Yüzüklerin Efendisi üçlemesine göre yapılmış bir listedir bu yüzden listede yer alan tüm kitaplar bir seridir. Kitapların seri içerisindeki sıralamasını göz önünde bulundurarak okuyunuz.
Yüzüklerin Efendisi
Yüzük Kardeşliği
Yazar: J.R.R. Tolkien
Çevirmen: Çiğdem Erkal İpek
Yayınevi: Metis Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 496
Yüzüklerin Efendisi serisi son yüzyılın en çok okunan yüz kitabı arasında en başta geliyor; bilimkurgu, fantezi, polisiye, bestseller ya da ana akım demeden, tüm edebiyat türleri arasında tartışmasız bir önderliğe sahip. Bir açıdan bakarsanız bir fantezi romanı, başka bir açıdan baktığınızda, insanlık durumu, sorumluluk, iktidar ve savaş üzerine bir roman. Bir yolculuk, bir büyüme öyküsü; fedakârlık ve dostluk üzerine, hırs ve ihanet üzerine bir roman.
Vakıf
Yazar: Isaac Asimov
Çevirmen: Kemal Baran Özbek
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 304
1941 yılında genç bir bilim insanı ve yazar olarak Isaac Asimov, Edward Gibbon’ın yazdığı Roma İmparatorluğu‘nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi’nden etkilenerek çağının çok ötesinde bir destan yazdı: Galaktik İmparatorluk’un çöküşü ve feodalizmin dönüşü, İkinci Galaktik İmparatorluk dönemindeki güvenli ortamdan geçmişe bakan bir bakış açısıyla anlatıldı. İşte bu süreç sonucunda “Tarih tahmin edilebilir mi?”, “Toplum nasıl yönetilmeli?” ya da “İmparatorluklar neden yükselir ve çöker?” gibi soruları sormaktan çekinmeyen destansı Vakıf Serisi ortaya çıktı.
Galaktik İmparatorluk’un altın çağıydı. Binlerce yıldır gezegenler bu kadim medeniyetçe yönetiliyordu. Ancak bir adam, imparatorluğun çökeceğini öngörme cüretini gösterdi: Psikotarih biliminin öncüsü Hari Seldon. Tahminlerine göre galaktik savaş kaçınılmazdı. Bu durumu olabildiğince ertelemek adına iki Vakıf kurdu; biri imparatorluğun sahip olduğu binlerce yıllık bilgiyi korumakla yükümlüydü, diğerinin ise ne yeri ne de amacı biliniyordu. İmparatorluk çökmeye başlayınca Galaktik Ansiklopedi üzerinde çalışan Birinci Vakıf sakinleri, Seldon’ın onlar için tahminlerinin de ötesinde bir rol biçtiğini anlayacaktı.
Otostopçunun Galaksi Rehberi
Yazar: Douglas Adams
Çevirmen: Nil Alt
Yayınevi: Alfa Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 248
Galaksinin Batı Sarmal Kolu’nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşesinde, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. Gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler. Bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı: Üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu. Bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kâğıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi. Bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kâğıt parçaları değildi. Bu nedenle sorun varlığını sürdürdü; halkın çoğunun durumu kötüydü ve onların büyük bölümüyse sefildi, dijital kol saatleri olanlar bile.
Her şeyden önce, ağaçlardan inmekle büyük bir hata ettiklerini düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu. Yaklaşık iki bin yıl sonra, bir perşembe günü korkunç, aptal bir felaket meydana geldi. İşte bu kitap o felaketin doğurduğu bazı sonuçların öyküsüdür. Üstelik unutulmaması gereken şu ki: Dizinin daha ilk kitabındasınız ve yine bir perşembe yaklaşıyor, hafta sonuna az kaldı.
Dirk Gently’nin Holistik Dedektiflik Bürosu
Yazar: Douglas Adams
Çevirmen: İrem Kutluk
Yayınevi: Alfa Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 336
Yüz binlerce okura ulaşan Otostopçunun Galaksi Rehberi serisinin sevilen gezgini Arthur Dent’in yaratıcısı Douglas Adams, bu yeni serisinde dedektifliğin kalıplarını yıkan dedektif Dirk Gently ile çıkıyor okurun karşısına.
Holistik dedektifimize göre, her olayın temelde birbiriyle bir bağlantısı vardır ve bu bağlantıların gizemini herkesten önce o çözmelidir. Çünkü Dirk Gently, soruları yalnızca yanıtlarını bildiğinde sormayı seviyor.
Şimdiyse karşısında, yanıtını henüz bilmediği sorular var: Örneğin, basit bir hokkabazlık numarasıyla, Kolejin akşam yemeğindeki tuzluk nasıl oldu da iki yüz yıl önce yapılmış bir Yunan vazosunun içine girdi? Ve şu tuhaf bilgisayarcının kanepesi apartmanın merdivenine, yerinden oynatılamamak üzere nasıl sıkıştı? Fizik kurallarınca “imkânsız”, Dirk’ün anlayışınca “açıklanamaz” görünen bu muammaların peşinde, gezegenin varoluşuna dek uzanan bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz.
“Douglas Adams, Dirk Gently’nin Holistik Dedektiflik Bürosu’nda bizi yine galaksiler arası tuhaf karakterlerle tanıştırıyor… Pürüzleri üst üste yığıyor, ilgiliyi ilgisizden ayırma işini okura bırakıyor. Yerleşik uygulamalarla ve tuhaflıklarımızla resmen dalga geçiyor…
Sacramento Bee
Gently ve arkadaşları için çok güzel bir başlangıç.”
Narnia Günlükleri – Büyücünün Yeğeni
Yazar: C. S. Lewis
Çevirmen: Müfit Balabanlılar
Yayınevi: Doğan ve Egmont Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 208
Kötü bir hükümdarım emrinde…
Halkının tarihini unuttuğu bir ülke: Narnia
Polly ve Digory, bambaşka dünyaları keşfetmek amacıyla bir yolculuğa çıkarlar ama bu merak onları tehlikeli bir maceraya çeker. Aslan’ın şarkısıya var olan dünyanın kuruluşuna tanıklık eden iki arkadaş, peşlerinde getirdikleri kötülükle başa çıkmak zorundadır.
Büyünün Rengi
Yazar: Terry Pratchett
Çevirmen: Niran Elçi
Yayınevi: DeliDolu
Sayfa Sayısı: 240
Yakın geçmişte, sonsuzluğun büyülü evrenine uğurladığımız Sir Terry Pratchett’ın, dünya çapında 85 milyonun üzerinde satan, 40 kitaplık, kültleşmiş “DiskDünya” serisinin ilk iki halkası Büyünün Rengi ve Fantastik Işık, Niran Elçi’nin pürüzsüz Türkçesi ve Delidolu Yayınları’nın özenli baskısıyla edebiyatseverlerin beğenisine sunuluyor.
Tüm zamanların en uzun soluklu dizilerinden biri sayılan DiskDünya, ilk kez okurla buluştuğu 1983 yılından bu yana, gerek özgün hikâyesi gerekse sıra dışı karakterleriyle her yaştan okurun ilgisini çekmeyi başaran asla eskimeyecek bir başyapıta dönüşüyor.
Eşsiz mizahı ve ironisiyle hayranlık yaratan Terry Pratchett, sınır tanımaz yaratıcılığını dâhiyane fikirleriyle buluşturarak, okurlarını, DiskDünya adında, devasa bir kaplumbağanın üzerindeki dört filin sırtladığı diskten oluşan, düşünce ile gerçekliğin arasında tutunmaya çalışan benzersiz bir âleme çağırıyor.
Bin bir çeşit büyünün, ateş püskürten ejderhaların, korkunç canavarların, konuşan ağaçların, kimliği belirsiz yaratıkların, gizemli tanrıların ve ölüme meydan okuyan trollerin arzı endam ettikleri DiskDünya’da, daha önce eşi benzeri görülmemiş detaylarla süslenmiş olağanüstü bir evren resmediliyor.
Pratchett’ın, yolculuk ve turizm temasını oldukça derinlikli bir şekilde işlediği serinin ilk kitabı Büyünün Rengi’nde tanıştığımız İkiçiçek karakteri, DiskDünya’nın en büyük şehri Ankh-Morpark’a ayak basan ilk turist oluyor. Burada çevresine adeta para saçarak garip davranışlar sergileyen DiskDünya’nın ilk turistine yol göstermesi için bir rehber gerekiyor. İkiçiçek’in imdadına Rincewind adında, heyecanlı tavırlarıyla dikkat çeken, ama okuldan bile atılmasına sebep olabilecek kadar başarısız sayılabilecek bir sihirbaz yetişiyor. Kısa sürede kaynaşan(!) iki yoldaş, ilerleyen zamanlarda tehlikelerle dolu bir maceraya sürükleniyor.
Olaylar sarpa sarmışken, DiskDünya’daki filozoflar Büyük A’Tuin adlı kaplumbağanın nereye gittiği ya da çiftleşip yeni diskdünyalar yaratıp yaratmayacağı üzerine kafa yormakla meşgul görünüyor. Geleceği değiştirmek isteyen ve Rincewind’in peşine düşmek için oldukça geçerli bir sebebi olan sihirbazların varlığı ise ortama tuz biber ekiyor…
Macera boyunca, ölümden hep kıl payı kurtulan Rincewind’in ve yoldaşının birinci romanın finalinde neyle ya da kimle yüzleşeceği, okur için de büyük bir sürprize dönüşüyor. Öykümüz, bu sürprizin ardından hızla ve sürükleyici bir şekilde serüvene kaldığı yerden devam ediyor. Rincewind, sahip olduğu ama kullanmadığı büyüyü keşfedebilecek mi? DiskDünya’yı sırtında taşıyan kaplumbağanın nereye gittiğini çözmeye çalışanlar sorularının yanıtlarını bulabilecek mi? İkiçiçek geldiği yere geri dönebilecek mi? Rincewind atıldığı okula yeniden kabul edilebilecek mi? Tüm bu soruların yanıtları efsane dizinin ikinci romanı Fantastik Işık’ta açığa kavuşarak serinin üçüncü kitabı için de iştah kabartıyor…
DiskDünya serisi, hayalgücünün sınırlarını zorlayan kurgusunun yanı sıra kuantum fiziğinden sanayi devrimine, popüler kültür klişelerinden Hamlet, Rüzgâr Gibi Geçti vb. edebiyat ve sinema klasiklerine uzanan değişik kültür unsurlarına saygı duruşunda bulunarak gerçek dünyadaki pek çok konuyla dalga geçmesini bilen göz kamaştırıcı bir edebiyat harikası…
“İnanılmaz yetenekli bir hicivci.”
The Times
“Akıl almaz mucitliği DiskDünya dizisini modern kurgunun sonsuz zevklerinden biri kılıyor.”
Daily Mail
Dünyalar Savaşı
Yazar: H. G. Wells
Çevirmen: Ali Kaftan
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 296
“H. G. Wells’in yazdıkları insanı kendine hayran bırakan ve hiçbir zaman tam olarak kavrayamayacağımız türden.”
Orson Welles
“Bay Wells’in eserleri zamanın eskitemeyeceği ve gerçekleşmesi pek de imkânsız olmayan hikâyeler anlatıyor.”
Jules Verne
“Her nesil Dünyalar Savaşı’nı kendi deneyimlerinin ışığında yeniden okuyup yeni bir şeyler öğrenebilir.”
Arthur C. Clarke
“BU BİR SAVAŞ DEĞİL. HİÇBİR ZAMAN SAVAŞ OLMADI; İNSANLARLA KARINCALAR ARASINDAKİ BİR SAVAŞTAN DAHA FAZLASI DEĞİL BU.”
H. G. Wells, bilimkurgunun atası, türe adını altın harflerle yazdırmış en büyük yazarlardan. Zaman Makinesi, Görünmez Adam, Doktor Moreau’nun Adası gibi eserleri ve düşünceleriyle âdeta zamanın ötesinden gelen bir yazar olan Wells, Dünyalar Savaşı’nda istila altındaki umutsuz ve çaresiz bir gezegenin hikâyesini anlatıyor: Dünya’nın.
Gökyüzünden İngiltere’nin güneyine düşen silindirlerin yarattığı merak hemen sonra yerini korkuya bırakmıştır. Dünya, Mars’tan gelen canlıların istilası altındadır. Henüz ne olduğunu anlayamadan Marslılar tarafından katledilmeye başlayan insanlar, var güçleriyle karşılık vermeye ve direnmeye çalışırlar.
Uzaylıların kontrolü altındaki İngiltere’de adsız anlatıcının tanıklıkları, insanlığın kaygı verici ümitsizliğinin ve hayatta kalma mücadelesinin karanlık bir portresini çizer. İnsanlığın Dünya üzerindeki binlerce yıllık hükümdarlığı son mu bulacaktır, yoksa bir kurtuluş ihtimali var mıdır?
Arthur C. Clarke’ın önsözüyle, Henrique Alvim Corrêa’nın çizimleriyle…
Yerdeniz Büyücüsü
Yazar: Ursula K. Le Guin
Çevirmen: Çiğdem Erkal İpek
Yayınevi: Metis Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 192
“Sanırım Yerdeniz Büyücüsü’nün en çocuksu yanı konusu: Büyümek. Büyümek, benim yıllarımı alan bir süreç oldu; bu süreci otuzbir yışımda tamamladım -ne kadar tamamlanabilirse; o yüzden de çok önemsiyorum. Çoğu genç de önemser. Ne de olsa esas işleri budur: Büyümek.”
Ursula K. Le Guin
Kara Kule
Yazar: Stephen King
Çevirmen: Gönül Suveren
Yayınevi: Altın Kitaplar
Sayfa Sayısı: 239
Kara Kule – The Dark Tower, Idris Elba’nin ve Matthew McConaughey’in başrolde yer aldığı kadrosuyla sinemaya uyarlanıyor! Filmde Idris Elba, Gunslinger’ı (Silahşor) canlandırıyor!
Siyahlı adam tehlikeli büyülerle dolu ölüm yolunda kaçıyor, katil kovalıyordu. Bu kovalamaca yolun sonundaki KARA KULE’de sona erecek miydi?Çılgın bir kâhin, konuşan iblisler, ölmemiş bir çocuğun ruhu KARA KULE’de kimleri bekliyordu?…
Baskerville’lerin Köpeği
Yazar: Sir Arthur Conan Doyle
Çevirmen: Can Ömer Kalaycı
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 208
“Çorak manzara, yalnızlık duygusu ve görevin gizemiyle aciliyeti, hepsi kalbimi titretiyordu.”
Sherlock Holmes’un sağ kolu Dr. Watson, Baskerville Malikânesi’nin gizemini çözmek için gittiği bataklık arazide, duygularını böyle dile getiriyordu.
Bugüne kadar yazılmış en büyük suç romanlarından biri olan Baskerville’lerin Köpeği, yine Dr. Watson’un ağzından Sherlock Holmes’a yeni bir tanım kazandırdı: Dr. Watson ünlü dedektifi, suç mahallini incelerken kullandığı yöntem ve araştırma tekniklerine bakarak, “kokusunu aldığı şeyi buluncaya kadar yılmadan koşup duran, iyi eğitimli, safkan bir av köpeği”ne benzetti.
Conan Doyle, Baskerville’lerin Köpeği’nde akılla doğaüstü gücün, bilimsel gerçekle batılın, iyilikle kötülüğün zorlu bir savaşta karşı karşıya gelişini dile getirir.
Dune
Yazar: Frank Herbert
Çevirmen: Dost Körpe
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 712
“Yüzüklerin Efendisi dışında bu kitapla kıyaslanacak başka bir kitap yok.”
Arthur C. Clarke
“Güçlü, inandırıcı ve usta işi.”
Robert A. Heinlein
“Modern bilimkurgunun mihenk taşlarından biri.”
Chicago Tribune
En İyi Roman kategorisinde Hugo Ödülü
En İyi Roman kategorisinde Nebula Ödülü
Modern edebiyatın en epik mesih anlatılarından biri sayılan Dune, genç Paul Atreides’in hikâyesini anlatır. Atreides’in ailesi, evrendeki en önemli ve en değerli madde olan melanj ‘baharatının’ tek kaynağı olarak bilinen Arrakis gezegeninin kontrolünü kabul etmiştir. İmpatorluğun güçleri Arrakis’in kontrolü için birbirlerinin boğazına sarılırken, politika, din, ekoloji, teknoloji ve insani duyguların çok katmanlı, karmaşık etkileşiminden benzersiz bir hikâye doğacaktır.
Frank Herbert’ın yarattığı evren, yıllar boyunca milyonlarca okurun zihninde gerçekliğini kabul ettirdi ve bugün de ayakta.