuğuyla birlikte ayakta kalmaya çalışan Olga’nın hikâyesini anlatıyor. Olga kocasının ani kararının ardından, hayatın bütün sorumluluklarını tek başına sırtlanmak zorunda kalır. Bu çalkantılı dönemde kocasıyla, çocuklarıyla ama en çok da kendisiyle yüzleşir. En basit işler bile büyük sorunlara dönüşürken, Olga, yaşadığı büyük üzüntü ve hayal kırıklığının üstesinden gelmeye, dahası akıl sağlığını korumaya çalışır.
Ferrante’nin kaleminin gücüyle okur da Olga’ya soluksuz eşlik ediyor, onun dibe vuruşuna ve orada hayata tekrar tutunmasına tanık oluyor.
“Elena Ferrante, şaşırtıcı ölçüde güzel ve cüretkâr, istisnai güçte bir roman veriyor bize.”
Il Manifesto
“Bu romanı baştan sona bir günde bitirdim; okumaya ara vermek için kendimle verdiğim mücadele, bir yüzücünün su üstünde kalabilmek için dalgalarla boğuşması gibiydi. Sen Gittin Gideli bu dünyaya ait değil.”
Alice Sebold
Budala
Yazar: Elif Batuman
Çevirmen: Hande Dönmez
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 403
Üzerine yazmak istediğim atmosfer, birkaç yıl önce annemle gittiğimiz Meksika seyahatinde ortaya çıkmıştı. Bizi havaalanına götürmek için kiralanmış olan otobüsle ilgili bir karışıklık olmuştu ve otobüs bizi tuhaf bir otelin pembe karolu avlusuna bırakmıştı. Hoparlörlerden Albinoni’nin Adagio’su duyuluyor ve üzerimize bir şeyler yağıyordu, havaya baktığımızda kül olduğunu anlamıştık. Elif Batuman’ın Budala’sı ergenlik ile yetişkinlik, aşk ile cinsellik ve konuşmak ile yazmak arasında duran bir güneş saati adeta; gölgenin ne yana düşeceği ise muazzam bir muamma.
Harvard’daki ilk senesinde genç bir kadın, adı Selin, aylak aylak dolaşıyor kampüste. İlk kez gördüğü e-posta, içemediği birkaç şişe bira, klasik edebiyatıyla Rusça, arkadaşları Ivan ve Svetlana… Nasıl duruyor hepsi bir arada? Selin binbir kültür arasında dolaşıp farklılıkları ve aynılıkları, saçmalıkları ve akla yatkınlıkları anlatıyor. İmgelerle dolu masalsı diliyle, derin bir duygusallıkla, entelektüel mizahıyla…
Anı ile kurmacanın arasına gerilmiş ince bir ip Budala ve Elif Batuman bu ipin üzerinde ustalıkla yürüyor.
Goblin Kral
Yazar: Katherine Addison
Çevirmen: A. Orçun Can
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 416
Locus En İyi Fantazi Romanı Ödülü
Hugo En İyi Roman Ödülü Adayı
Nebula En İyi Roman Ödülü Adayı
Dünya Fantazi Ödülü En İyi Roman Adayı
Dört tarafı kara büyü, taht mücadeleleri ve entrikalarla dolu, steampunk türünde yazılmış muhteşem bir fantazi: Goblin Kral!
Kral ve üç oğlunun bir zeplin kazasında ölmesinin ardından Taht’ın en genç adayı, krallıktan uzakta ve sürgünde büyüyen, istenmeyen evlat yarı-goblin Maia’nın yaşayan tek varis olarak tahta geçmekten başka hiçbir şansı yoktur.
Kendini bir anda her tarafı ölümcül düşmanlar ve tehlikeli entrikalarla çevrili sarayda bulan, yönetim, politika ve savaşla ilgili hiçbir bilgisi olmayan Maia bir şekilde hayatta kalmak, müttefikler edinmek ve babasını öldüren kazanın arkasındaki sır perdesini aralamak zorundadır…
Yeni nesil fantastik edebiyatın önemli isimlerinden Katherine Addison’ın yarattığı sıradışı evren, okura eşsiz bir hayal gücünün ürünü olan, incelikle dokunmuş bir hikâye sunuyor.
“Canlı, sürükleyici ve eşsiz! Eğer taht entrikalarını seviyorsanız, Goblin Kral’ın tadı damağınızda kalacak!”
Scott Lynch
“Benim yazdıklarımı sevenler, Goblin Kral’ı okumaktan büyük zevk alacaklar.”
George R. R. Martin
“Goblin Kral’dan büyük bir zevk aldım. Goblinler, elfler ve zeplinlerle dolu fantastik dünyası beni hemen kendine bağladı. Okuru fazlaca heyecanlandıran bir eser.”
Kristen Britain
Evelyn Hardcastle’ın Yedi Ölümü
Yazar: Stuart Turton
Çevirmen: Özge Onan
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 456
Varlıklı, mazisi karanlık bir ailenin genç ve güzel kızı olan Evelyn Hardcastle bu gece ölecek. Yarın da. Ertesi gün de.
Blackheath Malikânesi’nde bir kutlama için toplanan kalabalık, partinin keyfini çıkarırken Evelyn son nefesini verecek. Tekrar, tekrar ve tekrar. Katilin kim olduğunu bulması gereken ve her gün malikânedeki başka biri olarak uyanan kahramanımız ise kendi ismini dahi hatırlamıyor. Gizem gittikçe karmaşıklaşıyor: Bugün neden ve nasıl sürekli tekrar ediyor? Salgın doktoru kılıklı adam kahramanımıza neden yardım ediyor? Ayakçı ne istiyor? Anna kim? Hardcastle ailesi neler saklıyor?Bu cehennemden kurtulmak mümkün mü?
Stuart Turton, tüm dünyada ilgiyle karşılanan, İngiltere’de iki yüz binden fazla satan ilk romanında tekrarlanan gün fikrini çetrefil bir polisiye hikâyeyle harmanlıyor. Agatha Christie romanlarını ve Bugün Aslında Dündü filmini hatırlatan bu bulmacayı çözerken her hamlede şaşıracaksınız ve oyun hiç beklemediğiniz bir noktada bitecek. Fantastik Kitap
Evelyn Hardcastle bu gece ölecek. Peki yarın?
“Kara bir komedi; akıl yakan ters köşeleri ve inanılmaz tuhaf karakterleriyle, bambaşka bir kapalı oda gizemi.”
Sarah Pinborough
“Baş döndürücü. Orijinalliği kışkırtıcı, dehası ise şeytani. Şimdiye kadar okuduğum hiçbir şeye benzemiyor, hepsinden daha iyi.”
A. J. Finn
“Büyüleyici, bir havai fişek gösterisi gibi sona eriyor.”
The Guardian
Bir Şey Olduğu Yok
Yazar: Kevin Wilson
Çevirmen: Selen Ak
Yayınevi: Domingo Yayınevi
Sayfa Sayısı: 268
Lillian ve Madison’ın yatılı okulda başlayan beklenmedik dostlukları, Lillian’ın olaylı bir şekilde okulu terk etmesiyle mektuplara kalmıştı. Ta ki yıllar sonra yine bir mektupla gelen yardım çağrısına kadar.
Madison, Lillian’dan üvey ikizlerine bakıcılık yapmasını istiyor. Ama bir detay var: İkizler kızıp üzülünce alev alıyorlar. Gerçekten, alev alıyorlar. Kendilerine zarar vermeyen ama etraflarında ne varsa yakıp yıkan, korkutucu ve bir o kadar da göz alıcı alevler.
Bocalamakla geçen hayatında kaybedecek pek de bir şeyi olmayan Lillian, yazı çocuklarla geçirmeyi kabul ediyor. Üçü artık birbirlerine güvenmeyi, başkalarını umursamamayı –ve Madison’ın politikacı kocasından uzak durmayı– öğrenmek zorundalar. Peki ama Lillian gece uykusunda bile onlar yüzünden yanabileceği gerçeğiyle ne yapacak? Bir an önce onlardan uzaklaşmanın yollarını mı arayacak yoksa bu tuhaf güzellikteki çocuklarla el ele verip dünyanın karşısına mı dikilecek?
Birbirlerini anlamaya, dünyadaki küçük yerlerini bulmaya çalışan sıra dışı karakterlerin buluştuğu bu tuhaf, yumuşak ve eğlenceli roman, Kevin Wilson’ın olağanüstü ile olağanı aşılamadaki muazzam becerisini bir kez daha doğruluyor.
“Bu kitabın güzelliğini aklım almıyor. Her şeyiyle özgün, bir o kadar da muhteşem.”
Taffy Brodesser-Akner, New York Times
“Benzerini okumuştum diyeceğiniz tek bir satır yok. O kadar taze bir ses.”
Entertainment Weekly
Vejetaryen
Yazar: Han Kang
Çevirmen: Göksel Türközü
Yayınevi: April Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 160
Rüyalar başlamadan önce Yonğhe ve kocasının hayatları gayet sıradandı. Evliliğin tekdüzeliğinde normal bir yaşam sürerlerken, Yonğhe rüyalar görmeye başladı ve vejetaryen olmaya karar verdi. Evdeki tüm etleri bir torbaya doldurdu. Kalamarları. Yumurtaları. O hafta kocası, iş yerine ilk kez ütüsüz bir gömlekle gitti. Bu, korkunç değişimin başlangıcıydı.
Han Kang bizleri cinselliği, şiddeti, ilişkilerimizi ve saplantılarımızı sorgulayacağımız rahatsız edici bir yolculuğa çıkarıyor.
“Derinize nüfuz edecek ürkütücü bir evrenselliğe sahip.”
Laura Miller
“Kang, insan beyninin ve bedeninin dayanabileceği sınırları ve vahşetin en uç biçimlerinde bile görülebilen tuhaf güzellikleri araştırıyor.”
Entertainment Weekly
Keşfetmenin Coşkusu
Yazar: Lily King
Çevirmen: Ömer Mülazım
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 320
Antropolog Andrew Bankson yalnız başına çalışan ve Yeni Gine’deki bir kabileyi inceleyen, ancak elle tutulur bir ilerleme kaydedemeyen biridir. Bir kısırdöngü içinde giderek karamsarlığa kapılan ve daha da yalnızlaşan genç adam, intiharın eşiğindeyken Antropolog Nell ve kocası Fen’le karşılaşır. Ona gösterdikleri ilgi sayesinde, Bankson içinde bulunduğu ümitsizlikten kurtulur.
Nell ile Fen’in Bankson’la olan ilişkilerinin temelinde ise farklı keşiflere duydukları açlıkta kendilerine yardımcı olma ihtimali vardır. Ancak zamanla, üçünün arasında zihinsel ve duygusal bir fırtınanın fitili ateşlenir.
Ödüllü yazar Lily King’in romanı kendilerini ilişkilerini, kariyerlerini ve en nihayetinde hayatlarını tehdit eden tutkulu bir aşk üçgeninin içinde bulan üç genç ve yetenekli antropoloğun hikâyesini anlatıyor.
“Efsanevi Antropolog Margaret Mead’in hayatındaki olaylardan esinlenen Keşfetmenin Coşkusu çağımızın en iyi romancılarından birinin kaleminden sürükleyici bir arzu, sahiplenme ve keşif hikâyesi.”
Kirkus Reviews
“Orijinal, zekice kurgulanmış ve harika bir hayal gücünün ürünü olan bu romanda Lily King’in eşsiz kalemi sayesinde, olayları adeta yaşıyormuş gibi hissediyorsunuz.”
Amazon
“Macera ve aşk, tehlike ve bilgi, arzu ve yalnızlık… Zarif bir şekilde örülmüş bu öğeler Keşfetmenin Coşkusu’nun özünü oluşturuyor.”
Publishers Weekly
Damızlık Kızın Öyküsü
Yazar: Margaret Atwood
Çevirmen: Sevinç Altınçekiç, Özcan Kabakçıoğlu
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 384
Hiç kimsenin yüreği mükemmel değildir.
“Biz iki bacaklı rahimleriz, hepsi bu.”
Kadın, “bunaltıcı düşlerden uyandığı” bir sabah, hiçliğe dönüşmüş olarak buldu kendini. Artık bir adı yoktu, düşüncesi, benliği, arzusu yoktu ama bir rahmi vardı. Yaşamını kolonilere sürülmeden, öldürülmeden, Damızlık Kız olarak sürdürmesini sağlayan rahmi. Artık âşık olmayacaktı, sevmeyecekti, onaylanmış bir dilin ötesine geçmeyecekti. Duvarlara asılmış sıra sıra cesetler, tek gerçeğin savaş ve üreme olduğunu hatırlatıyordu. Özgürlük hatırlanmayacak kadar uzaktaydı…
Margaret Atwood’un başyapıt niteliğindeki feminist distopyası Damızlık Kızın Öyküsü, bütün distopyalar gibi geleceğe dair bir paranoyayı değil, içinde yaşadığımız gerçeğin ta kendisini dile getiriyor. Erkek egemen muhafazakâr bir rejimin üremeyle sınırlandırdığı, mahrem örtülerin ardına gizlediği kadın bedenleriyle bize aşina gelen bir gerçeğin.
Anlatılan bizim hikâyemizdir!
Ben, Kirke
Yazar: Madeline Miller
Çevirmen: Seda Çıngay Mellor
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 408
NPR, Washington Post, Buzzfeed, People, Time, Amazon, Entertainment Weekly, Bustle ve Newsweek’e göre Yılın En İyi Kitabı
Goodreads okurlarına göre 2018’in En İyi Fantastik Kitabı
Ozanlar benden, –erkek– kahramanın karşısında diz çöküp merhamet dilenen bir kadın olarak bahsetti hep; ilaç katarmışım tatlı şaraplarına, büyüleyip domuza çevirirmişim hızlı giden gemilerin tayfasını, babaevini unutturur, sılaya kavuşmalarına müsaade etmezmişim. Ne demeli, kadınlara haddini bildirmek ozanların en sevdiği vakit geçirme biçimidir; yerlerde sürünüp ağlamazsak gerçek bir hikâye olmazmış gibi.
Ama yanılıyorlar, yanılıyorsunuz: Cadılık illa nefret, kıskançlık ya da başka türlü bir kötülükten doğmaz; ben ilk büyümü aşkımdan yapmıştım.
Ben, Helios’un kızı, Aiaie Cadısı Kirke. Hayatım boyunca trajedinin beni bulmasını bekledim. Bulacağından hiç kuşkum yoktu çünkü başkalarının hak ettiğimi düşündüğünden daha fazla arzum, isyanım ve gücüm vardı, yıldırımları üstüne çekecek şeylerdi bunlar. Ve bir gün, artık bu dünyaya dayanamayacağım, diye düşündüm.
Bunun üzerine denizin derinliklerindeki kadim bir tanrı seslendi: Öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap.
Ben, Kirke’de Madeline Miller; Odysseus, İkaros, Minotauros, Prometheus ve Zeus gibi mitolojik karakterlerin binlerce yıldır anlatılagelen hikâyesini farklı bir bakış açısından sunmakla kalmayıp Olymposlu tanrıların dünyasını Homeros’un destansılığında aktarmayı başarıyor.
“Bu dikkat çekici hikâye sizi, Kirke’nin yaptığı bir büyü gibi etkisi altına alacak.”
Mary Doria Russell, Serçe’nin yazarı
“Tek kelimeyle büyüleyici ve zarif anlatımıyla Ben, Kirke, kadın yaşamının sıradan ve de sıradışı bir hikâyesi.”
Eimear McBride, Kız Natamam Bir Şeydir’ in yazarı
Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım
Yazar: Elena Ferrante
Çevirmen: Eren Yücesan Cendey
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 360
“Sen benim olağanüstü akıllı arkadaşımsın, hepimizden çok daha başarılı olmalısın, bütün kızlardan ve erkeklerden.”
Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım, İtalya’da bir kenar mahallede yetişen iki genç kızın çekişmeler, kıskançlıklar ve sırlarla örülü dostluklarını, zorluklarla geçen büyüme ve varoluş serüvenlerini anlatıyor.
“Napoli Romanları”nın ilki 50’lerde, fakir bir mahallede başlıyor. Bu unutulmaz dostluk hikâyesinde fazlasıyla akıllı ve duyarlı iki genç kız, Lenù ile Lila, boğucu erkek-egemen kültür, duyarsız, buyurgan aileleri ve yoksunluklar karşısında birbirlerinde teselli bulur. Ancak bu iki sıradışı arkadaş büyüdükçe, onlara dayatılan değerleri kabule yanaşmayacak, büyük fedakârlıklar da gerektirse, birer kadın olarak tutkularını yaşamak ve yaratıcı olmak için ellerinden geleni yapacaktır…
“Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım sürükleyici, kalabalık, geniş bir ‘olgunlaşma romanı.’”
James Wood, The New Yorker
“Elena Ferrante: öfkeli kadın yazarların en iyisi!”
John Waters, yönetmen
“Ferrante’nin genç kızlık ve arkadaşlık meselesini ele alışı olağanüstü etkileyici.”
Gwyneth Paltrow, oyuncu
Saçında Gün Işığı
Yazar: Jhumpa Lahiri
Çevirmen: Duygu Akın
Yayınevi: Domingo Yayınevi
Sayfa Sayısı: 388
“Çoğu insan kendi tercih edeceği biçimde gelişeceğini farz ederek güvenir geleceğe. Onu körlemesine planlar, mümkün olmayanı öngörür. İradenin işleyişi böyle. Hayata amaç ve yön veren şey bu. Orada olan değil, olmayan şey.”
Pulitzer Ödüllü “Dert Yorumcusu”nun yazarı Jhumpa Lahiri’den 2013 Man Booker ve National Book Award finalisti New York Times, Time, People, Goodreads, Slate, Chicago Tribune ve Kirkus’un “2013 yılının en iyi kitabı” seçkilerinde.
Adanmışlıklarla ayrılmış, trajediyle birleşmiş iki kardeş. Geçmişle lanetlenmiş bir kadın. Devrimle darmadağın olmuş bir ülke. Kendi yitmiş, bedeli kalmış bir aşk. Günümüzün en önemli yazarlarından Pulitzer ödüllü Jhumpa Lahiri’den, üç nesil ve iki ülkeye yayılmış büyüleyici bir roman.
“Muhteşem…Lahiri karakterlerini hiçbir parmak izi bırakmadan ele alıyor.”
New York Times
“Etkileyici… Bir kitap okuduğunuzu unutturacak kadar samimi ve saydam.”
Newsweek