Ters köşeye düşüren kitapları çok seviyoruz. Sizi monotonluktan çıkartıp kendinize gelmenizi sağlıyor. En güzeli de kanınızdaki adrenalini arttırıyor. Birbirinden güzel kitapların oluşturdu listeyle sizi başbaşa bırakıyoruz. Kitapla kalın.
Ters Köşeye Düşüren Kitaplar Listesi
Aramızdaki Kadın
Yazar: Greer Hendricks, Sarah Pekkanen
Çevirmen: Mehmet Gürsel
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 448
Kocasından ayrılmak zorunda kalan kıskanç bir kadının hikâyesini okuduğunu düşüneceksin. Kendi yerini alan genç ve güzel kadını saplantı haline getirdiğini düşüneceksin. Karmaşık bir aşk üçgeni diyeceksin. Tahminlerinden o kadar emin olma… Satır aralarını dikkatle oku.
“Acayip zekice…”
USA Today
“Ağzınız açık kalacak. Unutulmaz.”
Publisher’s Weekly
“Kayıp Kız’dan beri en iyi gerilim romanı.”
In Touch Weekly
Kayıp Kız
Yazar: Gillian Flynn
Çevirmen: Uğur Mehter
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 600
Aşık olduğunuzu insanı ne kadar tanıyabilirsiniz?
“Ne düşünüyorsun Amy?.. Evliliğimiz boyunca dile getirmesem bile, içten içe, sürekli sorduğum soru bu. Sanırım bu tür sorular tüm evliliklerin kaçınılmazı: Ne düşünüyorsun? Neler hissediyorsun? Sen kimsin? Bize ne oldu? Şimdi ne yapacağız?”
Evliliklerinin beşinci yıl dönümü sabahında, karısı Amy aniden ortadan kaybolunca, Nick Dunne bu sorularla baş başa kalıyor. Polisin baş şüphelisi Nick. Amy’nin arkadaşları, kadının Nick’ten korktuğunu, bazı şeyleri ondan sır gibi sakladığını söylüyor. Nick’e göre bütün bunlar büyük bir yalan. Polis, Nick’in bilgisayarında tuhaf bilgilere rastlıyor. Dahası, biri, cep telefonundan ısrarla Nick’i arıyor. Asıl soru şu; Nick’in güzel karısına ne oldu? Peki, Amy’nin özenle paketleyip bıraktığı kutuda ne vardı?
Kayıp Kız’da evlilik, tam bir savaş sanatına dönüşüyor.
“Bıçak kadar keskin. Şaşırtıcı derecede sinsi. Akıl almaz bir oyun. Kayıp Kız, Gillian Flynn’den baş döndürücü bir roman. Gillian Flynn’in gerilim konusunda Patricia Highsmith’den geri kaldığını düşünüyorsanız, dantel gibi dokunmuş bu hikayenin ayrıntılarına bir daha göz atın. İlk okuduğunuzda yüreğinizin sıkışmasına neden olan şeyler, ikinci okuyuşunuzda tamamen farklı görünecek.”
Janet Maslin, The New York Times
“Alfred Hitchcock’u bile kıskandıracak, karşı konulmaz bir yaz gerilimi. İnsan psikolojisinin en karanlık kuytularına inen bu nefis gerilim romanı tüylerinizi diken diken edecek.”
People
Kya’nın Şarkı Söylediği Yer
Yazar: Delia Owens
Çevirmen: Filiz Çiçek
Yayınevi: Salon Yayınları
Sayfa Sayısı: 431
Kalbini Ne Kadar Koruyabilirsin?
Yıllar boyunca, Kuzey Carolina kıyısında sessiz bir kasaba olan Barkley Cove’da Bataklık Kızı ile ilgili söylentiler dolaşmaktadır. O yüzden 1969’un sonlarında, yakışıklı Chase Andrews ölü bulunduğunda kasaba halkı, hemen Bataklık Kızı dedikleri Kya Clark’tan şüphelenir.
Ancak Kya onların anlattıkları gibi biri değildir. Hassas ve zeki olan Kya yıllardır, evi olan bataklıkta martılarla arkadaş olmuş, kumdan dersler alarak tek başına hayatta kalmıştır. Yıllar sonra Kya’nın, dokunulmak ve sevilmek istediği dönem gelir. Kya’nın vahşi güzelliği, kasabadan iki genç adamın ilgisini çekince Kya, kendini yeni bir hayata açar, ta ki akla gelmeyecek bir şey olana kadar.
Barbara Kingslover ve Karen Russell hayranları için mükemmel bir roman olan Kya’nın Şarkı Söylediği Yer, aynı anda hem doğal dünyaya nefis bir övgü hem buruk bir büyüme çağı hikâyesi hem de muhtemel bir cinayetin şaşırtıcı hikâyesi. Owens bize, bir zamanlar olduğumuz çocuğun, bizi sonsuza dek şekillendirdiğini ve hepimizin, doğanın, güzel ve vahşi sırlarına tabi olduğumuzu hatırlatıyor.
“Owens bu kitapta, Kuzey Carolina sahilinin ıssız bataklık arazilerini, terk edilmiş bir çocuğun gözleriyle inceliyor. Ve kendi izolasyonunun içerisinde bu çocuk, gözlerimizi, onun özel dünyasının gizli harikalarına -ve tehlikelerine- açmamızı sağlıyor.”
The New York Times Book Review
“Kya’nın, insan ilişkilerine güvenmeyi öğrenmesinin acıklı hikâyesi, acımasız gerçekleri ortaya çıkaran sürükleyici bir cinayet gizemiyle birleştirilmiş. Hayret verici bir başlangıç.”
People Magazine
“Bu kitabı ne kadar sevdiğimi ifade edecek sözleri bulamıyorum bile! Bu hikâyenin bitmesini istemedim!”
Reese Witherspoon
Okyanuslar Arasındaki Işık
Yazar: M. L. Stedman
Çevirmen: İrem Sağlamer
Yayınevi: PegasusYayınları
Sayfa Sayısı: 360
Indie Avustralya En İyi İlk Roman Ödülü ve En İyi Roman Ödülü
Yılın En İyi Yeni Çıkan Kitabı, En İyi Edebiyat Kitabı ve En İyi Kitabı dallarında ABIA Ödülü
GoodReads 2012’nin En İyi Tarihî Romanı
2013 En İyi Kadın Roman Ödülü
Tom Sherbourne, Çanakkale Savaşı’nda acı dolu dört yıl geçirdikten sonra Avustralya’ya döner ve kıyıdan yarım gün uzaklıktaki Janus Kayası’ndaki deniz fenerinde bakıcı olarak çalışmaya başlar. Genç, cesur ve sevgi dolu karısı Isabel’le evlilikleri ikisinin de kafasındaki gürültüyü susturup yıldızlar, dalgalar ve rüzgârın sesinden başka hiçbir şeyin olmadığı iki kişilik dünyalarında huzur bulmalarını sağlar.
Bir gün, üç yılın ve üç düşüğün ardından, karısı bir bebeğin ağlamalarını duyar. Dalgalar, içinde genç bir adamın cesedi ile birkaç aylık bir bebeğin olduğu bir tekne getirmiştir. Çocuk özlemiyle dolu Isabel dualarının Tanrı tarafından kabul edildiğini düşünür. Yüreklerinin sesini dinleyip bebeği sahiplenmeye ve bundan kimseye bahsetmemeye karar verirler. Yıllar sonra gerçekler ortaya çıkmaya başlayınca aldıkları kararın hiç beklemedikleri sonuçları olduğunu anlarlar.
“Okyanuslar Arasındaki Işık inanılmaz büyük bir kayıp karşısındaki yalnızlık ve cesarete dair çok güzel bir roman. Okurken başımı kitaptan kaldıramadım ancak satırları da gözyaşlarımın arasından göremiyordum.”
Maile Meloy
“Karşı konulamaz ve çekici bir roman. İlk sayfasından bağlanacağınız özgün bir hikâye.”
Sara Nelson, O, the Oprah magazine
“M. L. Stedman beni neredeyse yüz yıl öncesinin ıssız bir adasına götürecek kadar iyi bir yazar. Bu romanda karakterlerden birinin acısının dinmesi diğerinin acısına sebep oluyor.”
Monica Ali
Evelyn Hardcastle’ın Yedi Ölümü
Yazar: Stuart Turton
Çevirmen: Özge Onan
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 456
Varlıklı, mazisi karanlık bir ailenin genç ve güzel kızı olan Evelyn Hardcastle bu gece ölecek. Yarın da. Ertesi gün de.
Blackheath Malikânesi’nde bir kutlama için toplanan kalabalık, partinin keyfini çıkarırken Evelyn son nefesini verecek. Tekrar, tekrar ve tekrar. Katilin kim olduğunu bulması gereken ve her gün malikânedeki başka biri olarak uyanan kahramanımız ise kendi ismini dahi hatırlamıyor. Gizem gittikçe karmaşıklaşıyor: Bugün neden ve nasıl sürekli tekrar ediyor? Salgın doktoru kılıklı adam kahramanımıza neden yardım ediyor? Ayakçı ne istiyor? Anna kim? Hardcastle ailesi neler saklıyor?Bu cehennemden kurtulmak mümkün mü?
Stuart Turton, tüm dünyada ilgiyle karşılanan, İngiltere’de iki yüz binden fazla satan ilk romanında tekrarlanan gün fikrini çetrefil bir polisiye hikâyeyle harmanlıyor. Agatha Christie romanlarını ve Bugün Aslında Dündü filmini hatırlatan bu bulmacayı çözerken her hamlede şaşıracaksınız ve oyun hiç beklemediğiniz bir noktada bitecek.
Evelyn Hardcastle bu gece ölecek. Peki yarın?
“Kara bir komedi; akıl yakan ters köşeleri ve inanılmaz tuhaf karakterleriyle, bambaşka bir kapalı oda gizemi.”
Sarah Pinborough
“Baş döndürücü. Orijinalliği kışkırtıcı, dehası ise şeytani. Şimdiye kadar okuduğum hiçbir şeye benzemiyor, hepsinden daha iyi.”
A. J. Finn
“Büyüleyici, bir havai fişek gösterisi gibi sona eriyor.”
The Guardian
Sessiz Hasta
Yazar: Alex Michaelides
Çevirmen: Aslı Perker
Yayınevi: Domingo Yayınevi
Sayfa Sayısı: 320
Goodreads Yılın En İyi Gerilim Romani Ödülü
New York Times Çoksatanlar Listesinde 46 Hafta
Sessizliğin Kökleri Tahmin Edebileceğinizden Çok Daha Derinlerde.
Başarılı ressam Alicia Berenson, kocası Gabriel onun için endişelenmesin, iyi olduğunu görsün diye bir günlük tutuyordu. Bu çok sevdiği adam, ondan sebep mutsuz olmamalıydı.
Alicia Berenson, otuz üç yaşında, kocasını suratına beş kez ateş ederek öldürdü. Sonrasında tek kelime bile konuşmadı.
Adli psikoterapist Theo Faber, yıllardır kimsenin başaramadığını başarıp Alicia’yı konuşturabileceğinden emin. Ama olur da başarırsa, gerçeği duymak isteyecek mi?
“Unutulmaz! Hitchcock gerilimi, Agatha Christie kurgusu ve Yunan trajedisinin birleşimi.”
Entertainment Weekly
“Sayfalar, çevirirken parmaklarınızın arasında tutuşup yanıyor.”
David Baldacci
“Zekice kurgulanmış, sofistike bir gerilim.”
Lee Child
Trendeki Kız
Yazar: Paula Hawkins
Çevirmen: Aslıhan Kuzucan
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 360
Rachel her gün aynı trene binip aynı çifti izliyordu. Çiftin başına gelenleri bütün ülke duyduktan sonra, hayatlarına dâhil olmaya karar verdi.
“Büyüleyici, sürükleyici, üst seviye bir gerilim. Mutlaka okuyun!”
S.J. Watson
“Hem karakter yaratımı hem olay örgüsü muhteşem, harika bir kitap! Yeni neslin Alfred Hitchcock’u.”
Terry Hayes
“Zeki, gerilim dolu ve baştan aşağıya sürükleyici bir roman.”
Lisa Gardner
Yan Evin Sırrı
Yazar: Shari Lapena
Çevirmen: Güneş Becerik Demirel
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 316
Yan evin duvarlarının ardında neler yaşandığını asla bilemezsin…
Marco ile Anne, komşuları Cynthia ile Graham’ın evine akşam yemeğine davetlidirler. Cynthia altı aylık bebekleri Cora’yı getirmemelerini özellikle rica etmiştir. Bebek bakıcısı yemekten az önce gelemeyeceğini söyleyince Marco bir plan yapar. Bebek telsizini yanlarına alacaklar ve bitişik evdeki bebeklerini sırayla, yarım saatte bir kontrol edeceklerdir.
Marco ile Anne gece 1’de eve döndüklerinde bebeklerini yatağında bulamazlar. Cora’yı en son 12.30’da gören Marco’dur. Eve gelen Dedektif Rasbach’ın ilk şüphelileri çıldırmanın eşiğindeki Anne ile Marco’dur…
Sevgili Çocuk
Yazar: Shari Lapena
Çevirmen: Serdar Yüce
Yayınevi: Eksik Parça Yayınları
Sayfa Sayısı: 344
Bu gerilim romanı, diğerlerinin bittiği noktada başlıyor… Ormanda ıssız penceresiz bir kulübe. Burada yaşamak zorunda bırakılan Lena ve iki çocuğu. Onları dış dünyadaki tehlikelerden koruduğunu düşünen bir aile babası. Her şeyin titizlikle kurallara bağlandığı dış dünyadan tamamen soyutlanan bir hayat. Ancak günün birinde kaçmayı başarıyorlar ne var ki kâbus devam ediyor. Anlaşılan işkencecileri sanki kendine ait olanı tekrar geri almak istiyor. Romy Hausmann, her insanın hayal gücünün ötesine geçen bir dehşetin panoramasını parça parça biçimlendiriyor. Elinizden bırakamayacağınız bir solukta okuyacağınız olağanüstü bir gerilim romanı…
Yalan Oyunu
Yazar: Ruth Ware
Çevirmen: Aslıhan Kuzucan
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 424
Cennet gibi bir kasabada, Salten’da güzel bir haziran sabahı köpeğini yürüyüşe çıkaran bir kadın. Menzil’de, o güzel nehir kıyısında insan hayatta olduğunu daha iyi hissediyor. Derin bir nefes al, ver. Sonra kadın, köpeğinin ağzında bir şey görüyor. Dehşet gösteriyor yine kendini. Kemik bu, bir insan kemiği…
Ertesi gün, Londra ve etrafındaki üç kadının, Fatima, Thea ve Isa’nın telefonuna aynı kısa mesaj geliyor. Korkuyla bekledikleri, hiç görmeyeceklerini umdukları bir cümle. Bir zamanlar aralarından su sızmayan arkadaş gruplarının dördüncüsü Kate’in yazdığı üç kelime…
“Size ihtiyacım var.”
Bu dörtlünün bitirmeleri gereken bir oyun var. Çevrelerindekileri ne kadar iyi ikna edebildiklerini sınadıkları, büyük yalanlardan ibaret bir oyun.
“Gizemler bitmiyor… Son sayfaya kadar! Elimden bırakamadım bu kitabı!”
Reese Witherspoon
“10 Numaralı Kamara’nın yazarından gerilim dolu bir roman daha.”
People
“Big Little Lies’ı özleyenler… En yakınınıza bile güvenip güvenemeyeceğinizi soran bu psikolojik gerilim romanını kaçırmayın.”
Cosmopolitan
Dövüş Kulübü
Yazar: Chuck Palahniuk
Çevirmen: Elif Özsayar
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa Sayısı: 224
İlk kez yayımlandığı 1996’dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan ve sinemaya da aktarılan Dövüş Kulübü, bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor.
Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç bir adam. Aynı dayanışma gruplarının bir başka müdavimi, toplum kaçkını bir genç kadın. Ve Tyler Durden; yalanlar ve mutsuzlukla dolu bir dünyaya kendi yöntemleriyle saldıran yarı çılgın bir kurtarıcı, baştan çıkarıcı bir intikam meleği. Tyler’ın felsefesine göre, tüketim kültürünün uyuşturucu etkisinden kurtulmanın yolu, fiziksel acıyla tanışarak yeniden doğmaktır. Çok geçmeden, gecenin geç saatlerinde bar bodrumlarında toplanan gizli bir “dövüş kulübü”, ülkenin dört bir yanını saracaktır. Ama Tyler’ın dünyasında sınırlara ve kurallara yer yoktur. Kendi bedenini örseleyen bir müritler ordusu, toplum düzenini ve konformizmi imha etmek üzere Tyler’ın peşine takılır…
Chuck Palahniuk’un ilk romanı, tüketim kültürüne, hırs ve üstünlük duygusuna, güzellik idealine ve iş dünyasına zehir zemberek bir eleştiri yöneltiyor. Palahniuk, karanlık bir mizahla desteklediği güçlü ve çarpıcı üslubuyla, yaşadığımız dünyanın çirkin suretine ayna tutuyor.
Son dönemin en özgün, en sarsıcı romanları arasında sayılan Dövüş Kulübü bir klasik eser düzeyine ulaşıyor…
Kız Kardeşim İçin
Yazar: Jodi Picoult
Çevirmen: Serkan Göktaş
Yayınevi: April Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 450
Anna hasta değil, ama on üç yaşına dek sayısız ameliyat, nakil ve operasyon geçirdi, iğneler vuruldu. Hepsi ablası Kate’in çocukluğundan beri yakasını bırakmayan lösemiyle mücadele edebilmesi için.
Kate ile tam doku uyumu olması için laboratuar ortamında genleri özel olarak seçilen özel üretim bir çocuk olan Anna, ablasına ilik verebilmesi için dünyaya getirilmişti bu rolünü ve hayatını hiç sorgulamadı.. bugüne dek.
Şimdi ise ergenlik çağındaki çoğu genç gibi Anna da gerçekte kim olduğunu sorgulamaya başlıyor ve sonunda çoğu insan için akla getirmesi bile mümkün olmayan bir karar alıyor; ailesini paramparça edecek ve sevdiği ablası için belki de ölümcül sonuçlar doğurabilecek bir karar.
Çok önemli etik tartışmaları körükleyen kışkırtıcı bir roman olan Kız Kardeşim İçin, bir ailenin ne pahasına olursa olsun verdiği hayatta kalma mücadelesini ve ibret alınacak bir ahlak öyküsünü anlatıyor.
Pi’nin Yaşamı
Yazar: Yann Martel
Çevirmen: Aylin Yengin
Yayınevi: İnkılap Kitabevi
Sayfa Sayısı: 343
Bir yük gemisinin trajik şekilde batmasının ardından, bir filika uçsuz bucaksız, vahşi Pasifik Okyanusu’nun ortasında yapayalnız kalır. Sandalın, hayatta kalmayı başarabilen mürettebatı bir sırtlan, kırık bacaklı bir zebra, bir orangutan, Richard Parker adında üç yüz kiloluk bir Bengal kaplanı ve Pi adlı 16 yaşında Hintli bir çocuktan oluşmaktadır. Ve roman asıl bundan sonra başlar. Pi’nin açlık, susuzluk, soğuk, sıcak ve en önemlisi korkuyla mücadele ettiği günler boyunca gösterdiği direnç ve inanç okunmaya değer çünkü.
Kefaret
Yazar: Ian McEwan
Çevirmen: Püren Özgören
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 336
1935 yazında bir gün, Tallis ailesinin on üç yaşındaki kızı Briony, ablası Cecilia ile ailenin hizmetçisinin oğlu, Cecilia’nın çocukluk arkadaşı Robbie arasındaki bir yakınlaşmaya şahit olur. Briony’nin yetişkinlerin dünyası hakkındaki bilgisizliği ve hikâye anlatmaya olan merakı, üçünün de hayatını derinden etkileyecek bir suç işlemesine neden olacaktır.
Kahramanlarının altüst olan hayatlarını İkinci Dünya Savaşı’na, oradan da yirminci yüzyılın sonlarına kadar takip eden “Kefaret”, aşk, savaş, çocukluk ve hikâyelerin gücü hakkında unutulmaz bir roman.
“Muhteşem bir başarı.”
The New York Times
“Bugün İngilizce roman yazan hiç kimse Ian McEwan’ı gölgede bırakamaz.”
The Washington Post Book World
“Kefaret, McEwan’ın yazdığı en iyi kitap.”
Observer
Kağıttan İtiraflar
Yazar: Elizabeth Wein
Çevirmen: Derya Engin
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 417
“Ölüm sanki karşımda duran, tesadüfen tanıştığım bir adam gibiydi. Biraz soğuktu, içine kapanıktı, pek konuşmuyor, sadece bekliyordu. Dikkatliydi, sürekli beni izliyor, her adımımı bir dedektif gibi not ediyordu.”
11 Ekim 1943. Bir İngiliz casus uçağı Nazi işgalindeki Fransa’ya düşer. Pilotu ve yolcusu en yakın iki arkadaştır. Kızlardan birinin hayatta kalmak için bir şansı vardır. Diğeri ise daha oyunu başında kaybetmiştir.
“Yürek burkan bir dostluk hikâyesi; özenle araştırılmış, titizlikle yazılmış bir roman; unutulmaz ve yüreklendirici bir anlatım; adeta bir güç gösterisi.”
Kirkus Reviews
“Olağanüstü bir anlatımla kâğıda dökülen yüreklendirici bir dostluk hikâyesi okumaya hazır olun!”
Publishers Weekly
“Dudak uçuklatan bu hikâye, kanatlanıp kalbinize kadar ulaşacak.”
Laurie Halse Anderson
Sır Muhafızı
Yazar: Kate Morton
Çevirmen: Zeynep Arıkan
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 600
Yaşadığınız hayatın zaten yaşayacağınız hayat olduğuna emin misiniz?
1961: Laurel sıcak bir yaz gününde, çocukken oynadığı ağaç eve saklanmış, Billy adında bir gencin, Londra’ya taşınmanın ve parlak bir geleceğin hayalini kuruyordu. Fakat bu huzurlu gün sona ermeden, Laurel, hayatını değiştirecek bir cinayete tanık olacaktı.
2011: Laurel artık çok sevilen bir oyuncuydu ama geçmişin gölgesinden bir türlü kurtulamıyordu. Tanık olduğu günahları aklından çıkaramadığı için aile evine dönerek geçmişin gizli parçalarını bir araya getirmeye karar verdi.
Bambaşka dünyalardan üç yabancının, Dorothy, Vivien ve Jimmy’nin yolu, savaş dönemi Londra’sında şans eseri kesişecekti.
Ve hiçbirinin hayatı eskisi gibi olmayacaktı.
Yalancılar
Yazar: E. Lockhart
Çevirmen: Murat Padar
Yayınevi: PegasusYayınları
Sayfa Sayısı: 248
Bizler yalancıydık.
Güzel, ayrıcalıklı ve dertsiz tasasız,
lüks içinde yaşıyorduk.
Çatlayıp kırıldık.
Bu bir aşk ve macera hikâyesi…
Bir trajedi masalı…
Hangisi gerçek?
Hangisi yalan?
Kararı siz verin.
Güzel ve köklü bir aile. Özel bir ada.
Zeki fakat yaralı bir genç kız; tutkulu v e kararlı bir genç adam.
Dört kişilik bir arkadaş grubu; dostlukları yıkıma sürüklenecek Yalancılar.
Bir devrim. Bir kaza. Bir sır.
Yalan üstüne yalan.
Gerçek aşk .
Gerçek.
Yalancılar, aklınızı başınızdan alacak modern, karmaşık bir gerilim.
Okuyun.
Eğer biri kitabın sonunu soracak olursa da sadece yalan söyleyin.
“Aile olmanın ve sevdiğini kaybetmenin anlamını zor yoldan öğrenen bir genç kızın etrafında şekillenen, kalbinize dokunacak bir hikâye.”
Publishers Weekly
“Zekice kurgusu ve kusursuz anlatımıyla vurucu bir sese sahip, güçlü bir roman. Gerilim ilk sayfadan itibaren artıyor; bu kitap adeta bir saatli bomba.”
New York Times Book Review
Her Şey
Yazar: Nicola Yoon
Çevirmen: Funda Tatar
Yayınevi: Pena Yayınları
Sayfa Sayısı: 344
En Büyük Risk Hiç Risk Almamaktır.
Bazen en sevdiğim kitapları sondan başa tekrar okurum. Son bölümden başlar ve başa kadar tersten okurum. Bu şekilde okuduğunuzda, kitabın bölümleri de umuttan çaresizliğe, kendini tanımaktan şüpheye doğru gider. Aşk hikâyelerinde çiftler sevgili olarak başlar, sonunda yabancı olurlar. Yetişkinliğe ulaşma kitapları yolunu kaybetme hikâyelerine dönüşür. En sevdiğiniz karakterler yeniden doğar. Benim hayatım bir kitap olsa ve tersten okunacak olsa, hiçbir şey değişmezdi. Bugünün dünden hiçbir farkı yoktu. Yarın da bugünle aynı olacaktı. Maddy’nin Kitabı’nda, bütün bölümler birbirinin aynısıydı. Olly’ye kadar.
“Muhteşem ve şiirsel.”
The New York Times Book Review
“Kalbinizi ısıtacak bu hikâye, umut ve hayallerle sarılı aşkı tüm iskleriyle kabullenerek normalin ötesine geçiyor.”
Kirkus Reviews
“Okumaya başladığınızda her şeyi bırakmak istemenize yol açabilir… bu lanetli aşk masalına kapılmamak çok zor.”
The Times
Birimiz Yalan Söylüyor
Yazar: Karen M. McManus
Çevirmen: Selen Ak
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 352
Dikkatlice takip ederseniz, belki bu gizemi çözebilirsiniz.
Bir pazartesi öğleden sonra, Bayview Lisesi’nin beş öğrencisi cezaya kaldı.
Bronwyn, öğrencilerden ZEKİ olanı, Yale Üniversitesi’ne girmek istiyor ve asla kuralları çiğnemiyordu.
GÜZEL olan Addy ise mükemmel bir mezuniyet balosu prensesiydi.
SABIKALI olan Nate, halihazırda uyuşturucu satıcılığından şartlı tahliye edilmişti.
SPORCU olan Cooper, tüm gözleri üzerinde toplayan bir beyzbol oyuncusuydu.
Ve herkes tarafından DIŞLANAN Simon, Bayview Lisesi’nin ünlü dedikodu uygulamasının yaratıcısıydı.
Ancak kimse Simon’ın o ceza sınıfında öleceğini tahmin edemezdi. Yapılan soruşturmaya göre Simon’ın ölümü bir kaza değildi. Üstelik polis, Simon’ın diğer dört öğrenci hakkında yayınlayacağı dedikoduları eline geçirince hepsi birer cinayet şüphelisi oldu. Peki kim yalan söylüyordu?
Herkesin sırları vardır, değil mi? Asıl önemli olan, o sırları korumak için ne kadar ileri gideceğinizdir.
“Çarpıcı bir hikâye, inanılmaz süratli bir kurgu ve merak uyandırıcı karakterler birleşerek heyecan verici, tek oturuşta bitirilecek bir gerilim yaratmış.”
The Guardian
“Zeki, sürprizlerle dolu ve heyecan verici bu gizemli genç yetişkin romanı, okurları kitabın sonunu tahmin etmeye itecek.”
SLJ
“Bir insanın kontrolü kaybetmesine neden olan sorunlara ve lise yıllarının stresine heyecan verici ve sürükleyici bir bakış.”
Booklist
Scarlet Pimpernel
Yazar: Baroness Emma Orczy
Çevirmen: Ahmet Eliuz
Yayınevi: Maya Kitap
Sayfa Sayısı: 288
Eylül 1792, Paris
Çeteler Paris sokaklarına yayılmış. Her gün, hiçbir suçu olmayan yüzlerce insan, sadece asil ailelere mensup oldukları için giyotine gönderiliyor. Ölümü bekleyenlerin tek umuduysa İngiliz kahraman Scarlet Pimpernel’in gelip onları kurtarması…
Takma adını kırmızı yapraklı zarif bir çiçekten alan Scarlet Pimpernel tam bir kılık değiştirme ustasıdır, düşmanlarının burnunun dibinden kaçmayı her defasında başarır. Gerçek kimliğini gizleyen kahramanların ilk örneği olan Scarlet Pimpernel, bu özelliğiyle Batman ve Zorro gibi kahramanlara da ilham olmuştur.
İki Şehrin Hikayesi
Yazar: Charles Dickens
Çevirmen: Saniye Güven Neumann
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa Sayısı: 512
Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, bilgelik çağıydı, ahmaklık çağıydı, inanç devriydi, inançsızlık devriydi, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, umudun baharıydı, umutsuzluğun kışıydı; her şey önümüzdeydi, önümüzde hiçbir şey yoktu; ya hepimiz doğrudan cennete ya da tersine gidiyorduk… Kısaca, devir şimdiki devre o kadar benziyordu ki, devrin önde gelenleri, “iyi” ve “kötü” karşılaştırmalarının yalnızca üstünlük derecelerinde yapılmasında direniyorlardı.
“Dickens, 24 yaşında yazdığı Pickwick Papers’dan itibaren kendisini izlemeye başlayan okurlarını, esprinin, ince bir mizahın, alayın, insan ruhunun ayrıntılarında gizli olan acı tatla, tatların peşinden sürüklemiş; Bay Micawber’ları, Samuel Weller, Pecksniff ya da Bayan Todgers gibi karakterleri; Bir Noel Şarkısı’nın unutulmaz cimrisi olan, huysuzluğun ve merhametsizliğin prototipi Scrooge’ları okurlarının hayatlarının içine kadar sokmuştu. Hard Times (1854) ya da Little Dorrit (1857) gibi bunaltıcı, iç karartıcı romanları ondan beklenen şeyler değillerdi. Dickens acıklı bir durumdaydı ellilerin ortasında. Okuru onu tam da Thackeray ve George Eliot gibi büyükler ile rekabet etmesi gereken zamanda terk etmişti. Yepyeni bir atılım yapmalıydı ve bu yeniliğin adı tarihsel bir romandı: İki Şehrin Hikâyesi…”
Veysel Atayman
Jane Eyre
Yazar: Charlotte Bronte
Çevirmen: Nihal Yeğinobalı
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 632
Küçük yaşta öksüz kalan Jane Eyre, kendisini hiçbir zaman sevmeyen ancak kocasının vasiyeti üzerine bakımını üstlenen yengesiyle zor bir yaşam sürmektedir. Katı kurallarla yönetilen bir yatılı okula gönderilince, bu kez hayatın başka zorluklarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Okulda geçirdiği on yılın ardından öğretmen olarak mezun olur. Edward Rochester’ın malikânesinde mürebbiye olarak iş bulur. Evin gizemli efendisi Rochester’a âşık olur; ancak onu hayal bile edemeyeceği zorluklar ve acılar beklemektedir.
19. yüzyıl İngiltere’sinde, her türlü tutuculuğun kol gezdiği Victoria döneminde geçen Jane Eyre, birçoklarınca kadın hak ve özgürlüklerine sahip çıkan ilk romanlardan biri olarak kabul edilir. Yazarı Charlotte Brontë’nin yaşamından izler de taşıyan roman, zorlu bir yaşam süren yapayalnız bir genç kızın güçlü bir kadına dönüşmesinin öyküsüdür.
Jane Eyre, yalnızca kadının erkek egemen toplumdaki konumuna gözüpek yaklaşımıyla değil, şiirsel duygusallığı çağdaş bir gerçekçilikle harmanladığı anlatımıyla da öncü olmayı başarmış klasik bir başyapıttır.
Rebecca
Yazar: Daphne Du Maurier
Çevirmen: Levent Göktem
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 488
1938 Ulusal Kitap En İyi Kurgu Ödülü
Gotik edebiyatın hak ettiği takdiri zaman içinde gören yazarlarından Daphne du Maurier’nin Rebecca’sı örnek bir tekinsiz mekân anlatısı. Sahne sanatlarıyla, yazarlıkla ilgilenen bir ailenin kızı olan ve derinlikli, sonunu açık etmeyen tekniğiyle pek çok eseri beyaz perdeye uyarlanan du Maurier iki dünya arasına sıkışmış, sırları ve tutkularıyla kendilerine çıkış yolu arayan karakterleriyle okura son sayfaya kadar şüphe, şaşkınlık vaat eden yazarlardan. Alfred Hitchcock’un aynı isimle sinemaya uyarladığı Rebecca ise unutulmaz bir başyapıt.
Adı anılmayan ikinci eş, sevdiği adamın peşinden gider ve cennet bahçesi gibi görünen Manderley Malikânesi’ne gelir. Ancak burası, kısa sürede hayatını esir alan bir heyulaya dönüşür. Bu evlilikteki sorunları çözmek zordur ama asıl dert, ölümüne rağmen bütün mekâna izlerini bırakan ve hayatlarına musallat olan ilk eş Rebecca’nın hatırasından kurtulmaktır.
Daphne du Maurier’den Rebecca, bazı evlerin karanlık koridorlarında gizli gizli gezinen, evlilik kurumunun saklı öznesini ortaya çıkaran o roman.
“Yirminci yüzyılın en etkileyici romanlarından, Rebecca bir mit ya da rüyanın korkutucu gücüyle kültürümüzün özüne usul usul yerleşti.”
Sarah Waters
“Fevkalade eğlenceli… du Maurier modern kadınların kendi hissettiklerini ölçebilecekleri bir tartı yarattı.”
Stephen King